
EMİR ŞEYH MAHALLESİ
Emir Şeyh Mahallesi, Tebrizkapıda Sultan Melik Mahallesi yanında Hasani Basri Mahallesinin alt başında yer alan bir mahalledir. Mahalle ismini Emir Şeyhten almıştır. Emir Şeyh’in kim olduğu hakkında kesin bilgilere ulaşmak mümkün değildir. Mahallede türbesi de bulunan Emir Şeyh rivayetlere göre Abbasiler döneminde yaşamış, emir üzerine de Erzurum’a irşat vazifesi ile gelmiştir. Şeyhinin emri üzerine Kars’tan Erzurum’a mürit yetiştirmek için gelen şeyh ölünce bugün türbesinin bulunduğu yere gömülmüştür. Şeyhinin emri üzerine geldiğinden dolayı da kendisine Emir Şeyh denilmiştir. ( Seyitoğlu, Age., s.86.) Erzurum’da Emir Şeyh’e Abbasi Şeyhi adı da verilmiş türbesi de bu adla anılmıştır. Emir Şeyh, Bağdat’ta bir gün geziniyormuş. Karşısına piri fani bir adam çıkar. “Sen buralarda ne geziyorsun?”diye sorar. O da “Ben Seyyahım”cevabını verir. İhtiyar: “Seyyahtan kastın nedir?”diye tekrarlar. Ben yetmiş bin evliya arıyorum. Bu söz üzerine ihtiyar: “Sen git Erzurum eline orada yetmiş bin evliyayı bulursun.” demiş. Şeyh, Erzurum’a gelir ve Palandöken dağlarının tepesinde müritleriyle birlikte çadır kurar. Gözü açılır bakar ki yetmiş bin evliya Erzurum ilinde yatmaktadır. Bunun üzerine Erzurum’da kalmaya karar verir. ( Seyitoğlu, Age., s.86.)
EMİR ŞEYH TÜRBESİ
Emir Şeyh’in türbesi ikinci surun dışarısında ve Tebrizkapı çarşısının başındadır. Emir Şeyh türbesine mescidin içerisinden açılan bir kapıdan beş basamak taş merdivenle inilir. Kubbeli bir türbedir. (Taşyürek, Erzurum Türbeleri ve Ziyaret Yerleri, s.31) Türbe içerisinde, ahşap üç sanduka bulunmaktadır. Bunların eskiden taştan yazılı olduğu muhakkaktır. Mescit türbeye sonradan bitişik olarak yaptırılmıştır. Ketencizade Rüştü’nün düştüğü kayıta göre H.575 (M.1179) senesinde türbenin yapıldığı, bu tarihte Saltuğunoğlu Sultan Mehmet Kızılarslan zamanında türbenin yapıldığı anlaşılır. Mezarda yatanların kimler olduğu, ölüm tarihleri belli değildir. Kitabesi olmayan türbenin güneye açılan asıl kapısı taşla örülmüştür. Mescit önündeki evler yıkıldığı zaman bu kapı ortaya çıkmıştır. Dikdörtgen planlı türbe, sivri beşik tonozla kapatılmıştır. Muntazam kesme taşla yapılan türbe beşik örtüsü kubbesi iki kemere dayanmaktadır. Tam ortada dört köşeli bir havalandırma penceresi vardır. Mezarlardaki serpuşlardan yatanların erkek oldukları anlaşılmaktadır. Türbenin güney duvarında mihrap nişi ile mihrabın yanında ve kuzeydeki girişin sağında birer kandilliğe yer verilmiştir. (Hamza Gündoğdu, Ahmet Ali Bayhan, Muhammet Arslan, Sanat Tarihi Açısından Erzurum, Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü Yay.,Erzurum 2010, s.191.)
Emir Şeyh mescidinde ki kandil göbekliğinin Türk ağaç işçiliğinin başarılı bir eseri olduğu bilinmektedir. (Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.121.)
MEHDİ ABBAS KÜMBETİ
Tebriz Kapısının başında, ikinci surun yakınında Kağızmanlı Merhum Hacı Mehmet Efendi’nin H. 1166 senesinde yaptırdığı taş medreselere bitişik ve çok eski zamanlarda yapıldığı anlaşılan bir kümbettir. Kitabesi olmayan kümbetin XIV.yüzyıl veya XV.yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. (Konyalı, age., s.415; Hamza Gündoğdu, Ahmet Ali Bayhan, Muhammet Arslan, Sanat Tarihi Açısından Erzurum, Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü Yay.,Erzurum 2010, s.199.) Ancak bu kümbetin Mehdi Abbas’a ait olduğu Kağızmanlının vakanüvis’inden anlaşılmaktadır. Tarihçe-i Nusret (Erzurum), bu zatın Abbasi Halifesi Mehdi zamanında Erzurum’da icrayı hüküm ettiğini yazarsa da, buna dair kaynak göstermediğinden, bu kendisinin inancı halinde kalmıştır. (Nusret, Age., s.113.) Kesme taştan yapılan kümbet içten sekiz, dıştan on altıgen bir plana sahiptir. Kümbet içerisinde mumyalığa ve bodrum kata yer verilmemiştir. (Hamza Gündoğdu, Ahmet Ali Bayhan, Muhammet Arslan, Sanat Tarihi Açısından Erzurum, Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü Yay.,Erzurum 2010, s.199.) Kümbet etrafında daha önceleri yapılmış olan medresenin (Türbeye ait Taş Medrese veya Gacıroğlu Medresesi olarak anılan medrese ile, 1751 tarihli Kağızmanlızade Hacı Medresesi ve Mehmet’in yaptırdığı Muvaffakiyet Medrese.”,Taşyürek, age., s.52.) ise sadece arsası kalmıştır. Mehdi Abbas Kümbetinde 1978 yılında bir tamirat yapılarak yapı korunmaya çalışılmıştır. Kümbetin etrafında ki eski yapılar ise 2007 yılında itibaren sökülerek yapının etrafı açılmaya çalışılmıştır.
Emir Şeyh Mahallesi, Tebrizkapıda Sultan Melik Mahallesi yanında Hasani Basri Mahallesinin alt başında yer alan bir mahalledir. Mahalle ismini Emir Şeyhten almıştır. Emir Şeyh’in kim olduğu hakkında kesin bilgilere ulaşmak mümkün değildir. Mahallede türbesi de bulunan Emir Şeyh rivayetlere göre Abbasiler döneminde yaşamış, emir üzerine de Erzurum’a irşat vazifesi ile gelmiştir. Şeyhinin emri üzerine Kars’tan Erzurum’a mürit yetiştirmek için gelen şeyh ölünce bugün türbesinin bulunduğu yere gömülmüştür. Şeyhinin emri üzerine geldiğinden dolayı da kendisine Emir Şeyh denilmiştir. ( Seyitoğlu, Age., s.86.) Erzurum’da Emir Şeyh’e Abbasi Şeyhi adı da verilmiş türbesi de bu adla anılmıştır. Emir Şeyh, Bağdat’ta bir gün geziniyormuş. Karşısına piri fani bir adam çıkar. “Sen buralarda ne geziyorsun?”diye sorar. O da “Ben Seyyahım”cevabını verir. İhtiyar: “Seyyahtan kastın nedir?”diye tekrarlar. Ben yetmiş bin evliya arıyorum. Bu söz üzerine ihtiyar: “Sen git Erzurum eline orada yetmiş bin evliyayı bulursun.” demiş. Şeyh, Erzurum’a gelir ve Palandöken dağlarının tepesinde müritleriyle birlikte çadır kurar. Gözü açılır bakar ki yetmiş bin evliya Erzurum ilinde yatmaktadır. Bunun üzerine Erzurum’da kalmaya karar verir. ( Seyitoğlu, Age., s.86.)
EMİR ŞEYH TÜRBESİ
Emir Şeyh’in türbesi ikinci surun dışarısında ve Tebrizkapı çarşısının başındadır. Emir Şeyh türbesine mescidin içerisinden açılan bir kapıdan beş basamak taş merdivenle inilir. Kubbeli bir türbedir. (Taşyürek, Erzurum Türbeleri ve Ziyaret Yerleri, s.31) Türbe içerisinde, ahşap üç sanduka bulunmaktadır. Bunların eskiden taştan yazılı olduğu muhakkaktır. Mescit türbeye sonradan bitişik olarak yaptırılmıştır. Ketencizade Rüştü’nün düştüğü kayıta göre H.575 (M.1179) senesinde türbenin yapıldığı, bu tarihte Saltuğunoğlu Sultan Mehmet Kızılarslan zamanında türbenin yapıldığı anlaşılır. Mezarda yatanların kimler olduğu, ölüm tarihleri belli değildir. Kitabesi olmayan türbenin güneye açılan asıl kapısı taşla örülmüştür. Mescit önündeki evler yıkıldığı zaman bu kapı ortaya çıkmıştır. Dikdörtgen planlı türbe, sivri beşik tonozla kapatılmıştır. Muntazam kesme taşla yapılan türbe beşik örtüsü kubbesi iki kemere dayanmaktadır. Tam ortada dört köşeli bir havalandırma penceresi vardır. Mezarlardaki serpuşlardan yatanların erkek oldukları anlaşılmaktadır. Türbenin güney duvarında mihrap nişi ile mihrabın yanında ve kuzeydeki girişin sağında birer kandilliğe yer verilmiştir. (Hamza Gündoğdu, Ahmet Ali Bayhan, Muhammet Arslan, Sanat Tarihi Açısından Erzurum, Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü Yay.,Erzurum 2010, s.191.)
Emir Şeyh mescidinde ki kandil göbekliğinin Türk ağaç işçiliğinin başarılı bir eseri olduğu bilinmektedir. (Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.121.)
MEHDİ ABBAS KÜMBETİ
Tebriz Kapısının başında, ikinci surun yakınında Kağızmanlı Merhum Hacı Mehmet Efendi’nin H. 1166 senesinde yaptırdığı taş medreselere bitişik ve çok eski zamanlarda yapıldığı anlaşılan bir kümbettir. Kitabesi olmayan kümbetin XIV.yüzyıl veya XV.yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. (Konyalı, age., s.415; Hamza Gündoğdu, Ahmet Ali Bayhan, Muhammet Arslan, Sanat Tarihi Açısından Erzurum, Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü Yay.,Erzurum 2010, s.199.) Ancak bu kümbetin Mehdi Abbas’a ait olduğu Kağızmanlının vakanüvis’inden anlaşılmaktadır. Tarihçe-i Nusret (Erzurum), bu zatın Abbasi Halifesi Mehdi zamanında Erzurum’da icrayı hüküm ettiğini yazarsa da, buna dair kaynak göstermediğinden, bu kendisinin inancı halinde kalmıştır. (Nusret, Age., s.113.) Kesme taştan yapılan kümbet içten sekiz, dıştan on altıgen bir plana sahiptir. Kümbet içerisinde mumyalığa ve bodrum kata yer verilmemiştir. (Hamza Gündoğdu, Ahmet Ali Bayhan, Muhammet Arslan, Sanat Tarihi Açısından Erzurum, Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü Yay.,Erzurum 2010, s.199.) Kümbet etrafında daha önceleri yapılmış olan medresenin (Türbeye ait Taş Medrese veya Gacıroğlu Medresesi olarak anılan medrese ile, 1751 tarihli Kağızmanlızade Hacı Medresesi ve Mehmet’in yaptırdığı Muvaffakiyet Medrese.”,Taşyürek, age., s.52.) ise sadece arsası kalmıştır. Mehdi Abbas Kümbetinde 1978 yılında bir tamirat yapılarak yapı korunmaya çalışılmıştır. Kümbetin etrafında ki eski yapılar ise 2007 yılında itibaren sökülerek yapının etrafı açılmaya çalışılmıştır.