Kent merkezindeki Lala Mustafa Paşa Camisi önünde bir araya gelen doktor ve tıp fakültesi öğrencilerinin de aralarında bulunduğu sağlık çalışanları, Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayrakları eşliğinde, taşıdıkları döviz ve pankartlarla Yakutiye Medresesi'ne yürüdü.
Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğrencisi Ahmet Talha Yer, grup adına yaptığı açıklamada, sağlık çalışanları olarak, 88 haftadır her cumartesi günü bu meydanda bir araya geldiklerini ve ne bir siyaset parçasının ne de bir kurumun çağrısıyla değil, kalplerindeki merhametle, vicdani sorumlulukla ve ümmet bilinciyle burada durduklarını söyledi.
Sessizliklerinin duyarsızlık değil, vakar olduğunu ve bu suskunluklarının teslimiyeti değil bir direnişi gösterdiğini ifade eden Yer, şöyle konuştu:
"Bugün Filistin'de, özellikle Gazze'de yaşananlar, sadece bir savaş değil, topyekun bir soykırımdır. Binlerce masum çocuk, kadın, yaşlı, gencecik insanlar, bir bombanın, kurşunun ve ambargonun altında hayattan koparılıyor. İsrail'in zulmü yalnızca Filistin'le sınırlı kalmıyor. Şimdi de Suriye topraklarında yeni bir cephe açma derdine düşmüş durumda. Suriye’yi defalarca bombalayan bu işgalci rejim, artık askeri birlikler yerleştirerek bölgeyi fiilen işgal etmeye çalışıyor. Bu sadece Suriye'ye değil, ümmetin tamamına bir meydan okumadır."
Yer, bugün 15 Temmuz 2016 gecesinde aziz milletin yazdığı direniş destanını anmak için de toplandıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"O gece vatan hainleri tankları bizim üzerimize yürüttü ama biz geri çekilmedik, bedenimizle tanklara kafa tuttuk. Uçaklar alçaldı ama yüreklerimiz uçaklardan daha yükseğe yükseldi. O karanlık gecede milletimizin destanını yazdık, şimdi ise 2025 yılında, her anı canlı yayınlanan Gazze'deki soykırımın ve bu soykırıma boyun eğmeyen başka bir milletin direniş destanının tanığıyız.
Doğu Türkistan'da bir ulusun kimliğiyle, diliyle, inancıyla yok edilmeye çalışılmasına ve halkın sessiz direnişine tanık oluyoruz. 9 sene önce ülkemizde yapılmaya çalışılan zulme razı olmayıp sokaklara döküldüğümüz gibi bugün başkasına yapılan zulme de razı olmayıp onurlu duruşumuzu korumalıyız."
AA
Sessizliklerinin duyarsızlık değil, vakar olduğunu ve bu suskunluklarının teslimiyeti değil bir direnişi gösterdiğini ifade eden Yer, şöyle konuştu:
"Bugün Filistin'de, özellikle Gazze'de yaşananlar, sadece bir savaş değil, topyekun bir soykırımdır. Binlerce masum çocuk, kadın, yaşlı, gencecik insanlar, bir bombanın, kurşunun ve ambargonun altında hayattan koparılıyor. İsrail'in zulmü yalnızca Filistin'le sınırlı kalmıyor. Şimdi de Suriye topraklarında yeni bir cephe açma derdine düşmüş durumda. Suriye’yi defalarca bombalayan bu işgalci rejim, artık askeri birlikler yerleştirerek bölgeyi fiilen işgal etmeye çalışıyor. Bu sadece Suriye'ye değil, ümmetin tamamına bir meydan okumadır."
Yer, bugün 15 Temmuz 2016 gecesinde aziz milletin yazdığı direniş destanını anmak için de toplandıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"O gece vatan hainleri tankları bizim üzerimize yürüttü ama biz geri çekilmedik, bedenimizle tanklara kafa tuttuk. Uçaklar alçaldı ama yüreklerimiz uçaklardan daha yükseğe yükseldi. O karanlık gecede milletimizin destanını yazdık, şimdi ise 2025 yılında, her anı canlı yayınlanan Gazze'deki soykırımın ve bu soykırıma boyun eğmeyen başka bir milletin direniş destanının tanığıyız.
Doğu Türkistan'da bir ulusun kimliğiyle, diliyle, inancıyla yok edilmeye çalışılmasına ve halkın sessiz direnişine tanık oluyoruz. 9 sene önce ülkemizde yapılmaya çalışılan zulme razı olmayıp sokaklara döküldüğümüz gibi bugün başkasına yapılan zulme de razı olmayıp onurlu duruşumuzu korumalıyız."
AA
Şimdiye Gazze'ye gitmistiniz.