
Adıyaman'da yıkılan evlerinin enkazından depremden 87 saat sonra kurtarılan 14 yaşındaki Abdülkadir ve 9 yaşındaki Elif Sare Zencirkıran kardeşler, kurtarılana kadar geçen sürede birbirine sarılıp hayali "limonata ikram etme oyunu" oynadığını anlattı.
Zencirkıran ailesinden baba Mehmet, anne Hatice, çocukları Yusuf (18) ve Ertuğrul (5), Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma yol açtığı Adıyaman'da Yeni Mahalle'de çöken Aşiyan Kent Sitesi'nin 1. katındaki daireden çıkmayı başardı. Ailenin diğer çocukları Abdülkadir ve Elif Sare ise çöken binanın enkazında kaldı. Arama kurtarma ekiplerinin yoğun çalışmasıyla depremin 87. saatinde binanın enkazından çıkarılan kardeşler, hastanede tedavi altına alındı.
Taburcu edildikten sonra Kahta ilçesinde amcaları Veysel Zencirkıran'ın evine yerleşen aile, bir arada olmalarına şükredip depremin yaralarını sarmaya çalışıyor.
"4 gün bize sanki 1-2 gün gibi geldi"
Abdülkadir Zencirkıran, "Deprem esnasında kardeşim Elif Sare bağırınca ben de uyandım. Her şey 10 saniye içinde gerçekleşti. Kardeşim kanepede, ben yerde yatıyordum, hemen onu yanıma aldım, zaten o sırada tavan çöktü. Zifiri karanlıktı, gece gündüz bilmiyorduk." dedi.
Zaman kavramını yitirdiği için enkaz altında geçen 4 günü normalden daha kısa hissettiğini anlatan Zencirkıran, "4 gün aslında bize sanki 1-2 gün gibi geldi. Kardeşimle biraz oyun oynadık, karanlıktaydık. Kardeşime teselli verdim, oyunlar oynadık, 5 bardak limonata istedi benden. Ben anlamadım ilk başta, 'Rüya görüyor herhalde.' dedim. Sonra bana da '3 bardak' dedim. Aramızda bu diyalog geçti." diye konuştu.
Zencirkıran, kurtulduğu için çok mutlu olduğunu dile getirerek, "Gökyüzünü ve ışığını özlemiştim. Çıkana kadar annemleri de enkazda zannediyordum. Çıktığımda hepsi dışarıdaydı, çok sevindim." ifadelerini kullandı.
Kardeşi Elif Sare'yi de üzerine düşen molozlardan kurtardığını belirten Abdülkadir Zencirkıran, şöyle devam etti:
"İkinci depremde taşlar sarsıldı, üzerimize dökülmeye başladı. Ben de elimle kaldırdım, kardeşimin boynu çok ağrıyordu. Gözüne avizenin demiri gelmişti, gözü yaralıydı. Kardeşim omzumdaydı, alan dardı. Taş ve camlar vardı. Hep omzumdaydı, karanlık olduğu için çoğunlukla yatıyorduk. Birbirimize sarıldık, teselli verdik, bekledik, dua ettik."AA
Zencirkıran ailesinden baba Mehmet, anne Hatice, çocukları Yusuf (18) ve Ertuğrul (5), Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma yol açtığı Adıyaman'da Yeni Mahalle'de çöken Aşiyan Kent Sitesi'nin 1. katındaki daireden çıkmayı başardı. Ailenin diğer çocukları Abdülkadir ve Elif Sare ise çöken binanın enkazında kaldı. Arama kurtarma ekiplerinin yoğun çalışmasıyla depremin 87. saatinde binanın enkazından çıkarılan kardeşler, hastanede tedavi altına alındı.
Taburcu edildikten sonra Kahta ilçesinde amcaları Veysel Zencirkıran'ın evine yerleşen aile, bir arada olmalarına şükredip depremin yaralarını sarmaya çalışıyor.
"4 gün bize sanki 1-2 gün gibi geldi"
Abdülkadir Zencirkıran, "Deprem esnasında kardeşim Elif Sare bağırınca ben de uyandım. Her şey 10 saniye içinde gerçekleşti. Kardeşim kanepede, ben yerde yatıyordum, hemen onu yanıma aldım, zaten o sırada tavan çöktü. Zifiri karanlıktı, gece gündüz bilmiyorduk." dedi.
Zaman kavramını yitirdiği için enkaz altında geçen 4 günü normalden daha kısa hissettiğini anlatan Zencirkıran, "4 gün aslında bize sanki 1-2 gün gibi geldi. Kardeşimle biraz oyun oynadık, karanlıktaydık. Kardeşime teselli verdim, oyunlar oynadık, 5 bardak limonata istedi benden. Ben anlamadım ilk başta, 'Rüya görüyor herhalde.' dedim. Sonra bana da '3 bardak' dedim. Aramızda bu diyalog geçti." diye konuştu.
Zencirkıran, kurtulduğu için çok mutlu olduğunu dile getirerek, "Gökyüzünü ve ışığını özlemiştim. Çıkana kadar annemleri de enkazda zannediyordum. Çıktığımda hepsi dışarıdaydı, çok sevindim." ifadelerini kullandı.
Kardeşi Elif Sare'yi de üzerine düşen molozlardan kurtardığını belirten Abdülkadir Zencirkıran, şöyle devam etti:
"İkinci depremde taşlar sarsıldı, üzerimize dökülmeye başladı. Ben de elimle kaldırdım, kardeşimin boynu çok ağrıyordu. Gözüne avizenin demiri gelmişti, gözü yaralıydı. Kardeşim omzumdaydı, alan dardı. Taş ve camlar vardı. Hep omzumdaydı, karanlık olduğu için çoğunlukla yatıyorduk. Birbirimize sarıldık, teselli verdik, bekledik, dua ettik."AA