
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan yöneticiler ve meslek kuruluşlarının başkanları gazeteciliğin önemine işaret ederek, basının kamuoyunun gözü, dili, kulağı ve sesi olduğunu söyledi.

Erzurum Valisi Okay Memiş
Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan basın, halkın haber alma özgürlüğünün en etkili aracıdır. Kamuoyunu bilgilendirmek adına gazeteciler, mesai mefhumu gözetmeksizin günün her saatinde ve zor şartlarda çalışmaktadırlar. Gazeteciler toplumu bir taraftan gelişen olaylar karşısında, doğru ve eksiksiz bir şekilde aydınlatırken, diğer taraftan da halkımızın talep ve beklentilerini yansıtarak önemli kamu görevini icra etmektedir. Basın ne kadar gelişmişse, demokraside o kadar gelişmiştir. Basınımız, kamuoyunun adeta gözü, dili, kulağı ve sesidir. Ülkemiz ve ilimizin sorunlarının kamuoyuna aktarılmasının yanı sıra çözüm önerileriyle de toplum mekanizmasının daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olan basın mensuplarımızın yorum ve görüşlerinin çalışmalarımıza sağladığı faydalar yadsınamaz. İlimiz ve ülkemiz genelinde büyük özveriyle, bazı bölgelerde ise her türlü tehlikeyi göze alarak, birer fedakarlık abidesi gibi canları pahasına görevlerini yapan gazetecilerimizin, bu anlamlı günlerinin 61. yıl dönümünü en içten duygularla kutluyor, sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimi sunuyorum."

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun
Tüm dünyada güçlü bir demokrasi için hayati bir fonksiyon icra eden basın, bireylerin gerçek, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmasına aracılık etmekte, sağlıklı bir kamuoyunun oluşmasına katkı sağlamaktadır.
Basın sektöründe emek harcayan, hakikatin savunuculuğunu ve temsilciliğini yaparak demokrasiyi güçlendiren gazeteciler de bu yönüyle önemli bir görev üstlenmektedir.
Medya mensupları, ülkemizde de bireylerin ve toplumun Anayasa ile güvence altına alınan haber alma hürriyetinin ve hakkının stratejik bir ayağını teşkil etmektedir.
Topluma sağlıklı, eksiksiz ve gerçekliği teyit edilmiş bilgiler sunmaya özen gösteren ve sadece hakikatin peşinde koşan gazeteciler, mesleğin saygınlığını da korumakta ve yükseltmektedir.
Ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda demokrasiden teknolojik altyapıya kadar her alanda kat edilen mesafeden basın dünyamızın da istifade ediyor olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Çoğulculuğun, çeşitliliğin ve özgürlüğün hâkim olduğu bu medya ortamında, basın ve ifade hürriyeti çerçevesinin korunması, daha önce olduğu gibi bundan sonra da önceliğimiz olmaya devam edecektir.
Bu çerçeve, elbette tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de terör propagandası, toplumsal ifsat ve nefret girişimleri ile kişilik haklarının ihlalini kapsamamaktadır.
Yalanı ve dezenformasyonu gerçeğin ve doğrunun yerine koyma çabalarının yoğunlaştığı bu dönemin tehditlerine en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyoruz.
Ayrıca tüm dünyayı etkileyen bölgesel krizlerin yaşandığı bir coğrafyada bulunuyoruz.
Bu tehditler ve krizler ile mücadele etme, hakikatleri ülke ve dünya kamuoyuna gösterme noktasında gazetecilere de çok kritik görevler düşüyor.
Diğer taraftan dijitalleşme gazete, televizyon ve radyonun yanı sıra internet ve sosyal medya tarafında da habercilik için yeni imkanlar sunmaktadır.
Bu imkân ve yenilikleri mesleki birikim ve yetkinlikle birleştiren basın mensuplarımızın ortaya koydukları başarılı çalışmalarla iftihar ediyoruz.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak mesleki ilkelerden ve demokratik değerlerden ödün vermeyen, görevlerini hassasiyet ve saygınlıkla icra eden, böylece medyaya güveni ve sektörün kalitesini de artıran basın mensuplarının destekçisi olmayı sürdüreceğiz.
Her hal ve şartta olduğu gibi, yaşadığımız küresel salgın döneminde de gece gündüz büyük bir özveri ve gayretle toplumun haber alma hakkını temin eden muhabirinden kameramanına, foto muhabirinden editörüne, spikerinden yayın yönetmenine, medya sektöründe emek harcayan herkese teşekkür ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyor, tüm basın mensuplarımıza çalışmalarında başarılar diliyor, görevi başında hayatını kaybeden basın emekçilerine Allah’tan rahmet diliyorum.

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran
Pandemi başta olmak üzere çok fazla etmenden etkilenen ancak görevini ifa etmekten asla vazgeçmeyen, kamu yararı gözetmekten, sağduyudan ve ahlaki ilkelerden taviz vermeyen basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, gelişmelerden haberdar olması göreviyle çıktıkları yolda kimi yayın organları takdiri hak edecek işler ortaya koyarken, kimileri dezenformasyonu görev edinmiş gibi davranmakta.
Hızlı haber vermek, daha çok okunmak gibi saiklerle haber doğrulama süreçlerini teğet geçen, bu nedenlerle habercilikten çok bilgi kirliliğine hizmet eden anlayışın süreç içinde normal ölçülere geleceğine inanıyorum.
Kurum olarak, iki yıldır pandemiden etkilenen basın kuruluşlarına ve basın çalışanlarına yönelik desteklerimizi artırarak devam ettiriyoruz. Eğitimler, istişare toplantıları düzenliyoruz. Dezenformasyondan kaçınmanın, doğru habercilik yapmanın önemine değiniyor, uzman destekleri ile gazetelerimizi ve çalışanlarını bir araya getirmeye devam ediyoruz.
Basına destekle geçen 61 yılı ardımızda bırakırken, sorumluluğumuzun farkında olarak 2022 yılında da basınımızın yanında olma görevini sürdüreceğiz.
Evlerimize kapanmak zorunda kaldığımız, afetlerin canımızı yaktığı günlerde, yayın organlarında haberler hiç eksik olmadı. Tam zamanında bizlere ulaştırıldı.
Her şart ve zorlukta vazifesini yerine getiren gazetecilerimize emekleri için teşekkür ediyor, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.”

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı
“Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır basın. Bir ülkenin medeniyet göstergelerinden biri de gerçeğin peşinde, seviyeli, ilkeli, dürüst ve kalemini her koşul altında doğrudan yana kullanan gazetecilerdir.
Hakkın hatırını, haklının hakkını hep aziz bilen, görevini layıkıyla yapan, zor koşullarda haberin peşinde koşan gazetecilerin varlığı hep çok kıymetli olmuştur. Kamuoyu oluşturmak, bilgilendirmek, gerçekleri ortaya çıkartmak ve her koşulda doğrunun savunucusu olmak gibi görevlerini bir vatan hizmeti titizliğinde yapan, korkusuzca ve çıkar beklemeden haklının yanında olmak zorunluluğunda olan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.”

Yakutiye Belediye Başkanı Dr. Mahmut Uçar
"Gece gündüz demeden her türlü zorlu şartlara rağmen halkın haber alma özgürlüğünü sağlayan kamuoyu desteğinden gücünü alarak, haber yapan tüm gazeteci dostlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü en içten duygularımızla kutluyoruz.
Halkımızın talep ve beklentilerini yansıtarak önemli bir kamu görevini yerine getiren ve yaklaşık iki yıldan beri tüm dünyada yaşanan "pandemi" koşullarında bunun en güzel örneğini sergileyen basın mensuplarımızın gündemdeki gelişmeler konusunda halkımızı bilgilendirerek, özveriyle yerine getirdikleri görevlerini, bundan sonra da aynı duyarlılıkla devam ettirerek, ülkemizle birlikte şehrimizin de kalkınmasına destek olacaklarına inancımız tamdır.
Bilindiği üzere, 10 Ocak 1961 tarihinden beri, ülkemizde her yıl "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak kutlanmaktadır. Basın mensuplarımız ilimiz ve ülkemiz genelinde büyük bir özveriyle, birer fedakârlık abidesi gibi canları pahasına görevlerini yapmaktadırlar. Gazetecilerimizin, bu anlamlı günlerinin 61. Yıl dönümünü en içten duygularla tebrik ediyor, doğru, ilkeli ve objektif görev anlayışıyla, kamuoyunu bilgilendirmek gibi önemli bir sorumluluğu yerine getiren değerli basın mensuplarımızın ve çalışanlarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü`nü kutluyorum.
Bu mesleğe yıllarını vermiş, bugün aramızda olmayan ahirete irtihal etmiş basın mensuplarımıza Allah'tan rahmet niyaz ediyor, tüm gazetecilerimize ve ailelerine bu anlamlı günde bir kez daha saygı ve muhabbetlerimi sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyorum."

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü nedeniyle, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu oluşturan 9 Gazeteciler Federasyonu, 86 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek örgütü ile bu kurumlara üye yaklaşık 20 bin basın çalışanını temsilen yazılı açıklama yapan Kolaylı, medya kuruluşları ve bu kuruluşlarda çalışan medya emekçilerinin zor bir süreçten geçtiğine dikkat çekti. Kolaylı şunları söyledi:
“10 Ocak’ı, yaşanan sorunlar ve geri alınan haklar nedeniyle “Çalışan Gazeteciler Bayramı” değil “dayanışma günü” olarak kutluyoruz. Zira mesleki yasaların çıkarılmasından basın özgürlüğüne kadar birçok konuda düzenleme beklediğimiz bu dönemde medya sektöründe faaliyet gösteren kurumlar ve emekçiler olarak bir 10 Ocak’ı daha sayısız sorunla geride bırakıyoruz. Öncelikle gazetelerimiz çok zor durumda. Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve mürekkep başta olmak üzere tüm malzemelerin döviz cinsinden fiyatları artıyor. Dövizde sağlanan kur düşüşü ne yazık ki malzeme fiyatlarına yansımadı.
Bu dönemde Basın İlan Kurumu resmi ilanları yerel gazeteler için büyük önem taşıyor. Ancak, Basın İlan Kurumu’nda Hükümet kanadının 12 temsilcisi atanmadığından, 1 yıla yakın süredir genel kurul toplanamıyor.
Genel Kurul en kısa sürede toplanmalı ve resmi ilan fiyat tarifesi sütun santim fiyatını satış sayısı 50 binin altındaki gazeteler için en az 35 TL yapmalıdır. Satışı 50 binin üzerinde olan gazeteler için de bunun paralelinde fiyat belirlenmelidir.
Genel kurulun toplanamaması halinde ise, yeni fiyat tarifesi BİK yönetim kurulu tarafından belirlemeli ve Cumhurbaşkanlığına sunulmalıdır. Tarife takip eden ayda değil Resmi Gazetede yayınlandığı günü takiben yürürlüğe girmelidir. Bu gecikmenin bedelinin gazeteler ve bu gazetelerde çalışan meslektaşlarımız ödememelidir.
Bugünün önemine değinecek olursak; Bilindiği gibi 10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.
Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’nı gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere en kısa dönemde ulaşmayı diliyorum.”
10 Ocak’ın tarihçesi
5953 sayılı basın çalışanlarının haklarını düzenleyen yasa, 10 Ocak 1961 tarihli 212 sayılı yasa ile getirilen değişikliklerle basın sektöründe çalışanların özlük haklarında çok önemli kazanımlar sağladı. Bu kazanımlar, dönemin Türkiye Gazeteciler Sendikası ve basın örgütleri tarafından “bayram” olarak kabullenildi.
Ne var ki, basın işverenleri yasayı protesto etti ve gazetelerini çıkarmama kararı aldı. 3 gün süre ile 5 büyük gazete, işverenlerin kararı ile yayınlanmadı.
Gazeteciler, okuru gazetesiz bırakmamak amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında kenetlendiler ve “Basın” adı altında gazete yayınladılar.
Gazete yöneticisinden, üretimin her aşamasında görevli emekçiye kadar tüm basın çalışanlarının sendika çatısı altında kenetlenmeleri, gazete sahiplerinin direnişini kırdı. 212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi ve yaygın uygulama alanı kazandı.
Ancak, özellikle 1990 sonrası dönemde ve basından medyaya dönüşüm sürecinde, sermayenin sektöre girmesiyle bu kazanımlar “uygulamada” tek tek elden çıktı.

Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy
Türkiye ve dünya ülkelerinin bir yandan koronavirüs salgınıyla mücadele ederken, diğer yandan ekonomik sorunlarla uğraşmaktadır. Bu ortamda yerel ve yaygın Türk Basını, sorunlarına rağmen, çok önemli bir işlev üstlendiğini ve halkın haber alma özgürlüğü doğrultusunda görevini, sorumlu, fedakârca ve hasta olma riskini de göze alarak yerine getirmektedir.
Ülkemizin her sıkıntılı döneminde üzerine düşen sorumluluğunu defalarca ispatlayan gazeteciler, 2020 yılı mart ayından beri ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüsün risklerine rağmen görevlerini yapmaktadır. Normal zamanlarda bir takım sorunlarla mücadele eden gazeteciler ve çalıştıkları kuruluşlar, pandemi sürecine özgü sıkıntılarla da karşı karşıya kalmıştır. Devletimizin diğer sektörlere olduğu gibi basın kuruluşları için uyguladığı tedbir, uygulama ve bazı destekler bir rahatlama sağlasa da, süreçte iş hacmindeki düşüş, gelir kaybına yol açtığından, kağıt ve malzeme fiyatlarında dolara bağlı anormal yükseliş, sigorta, vergi, stopaj, kira, işletme giderleri özellikle yerel basını zor durumda bırakmaktadır. Yaşanan ekonomik sıkıntıların yanında özellikle asgari ücrete getirilen artış da işletmelere ek bir maliyet getirmiştir. Çalışanlar adına bu gelişmeye sevinirken, basın işletmelerinin ayakta kalabilmeleri ve en az zararla çıkabilmeleri için ilave tedbirler, sigorta, vergi indirimi veya teşviki tedbirlerin devam ettirilmesi gerekmektedir. Yerel basının uzun zamandır beklediği resmi ilan tarifesinin biran önce güncellenmesi öncelik teşkil etmektedir.
Gazetecilerin yaşadıkları sorunlar
Ayrıca; basın mensupları bu süreçte kısa çalışma ödeneği ile maaş kaybı yaşamasalar ve sağlık hizmetinden yararlanmaya devam etseler bile, sigortaları 15 gün şeklinde yatırıldığından, emeklilik için gereken süre konusunda 1 yıl kayıpları olmuştur. Pandemi sonrasında basın mensuplarının sorununa bir çözüm bulunmalıdır.
Meslek yasası çıkarılmalı
Bunun yanı sıra sektörde devam edegelen sorunların bir an önce çözümlenmesi, demokrasimizin gelişmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz, medya alanında kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Özgürlüklerden çalışma koşullarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi yenilik, gazetelerin ve meslek örgütlerinin görüşleri alınarak belirlenmeli ve uygulamaya konulmalıdır.
Meslektaşlarımız yazdıkları yazılar ve yaptıkları haberler konusunda uzun yıllar hep özgür olma mücadelesi vermişlerdir. Özellikle bu durumun sona erdirilmesi ve basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması için özgürlükçü bir basın ve meslek yasasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yasa her meslekte olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de ehil olmayanların bu kimlik altına girmesini engelleyecektir. Ayrıca internet yasasının da biran önce çıkarılması bu alanda yaşanan sorunlara da çözüm olacaktır. “
10 Ocak 1961 tarihinin, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, emekçilerin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda tazminatlarının ödenmesini, belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı. Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bir taraftan da gazetecilerin çalıştıkları kuruluşlar da zor bir süreçten geçmekte, ayakta kalma mücadelesi vermekteler. Onun için bir kutlamadan da söz edemeyiz.
Bu gün vesilesiyle, aramızdan ayrılan cemiyet başkanlarımızı, üyelerimizi ve meslektaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Ayrıca koranavirüs sebebiyle hayatlarını kaybeden üyelerimiz ve Türkiye'nin değişik yörelerindeki meslektaşlarımıza da Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz . Bu hastalığa yakalanıp, zorlu mücadeleler sonrasında sağlığına kavuşan gazeteci arkadaşlarımıza da tekrar geçmiş olsun diyerek, tüm üyelerimiz ve meslektaşlarımıza sağlıklı günler temenni ediyoruz. Çalışan Gazeteciler Günü’nü gerçek anlamıyla, kutlayabileceğimiz günlere elbirliğiyle ve en kısa zamanda ulaşmak umuduyla, meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimizi sunar, sağlık ve başarı dolu günler temenni ederiz.“

Erzurum Valisi Okay Memiş
Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan basın, halkın haber alma özgürlüğünün en etkili aracıdır. Kamuoyunu bilgilendirmek adına gazeteciler, mesai mefhumu gözetmeksizin günün her saatinde ve zor şartlarda çalışmaktadırlar. Gazeteciler toplumu bir taraftan gelişen olaylar karşısında, doğru ve eksiksiz bir şekilde aydınlatırken, diğer taraftan da halkımızın talep ve beklentilerini yansıtarak önemli kamu görevini icra etmektedir. Basın ne kadar gelişmişse, demokraside o kadar gelişmiştir. Basınımız, kamuoyunun adeta gözü, dili, kulağı ve sesidir. Ülkemiz ve ilimizin sorunlarının kamuoyuna aktarılmasının yanı sıra çözüm önerileriyle de toplum mekanizmasının daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olan basın mensuplarımızın yorum ve görüşlerinin çalışmalarımıza sağladığı faydalar yadsınamaz. İlimiz ve ülkemiz genelinde büyük özveriyle, bazı bölgelerde ise her türlü tehlikeyi göze alarak, birer fedakarlık abidesi gibi canları pahasına görevlerini yapan gazetecilerimizin, bu anlamlı günlerinin 61. yıl dönümünü en içten duygularla kutluyor, sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimi sunuyorum."

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun
Tüm dünyada güçlü bir demokrasi için hayati bir fonksiyon icra eden basın, bireylerin gerçek, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmasına aracılık etmekte, sağlıklı bir kamuoyunun oluşmasına katkı sağlamaktadır.
Basın sektöründe emek harcayan, hakikatin savunuculuğunu ve temsilciliğini yaparak demokrasiyi güçlendiren gazeteciler de bu yönüyle önemli bir görev üstlenmektedir.
Medya mensupları, ülkemizde de bireylerin ve toplumun Anayasa ile güvence altına alınan haber alma hürriyetinin ve hakkının stratejik bir ayağını teşkil etmektedir.
Topluma sağlıklı, eksiksiz ve gerçekliği teyit edilmiş bilgiler sunmaya özen gösteren ve sadece hakikatin peşinde koşan gazeteciler, mesleğin saygınlığını da korumakta ve yükseltmektedir.
Ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda demokrasiden teknolojik altyapıya kadar her alanda kat edilen mesafeden basın dünyamızın da istifade ediyor olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Çoğulculuğun, çeşitliliğin ve özgürlüğün hâkim olduğu bu medya ortamında, basın ve ifade hürriyeti çerçevesinin korunması, daha önce olduğu gibi bundan sonra da önceliğimiz olmaya devam edecektir.
Bu çerçeve, elbette tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de terör propagandası, toplumsal ifsat ve nefret girişimleri ile kişilik haklarının ihlalini kapsamamaktadır.
Yalanı ve dezenformasyonu gerçeğin ve doğrunun yerine koyma çabalarının yoğunlaştığı bu dönemin tehditlerine en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyoruz.
Ayrıca tüm dünyayı etkileyen bölgesel krizlerin yaşandığı bir coğrafyada bulunuyoruz.
Bu tehditler ve krizler ile mücadele etme, hakikatleri ülke ve dünya kamuoyuna gösterme noktasında gazetecilere de çok kritik görevler düşüyor.
Diğer taraftan dijitalleşme gazete, televizyon ve radyonun yanı sıra internet ve sosyal medya tarafında da habercilik için yeni imkanlar sunmaktadır.
Bu imkân ve yenilikleri mesleki birikim ve yetkinlikle birleştiren basın mensuplarımızın ortaya koydukları başarılı çalışmalarla iftihar ediyoruz.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak mesleki ilkelerden ve demokratik değerlerden ödün vermeyen, görevlerini hassasiyet ve saygınlıkla icra eden, böylece medyaya güveni ve sektörün kalitesini de artıran basın mensuplarının destekçisi olmayı sürdüreceğiz.
Her hal ve şartta olduğu gibi, yaşadığımız küresel salgın döneminde de gece gündüz büyük bir özveri ve gayretle toplumun haber alma hakkını temin eden muhabirinden kameramanına, foto muhabirinden editörüne, spikerinden yayın yönetmenine, medya sektöründe emek harcayan herkese teşekkür ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyor, tüm basın mensuplarımıza çalışmalarında başarılar diliyor, görevi başında hayatını kaybeden basın emekçilerine Allah’tan rahmet diliyorum.

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran
Pandemi başta olmak üzere çok fazla etmenden etkilenen ancak görevini ifa etmekten asla vazgeçmeyen, kamu yararı gözetmekten, sağduyudan ve ahlaki ilkelerden taviz vermeyen basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, gelişmelerden haberdar olması göreviyle çıktıkları yolda kimi yayın organları takdiri hak edecek işler ortaya koyarken, kimileri dezenformasyonu görev edinmiş gibi davranmakta.
Hızlı haber vermek, daha çok okunmak gibi saiklerle haber doğrulama süreçlerini teğet geçen, bu nedenlerle habercilikten çok bilgi kirliliğine hizmet eden anlayışın süreç içinde normal ölçülere geleceğine inanıyorum.
Kurum olarak, iki yıldır pandemiden etkilenen basın kuruluşlarına ve basın çalışanlarına yönelik desteklerimizi artırarak devam ettiriyoruz. Eğitimler, istişare toplantıları düzenliyoruz. Dezenformasyondan kaçınmanın, doğru habercilik yapmanın önemine değiniyor, uzman destekleri ile gazetelerimizi ve çalışanlarını bir araya getirmeye devam ediyoruz.
Basına destekle geçen 61 yılı ardımızda bırakırken, sorumluluğumuzun farkında olarak 2022 yılında da basınımızın yanında olma görevini sürdüreceğiz.
Evlerimize kapanmak zorunda kaldığımız, afetlerin canımızı yaktığı günlerde, yayın organlarında haberler hiç eksik olmadı. Tam zamanında bizlere ulaştırıldı.
Her şart ve zorlukta vazifesini yerine getiren gazetecilerimize emekleri için teşekkür ediyor, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.”

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı
“Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır basın. Bir ülkenin medeniyet göstergelerinden biri de gerçeğin peşinde, seviyeli, ilkeli, dürüst ve kalemini her koşul altında doğrudan yana kullanan gazetecilerdir.
Hakkın hatırını, haklının hakkını hep aziz bilen, görevini layıkıyla yapan, zor koşullarda haberin peşinde koşan gazetecilerin varlığı hep çok kıymetli olmuştur. Kamuoyu oluşturmak, bilgilendirmek, gerçekleri ortaya çıkartmak ve her koşulda doğrunun savunucusu olmak gibi görevlerini bir vatan hizmeti titizliğinde yapan, korkusuzca ve çıkar beklemeden haklının yanında olmak zorunluluğunda olan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.”

Yakutiye Belediye Başkanı Dr. Mahmut Uçar
"Gece gündüz demeden her türlü zorlu şartlara rağmen halkın haber alma özgürlüğünü sağlayan kamuoyu desteğinden gücünü alarak, haber yapan tüm gazeteci dostlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü en içten duygularımızla kutluyoruz.
Halkımızın talep ve beklentilerini yansıtarak önemli bir kamu görevini yerine getiren ve yaklaşık iki yıldan beri tüm dünyada yaşanan "pandemi" koşullarında bunun en güzel örneğini sergileyen basın mensuplarımızın gündemdeki gelişmeler konusunda halkımızı bilgilendirerek, özveriyle yerine getirdikleri görevlerini, bundan sonra da aynı duyarlılıkla devam ettirerek, ülkemizle birlikte şehrimizin de kalkınmasına destek olacaklarına inancımız tamdır.
Bilindiği üzere, 10 Ocak 1961 tarihinden beri, ülkemizde her yıl "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak kutlanmaktadır. Basın mensuplarımız ilimiz ve ülkemiz genelinde büyük bir özveriyle, birer fedakârlık abidesi gibi canları pahasına görevlerini yapmaktadırlar. Gazetecilerimizin, bu anlamlı günlerinin 61. Yıl dönümünü en içten duygularla tebrik ediyor, doğru, ilkeli ve objektif görev anlayışıyla, kamuoyunu bilgilendirmek gibi önemli bir sorumluluğu yerine getiren değerli basın mensuplarımızın ve çalışanlarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü`nü kutluyorum.
Bu mesleğe yıllarını vermiş, bugün aramızda olmayan ahirete irtihal etmiş basın mensuplarımıza Allah'tan rahmet niyaz ediyor, tüm gazetecilerimize ve ailelerine bu anlamlı günde bir kez daha saygı ve muhabbetlerimi sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyorum."

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü nedeniyle, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu oluşturan 9 Gazeteciler Federasyonu, 86 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek örgütü ile bu kurumlara üye yaklaşık 20 bin basın çalışanını temsilen yazılı açıklama yapan Kolaylı, medya kuruluşları ve bu kuruluşlarda çalışan medya emekçilerinin zor bir süreçten geçtiğine dikkat çekti. Kolaylı şunları söyledi:
“10 Ocak’ı, yaşanan sorunlar ve geri alınan haklar nedeniyle “Çalışan Gazeteciler Bayramı” değil “dayanışma günü” olarak kutluyoruz. Zira mesleki yasaların çıkarılmasından basın özgürlüğüne kadar birçok konuda düzenleme beklediğimiz bu dönemde medya sektöründe faaliyet gösteren kurumlar ve emekçiler olarak bir 10 Ocak’ı daha sayısız sorunla geride bırakıyoruz. Öncelikle gazetelerimiz çok zor durumda. Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve mürekkep başta olmak üzere tüm malzemelerin döviz cinsinden fiyatları artıyor. Dövizde sağlanan kur düşüşü ne yazık ki malzeme fiyatlarına yansımadı.
Bu dönemde Basın İlan Kurumu resmi ilanları yerel gazeteler için büyük önem taşıyor. Ancak, Basın İlan Kurumu’nda Hükümet kanadının 12 temsilcisi atanmadığından, 1 yıla yakın süredir genel kurul toplanamıyor.
Genel Kurul en kısa sürede toplanmalı ve resmi ilan fiyat tarifesi sütun santim fiyatını satış sayısı 50 binin altındaki gazeteler için en az 35 TL yapmalıdır. Satışı 50 binin üzerinde olan gazeteler için de bunun paralelinde fiyat belirlenmelidir.
Genel kurulun toplanamaması halinde ise, yeni fiyat tarifesi BİK yönetim kurulu tarafından belirlemeli ve Cumhurbaşkanlığına sunulmalıdır. Tarife takip eden ayda değil Resmi Gazetede yayınlandığı günü takiben yürürlüğe girmelidir. Bu gecikmenin bedelinin gazeteler ve bu gazetelerde çalışan meslektaşlarımız ödememelidir.
Bugünün önemine değinecek olursak; Bilindiği gibi 10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.
Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’nı gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere en kısa dönemde ulaşmayı diliyorum.”
10 Ocak’ın tarihçesi
5953 sayılı basın çalışanlarının haklarını düzenleyen yasa, 10 Ocak 1961 tarihli 212 sayılı yasa ile getirilen değişikliklerle basın sektöründe çalışanların özlük haklarında çok önemli kazanımlar sağladı. Bu kazanımlar, dönemin Türkiye Gazeteciler Sendikası ve basın örgütleri tarafından “bayram” olarak kabullenildi.
Ne var ki, basın işverenleri yasayı protesto etti ve gazetelerini çıkarmama kararı aldı. 3 gün süre ile 5 büyük gazete, işverenlerin kararı ile yayınlanmadı.
Gazeteciler, okuru gazetesiz bırakmamak amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında kenetlendiler ve “Basın” adı altında gazete yayınladılar.
Gazete yöneticisinden, üretimin her aşamasında görevli emekçiye kadar tüm basın çalışanlarının sendika çatısı altında kenetlenmeleri, gazete sahiplerinin direnişini kırdı. 212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi ve yaygın uygulama alanı kazandı.
Ancak, özellikle 1990 sonrası dönemde ve basından medyaya dönüşüm sürecinde, sermayenin sektöre girmesiyle bu kazanımlar “uygulamada” tek tek elden çıktı.

Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy
Türkiye ve dünya ülkelerinin bir yandan koronavirüs salgınıyla mücadele ederken, diğer yandan ekonomik sorunlarla uğraşmaktadır. Bu ortamda yerel ve yaygın Türk Basını, sorunlarına rağmen, çok önemli bir işlev üstlendiğini ve halkın haber alma özgürlüğü doğrultusunda görevini, sorumlu, fedakârca ve hasta olma riskini de göze alarak yerine getirmektedir.
Ülkemizin her sıkıntılı döneminde üzerine düşen sorumluluğunu defalarca ispatlayan gazeteciler, 2020 yılı mart ayından beri ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüsün risklerine rağmen görevlerini yapmaktadır. Normal zamanlarda bir takım sorunlarla mücadele eden gazeteciler ve çalıştıkları kuruluşlar, pandemi sürecine özgü sıkıntılarla da karşı karşıya kalmıştır. Devletimizin diğer sektörlere olduğu gibi basın kuruluşları için uyguladığı tedbir, uygulama ve bazı destekler bir rahatlama sağlasa da, süreçte iş hacmindeki düşüş, gelir kaybına yol açtığından, kağıt ve malzeme fiyatlarında dolara bağlı anormal yükseliş, sigorta, vergi, stopaj, kira, işletme giderleri özellikle yerel basını zor durumda bırakmaktadır. Yaşanan ekonomik sıkıntıların yanında özellikle asgari ücrete getirilen artış da işletmelere ek bir maliyet getirmiştir. Çalışanlar adına bu gelişmeye sevinirken, basın işletmelerinin ayakta kalabilmeleri ve en az zararla çıkabilmeleri için ilave tedbirler, sigorta, vergi indirimi veya teşviki tedbirlerin devam ettirilmesi gerekmektedir. Yerel basının uzun zamandır beklediği resmi ilan tarifesinin biran önce güncellenmesi öncelik teşkil etmektedir.
Gazetecilerin yaşadıkları sorunlar
Ayrıca; basın mensupları bu süreçte kısa çalışma ödeneği ile maaş kaybı yaşamasalar ve sağlık hizmetinden yararlanmaya devam etseler bile, sigortaları 15 gün şeklinde yatırıldığından, emeklilik için gereken süre konusunda 1 yıl kayıpları olmuştur. Pandemi sonrasında basın mensuplarının sorununa bir çözüm bulunmalıdır.
Meslek yasası çıkarılmalı
Bunun yanı sıra sektörde devam edegelen sorunların bir an önce çözümlenmesi, demokrasimizin gelişmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz, medya alanında kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Özgürlüklerden çalışma koşullarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi yenilik, gazetelerin ve meslek örgütlerinin görüşleri alınarak belirlenmeli ve uygulamaya konulmalıdır.
Meslektaşlarımız yazdıkları yazılar ve yaptıkları haberler konusunda uzun yıllar hep özgür olma mücadelesi vermişlerdir. Özellikle bu durumun sona erdirilmesi ve basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması için özgürlükçü bir basın ve meslek yasasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yasa her meslekte olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de ehil olmayanların bu kimlik altına girmesini engelleyecektir. Ayrıca internet yasasının da biran önce çıkarılması bu alanda yaşanan sorunlara da çözüm olacaktır. “
10 Ocak 1961 tarihinin, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, emekçilerin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda tazminatlarının ödenmesini, belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı. Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bir taraftan da gazetecilerin çalıştıkları kuruluşlar da zor bir süreçten geçmekte, ayakta kalma mücadelesi vermekteler. Onun için bir kutlamadan da söz edemeyiz.
Bu gün vesilesiyle, aramızdan ayrılan cemiyet başkanlarımızı, üyelerimizi ve meslektaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Ayrıca koranavirüs sebebiyle hayatlarını kaybeden üyelerimiz ve Türkiye'nin değişik yörelerindeki meslektaşlarımıza da Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz . Bu hastalığa yakalanıp, zorlu mücadeleler sonrasında sağlığına kavuşan gazeteci arkadaşlarımıza da tekrar geçmiş olsun diyerek, tüm üyelerimiz ve meslektaşlarımıza sağlıklı günler temenni ediyoruz. Çalışan Gazeteciler Günü’nü gerçek anlamıyla, kutlayabileceğimiz günlere elbirliğiyle ve en kısa zamanda ulaşmak umuduyla, meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimizi sunar, sağlık ve başarı dolu günler temenni ederiz.“