
Erzurum’da yaşayan 35 yaşındaki Bahar Yaşa’nın üç çocuğundan biri olan Mehmet Akif Yaşa’nın (10) henüz 3 yaşındayken konuşma güçlüğü yaşadığı fark edildi. Aile, çevresinin de yönlendirmesiyle Akif’i bir psikiyatriste götürdü. Erzurum Bölge Hastanesi’nde yapılan değerlendirmelerde Akif’e otizm spektrum bozukluğu tanısı konuldu. Sonrasında vakit kaybetmeden eğitimine başlanan Akif, ailesinin ve öğretmenlerinin sayesinde bugün çevresinde örnek gösterilen bir öğrenci oldu.
“Oğlum örnek bir öğrenci”
Özel eğitim merkezine ilk başladığı yıllarda konuşamayan, arkadaşlarıyla iletişim kurmakta zorlanan ve nesneleri dizme gibi alışkanlıkları olan Akif, aldığı özel eğitim sayesinde önemli ilerlemeler gösterdi. Annesi Bahar Yaşa, “Eğitimden sonra ağlaması sona erdi, sakinleşti. Artık arkadaşlarıyla oynuyor, konuşuyor. Okulda başarılı ve öğretmenleri onu örnek gösteriyor” dedi.
Akif’in, İngilizce, Matematik ve Türkçe’nin yanı sıra diğer birçok derste de başarılı olduğunu belirten anne Bahar Yaşa, özellikle İngilizce dersini çok sevdiğini ve o derste daha başarılı olduğunu söyledi. Genel kültür konularında da oğlunun yaşıtlarının ilerisinde olduğunu anlatan Bahar Yaşa, 4. sınıf öğrencisi olan Akif’in coğrafya ve astrolojiye de ilgisi olduğunu belirterek, birçok ülkenin ismini, bayrağını ve o ülkelerde yaşayan hayvanları rahatlıkla bildiğini ifade etti.
“Otizmli olduğuna inanamadım”
Akif’in bireysel ders öğretmeni olan ve 1 senedir Akif’in dersleriyle ilgilenen Çocuk Gelişimi Öğretmeni Sude Alkan, ilk karşılaşmalarında Akif’in otizmli bir çocuk gibi davranmadığını belirterek şunları söyledi: “Akif’in öğrenme güçlüğü olduğunu düşünmüştüm. Raporunu incelediğimde otizm tanısına çok şaşırdım. Genel bir tanım yapmak gerekirse normalde otizm spektrum bozukluğuna sahip çocuklar iletişim kurmakta çok güçlük çekerler, algıları kapalı olur, göz temasından bile kaçınırlar. Bazı otizm spektrum bozukluğuna sahip çocuklar bazı canlı (sarı gibi) renklerden kaçınırlar o renkleri görmeye tahammül edemezler. Akif’te bu durumların hiç birisini gözlemlemedim. Çünkü göz teması kuruyor, iletişime açık ve çok meraklı bir çocuk. Özellikle ezbere dayalı konularda çok başarılı. Merak ettiği konuları unutmuyor. Coğrafya, gezegenler ve ülkeler hakkında detaylı bilgiye sahip, merakı çok yüksek. Bu da öğrenme motivasyonunu artırıyor.
“Erken müdahale çok önemli”
Psikolojik Danışman Ali Çetinkaya da Akif’in erken tanı ve doğru müdahaleyle büyük bir gelişme gösterdiğini vurgulayarak, “Eğitimde yaş sınırı çocuğun ihtiyaçlarına göre belirlenir. Otizm her çocukta farklı seyreder. Geç başlamak dezavantajdır ama erken tanı ve müdahale çok faydalıdır. Eğitim süresi, psikolojik danışmanlık merkezi, rehberlik araştırma merkezi, psikiyatri ve okulun iş birliğiyle belirlenir. İhtiyaç sürdükçe eğitim devam eder. Akif’i diğer otizmli çocuklardan ayıran, tanısının ve müdahalesinin erken yapılması, ailesiyle okulun güçlü iş birliği içinde olması ve mizacının uygun olmasıdır. Bu durum her çocukta aynı sonucu vermez, çünkü otizm bireysel bir durumdur” ifadelerini kullandı.
Akif’in algılarının çok açık, görsel ve işitsel zekâsının yüksek bir çocuk olduğuna dikkati çeken Çetinkaya, onun başarısını mucize olarak değil, yoğun çabasının ve merakının sonucu olarak gördüklerini söyledi. “Öğretmenleri ve ailesi onun öğrenmeye açık olduğunu fark ettiğinde işler kolaylaştı” diyen Çetinkaya, okulda gerekli imkânları sunulduğunu ve doğru müdahaleler yapıldığını ancak burada en büyük başarının Akif’e ait olduğunu vurguladı.
Kurum Müdürü ve aynı zamanda sınıf öğretmeni olan Ümit Volkan Tanas ise, “Biz çocukların eksiklerine göre eğitim planı yapıyoruz. Akif’in akademik başarısı yüksek. Okuldaki ödevlerine destek verirken, bireysel eksikliklerine de yoğunlaşıyoruz. En önemlisi aileyle kurduğumuz güçlü iletişim” diye konuştu.
Ümmühan Göğtaş