
Bingöllü sınıf öğretmeni Hasan Alınca, okuduğu üniversitede aldığı müzik eğitiminin ardından görev yaptığı okullarda öğrencilerine gönüllü olarak müzik eğitimi vererek yüzlerce çocuğun bu alanda yeteneğini ortaya koymasını sağladı.
Henüz 1 yaşındayken geçirdiği çocuk felci nedeniyle bacaklarında yüzde 40 yürüme kaybı oluşan 53 yaşındaki Hasan Alınca, koltuk değneğiyle yürüyebiliyor.
Evli ve 2 çocuk babası Alınca'nın müziğe ilgisi, çocuk yaşlarda babasının aldığı eski bir bağlamayla başladı.
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü'nü 1991 yılında kazanan Alınca, müzik bölümünü seçmemenin pişmanlığını yaşadı. Üniversitede açılan müzik kursunda bu eğitimi alma imkanı bulan Alınca, 6 enstrüman çalmayı öğrendi.
Üniversiteden mezun olan Alınca, 1997 yılında öğretmenliğe başladı. 26 yıldır görev yaptığı okullarda sınıf öğretmenliği yapan ve öğrencileri için müzik kursu da açan Alınca, gönüllü olarak öğrencilerine eğitim veriyor. Alınca'nın verdiği eğitimler sayesinde yıllar içerisinde yüzlerce öğrenci müzikteki yeteneğini ortaya koyarak bu alanda ilerledi.
Şu an Kültür Mahallesi'ndeki Borsa İstanbul Sarayiçi İlkokulunda görev yapan Alınca, emekli olana kadar bu faaliyetlerini sürdürmeyi amaçlıyor.
Hasan Alınca , üniversitede okurken çok disiplinli şekilde müzik eğitimi aldığını ve kendini geliştirdiğini söyledi.
Müziğin hayatına çok şey kattığını anlatan Alınca, memleketi Bingöl'e gelince müzikle ilgili nasıl çalışma yapacağına dair plan geliştirdiğini dile getirdi.
İlk olarak Bingöl Halk Eğitimi Merkezinde müzik kursu verdiğini belirten Alınca, şöyle konuştu:
"Sonra okullarda kurs vermeye devam ettim. Yüzlerce öğrenci yetiştirdim. Öğrenciler gurur kaynağım. Konservatuvarda okuyanlar, müzik öğretmenliği yapanlar, hatta sanatçı olanlar bile var. Bu benim hayatımdaki hedefimdi. Halen öğrenci yetiştiriyorum. Görev yaptığım okulda gitar, ukulele, saz dersleri veriyorum. Piyano alabilirsek onun eğitimine de başlayacağız. Emekli olana kadar da yapacağım. Özellikle görev yaptığım köy okullarında çok imkansızlık vardı ama elimizden geldiğince oraya imkan götürüp çocukları yetiştirdik. 23 Nisan'da yeteneklerini sergiledikleri zaman çok mutlu oluyorlardı. Bu mutluluk benim de hevesimi artırıyordu. Çok zor zamanlarımız oldu ama sponsor ve ekonomik destek bularak bu işleri yaptık ve başardık."
- "Öğrenciler müzik sayesinde gerçekten disiplinli oluyor"
Yaptıkları projelerden aldığı desteği çocukların hizmetine sunduklarını anlatan Alınca, okulda en büyük motive kaynağının çocuklar olduğunu dile getirdi.
Müzik sınıfı açarak bu konuda ilerleme kat ettiklerini aktaran Alınca, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Umarım çok yetenekli insanları ilerisi için buluruz ve hedeflediğimiz yere getiririz. Disiplini olmayan, problemi olan öğrenciler müzik sayesinde gerçekten disiplinli oluyor, kuralı öğreniyor, hayatına bir şekil verebiliyor. Bunu yüzlerce öğrenci üzerinde gördük ve çok mutlu olduk."
Alınca, şu an 25 öğrenciye eğitim verdiğini, talebin çok fazla olduğunu, bunu karşılamaya çalıştığını sözlerine ekledi.
- "Ona minnettarım"
Alınca'nın müzik eğitimi verdiği 4. sınıf öğrencisi Yusuf Ali Yıldız da öğretmeni sayesinde yaklaşık 1 yıldır gitar çaldığını anlattı.
Yıldız, "Daha sonra ukuleleye merak saldım. Ukulele çalarken videolar çekiyorum, insanlar beni izleyince çok mutlu oluyorum. Gitar ve ukulele kursuna girdim. Hasan hocam sayesinde buralara kadar geldim. Ona minnettarım ve teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Hiranur Semerci ise müziğe ilk başladığında çok heyecanlandığını belirterek, enstrüman çalmanın kendisine mutluluk verdiğini dile getirdi.
3 kadın öğretmen sınıflarında soba yakıp öğrencilerini karşılıyor
Ağrı'nın Tutak ilçesinde görevli 3 kadın öğretmen, ilk görev yerleri köy okulunda çetin kış şartlarına rağmen sobalarını yaktıkları sınıflarda, çeşitli etkinliklerle öğrencilere eğitim sevgisi aşılamaya çalışıyor.
Okul müdürü ve anasınıfı öğretmeni Gaziantepli Selcan Taş (27) ile sınıf öğretmenleri Giresunlu Beyza Ayhan (32) ve Trabzonlu Asiye Köksal (24), ilk görev yerleri Damlakaya Köyü İlköğretim Okulunda 30'u aşkın öğrenciye eğitim veriyor.
Sabahın erken saatlerinde ilçeden servisle köye gelen öğretmenler, bölgede etkili olan yoğun kar yağışının ardından soğuyan havalarda öğrencilerin üşümemesi için soba yakarak güne başlıyor.
Odunluktan getirdikleri kömürle dersliklerdeki sobaları yakan öğretmenler, alışık olmadıkları köy hayatında, sıcak bir ortamda öğrencilere ders anlatmanın uğraşını veriyor.
- Soba üzerinde mısır patlatıp öğrencileriyle sinema filmi izliyorlar
İlk göz ağrıları olan öğrencilerle yakından ilgilenen öğretmenler, boş zamanlarda sınıfta sobanın üzerinde mısır patlatıp çeşitli sinema filmleri izleme imkanı sağladıkları öğrencilerle kitap okuma ve çeşitli aktiviteler de gerçekleştiriyor, zaman zaman aile ziyaretleri de yapıyor.
Köyde sahiplendikleri ve okulun maskotu haline gelen "Toprak" adını verdikleri köpeği severek yorgunluklarını üzerlerinden atan öğretmenler, memleketlerinden uzakta alışık olmadıkları iklim koşullarına ayak uydurarak mesleklerini severek yapmanın sevincini yaşıyor.
Okul müdürü Selcan Taş, 2021'in şubat ayında göreve başladığını ve soba yakmayı bu okulda öğrendiğini söyledi.
Sabahları okula geldiklerinde okulun maskotu haline gelen Toprak'ın kendilerini karşıladığını belirten Taş, "Sahiplendiğimiz köpek köye atılmıştı. Biz de onu besledik ve okulumuzun köpeği oldu. Hafta sonları ben olmadığımda çocuklar onu sevip besliyor." dedi.
Çocukları çok sevdiğini ve onlara katkı sağlamak için gayret gösterdiklerini anlatan Taş, "Öğrencilerimizin mutlu olduklarını görünce çok seviniyorum. Öğretmenlik vicdanen çok önemli ve fedakarlık gerektiren bir meslek. Diğer öğretmen arkadaşlarımızla vicdanen bunu yapmaya çalışıyoruz. Çocuklara faydalı olduğumuzu düşünüyorum." diye konuştu.
Ailesinin Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden etkilendiğini dile getiren Taş, şöyle devam etti: "Depremlerden sonra ailem buraya geldi. İnsanın çalıştığı yer insanın ikinci memleketi oluyormuş. Buradaki herkes depremzedelere destek oldu. Ailem bir ay yanımda kaldı. Depremlerde maalesef 2 akrabamızı kaybettik."
- Hayalindeki köye ve okula kavuştu
Sınıf öğretmenlerinden Köksal da iki meslektaşıyla öğrencileri geleceğe hazırladıklarını belirterek, "Çocukluğumdan beri hayal ettiğim yerdeyim. Yıllardır çocuklarıma kavuşmak için çalıştım. Şimdi onlarla beraberim. Onlarla tanışmaktan mutluyum." ifadelerini kullandı.
"Öğretmenlerimi, çocuklarımı ve Toprak'ı çok seviyorum. İnşallah birkaç sene daha böyle hep beraber güzel işler yapmaya çalışacağız." diyen Köksal, mesleğe başlar başlamaz "ilk göz ağrım" dediği öğrencilerle fotoğraf çekilip bunu sınıfın duvarlarına astığını, çocuklara faydalı olmak için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini dile getirdi.
Öğrencilerin okulu, dersleri ve etkinlikleri çok sevdiğini vurgulayan Köksal, şunları kaydetti.
"Film izliyoruz, boyama çalışmaları yapıyoruz. Her gün derslerimizin son saatlerinde kitap okuyoruz. Kitaplarımızı paylaşıyoruz. Havaların güzel olduğu zamanlarda okulumuzun bahçesinde kahvaltı etkinlikleri düzenliyoruz. Çocuklarım zaten bir an önce kar topu oynamak için sabırsızlanıyor. Ben de heyecanlayım zaten kar yağmaya başladı. Sanki hiç kar görmemişim gibi heyecanlandım."
Beyza Ayhan da güzel bir okul ve samimi ortamda öğrencilere en iyi şekilde eğitim vermek için uğraştıklarını anlattı.
AA






