
Tırnak işaretinden de anladığınız üzere başlıkta yer alan ifade bana ait değil. Cümle, Ankara’da yaşayan bir dostumun şu günlerde başından geçen tarjikomik olaylar zincirine gönderme yapıyor. Bütün o olayların nasıl, hangi sebeple başladığını özetliyor. Cümle de sitem de ona ait…
Ama çok iyi biliyorum, ‘Fen Lisesi ya da daha geniş anlamda iyi okul manzaralı ev arayışı’ bugün sadece benim sevgili dostumun derdi değil. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017-2018 eğitim-öğretim yılı başlangıcında, tam da okulların açıldığı hafta TEOG, YGS ve LYS sınav sistemlerinde yaptığı ‘sürpriz’ değişiklikler ve bu değişiklikler kapsamında gündeme gelen ‘adrese dayalı okul kaydı’ uygulaması, neredeyse bütün velilerin zihninde ‘Acaba doğru adreste miyim?’ sorusunu uyandırdı.
Uygulama henüz ‘ihtimal’ düzeyinde olsa bile…
Elbette adresininin doğru yer olup olmadığını sorgulamayan veliler de vardır:
Ve yani:
Ama eğer siz, bir ilkokul, ortaokul ya da lise velisi iseniz ve kendinizi sıraladığım bu dört gruptan hiçbirine dahil edemediyseniz…
Başka bir deyişle ‘arayış içindekiler’ diye tanımlayabileceğimiz ve kaba hesapla % 55-60’lık dilimi oluşturduğunu gözlemlediğimiz çoğunluğa mensup iseniz…
Kuvvetle muhtemeldir ki siz de şu günlerde bir Fen Lisesine, olmadı yaşadığınız yerdeki en ünlü, en iyi, en başarılı (?) bir başka okula komşu olmayı, bu komşuluk sayesinde çocuğunuzu o okulun sınıflarından birine atıvermeyi düşlüyorsunuzdur.
Bu ‘başarılı okul’ tanımlamasının hangi bilimsel ölçüte göre yapıldığı; okulların çevreye yansıdığı ölçüde hakikaten başarılı olup olmadığı; izlenimler ile istatistiklerin birbirini tutup tutmadığı tamamen ayrı bir konu.
Ve hiç kuşkusuz bu konu da son derece önemli!
***
Apaçık bir göçten söz ediyoruz.
Bunun doğru adı: ‘Eğitim göçü’
Henüz tam olarak başlamamış…
İçten içe kaynayan, demlenen…
Resmi beyanlara dikkat kesilmiş kimselerin usul usul oluşturduğu; sınav ve okula kayıt sistemleriyle doğrudan ilgisi olan…
Sosyal yapı üzerinde ve ekonomik sınıflar arasında risk oluşturabilecek…
Kentler ya da mahalleler, sokaklar arasında cereyan edecek…
Yeni bir göç dalgası!
Birkaç hafta içerisinde MEB tarafından Bakanlar Kurulu’na sunulacak tasarı, mutlaka bu olgu, bu risk dikkate alınarak hazırlanmalı.
‘Alternatif sistem’ de diyebileceğimiz o tasarı veya tasarılar, tam da şu günlerde hazırlanıyor; henüz iş işten geçmiş değil.
Zaten veliler de -tıpkı benim Ankara’da yaşayan sevgili dostumun yaptığı gibi- tam da şu günlerde göç hazırlığı yapıyorlar.
Yaşadıkları kenti ya da mahalleyi, sokağı değiştirmeyi planlıyorlar.
Planlamaktan daha ileriye geçenler de var…
Sınav sistemlerinin tartışıldığı iletişim forumlarında birbirine evden eve taşıma yapan şirketler hakkında referans veren, telefonları paylaşan, fiyat karşılaştıran veliler var.
Alın size bir matruşka daha…
Ve alın size Türkiye’ye özgü, çekirdeğinde eğitimle ilgili bir durum barındıran yepyeni bir sorun.
Ama elbette durumu, aynı zamanda eğitimle ilgilenen profesyonellerin mesleki yeterliliklerini, bilgi düzeylerini, ufuklarını sınayacak yeni bir test olarak da görebiliriz.
Krizin Çincesi: Wei-Ji…
Tehlike ve fırsat…
Bakalım kimler altından kalkacak, kimler altında kalacak bu krizin?
Ama çok iyi biliyorum, ‘Fen Lisesi ya da daha geniş anlamda iyi okul manzaralı ev arayışı’ bugün sadece benim sevgili dostumun derdi değil. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017-2018 eğitim-öğretim yılı başlangıcında, tam da okulların açıldığı hafta TEOG, YGS ve LYS sınav sistemlerinde yaptığı ‘sürpriz’ değişiklikler ve bu değişiklikler kapsamında gündeme gelen ‘adrese dayalı okul kaydı’ uygulaması, neredeyse bütün velilerin zihninde ‘Acaba doğru adreste miyim?’ sorusunu uyandırdı.
Uygulama henüz ‘ihtimal’ düzeyinde olsa bile…
Elbette adresininin doğru yer olup olmadığını sorgulamayan veliler de vardır:
- Çocuklarının halihazırda okuduğu devlet okulundan memnun olanlar…
- Çocuklarını kendi seçtikleri özel okulda okutanlar…
- Konuyu az da olsa önemseyen ama ‘İstesem de bir şeyi değiştiremem’ diyenler
- Ve böyle konuları hiçbir zaman ‘kafaya takmayanlar’…
Ve yani:
- Memnunlar…
- Rahatlar…
- Umutsuzlar…
- İlgisizler…
Ama eğer siz, bir ilkokul, ortaokul ya da lise velisi iseniz ve kendinizi sıraladığım bu dört gruptan hiçbirine dahil edemediyseniz…
Başka bir deyişle ‘arayış içindekiler’ diye tanımlayabileceğimiz ve kaba hesapla % 55-60’lık dilimi oluşturduğunu gözlemlediğimiz çoğunluğa mensup iseniz…
Kuvvetle muhtemeldir ki siz de şu günlerde bir Fen Lisesine, olmadı yaşadığınız yerdeki en ünlü, en iyi, en başarılı (?) bir başka okula komşu olmayı, bu komşuluk sayesinde çocuğunuzu o okulun sınıflarından birine atıvermeyi düşlüyorsunuzdur.
Bu ‘başarılı okul’ tanımlamasının hangi bilimsel ölçüte göre yapıldığı; okulların çevreye yansıdığı ölçüde hakikaten başarılı olup olmadığı; izlenimler ile istatistiklerin birbirini tutup tutmadığı tamamen ayrı bir konu.
Ve hiç kuşkusuz bu konu da son derece önemli!
***
Apaçık bir göçten söz ediyoruz.
Bunun doğru adı: ‘Eğitim göçü’
Henüz tam olarak başlamamış…
İçten içe kaynayan, demlenen…
Resmi beyanlara dikkat kesilmiş kimselerin usul usul oluşturduğu; sınav ve okula kayıt sistemleriyle doğrudan ilgisi olan…
Sosyal yapı üzerinde ve ekonomik sınıflar arasında risk oluşturabilecek…
Kentler ya da mahalleler, sokaklar arasında cereyan edecek…
Yeni bir göç dalgası!
Birkaç hafta içerisinde MEB tarafından Bakanlar Kurulu’na sunulacak tasarı, mutlaka bu olgu, bu risk dikkate alınarak hazırlanmalı.
‘Alternatif sistem’ de diyebileceğimiz o tasarı veya tasarılar, tam da şu günlerde hazırlanıyor; henüz iş işten geçmiş değil.
Zaten veliler de -tıpkı benim Ankara’da yaşayan sevgili dostumun yaptığı gibi- tam da şu günlerde göç hazırlığı yapıyorlar.
Yaşadıkları kenti ya da mahalleyi, sokağı değiştirmeyi planlıyorlar.
Planlamaktan daha ileriye geçenler de var…
Sınav sistemlerinin tartışıldığı iletişim forumlarında birbirine evden eve taşıma yapan şirketler hakkında referans veren, telefonları paylaşan, fiyat karşılaştıran veliler var.
Alın size bir matruşka daha…
Ve alın size Türkiye’ye özgü, çekirdeğinde eğitimle ilgili bir durum barındıran yepyeni bir sorun.
Ama elbette durumu, aynı zamanda eğitimle ilgilenen profesyonellerin mesleki yeterliliklerini, bilgi düzeylerini, ufuklarını sınayacak yeni bir test olarak da görebiliriz.
Krizin Çincesi: Wei-Ji…
Tehlike ve fırsat…
Bakalım kimler altından kalkacak, kimler altında kalacak bu krizin?