
Türkiye sıcak havalarla boğuşurken, Erzurum ve çevre illerde bahar havası yaşanıyor. Kentteki iklim değişikliğinin yüksek rakımdan kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Süleyman Toy, “ Elnino nedeniyle tüm dünyada sıcaklıklar artacak ancak Erzurum Bioklima iklimine bürünecek. Kentte mevsimler uzayacak, yaz ayları bahar gibi geçecek” dedi.
Ayşe Nur ERDOĞDU / PUSULA
Yurt genelinde sıcaklıklar yeni rekor seviyelerini görmeye devam ediyor. Dünya genelinde yapılan ölçümlerde son yılların en sıcak yazlarından biri tespit edilirken, Erzurum’da bu genel durumdan farklı bir hava hakim. Gündüz saatlerinde sıcaklıkların 30 dereceye kadar çıktığı kentte, gece ani sıcaklık düşüşleri yaşanıyor. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı 15 dereceyi buluyor. Yaz aylarında baharı yaşayan Erzurum, bu yıl adeta Karadeniz iklimini yaşıyor. Erzurum’da iklim değişikliği etkisini gösteriyor
Erzurum’da son dönemde yaşanan iklimsel farklılığı yorumlayan Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Toy, dünya genelinde yaşanan iklim değişikliğinin etkisinin Erzurum’a da yansıdığını, kentin yüksek rakımda olması nedeniyle gelecek yıllarda da ülke genelinden farklılıkların görülebileceğini söyledi. Özellikle Erzurum’da kavurucu sıcaklara rağmen serin havaların bir avantaj olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Süleyman Toy, Erzurum’un biyoklimatik konfor açısından yaz aylarında ülkedeki en olumlu özellikler gösteren yerlerden biri olduğunu hatırlattı.
Mevsim geçişlerinde kaymalar var!
Erzurum gibi yüksek rakımda kurulu ve dağ iklimlerinin hüküm sürdüğü alanlarda yaz ve kış arasındaki geçişlerin, mevsimlerde yaşanan kaymalar nedeniyle net olarak görülemediğinin altını çizen Prof. Dr. Toy, “Yani yaz ve kış mevsimlerinin hüküm sürdüğü dönemler zaman zaman uzamaktadır. Özellikle okyanus sularının ısınmasıyla (dönemsel El Nino olayı gibi) bir alanda etkili olan meteorolojik sistemlerin eskisine göre farklı özellikler göstermesi iklim değişikliğinin önemli bir göstergesidir. Bu durumda ortaya çıkan her türlü meteorolojik olayın şiddetinin artması söz konusu olmaktadır” dedi. Dağ iklimlerinde mevsimsel farklılıklar görülebilir
Erzurum’un bulunduğu bölgede ısınmanın etkisiyle eskiye göre daha ılık kış koşulları yaşandığını dile getiren Toy, “Kış aylarında daha az kar yağışlı gün ve daha düşük kar kalınlıkları ölçülürken, yaz aylarında bu etkinin daha çok ilkbahar havası şeklinde yağışların mevsime yayılması ve düşük ortalama sıcaklıkların hüküm sürdüğü mevsimsel bir geçiş şeklinde yaşandığı görülmektedir. Kısa dönemli meteorolojik durumlar olarak değerlendirilebilecek bu durumlar yıldan yıla değişiklik göstermekle birlikte yüksek rakım nedeniyle sıcak hava dalgalarının etkisinin yurdumuzun geneline göre daha az hissedildiği bir durum yaşanması da mümkündür. Erzurum başta olmak üzere yüksek rakımlı yerleşim yerleri ülkemizin biyoklimatik konfor açısından en avantajlı alanları olarak tespit edilmiştir” diye konuştu.
Tedbir alınmalı
Aşırı yağışlara karşı tedbir alınmasını isteyen Prof. Dr. Toy yapılacakları şöyle sıraladı:
*Kentleşmenin sınırlandırılması, beton, asfalt ve çatı yüzeyi gibi doğal olmayan kaplı yüzey alanlarının azaltılması.
*Su kaynaklarının korunması için şiddetli yağışların yüzey akışıyla kaybolmasının önüne geçilmesi amacıyla yağmur suyu hasadı gibi yeni tekniklerin uygulanması.
*Kentsel açık ve yeşil alanların miktarının arttırılarak kentin yağmur suyunu daha fazla emer hale getirilmesi ve gölgeleme etkisi oluşturulması.
*Azalan kar kalınlıkları ve karla kaplı gün sayısının kış turizmi faaliyetlerine etkisinin azaltılması amacıyla zaten uygulamada olan kar saklama ve teknik karlama gibi sistemlerin etkin kullanılması.
* Son olarak şiddeti ve sıklığı artan iklim tehlikelerine karşı ülkemizde meteorolojik ölçüm, gözlem ve tahminlerden yasal olarak sorumlu kuruluş olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile koordineli biçimde erken uyarı sistemleri ve kurumlar arası koordinasyon kurularak halkın bilgi ve bilinç seviyesinin arttırılması sağlanmalıdır.
Yurt genelinde sıcaklıklar yeni rekor seviyelerini görmeye devam ediyor. Dünya genelinde yapılan ölçümlerde son yılların en sıcak yazlarından biri tespit edilirken, Erzurum’da bu genel durumdan farklı bir hava hakim. Gündüz saatlerinde sıcaklıkların 30 dereceye kadar çıktığı kentte, gece ani sıcaklık düşüşleri yaşanıyor. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı 15 dereceyi buluyor. Yaz aylarında baharı yaşayan Erzurum, bu yıl adeta Karadeniz iklimini yaşıyor. Erzurum’da iklim değişikliği etkisini gösteriyor
Erzurum’da son dönemde yaşanan iklimsel farklılığı yorumlayan Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Toy, dünya genelinde yaşanan iklim değişikliğinin etkisinin Erzurum’a da yansıdığını, kentin yüksek rakımda olması nedeniyle gelecek yıllarda da ülke genelinden farklılıkların görülebileceğini söyledi. Özellikle Erzurum’da kavurucu sıcaklara rağmen serin havaların bir avantaj olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Süleyman Toy, Erzurum’un biyoklimatik konfor açısından yaz aylarında ülkedeki en olumlu özellikler gösteren yerlerden biri olduğunu hatırlattı.

Erzurum gibi yüksek rakımda kurulu ve dağ iklimlerinin hüküm sürdüğü alanlarda yaz ve kış arasındaki geçişlerin, mevsimlerde yaşanan kaymalar nedeniyle net olarak görülemediğinin altını çizen Prof. Dr. Toy, “Yani yaz ve kış mevsimlerinin hüküm sürdüğü dönemler zaman zaman uzamaktadır. Özellikle okyanus sularının ısınmasıyla (dönemsel El Nino olayı gibi) bir alanda etkili olan meteorolojik sistemlerin eskisine göre farklı özellikler göstermesi iklim değişikliğinin önemli bir göstergesidir. Bu durumda ortaya çıkan her türlü meteorolojik olayın şiddetinin artması söz konusu olmaktadır” dedi. Dağ iklimlerinde mevsimsel farklılıklar görülebilir
Erzurum’un bulunduğu bölgede ısınmanın etkisiyle eskiye göre daha ılık kış koşulları yaşandığını dile getiren Toy, “Kış aylarında daha az kar yağışlı gün ve daha düşük kar kalınlıkları ölçülürken, yaz aylarında bu etkinin daha çok ilkbahar havası şeklinde yağışların mevsime yayılması ve düşük ortalama sıcaklıkların hüküm sürdüğü mevsimsel bir geçiş şeklinde yaşandığı görülmektedir. Kısa dönemli meteorolojik durumlar olarak değerlendirilebilecek bu durumlar yıldan yıla değişiklik göstermekle birlikte yüksek rakım nedeniyle sıcak hava dalgalarının etkisinin yurdumuzun geneline göre daha az hissedildiği bir durum yaşanması da mümkündür. Erzurum başta olmak üzere yüksek rakımlı yerleşim yerleri ülkemizin biyoklimatik konfor açısından en avantajlı alanları olarak tespit edilmiştir” diye konuştu.

Aşırı yağışlara karşı tedbir alınmasını isteyen Prof. Dr. Toy yapılacakları şöyle sıraladı:
*Kentleşmenin sınırlandırılması, beton, asfalt ve çatı yüzeyi gibi doğal olmayan kaplı yüzey alanlarının azaltılması.
*Su kaynaklarının korunması için şiddetli yağışların yüzey akışıyla kaybolmasının önüne geçilmesi amacıyla yağmur suyu hasadı gibi yeni tekniklerin uygulanması.
*Kentsel açık ve yeşil alanların miktarının arttırılarak kentin yağmur suyunu daha fazla emer hale getirilmesi ve gölgeleme etkisi oluşturulması.
*Azalan kar kalınlıkları ve karla kaplı gün sayısının kış turizmi faaliyetlerine etkisinin azaltılması amacıyla zaten uygulamada olan kar saklama ve teknik karlama gibi sistemlerin etkin kullanılması.
* Son olarak şiddeti ve sıklığı artan iklim tehlikelerine karşı ülkemizde meteorolojik ölçüm, gözlem ve tahminlerden yasal olarak sorumlu kuruluş olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile koordineli biçimde erken uyarı sistemleri ve kurumlar arası koordinasyon kurularak halkın bilgi ve bilinç seviyesinin arttırılması sağlanmalıdır.