
Alerji ya da astımı olanlar bilir, nefes alıp-vermek tecrübesiz insanların sandığınca sıradan ve olağan değildir.
Aman ha, bu tanımlamada tecrübesiz sınıfına giren sağlıklı insanların kızması değil, şükürle destek vermesi gereken bir durum var.
Nefes alıp-vermek bir yaşama biçimi değil yaşamanın tam da kendisidir.
Buradan sözü nereye getireceğimi merak ediyorsanız hemen meseleye girip kıymetli nefeslerinizi ziyan eylediğiniz bir okuma sürecine çevirmeyeyim işi.
Yılladır pandemi dediğimiz -bugünlerde küçümsediğimiz ama epey canımızı yakan sürecin- ardından, yeniden buluştuğumuz bir güzelliği doyasıya yaşıyor Erzurum ve elbette çevresindeki iller.
Kitap Fuarından bahsediyorum. Kitap severler olarak yeniden soluk alışlarımız düzeliyor, ama elbette fuar alanından içeriye ilk adımlarımızı attığımızdan itibaren nabzımız hızlanarak gürültülü bir pat pat makinesine dönüşüyor.
Ben son iki yıl hariç tutulursa yılda en az kırk kitap fuarına katılma şansına erişmiş bahtiyarlardan birisi olarak, pandemi sürecinin en ağır sonuçlarının başında bu etkinlik yoksunluğunu görüyorum.
Şimdi artık ülkemizin dört bir yanında fuarlar büyük bir hız ve şenlikle açılıyor ve onlara katılmaya her davet edilişimde benim için yeni bir şölen başlıyor.
Erzurum’da açılan kitap fuarının ise gönlümde yeri farklı. Sokaklarında düştüğüm, okullarında okuduğum, mahallelerinde mekik dokuduğum, kitap elimde avare dolaştığım sokakların birinde kitaplarla dolu bir dünya bulmak, başka her yerdekinden farklı anlamlar içeriyor.
Kısaca fuarın son günü 22 Mayıs Pazar, saat 13:00’den itibaren Timaş yayınları Standında bu büyük bayramı sizinle selamlaşarak, muhabbet ederek, kitaplardan konuşarak geçirmek istiyorum. Özellikle evdeki çocukları, gençleri bekliyorum fuara. Onların yüzlerine kitabın mutluluğu nasıl yansıyor görmek hiç eksilmeyen bir mutluluk benim için.
Elbette gelmişken fuarda pek çok yazarı, onbinlerce kitabı ve binlerce kitapların arasında mutluluktan sarhoş olmuş kitap dostlarını da doya doya seyretmeden gitmeyeceksiniz.
Biliyorum Erzurum ve çevresindeki şehirlerde yaşayanlar kitabı sever. Zaten okumadan yaşamak uyur gezerlikten öteye geçmeyen bir israf. İlahi ilk emir; “Oku” hatta okudan murat; “Anla!” Her şeyi mi? Hayır elbette. Ama emin olun fuarda “İşte Bu!” diyeceğiniz çok kitap, “İyi ki gördüm” diyeceğiniz” çok yazar ve sıkı durun “Benim gibi kitapları seven ne çok güzel insan varmış” diyerek mutlu olacağınız çok insan var.
İyi ki, kitaplar var. İyi ki, kitapları seven insanlar var.
Fuarın son dört günü kaldığını hatırlatıyor, özellikle son günü yani Pazar günü bekliyorum.
Aman ha, bu tanımlamada tecrübesiz sınıfına giren sağlıklı insanların kızması değil, şükürle destek vermesi gereken bir durum var.
Nefes alıp-vermek bir yaşama biçimi değil yaşamanın tam da kendisidir.
Buradan sözü nereye getireceğimi merak ediyorsanız hemen meseleye girip kıymetli nefeslerinizi ziyan eylediğiniz bir okuma sürecine çevirmeyeyim işi.
Yılladır pandemi dediğimiz -bugünlerde küçümsediğimiz ama epey canımızı yakan sürecin- ardından, yeniden buluştuğumuz bir güzelliği doyasıya yaşıyor Erzurum ve elbette çevresindeki iller.
Kitap Fuarından bahsediyorum. Kitap severler olarak yeniden soluk alışlarımız düzeliyor, ama elbette fuar alanından içeriye ilk adımlarımızı attığımızdan itibaren nabzımız hızlanarak gürültülü bir pat pat makinesine dönüşüyor.
Ben son iki yıl hariç tutulursa yılda en az kırk kitap fuarına katılma şansına erişmiş bahtiyarlardan birisi olarak, pandemi sürecinin en ağır sonuçlarının başında bu etkinlik yoksunluğunu görüyorum.
Şimdi artık ülkemizin dört bir yanında fuarlar büyük bir hız ve şenlikle açılıyor ve onlara katılmaya her davet edilişimde benim için yeni bir şölen başlıyor.
Erzurum’da açılan kitap fuarının ise gönlümde yeri farklı. Sokaklarında düştüğüm, okullarında okuduğum, mahallelerinde mekik dokuduğum, kitap elimde avare dolaştığım sokakların birinde kitaplarla dolu bir dünya bulmak, başka her yerdekinden farklı anlamlar içeriyor.
Kısaca fuarın son günü 22 Mayıs Pazar, saat 13:00’den itibaren Timaş yayınları Standında bu büyük bayramı sizinle selamlaşarak, muhabbet ederek, kitaplardan konuşarak geçirmek istiyorum. Özellikle evdeki çocukları, gençleri bekliyorum fuara. Onların yüzlerine kitabın mutluluğu nasıl yansıyor görmek hiç eksilmeyen bir mutluluk benim için.
Elbette gelmişken fuarda pek çok yazarı, onbinlerce kitabı ve binlerce kitapların arasında mutluluktan sarhoş olmuş kitap dostlarını da doya doya seyretmeden gitmeyeceksiniz.
Biliyorum Erzurum ve çevresindeki şehirlerde yaşayanlar kitabı sever. Zaten okumadan yaşamak uyur gezerlikten öteye geçmeyen bir israf. İlahi ilk emir; “Oku” hatta okudan murat; “Anla!” Her şeyi mi? Hayır elbette. Ama emin olun fuarda “İşte Bu!” diyeceğiniz çok kitap, “İyi ki gördüm” diyeceğiniz” çok yazar ve sıkı durun “Benim gibi kitapları seven ne çok güzel insan varmış” diyerek mutlu olacağınız çok insan var.
İyi ki, kitaplar var. İyi ki, kitapları seven insanlar var.
Fuarın son dört günü kaldığını hatırlatıyor, özellikle son günü yani Pazar günü bekliyorum.