
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı devam ederken dönemin Erkan-ı Harbiye’si tarafından Erzurum’da bir kayakçı birliğinin kurulması gerektiği kararı alınıyor. Alınan kararın amacı ise başka Kafkas cephesi olmak üzere askerin zorlu kış şartlarında ulaşımını kolaylaştırmak ve haberleşmeyi gerçekleştirmek. Bu doğrultuda da Avusturyalı bilim insanı Dr. Viktor Pietschmann başkanlığında kayakçı bir ekip kurularak Erzurum’a gönderiliyor. Enver Paşa’nın isteği üzerine Erzurum’a gelerek eğitim veren ekip, zorlu kış şartlarında ilk olarak Kiremitlik Tabyasında daha sonra ise Palandöken’in zirvesinde başlayan eğitimlerde Türk subayları ve erlerine kayak tekniklerini öğretiyor.
Palandöken Dağlarında bir hazine
Yürütülen eğitimler sırasında yedek subay olan ve mimar kimliğiyle de tanıdığımız Arif Hikmet Koyunoğlu da kayak teşkilatında görevlendirilen isimlerden birisi oluyor. Kayak eğitimlerinin yanı sıra Palandöken Dağları’nın bitki örtüsünü de incelemeye başlayan Dr. Viktor Pietschmann, yanında görev alan Türk subayı ve ünlü mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun çizimleriyle “Die Blumen von Palandöken” (Palandöken Çiçekleri) adlı eseri yazmaya başlıyor. Aynı zamanda bir bitki bilimci olan Pietschmann, ve Koyunoğlu’nun Palandöken Dağları’nda başlayan bu bilimsel iş birliği, bugün Türkiye’nin doğa ve kültür tarihine ışık tutabilecek bir hazineyi de beraberinde getirir.
Doğa tarihi açısından eşsiz bir değer olan ‘Palandöken Çiçekleri’ adlı eserin yıllardır kayıp olduğunu dile getiren araştırmacı yazar Alparslan Kotan, yazarının Koyunoğlu’na gönderdiği nüshanın kayıp olduğunu ve bulunarak arşivlere girmesi gerektiğini dile getiriyor.
43 gün süren zorlu yolculuk
Kitabın serüveninin 1914’te Enver Paşa’nın Avusturya – Macaristan İmparatorluğu Savaş Bakanlığı’ndan Türk subay ve askerlerinin kayak konusunda eğitilmesi için bir uzman heyetin gönderilmesini talep etmesiyle başladığını dile getiren Kotan, “Dr. Viktor Pietschmann başkanlığında, Albert Bildstein, Paul Ippen, Dr. Otto Hübner ve Dr. Alexander Maxymowics’den oluşan Avusturyalı kayak heyeti 1915 yılının ocak ayında Erzurum’a gitmek üzere İstanbul’a geliyor. 43 gün süren zorlu bir yolculuk sonrasında heyet 18 Mart 1915 Perşembe günü Erzurum’a ulaşıyor ve yeni kurulan kayak teşkilatında görevlendirilen subaylardan birisi de Türk Mimarlık Tarihi’ne adını yazdıran Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu oluyor. Başarılı mimar, 1. Dünya Savaşı yıllarında yedek subay olarak Erzurum’da bulunuyor ve burada kurulacak kayak teşkilatında görevlendiriliyor” diye konuştu.
Subaylar ve 80 ere eğitim
İlk olarak Kiremitlik Tabyası’nda başlayan eğitimlerin daha sonra Palandöken’de devam ettiğini aktaran Kotan, “Kurulacak kayak teşkilatında görevlendirilen subaylar arasında Trabzonlu Kemal Bey, Teğmen Arif Sofya, Ahmet Bey ve Hasip Bey gibi isimler de yer alıyor. Eğitimler için 80 er seçilerek 5 Nisan 1915’te kayak
eğitimine başlanıyor. Ayrıca Kiremitlik Tabyası’nda bir koğuş erlere kışla yapılmak üzere düzenleniyor ve Kavak Kapısı’nda bir ev de misafirhane olarak Avusturyalı subaylara tahsis ediliyor. Daha sonra ise eğitimlerini başarıyla tamamlayan iki kayak keşif kolu ise cepheye gönderiliyor. İlk eğitimlerin en iyi ilk on kayakçısı ise bir sonraki eğitimlerde öğretici olarak görevlendiriliyor” ifadelerine yer verdi.
Palandöken’in çiçeklerini resmetti
Askerlere verilen eğitimlerin 16 Haziran 1915’te tamamlandığını aktaran Kotan sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türk ordusuna kayak eğitimi vermek için Erzurum’a gelen Dr. Viktor Pietschmann Erzurum’da bulunduğu süre içerisinde kayakçılık faaliyetlerinin yanı sıra Palandöken dağlarının bitki örtüsü ile de yakından ilgilenmiş. Koyunoğlu tarafından bitki bilimci olduğu belirtilen Pietschmann, Erzurum’da bulunduğu dönemde kayak eğitimi yapılan Palandöken dağlarındaki bitki örtüsünü yakından incelemiş.
Palandöken dağlarından topladığı dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan envai çeşitteki çiçeklerin sulu boya resimlerini ve kesitlerini Arif Hikmet Bey’e yaptırarak bunları arşivlemiştir. Dr. Viktor Pietschmann daha sonra memleketine döndüğünde Arif Hikmet Bey’in çizimleriyle bezeli olarak Palandöken Çiçekleri
isimli bin sayfalık bir kitap kaleme aldığını biliyoruz.”
Nerede olduğu bilinmiyor
Yıllar önce kitabın yazarı tarafından bir nüshasının da Arif Hikmet Koyunoğlu’na gönderildiğini ifade eden Alparslan Kotan, nerede olduğu bilinmeyen kitabın akıbetini merak ettiğini ifade ederek, “Koyunoğlu’nun kızı Özcan Gündüz, Avusturya Kültür Ataşeliğine yazdığı 5 Nisan 1983 tarihli mektubunda Pietschmann tarafından babasına gönderilen bu kitaptan bahsediyor. Doğa tarihi açısından çok kıymetli olabilecek bu eser bir an önce bulunmalıdır. Bu değerli kitap ilim alemine ve Erzurum’a kazandırılabilir” dedi.
Kızı mektup yazdı
Arif Hikmet Koyunoğlu’nun kızı Özcan Gündüz’ün 5 Nisan 1983 tarihli yazdığı mektup ise şöyle; “Beraber çalıştığı bir Avusturyalı subay (sanıyorum Victor Piçman) bir botanikçi imiş, babam savaşın durgun anlarında onun Palandöken dağlarında bulduğu değişik çiçeklerin resim ve kesitlerini çizermiş. Savaştan sonra bu zat “Die Blumen Von Palandöken” isimli babamın çizdiği resimlerle bezeli bir kitap yazmış, babama yolladığı nüsha ne yazık ki kayıp, fakat herhalde mevcutları vardır. Türkiye’yi çok ilgilendiren bu kitabı size bildirmeyi faydalı buldum.”
Şeyma TAHİR