
İngiltere mandası altındaki Filistin’e Siyonist proje kapsamında yüz binlerce Yahudi göç etti. Bu da Arap topluluklarda öfkeye ve isyana yol açtı. Siyonistler ile Araplar arasında düşmanlık Ağustos 1929’da kanlı çatışmalara dönüştü. Arapların tepkileri 1936’da geniş çaplı uygulanan genel grevle birlikte sivil itaatsizliğe dönüştü. Filistin’i 1920’den beri idare eden İngiltere Siyonist- Arap sorununu çözme sorumluluğunu 1947’de BM’ye devretti. BM’nin kurduğu özel komite bölgeyi Filistin ve Arap devletleri arasında bölmeyi önerdi. Filistin’in temsilcileri teklifi reddederken Yahudi temsilciler kabul etti. Paylaşım planı Filistin’in %56’sını Yahudilere, %44’ünü Arap devletine bırakıyordu. Filistinlilerin reddettiği plan hiç uygulanmadı.
İsrail devleti kurulan ilk Yahudi devletiydi. 14 Mayıs 1948’te ilan edildi. Karar son İngiltere birliklerinin bölgeyi terk ettiği ertesi gün yürürlüğe girdi. Filistinliler 15 Mayıs’ı “El Nakba” diye anarlar, yani “Felaket” günü. İsrail devleti ilan edildikten bir gün sonra Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye orduları hemen Filistin’de işgale başladı. Ama püskürtüldüler. İsrail ordusu küçük bölgelerde süren direnişi de bastırdı. Böylece İsrail de bi özgüven artışı yaşanmaya başladı. Zulüm, işkence, baskılarla geçen yılların ardından 1975 yılına gelindiğinde Türkiye’nin resmi ilişkilerde bulunması başlamış ve 15 Kasım 1988’de Filistin Devlet’ini ilk gün tanıyan ülkeler arasında yer almıştır. Ülkemiz barış sürecinde yaşanan tıkanıklık ve İsrail’in yasadışı yerleşimleri gibi iki devletli çözüm vizyonunu tehlikeye sokan uygulamaları karşısında Filistin liderliğinin uluslararası alanda bir devlet olarak tanıma çabalarının yanında yer almıştır. Türkiye iki devletli çözüm vizyonu temelinde bölgede adil ve kalıcı barışı desteklemeye, bağımsız bir devlete sahip olma mücadelesinde kardeş Filistin halkıyla dayanışma içinde olmaya devam edecektir. 26 Haziran 2016 günü varılan mutabakatla İsrail, Mavi Marmara olayında hayatlarını kaybedenlerin ailelerine özür dilemekle beraber tazminat ödemeyi ve Gazze’deki insani durumu iyileştirmeye yönelik olarak Türkiye ile işbirliğini geliştirmeyi kabul etmiştir. Gerek barınma, gerek sağlık, gerek eğitim, gerek gıda... Türkiye, elinden geldiğince her alanda kardeş ülke Filistin’e yardımını esirgemiyor, esirgemeyecektir de. Şimdi olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Filistin meselesinin çözümü ve Barış Süreci’nin hayata geçirilmesi konusunda, ilkel ve yapıcı tutumunu sürdürecek, Filistin davasına her safhada verdiği güçlü desteği devam ettirecektir.
Çünkü vatan topraktan fazlasıdır...
İsrail devleti kurulan ilk Yahudi devletiydi. 14 Mayıs 1948’te ilan edildi. Karar son İngiltere birliklerinin bölgeyi terk ettiği ertesi gün yürürlüğe girdi. Filistinliler 15 Mayıs’ı “El Nakba” diye anarlar, yani “Felaket” günü. İsrail devleti ilan edildikten bir gün sonra Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye orduları hemen Filistin’de işgale başladı. Ama püskürtüldüler. İsrail ordusu küçük bölgelerde süren direnişi de bastırdı. Böylece İsrail de bi özgüven artışı yaşanmaya başladı. Zulüm, işkence, baskılarla geçen yılların ardından 1975 yılına gelindiğinde Türkiye’nin resmi ilişkilerde bulunması başlamış ve 15 Kasım 1988’de Filistin Devlet’ini ilk gün tanıyan ülkeler arasında yer almıştır. Ülkemiz barış sürecinde yaşanan tıkanıklık ve İsrail’in yasadışı yerleşimleri gibi iki devletli çözüm vizyonunu tehlikeye sokan uygulamaları karşısında Filistin liderliğinin uluslararası alanda bir devlet olarak tanıma çabalarının yanında yer almıştır. Türkiye iki devletli çözüm vizyonu temelinde bölgede adil ve kalıcı barışı desteklemeye, bağımsız bir devlete sahip olma mücadelesinde kardeş Filistin halkıyla dayanışma içinde olmaya devam edecektir. 26 Haziran 2016 günü varılan mutabakatla İsrail, Mavi Marmara olayında hayatlarını kaybedenlerin ailelerine özür dilemekle beraber tazminat ödemeyi ve Gazze’deki insani durumu iyileştirmeye yönelik olarak Türkiye ile işbirliğini geliştirmeyi kabul etmiştir. Gerek barınma, gerek sağlık, gerek eğitim, gerek gıda... Türkiye, elinden geldiğince her alanda kardeş ülke Filistin’e yardımını esirgemiyor, esirgemeyecektir de. Şimdi olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Filistin meselesinin çözümü ve Barış Süreci’nin hayata geçirilmesi konusunda, ilkel ve yapıcı tutumunu sürdürecek, Filistin davasına her safhada verdiği güçlü desteği devam ettirecektir.
Çünkü vatan topraktan fazlasıdır...