
Erzurum’un çocuk yazarlarında onlarca yazar ve hikâyeleri geride bıraktık. Çocuklarımızın duygu dünyasından kâğıda dökülmüş olan yazıları sizlerle paylaştık ve paylaşmaya da devam edeceğiz. Erzurum kitap fuarında bir ilki gerçekleştiren bu çocuklarımız yazmaya ve eser üretmeye devam etmektedirler. Bizlerde sizlere ortaya koyulan bu eserleri sunuyor ve keyifli okumalar diliyorum. Biliyor ve inanıyoruz ki geleceğimizi emanet edeceğimiz bu çocuklar harika iller başaracaklar ve 2023 ardından ise 2071 hedeflerine kısa sürede ulaşılacaktır. Bizler buna inanıyoruz. Bu ülkenin evlatları birçok şeyi geçmişten aldıkları güçle başarmıştı. İşte yine bu aşk ve şevkle çalışarak inşallah ülkemizi uygar medeniyet seviyesine taşıyacağız. Önümüzdeki haftalarda yeni yazar ve kitaplarla sizlerle birlikte umudunu taşıyoruz.
Şevval Naz Varol-Fıstık Ve Şirin
Sıcak bir yaz sabahıydı. Ali bey yine kuşları uyandırmıştı. Kuşların kaplarına bakmış ve sularını tamamlamıştı. Ali Bey hayvan satan bir dükkâna sahip idi. Muhabbet kuşlarını satıyordu. Öğlene doğru dükkâna bir adam geldi. Adam bağırarak işini halletmeye çalışıyordu. Ali bey dükkânda yeni doğan Fıstık ve Şirin adlı iki kuşu bu adama vermişti. Adam kafese koyduğu kuşları evine götürdü. Eve vardığında kapıda onu çocukları karşıladı. Çocuklar çok sevinmişti Hemen kuşlara yer ayarlamaya çalışıyorlardı. Sonunda üç kardeş onlara güzel bir yer buldular. Fıstık ve Şirin artık yeni yuvalarındaydı. Burada ne kadar kalacaklardı onu şimdilik bilen yoktu.
Ahmet Taha Karataş- Emir Hoca: Bir gün Emir Hoca bahçede yürüyormuş. Yanından bir adam hızla geçerken ona tokat atmış. Emir Hoca çok şaşırmış ve adamın kolunu tutarak demiş ki: “ sen bana ne hakla tokat atarsın?” Adam, Emir Hocaya şaka yaptığını söylese de hoca buna inanmamış. Hemen kadıya gidip onu şikâyet etmiş. Kadı durumu anlamış ve tarafları anlaştırmaya çalışmış. Vuran adam, Emir Hoca’dan özür dilemiş ve iş tatlıya bağlanmış.
Abdrurrahman Sami Kiki- Hoca
Nasrettin Hoca pazara gitmek için evden ayrılmış. Yolun ortasında iken adamlardan biri ona tokat atmış. Adam birde hocayla dalga geçmiş ve gülmeye başlamış. Hoca bu duruma çok sinirlenmiş. Nasrettin Hoca adamın kolunu tutmuş. Adam hemen tepki vermiş. Kolumu tutamazsın. Hoca onu mahkemeye götürmeye karar vermiş. Kadıya varmışlar. Kadıya, hoca adamı şikayet etmiş. Adam zengin biriymiş. Parasıyla suçunu örtmek istemiş. Kadı da kötü biriymiş. Hoca’nın dediklerini değil adamın altınlarına göre karar vermiş. Adamın tokat atmasına ceza vermemiş.
Mürsel Kabakuş- Tokat: Hoca bir gün evinden çıkmış. Biraz yürümek istiyormuş. Tam neşesi yerindeyken adamın biri hocanın ensesine bir tokat atmış. Adam şaka yaptım demiş. Yanlışla oldu süsü vermiş ama hoca buna inanmamış. Hemen adamın kolunda tutup kadıya varmışlar. Kadı kötü biriymiş ve parayı çok severmiş. Adamın verdiği rüşveti kabul etmiş ve hocayı görmezlikten gelmişti. Hoca bunu görünce dönmüş kadıya bir tokat atmış. Demek ki tokat atmanın cezası yokmuş
Şevval Naz Varol-Fıstık Ve Şirin
Sıcak bir yaz sabahıydı. Ali bey yine kuşları uyandırmıştı. Kuşların kaplarına bakmış ve sularını tamamlamıştı. Ali Bey hayvan satan bir dükkâna sahip idi. Muhabbet kuşlarını satıyordu. Öğlene doğru dükkâna bir adam geldi. Adam bağırarak işini halletmeye çalışıyordu. Ali bey dükkânda yeni doğan Fıstık ve Şirin adlı iki kuşu bu adama vermişti. Adam kafese koyduğu kuşları evine götürdü. Eve vardığında kapıda onu çocukları karşıladı. Çocuklar çok sevinmişti Hemen kuşlara yer ayarlamaya çalışıyorlardı. Sonunda üç kardeş onlara güzel bir yer buldular. Fıstık ve Şirin artık yeni yuvalarındaydı. Burada ne kadar kalacaklardı onu şimdilik bilen yoktu.
Ahmet Taha Karataş- Emir Hoca: Bir gün Emir Hoca bahçede yürüyormuş. Yanından bir adam hızla geçerken ona tokat atmış. Emir Hoca çok şaşırmış ve adamın kolunu tutarak demiş ki: “ sen bana ne hakla tokat atarsın?” Adam, Emir Hocaya şaka yaptığını söylese de hoca buna inanmamış. Hemen kadıya gidip onu şikâyet etmiş. Kadı durumu anlamış ve tarafları anlaştırmaya çalışmış. Vuran adam, Emir Hoca’dan özür dilemiş ve iş tatlıya bağlanmış.
Abdrurrahman Sami Kiki- Hoca
Nasrettin Hoca pazara gitmek için evden ayrılmış. Yolun ortasında iken adamlardan biri ona tokat atmış. Adam birde hocayla dalga geçmiş ve gülmeye başlamış. Hoca bu duruma çok sinirlenmiş. Nasrettin Hoca adamın kolunu tutmuş. Adam hemen tepki vermiş. Kolumu tutamazsın. Hoca onu mahkemeye götürmeye karar vermiş. Kadıya varmışlar. Kadıya, hoca adamı şikayet etmiş. Adam zengin biriymiş. Parasıyla suçunu örtmek istemiş. Kadı da kötü biriymiş. Hoca’nın dediklerini değil adamın altınlarına göre karar vermiş. Adamın tokat atmasına ceza vermemiş.
Mürsel Kabakuş- Tokat: Hoca bir gün evinden çıkmış. Biraz yürümek istiyormuş. Tam neşesi yerindeyken adamın biri hocanın ensesine bir tokat atmış. Adam şaka yaptım demiş. Yanlışla oldu süsü vermiş ama hoca buna inanmamış. Hemen adamın kolunda tutup kadıya varmışlar. Kadı kötü biriymiş ve parayı çok severmiş. Adamın verdiği rüşveti kabul etmiş ve hocayı görmezlikten gelmişti. Hoca bunu görünce dönmüş kadıya bir tokat atmış. Demek ki tokat atmanın cezası yokmuş