
ABD’nin eski NATO büyükelçisi ve Şikago Küresel İşler Konseyi'nin başkanı İvo Daalder diyor ki, “Ancak Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı, Türkiye'nin suçlarını tamamen yeni bir düzeye taşıdı. İçeride muhalefeti boğmaya çalıştı, muhaliflerini hapse attı ve hükümeti dünyadaki herkesten daha fazla gazeteciyi hapse attı. Aynı zamanda Freedom House tarafından “özgür değil” olarak derecelendirilen tek NATO ülkesi.”
Şimdi bir hatırlatma yapalım, içeride siyaset yapan muhalefetin mitinglerde isimlerini saydıkları, iktidar olduklarında hepsini görevlerine iade edeceklerine dair söz verdikleri varya onları kast ediyor. Hangi (sözde) gazeteci veya görevlerine iade edeceklerini sıklıkta ifade ettikleri muhaliflerin kim olduğunu biliyoruz değil mi?
Eksik bırakmayalım, milletvekillikleri düşürülen ve kapatma davası açılan terörle bağını asla kesmeyen HDP’de, FETÖ’cülerde, ihraç edilen terör yandaşlarıda Daalder’in ve bizim muhalefetin kast ettikleri arasında yer alıyorlar.
Bakalım Amerikalıların başka karın ağrıları nelermiş?
“Ancak, özgürlükteki bu son düşüş endişe verici olduğundan, iç karışıklık ve otokratik yönetim, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana dört askeri darbeye tanık olan bir ülke için yeni bir şey değil. Aksine, Türkiye'nin güvenilir bir müttefik olarak statüsünün sorgulanmasına neden olan yurtdışındaki giderek istikrarsız davranışlarıdır.”
İçeriyi ne yaparsanız yapın ama dışarıda çıkarlarımızı, çarklarımızı bozmanız da ne oluyor? Diye söylüyor bu Amerikalı. Siz anladınız.
“Erdoğan, Putin ile sıcak ilişkiler kuran tek NATO lideri değil. Birkaç yıl önce İtalya'nın eski Başbakanı Silvio Berlusconi'yi veya bugün Macaristan Başbakanı Viktor Orbán'ı düşünün.
Bununla birlikte, NATO'nun hava savunma ağına entegre edilebilecek Batı ekipmanı satın almak yerine Rusya'dan gelişmiş hava savunma füzeleri satın alan tek NATO lideridir.”
Hindistan aynı savunma sistemini alabilir, ama Türkiye alamaz öyle mi?
Erbakan’ın ifadesiyle “Hadi oradan”
“Aynı zamanda, birkaç hafta önce Yunanca bir dizi tweet'te yaptığı gibi, bir müttefiki güçle tehdit eden ilk Türk olmasa da tek NATO lideridir.”
Şu rezillikleri duymak dahi Türk milletinin tavrını belirleyecek ölçüde büyüktür. Yunanistan’ın hayasızca ve sırtını dayadığı Batılı güçlerle taciz ve hukuksuzluklarını görmeyeceksiniz, hadlerini aşınca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Haddinizi bilin, bilmezseniz bildiririz” mealine gelecek ve Yunan halkını da iktidarınız aklını başına almazsa ne olacağını sizde bilin ve kendinize gelin tivitleri büyük bir sorun olacak, öyle mi?
Dünyayı yalnızca kendi etraflarında döndüğünü sanan, Amerika’nın çıkarları önceliktir kalırsa fırsat kendi çıkarınıza da bizim istediğimiz ölçüsünde bakabilirsiniz anlayışından kurtulamayan bu çirkin Amerikalılar, Türkiye’nin dünyaya Ankara’dan bakmasından çok rahatsızlar.
FETÖ ile içerideki en büyük müttefiklerini kaybeden Amerika, acaba yeni bir kullanılacak ve iktidar olabilecek müttefik bulabilir miyiz? Derdindeler.
Kullanışlı müttefik bulabilirsiniz ki, sizden demokrasi isteyen, hatta iktidar arayan, desteklediğiniz muhalif unsurlarda mevcut, fakat sizin bulduklarınızın arkasında Türk Milleti olmayacaktır!
Şimdi bir hatırlatma yapalım, içeride siyaset yapan muhalefetin mitinglerde isimlerini saydıkları, iktidar olduklarında hepsini görevlerine iade edeceklerine dair söz verdikleri varya onları kast ediyor. Hangi (sözde) gazeteci veya görevlerine iade edeceklerini sıklıkta ifade ettikleri muhaliflerin kim olduğunu biliyoruz değil mi?
Eksik bırakmayalım, milletvekillikleri düşürülen ve kapatma davası açılan terörle bağını asla kesmeyen HDP’de, FETÖ’cülerde, ihraç edilen terör yandaşlarıda Daalder’in ve bizim muhalefetin kast ettikleri arasında yer alıyorlar.
Bakalım Amerikalıların başka karın ağrıları nelermiş?
“Ancak, özgürlükteki bu son düşüş endişe verici olduğundan, iç karışıklık ve otokratik yönetim, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana dört askeri darbeye tanık olan bir ülke için yeni bir şey değil. Aksine, Türkiye'nin güvenilir bir müttefik olarak statüsünün sorgulanmasına neden olan yurtdışındaki giderek istikrarsız davranışlarıdır.”
İçeriyi ne yaparsanız yapın ama dışarıda çıkarlarımızı, çarklarımızı bozmanız da ne oluyor? Diye söylüyor bu Amerikalı. Siz anladınız.
“Erdoğan, Putin ile sıcak ilişkiler kuran tek NATO lideri değil. Birkaç yıl önce İtalya'nın eski Başbakanı Silvio Berlusconi'yi veya bugün Macaristan Başbakanı Viktor Orbán'ı düşünün.
Bununla birlikte, NATO'nun hava savunma ağına entegre edilebilecek Batı ekipmanı satın almak yerine Rusya'dan gelişmiş hava savunma füzeleri satın alan tek NATO lideridir.”
Hindistan aynı savunma sistemini alabilir, ama Türkiye alamaz öyle mi?
Erbakan’ın ifadesiyle “Hadi oradan”
“Aynı zamanda, birkaç hafta önce Yunanca bir dizi tweet'te yaptığı gibi, bir müttefiki güçle tehdit eden ilk Türk olmasa da tek NATO lideridir.”
Şu rezillikleri duymak dahi Türk milletinin tavrını belirleyecek ölçüde büyüktür. Yunanistan’ın hayasızca ve sırtını dayadığı Batılı güçlerle taciz ve hukuksuzluklarını görmeyeceksiniz, hadlerini aşınca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Haddinizi bilin, bilmezseniz bildiririz” mealine gelecek ve Yunan halkını da iktidarınız aklını başına almazsa ne olacağını sizde bilin ve kendinize gelin tivitleri büyük bir sorun olacak, öyle mi?
Dünyayı yalnızca kendi etraflarında döndüğünü sanan, Amerika’nın çıkarları önceliktir kalırsa fırsat kendi çıkarınıza da bizim istediğimiz ölçüsünde bakabilirsiniz anlayışından kurtulamayan bu çirkin Amerikalılar, Türkiye’nin dünyaya Ankara’dan bakmasından çok rahatsızlar.
FETÖ ile içerideki en büyük müttefiklerini kaybeden Amerika, acaba yeni bir kullanılacak ve iktidar olabilecek müttefik bulabilir miyiz? Derdindeler.
Kullanışlı müttefik bulabilirsiniz ki, sizden demokrasi isteyen, hatta iktidar arayan, desteklediğiniz muhalif unsurlarda mevcut, fakat sizin bulduklarınızın arkasında Türk Milleti olmayacaktır!