
[caption id="attachment_196597" align="alignright" width="490"]
Alparslan KOTAN[/caption]
2020 yılının şubat ayında önce yerel daha sonra ise ulusal ölçekte iki önemli kültürel gelişmeye şahitlik ettik. Önce şubat aynın ilk günlerinde 9 bin m² kapalı alanda, 1 milyon kitapla hizmet verecek olan Erzurum İl Halk Kütüphanesi yeni binasında hizmete açıldı. Daha sonra ise 125 bin m² kapalı alanda, 4 milyon basılı eserle 7 gün 24 saat hizmet verecek olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışı münasebetiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin koleksiyonlarında bulunan en nadide yazma eserlerin sergilendiği muhteşem bir sergi Türkiye Yazma Eserler Kurumu tarafından hazırlandı.
Şehrimize ve ülkemize böyle iki özel kütüphanenin kazandırılmasının heyecanını yaşarken ister istemez Erzurum’un kayıp kitapları düştü aklımıza… İstedik ki Erzurum’un uğradığı bu kültür ve kitap katliamlarını bu vesile ile Erzurum gündemine taşıyalım ve şehir hafızasını tazeleyelim.
Şubat ayı Erzurum için adeta hüzün ayıdır. Zira Erzurum 1877-1878 Osmanlı Rus savaşları sonucunda ve 1916 yılındaki Rus işgallerine şubat ayı içinde duçar olmuştur. 1829 yılındaki Rus işgali ise haziran ayında gerçekleşmiştir.

Gürcistan Arşivleri Erzurumlu Akademisyenleri ve Araştırmacıları Bekliyor!
Ruslar uzun yıllar boyunca Kafkasya ve Kuzey Doğu Anadolu bölgesinin ekonomisi, etnografyası, dilleri, tarihi, coğrafyası, kültürü ve sanatı üzerine hem bilimsel hem de istihbarat çalışmaları yapmışlar ve bu çalışmalarda elde ettikleri bilgileri Tiflis’teki Kafkasya Genel Valiliği arşivinde toplamışlardır. Bu arşivde bulunan evraklar daha sonra tarihçi, filolog ve arkeolog Adolf Petroviç Berger başkanlığında kurulan Kafkas Arkeografya Komisyonu tarafından tasnif edilmiş ve 1866 yılından itibaren AKAK ismiyle Tiflis’te yayımlanmıştır. AKAK’ın 1866 yılından 1904 yılına kadar süren 38 yıllık yayım serüveninden 12 ciltte toplam 12.597 sayfalık devasa bir külliyat ortaya çıkmıştır. AKAK ile ilgili detaylı bilgileri daha önce kaleme almış ve Erzurum kamuoyu ile paylaşmıştık.
Rusların gerek işgal dönemlerinde gerekse barış dönemlerinde Erzurum ve çevresinde en çok ilgilendikleri kültür unsurlarından birisi kitaplar olmuştur. İşgal dönemlerinde yağma ve gasp şeklinde görülen bu ilgi, barış zamanlarında ise hırsızlık ve satın alma şeklinde kendini göstermiştir.
1829’daki ilk Rus işgali sırasında şehir başta Serasker Sarayı olmak üzere Ruslar tarafından adeta yağma edilmiş ve çok sayıda kültür ve sanat eseri yağmalanmıştır. Bu dönemde Erzurum’da bulunan kitapların ne kadarının yağma edildiğine dair somut bir bilgimiz ne yazık ki yok.

Rus Konsolosu’nun Erzurum’dan Topladığı Kitaplar Birisith Museum’e Nasıl Gitti?
Erzurum ve çevresinde özellikle yazma kitaplara karşı en ciddi operasyon 1848-1866 yılları arasında Rusya'nın Erzurum başkonsolosluğunu yapmış olan M. Alexandre Jaba tarafından yapılmıştır.
Erzurum’da görev yaptığı süre içinde bölgenin kültürel yapısı hakkında oldukça detaylı çalışmalar yapan Jaba, Erzurum’dan topladığı çok sayıda yazma kitabı daha sonra British Museum’a satmıştır.
Charles Rieu tarafından 1888 yılında yayımlanan “Catalogue of The Turkish Manuscripts in The British Museum” isimli kataloğun ön sözünde belirtildiği üzere British Museum’un Türkçe El Yazmaları bölümünün temeli Rusya’nın son Erzurum Başkonsolosu M. Alexandre Jaba’dan satın alınan 106 adet el yazması kitap ile atılmıştır. Jaba tarafından Erzurum ve çevresinden toplanarak British Museum’a satılan el yazması 106 eserin 49 tanesi Türkçe, geri kalanları ise Arapça ve Farsça’dır.
Erzurum’dan toplanan el yazması kitapların Rus Başkonsolosu tarafından Brisith Museum’a satılmasına ilişkin ilk bilgileri 1960’lı yıllarda Hür Söz Gazetesi’nde özellikle Erzurum Sanat Tarihi hakkında birbirinden önemli değerlendirme yazıları kaleme almış olan sanat tarihçisi İlhan Akçay, Erzurum kamuoyuna aktarmıştır.
Jaba tarafından Rusya’ya ne kadar kitap götürüldüğüne dair ise her hangi bir bilgi sahibi değiliz!

1916 İşgalinde Erzurum’un Kitapları
1916 yılındaki Rus işgali öncesinde Erzurum’da bulunan kütüphaneler ve bu kütüphanelerde bulunan kitaplar hakkında en çarpıcı bilgileri ise 1956 yılında Avukat Hasan Refik Ertuğ tarafından, kayınpederi Dr. Fikri Servet Tör’ün kitapları arasında kendisine intikal eden “Eski Bir Defter”den alıyoruz. Bu defter Ertuğ tarafından değerlendirilmek üzere o dönemin Millî Kütüphane Müdürü Adnan Ötüken’e gönderilir. Adnan Ötüken tarafından Türk Kütüphaneciliği Dergisi’nin 1962 yılında çıkarılan 12. Cildinde yayımlanan bu defterin kapak sayfasındaki başlık şöyledir: “Dersaadet ile Vilayat-ı Osmaniye’de Bulunan Kütüphanelerin Esamisiyle Kütüb-ü Mevcude ve Mevkufe Miktarları” …
Osmanlı Devleti’nin 1911 yılındaki kütüphane kayıtlarını ihtiva eden bu deftere göre, 1911 yılı itibariyle Osmanlı Devleti sınırları içerisinde 298 kütüphane ve 180.000 kitap bulunmaktadır.
Defterdeki bilgilere göre 1911 yılında Erzurum’da 5 kütüphane bulunmaktadır. Bu 5 kütüphanede bulunan toplam yazma eser sayısı ise 1348’dir.
1916 yılındaki işgal sonrasında ise Ruslar Erzurum’da özellikle evlerinde kitap, kitaplık ve kütüphane bulunan Türklere son derece büyük baskı uygulamışlardır. Bu dönemde Ruslar ve Ermeniler şehirde yaptıkları aramalar sırasında ele geçirdikleri önemli gördükleri kitapları gasp ettikleri gibi birçok kitabı da yakmışlardır. Bununla birlikte birçok Türk ailesi de Rusların kitaplık bulunan evlerin sahiplerine sıkıntı çıkardıklarını öğrendiklerinden kendileri kendi kitaplarını yakarak yok etmişlerdir. 12 Mart 1918’e gelen süreci (1918 Erzurum Katliamı, Neden ve Nasıl Oldu?) başlıklı hatıratıyla en canlı şekilde günümüze aktaran Ahmet Hürbaş, babasından hatıra kalan ve büyük bir titizlikle muhafaza ettikleri 300 kitabı Rusların eziyetinden çekindikleri için yakarak imha ettiklerini hatıralarında belirmiştir.
Erzurum İl Halk Kütüphanesi’nin yeniden tesis edilmesi sürecinde yapılan çalışmalar sırasında gün yüzüne çıkarılarak yeniden Erzurum’a kazandırılan binlerce kayıp kitap gibi umarız ki Erzurum’dan götürülen el yazması kitaplarda bir gün tekrar Erzurum’a kazandırılsın…
Tarih ve kültür şehri Erzurum, kültürüne ve tarihine sahip çıkan bir şehir olsun!...

KAYNAKLAR:
Adnan ÖTÜKEN; “Eski Bir Defter, 60 Yıl Önceki Türk Kütüphaneleri”, Türk Kütüphaneciliği Dergisi, Cilt:11, S. 3-4, İstanbul, 1962.
Ahmet HÜRBAŞ; “1918 Erzurum Katliamı, Neden ve Nasıl Oldu?”, Ermeniler Hakkında Makaleler Derlemeler, XX. Yıl Armağanı; Cilt:2, Atatürk Üniversitesi Yayınları, No:535, Ankara, 1978.
Alparslan KOTAN; “Erzurum Tarihine İlişkin Önemli Bir Rusça Kaynak: AKAK”; Gelişim Erzurum Dergisi, Sayı:6, Erzurum, 2019.
Caharles RIEU; Catalogue of The Turkish Manuscripts in The British Museum, 1888.
İlhan AKÇAY; “Erzurum’dan Kaçırılan Yazmalar Hakkında”, Hür Söz Gazetesi, 26 Mart 1962.
İlhan AKÇAY; “Erzurum’un Eski Yazmalarını Kim Kaçırdı? Şimdi Nerede Bulunuyor?”, Hür Söz Gazetesi, 18 Kasım 1961.

2020 yılının şubat ayında önce yerel daha sonra ise ulusal ölçekte iki önemli kültürel gelişmeye şahitlik ettik. Önce şubat aynın ilk günlerinde 9 bin m² kapalı alanda, 1 milyon kitapla hizmet verecek olan Erzurum İl Halk Kütüphanesi yeni binasında hizmete açıldı. Daha sonra ise 125 bin m² kapalı alanda, 4 milyon basılı eserle 7 gün 24 saat hizmet verecek olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışı münasebetiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin koleksiyonlarında bulunan en nadide yazma eserlerin sergilendiği muhteşem bir sergi Türkiye Yazma Eserler Kurumu tarafından hazırlandı.
Şehrimize ve ülkemize böyle iki özel kütüphanenin kazandırılmasının heyecanını yaşarken ister istemez Erzurum’un kayıp kitapları düştü aklımıza… İstedik ki Erzurum’un uğradığı bu kültür ve kitap katliamlarını bu vesile ile Erzurum gündemine taşıyalım ve şehir hafızasını tazeleyelim.
Şubat ayı Erzurum için adeta hüzün ayıdır. Zira Erzurum 1877-1878 Osmanlı Rus savaşları sonucunda ve 1916 yılındaki Rus işgallerine şubat ayı içinde duçar olmuştur. 1829 yılındaki Rus işgali ise haziran ayında gerçekleşmiştir.

Gürcistan Arşivleri Erzurumlu Akademisyenleri ve Araştırmacıları Bekliyor!
Ruslar uzun yıllar boyunca Kafkasya ve Kuzey Doğu Anadolu bölgesinin ekonomisi, etnografyası, dilleri, tarihi, coğrafyası, kültürü ve sanatı üzerine hem bilimsel hem de istihbarat çalışmaları yapmışlar ve bu çalışmalarda elde ettikleri bilgileri Tiflis’teki Kafkasya Genel Valiliği arşivinde toplamışlardır. Bu arşivde bulunan evraklar daha sonra tarihçi, filolog ve arkeolog Adolf Petroviç Berger başkanlığında kurulan Kafkas Arkeografya Komisyonu tarafından tasnif edilmiş ve 1866 yılından itibaren AKAK ismiyle Tiflis’te yayımlanmıştır. AKAK’ın 1866 yılından 1904 yılına kadar süren 38 yıllık yayım serüveninden 12 ciltte toplam 12.597 sayfalık devasa bir külliyat ortaya çıkmıştır. AKAK ile ilgili detaylı bilgileri daha önce kaleme almış ve Erzurum kamuoyu ile paylaşmıştık.
Rusların gerek işgal dönemlerinde gerekse barış dönemlerinde Erzurum ve çevresinde en çok ilgilendikleri kültür unsurlarından birisi kitaplar olmuştur. İşgal dönemlerinde yağma ve gasp şeklinde görülen bu ilgi, barış zamanlarında ise hırsızlık ve satın alma şeklinde kendini göstermiştir.
1829’daki ilk Rus işgali sırasında şehir başta Serasker Sarayı olmak üzere Ruslar tarafından adeta yağma edilmiş ve çok sayıda kültür ve sanat eseri yağmalanmıştır. Bu dönemde Erzurum’da bulunan kitapların ne kadarının yağma edildiğine dair somut bir bilgimiz ne yazık ki yok.

Rus Konsolosu’nun Erzurum’dan Topladığı Kitaplar Birisith Museum’e Nasıl Gitti?
Erzurum ve çevresinde özellikle yazma kitaplara karşı en ciddi operasyon 1848-1866 yılları arasında Rusya'nın Erzurum başkonsolosluğunu yapmış olan M. Alexandre Jaba tarafından yapılmıştır.
Erzurum’da görev yaptığı süre içinde bölgenin kültürel yapısı hakkında oldukça detaylı çalışmalar yapan Jaba, Erzurum’dan topladığı çok sayıda yazma kitabı daha sonra British Museum’a satmıştır.
Charles Rieu tarafından 1888 yılında yayımlanan “Catalogue of The Turkish Manuscripts in The British Museum” isimli kataloğun ön sözünde belirtildiği üzere British Museum’un Türkçe El Yazmaları bölümünün temeli Rusya’nın son Erzurum Başkonsolosu M. Alexandre Jaba’dan satın alınan 106 adet el yazması kitap ile atılmıştır. Jaba tarafından Erzurum ve çevresinden toplanarak British Museum’a satılan el yazması 106 eserin 49 tanesi Türkçe, geri kalanları ise Arapça ve Farsça’dır.
Erzurum’dan toplanan el yazması kitapların Rus Başkonsolosu tarafından Brisith Museum’a satılmasına ilişkin ilk bilgileri 1960’lı yıllarda Hür Söz Gazetesi’nde özellikle Erzurum Sanat Tarihi hakkında birbirinden önemli değerlendirme yazıları kaleme almış olan sanat tarihçisi İlhan Akçay, Erzurum kamuoyuna aktarmıştır.
Jaba tarafından Rusya’ya ne kadar kitap götürüldüğüne dair ise her hangi bir bilgi sahibi değiliz!

1916 İşgalinde Erzurum’un Kitapları
1916 yılındaki Rus işgali öncesinde Erzurum’da bulunan kütüphaneler ve bu kütüphanelerde bulunan kitaplar hakkında en çarpıcı bilgileri ise 1956 yılında Avukat Hasan Refik Ertuğ tarafından, kayınpederi Dr. Fikri Servet Tör’ün kitapları arasında kendisine intikal eden “Eski Bir Defter”den alıyoruz. Bu defter Ertuğ tarafından değerlendirilmek üzere o dönemin Millî Kütüphane Müdürü Adnan Ötüken’e gönderilir. Adnan Ötüken tarafından Türk Kütüphaneciliği Dergisi’nin 1962 yılında çıkarılan 12. Cildinde yayımlanan bu defterin kapak sayfasındaki başlık şöyledir: “Dersaadet ile Vilayat-ı Osmaniye’de Bulunan Kütüphanelerin Esamisiyle Kütüb-ü Mevcude ve Mevkufe Miktarları” …
Osmanlı Devleti’nin 1911 yılındaki kütüphane kayıtlarını ihtiva eden bu deftere göre, 1911 yılı itibariyle Osmanlı Devleti sınırları içerisinde 298 kütüphane ve 180.000 kitap bulunmaktadır.
Defterdeki bilgilere göre 1911 yılında Erzurum’da 5 kütüphane bulunmaktadır. Bu 5 kütüphanede bulunan toplam yazma eser sayısı ise 1348’dir.
1916 yılındaki işgal sonrasında ise Ruslar Erzurum’da özellikle evlerinde kitap, kitaplık ve kütüphane bulunan Türklere son derece büyük baskı uygulamışlardır. Bu dönemde Ruslar ve Ermeniler şehirde yaptıkları aramalar sırasında ele geçirdikleri önemli gördükleri kitapları gasp ettikleri gibi birçok kitabı da yakmışlardır. Bununla birlikte birçok Türk ailesi de Rusların kitaplık bulunan evlerin sahiplerine sıkıntı çıkardıklarını öğrendiklerinden kendileri kendi kitaplarını yakarak yok etmişlerdir. 12 Mart 1918’e gelen süreci (1918 Erzurum Katliamı, Neden ve Nasıl Oldu?) başlıklı hatıratıyla en canlı şekilde günümüze aktaran Ahmet Hürbaş, babasından hatıra kalan ve büyük bir titizlikle muhafaza ettikleri 300 kitabı Rusların eziyetinden çekindikleri için yakarak imha ettiklerini hatıralarında belirmiştir.
Erzurum İl Halk Kütüphanesi’nin yeniden tesis edilmesi sürecinde yapılan çalışmalar sırasında gün yüzüne çıkarılarak yeniden Erzurum’a kazandırılan binlerce kayıp kitap gibi umarız ki Erzurum’dan götürülen el yazması kitaplarda bir gün tekrar Erzurum’a kazandırılsın…
Tarih ve kültür şehri Erzurum, kültürüne ve tarihine sahip çıkan bir şehir olsun!...

KAYNAKLAR:
Adnan ÖTÜKEN; “Eski Bir Defter, 60 Yıl Önceki Türk Kütüphaneleri”, Türk Kütüphaneciliği Dergisi, Cilt:11, S. 3-4, İstanbul, 1962.
Ahmet HÜRBAŞ; “1918 Erzurum Katliamı, Neden ve Nasıl Oldu?”, Ermeniler Hakkında Makaleler Derlemeler, XX. Yıl Armağanı; Cilt:2, Atatürk Üniversitesi Yayınları, No:535, Ankara, 1978.
Alparslan KOTAN; “Erzurum Tarihine İlişkin Önemli Bir Rusça Kaynak: AKAK”; Gelişim Erzurum Dergisi, Sayı:6, Erzurum, 2019.
Caharles RIEU; Catalogue of The Turkish Manuscripts in The British Museum, 1888.
İlhan AKÇAY; “Erzurum’dan Kaçırılan Yazmalar Hakkında”, Hür Söz Gazetesi, 26 Mart 1962.
İlhan AKÇAY; “Erzurum’un Eski Yazmalarını Kim Kaçırdı? Şimdi Nerede Bulunuyor?”, Hür Söz Gazetesi, 18 Kasım 1961.