
Haber: İhsan Senir
Evlilik denince akla gelen ilk hukuki sonlandırma yöntemi genellikle boşanma oluyor. Ancak Türk hukukunda az bilinen ama hayati öneme sahip bir yol daha bulunuyor: “evliliğin iptali”. Avukat Ahmet Çağrı Karaca, Türk Medeni Kanunu’ndaki “butlan” kavramını ve hangi durumlarda boşanmak yerine evliliğin iptal edilebileceğini tüm yönleriyle açıkladı.
Boşanmanın, hukuken geçerli şekilde kurulmuş bir evliliğin, sonradan ortaya çıkan sebeplerle (geçimsizlik, aldatma gibi) sona erdirilmesi olduğunu ifade eden Karaca, evliliğin iptalinin ise evliliğin baştan sakat olduğu -kanunun, eşlerde ya da eşlerin iradelerinde aradığı şartlardan bazılarının bulunmaması- durumlarda gündeme geldiğini belirtti. Karaca, “Burada mahkemeye gidip ‘Bu evliliği bitir’ demiyoruz; ‘Bu evlilik baştan sakattı, yasaya uygun kurulmadı, bu evlilik iptal edilsin’ diyoruz” ifadelerini kullandı.

Boşanma ile evliliğin iptali arasındaki farklar
Karaca, boşanma ve iptal davalarını şöyle açıkladı;
“Boşanma; geçerli evliliğin sonradan ortaya çıkan sebeplerle sona erdirilmesidir. Evliliğin iptali, evliliğin baştan hukuken sakat olduğu durumlarda istenebilir. Boşanma sonrası evlilik, mahkeme kararıyla sona erer; iptal davasında ise evlilik, baştan geçersiz sayılır. Mahkeme iptal kararı verene kadar, o evlilik geçerli evliliğin tüm sonuçlarını doğurur. Ancak karar kesinleşince evlilik sona erer.”
‘Mutlak’ ve ‘Nisbi Butlan’ nedir?
Evliliğin iptali taleplerinin, ‘mutlak butlan’ ve ‘nisbi butlan’ olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Karaca bu durumu şu sözlerle açıkladı; “Mutlak Butlan; evliliğin temelden sakat olduğu, Cumhuriyet Savcılarının bile müdahil olabileceği ciddi durumları kapsıyor. Örneğin; eşlerden birinin ayırt etme gücüne sahip olmaması, eşlerin kardeş veya yakın akraba olması, eşlerden birinin hâlihazırda evli olması. Nisbi butlan ise daha sık görülen, kişinin iradesinin sakat olduğu durumlardır. Kandırılma, (eşin kendisinde bulunmayan bir niteliği varmış gibi göstermesi veya kusurunu gizlemesi) hastalıkların gizlenmesi (genetik veya bulaşıcı ciddi hastalıkların evlilik öncesi saklanması), namus ve onurla ilgili yalanlar (evlenmeye ikna eden hatalı beyanlar) tehdit veya korkutma ‘Benimle evlenmezsen seni öldürürüm’ gibi zorlamalar.”
Avukat Karaca, kişinin, korkunun etkisinden kurtulduğu andan itibaren mahkemeye başvurarak evliliğin iptalini isteyebileceğini söyledi.

Boşanma ve iptal arasındaki hukuki farklar
“İptal davası sonuçlandığında evlilik baştan geçersiz sayılır ve kusur, tazminat ve mirasçılık gibi hukuki sonuçlarda fark oluşur. Ancak iptal edilse bile evlilikten doğan çocuklar evlilik içi doğmuş sayılır ve hakları korunur” diyen Karaca bu farkı da şöyle açıkladı; “Boşanmada, evlilik geçerli kabul edilip sonradan feshedilir. İptal davasında, evlilik baştan geçersiz sayılır ve bazı hukuki sonuçlar farklı olur.”
İptal davasında hak düşürücü süreler
İptal davalarında süre sınırlamalarına da dikkati çeken Karaca, “Kandırıldığını veya hata yaptığını fark eden kişi, 6 ay içinde dava açmalı. Her halükarda, evlilik üzerinden 5 yıl geçmeden iptal davası açılmalı. Beklerseniz, hak düşer ve tek yol boşanma olur. Bu yüzden evliliğin temelinde sakatlık veya kandırılma olduğunu düşünen kişiler, vakit kaybetmeden hukuki destek almalı” uyarısında bulundu.
Örnek durumlar ve iptal sebepleri
Karaca, iptal için en çarpıcı örnekleri şöyle sıraladı; “Eşin ciddi bir hastalığını gizlemesi. Namus, onur veya mirasla ilgili yalanlar. Evlilik sırasında tehditle veya korkutmayla zorlanma. Bu durumlarda mahkemeye başvurarak, evliliğin baştan sakat olduğu tespit edildiğinde iptal kararı verilebiliyor.”
HABER MERKEZİ