
AK Parti Palandöken İlçe ve Mahalle Teşkilatı 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Karskapı Şehitliğini ziyaret etti. Şehit mezarlarına kırmızı karanfil bırakarak dua eden Palandöken ilçe Başkanı Haktan Ömeroğlu, bu topraklardan kıyamete kadar Türk-İslam sancağının sökülemeyeceğini söyledi.
30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında vatan için can veren şehitlerimizi unutmayan AK Parti Palandöken İlçe Teşkilatı, Karskapı Şehitliğini ziyaret ederek kabirlere kırmızı karanfiller bıraktılar. Şehit mezarlarını tek tek ziyaret eden Başkan Haktan Ömeroğlu, Erzurumlular için vatan kavramının çok büyük anlam ifade ettiğini söyledi.
Erzurum’un milli mücadele simgesi Nene Hatun'un, “Bebem anasız büyür ama vatansız büyüyemez” düsturunu hatırlatan AK Parti Palandöken İlçe Başkanı Haktan Ömeroğlu, şehitlikte yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
Bin yıl önce Sultan Alparslan’ın komutasında Anadolu’nun kapılarını açan Türk Milleti, asırlardır süre gelen cihad şuuru ve İslam’ı temsil aşkı ile Anadolu topraklarını feth etmiş, imanı ve inancı ile bu toprakları İslamlaştırarak muhafaza etmiştir. 1048’de Pasinler’de, 1071’de Malazgirt’te Anadolu coğrafyasına Türk-İslam mührünü vuran aziz ecdadımızın emaneti olan Anadolu topraklarını, millet olarak her ne pahasına olursa olsun her zaman ve her şartta kayıtsız şartsız savunmuş, bu toprakların şehit kanları ile sulandığı şuurunu asla unutmamışızdır. Anadolu’nun her köşesine İslam mührünü vurmak isteyen muhterem ecdadımızın bu müstesna emanetini, namusunu ve davasını en derin hislerle yaşamaya devam ediyoruz.

İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif’in ifadesiyle, “ Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı, sen şehid oğlusun yazıktır incitme atanı verme, dünyaları alsan da şu cennet vatanı’’ mısralarında vurguladığı gibi bu cennet vatanımızı vermemek, emperyalist güçlere teslim etmemek için her türlü bedel ödenmiş şehadete aşk ile koşulmuştur.
Erzurum’un milli mücadele simgesi olan değerli atamız ve anamız Nene Hatun’un, “Bebem anasız büyür ama vatansız büyüyemez’’ düsturu ve şuuruyla hiç düşünmeden koşarak, vatan savunmanın kadını erkeği olmadığını, vatansız kalmanın kabul görmediğini, çok mukaddes bir iman ile koşulsuz savunulduğunu görüyor, milli ve manevi duygularımızın kabardığını Anadolu’nun geçilmez kalesi olan Erzurumumuzda iliklerimize kadar hissediyoruz. Devlet ve Vatan gibi bizler için ehemmiyet derecesi çok yüksek değerlerin uğruna can vermenin bir mecburiyet ve memnuniyet olduğu inancını bin yıldır bu toprakları muhafaza ederek yaşıyoruz. Erzurum lisesinin daha bıyığı terlememiş gençlerinin vatan savunmasına düşünmeden nasıl gittiklerini, bize bu toprakları hangi şartlarda bıraktıklarını unutmuyoruz, unutmayacağız.
Her asırda emperyalist güçlerin hedefinde olan Anadolu coğrafyasını Türklerin ve Müslümanların yurdu olduğu gerçeğini defalarca cihana ilan ederek, bu topraklardan kıyamete kadar Allah’ın izniyle Türk-İslam sancağının sökülemeyeceğini ecdadımızın canlarını vererek yazdığı destanları ile ifade etmişizdir.

30 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün komutasında Dumlupınar tepelerinde Büyük Taarruz zaferi ile yine emperyalist güçlerin oyununu bozmuş, iman dolu serhaddimiz ile vatanımızı, ülkemizi, devletimizi ve namusumuzu hiçbir güce teslim etmemişizdir. 30 Ağustos büyük bir zaferdir. İmkansızlıklar içinde iman ile gelen kutlu bir müjde, vatanın artık selamete çıktığının bir nişanesidir. Yine çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden en teknolojik silahlara imanı ile göğüs geren aziz ecdadımızın bizlere bu toprakları emanetinin zaferidir. Aradan yüz yıllar, bin yıllar geçse de hak ile batılın savaşı bitmemiş yakın zamanda da devletimiz ve vatanımız eli kanlı emperyalist güçlerin taşeronu terör örgütleri ile sayısız saldırılara maruz kalmış, 15 Temmuz 2016 tarihinde tüm emellerini bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Tıpkı Malazgirt’te, tıpkı Pasinler’de, tıpkı Erzurum ve Çanakkale’de olduğu gibi yüce Türk milleti bu oyunu da bozmuş, vatanı için tankların önüne yatmış, hain FETÖ mensubu darbecilerin sıktığı kurşunlara aldırış etmeden gülerek kurşunların üzerine koşmuş, göğsünü siper etmiştir.
Hak davası kıyamete kadar asla bitmeyecek, bu davanın neferleri de şehit olarak tükenmeyecektir. Bizlerde hak davanın bir neferi olarak mücadelemizi milletimize hizmet ederek vermek istiyor, gece gündüz demeden memleketimizin bekası ve huzuru için yılmadan çalışıyoruz.
Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın;
“ Gençler durmak yok, koşacaksınız, koşacaksınız risk alarak koşacaksınız’’ düsturuyla hareket ederek ülkemiz, devletimiz ve partimiz için büyük mücadeleler içine gireceğimizi deklare ederek, liderimizin ifade ettiği gibi risk alarak koşacağız.
Bu vesile ile aziz şehitlerimizin huzurunda 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 96. Sene-i devriyesini kutluyor, Şehadet aşkı ile ölüme gülerek koşan Uhud’dan Bedir’e, Malazgirt’ten, Çanakkale’ye ve 15 Temmuz’a tüm şehitlerimizi rahmet minnet ve şükranla anıyor, Cenab-ı Allah’ın rahmetine mazhar olmalarını temenni ediyorum. Allah hepsinden razı olsun.
30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında vatan için can veren şehitlerimizi unutmayan AK Parti Palandöken İlçe Teşkilatı, Karskapı Şehitliğini ziyaret ederek kabirlere kırmızı karanfiller bıraktılar. Şehit mezarlarını tek tek ziyaret eden Başkan Haktan Ömeroğlu, Erzurumlular için vatan kavramının çok büyük anlam ifade ettiğini söyledi.
Erzurum’un milli mücadele simgesi Nene Hatun'un, “Bebem anasız büyür ama vatansız büyüyemez” düsturunu hatırlatan AK Parti Palandöken İlçe Başkanı Haktan Ömeroğlu, şehitlikte yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
Bin yıl önce Sultan Alparslan’ın komutasında Anadolu’nun kapılarını açan Türk Milleti, asırlardır süre gelen cihad şuuru ve İslam’ı temsil aşkı ile Anadolu topraklarını feth etmiş, imanı ve inancı ile bu toprakları İslamlaştırarak muhafaza etmiştir. 1048’de Pasinler’de, 1071’de Malazgirt’te Anadolu coğrafyasına Türk-İslam mührünü vuran aziz ecdadımızın emaneti olan Anadolu topraklarını, millet olarak her ne pahasına olursa olsun her zaman ve her şartta kayıtsız şartsız savunmuş, bu toprakların şehit kanları ile sulandığı şuurunu asla unutmamışızdır. Anadolu’nun her köşesine İslam mührünü vurmak isteyen muhterem ecdadımızın bu müstesna emanetini, namusunu ve davasını en derin hislerle yaşamaya devam ediyoruz.

İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif’in ifadesiyle, “ Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı, sen şehid oğlusun yazıktır incitme atanı verme, dünyaları alsan da şu cennet vatanı’’ mısralarında vurguladığı gibi bu cennet vatanımızı vermemek, emperyalist güçlere teslim etmemek için her türlü bedel ödenmiş şehadete aşk ile koşulmuştur.
Erzurum’un milli mücadele simgesi olan değerli atamız ve anamız Nene Hatun’un, “Bebem anasız büyür ama vatansız büyüyemez’’ düsturu ve şuuruyla hiç düşünmeden koşarak, vatan savunmanın kadını erkeği olmadığını, vatansız kalmanın kabul görmediğini, çok mukaddes bir iman ile koşulsuz savunulduğunu görüyor, milli ve manevi duygularımızın kabardığını Anadolu’nun geçilmez kalesi olan Erzurumumuzda iliklerimize kadar hissediyoruz. Devlet ve Vatan gibi bizler için ehemmiyet derecesi çok yüksek değerlerin uğruna can vermenin bir mecburiyet ve memnuniyet olduğu inancını bin yıldır bu toprakları muhafaza ederek yaşıyoruz. Erzurum lisesinin daha bıyığı terlememiş gençlerinin vatan savunmasına düşünmeden nasıl gittiklerini, bize bu toprakları hangi şartlarda bıraktıklarını unutmuyoruz, unutmayacağız.
Her asırda emperyalist güçlerin hedefinde olan Anadolu coğrafyasını Türklerin ve Müslümanların yurdu olduğu gerçeğini defalarca cihana ilan ederek, bu topraklardan kıyamete kadar Allah’ın izniyle Türk-İslam sancağının sökülemeyeceğini ecdadımızın canlarını vererek yazdığı destanları ile ifade etmişizdir.

30 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün komutasında Dumlupınar tepelerinde Büyük Taarruz zaferi ile yine emperyalist güçlerin oyununu bozmuş, iman dolu serhaddimiz ile vatanımızı, ülkemizi, devletimizi ve namusumuzu hiçbir güce teslim etmemişizdir. 30 Ağustos büyük bir zaferdir. İmkansızlıklar içinde iman ile gelen kutlu bir müjde, vatanın artık selamete çıktığının bir nişanesidir. Yine çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden en teknolojik silahlara imanı ile göğüs geren aziz ecdadımızın bizlere bu toprakları emanetinin zaferidir. Aradan yüz yıllar, bin yıllar geçse de hak ile batılın savaşı bitmemiş yakın zamanda da devletimiz ve vatanımız eli kanlı emperyalist güçlerin taşeronu terör örgütleri ile sayısız saldırılara maruz kalmış, 15 Temmuz 2016 tarihinde tüm emellerini bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Tıpkı Malazgirt’te, tıpkı Pasinler’de, tıpkı Erzurum ve Çanakkale’de olduğu gibi yüce Türk milleti bu oyunu da bozmuş, vatanı için tankların önüne yatmış, hain FETÖ mensubu darbecilerin sıktığı kurşunlara aldırış etmeden gülerek kurşunların üzerine koşmuş, göğsünü siper etmiştir.
Hak davası kıyamete kadar asla bitmeyecek, bu davanın neferleri de şehit olarak tükenmeyecektir. Bizlerde hak davanın bir neferi olarak mücadelemizi milletimize hizmet ederek vermek istiyor, gece gündüz demeden memleketimizin bekası ve huzuru için yılmadan çalışıyoruz.
Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın;
“ Gençler durmak yok, koşacaksınız, koşacaksınız risk alarak koşacaksınız’’ düsturuyla hareket ederek ülkemiz, devletimiz ve partimiz için büyük mücadeleler içine gireceğimizi deklare ederek, liderimizin ifade ettiği gibi risk alarak koşacağız.
Bu vesile ile aziz şehitlerimizin huzurunda 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 96. Sene-i devriyesini kutluyor, Şehadet aşkı ile ölüme gülerek koşan Uhud’dan Bedir’e, Malazgirt’ten, Çanakkale’ye ve 15 Temmuz’a tüm şehitlerimizi rahmet minnet ve şükranla anıyor, Cenab-ı Allah’ın rahmetine mazhar olmalarını temenni ediyorum. Allah hepsinden razı olsun.
