
-Yanlışlar karşısında dik duramayanlar, doğruluk karşısında zaten eğiktir. Yanlışı doğruya tercih edenler, doğru karşısında yanlış olanlardır.
-İçinizde ki çocuğu hiç büyütmeyin, bırakın salıncakta sallansın, kaydıraktan kaysın, ip atlasın, saklambaç ve uzuneşek oynayın gününü gün etsin. İçinde ki çocuğu büyütmeyen çocuk kalabilmeyi başarabilene selam olsun.
-Sineyi millete dönüp, halkın hakkı için ömrü tüketen adamdır Mustafa Kemal Atatürk. Halk içinden halk adamının partisi de halk fırkası olmuştur. Bu millet şahsi değil toplum için mücadele eden liderlerin her daim yanında olmuştur.
-Yazılacak o kadar çok insani değerimizi kaybettik ki, bunun farkına bile varmadık, varamadık, vardırtmadılar. İşte şimdi özümüze, sözümüze, unuttuğumuz; fakat bizi biz yapan değerlerimize dönme vakti.
-Kaybedilenler nelerdir? Biz bilgiyi, hakkı, adaleti, ahlakı, hoşgörüyü, empati kurmayı, biz demeyi, mutlu olmayı, sevgiyi, saygıyı, merhameti, şükretmeyi, yardımlaşmayı, paylaşmayı kaybettik…
-Kitapla kurulan dostluklara, kitapla çıkılan yolculuklara, kitapla hayata bağlananlara 8 Eylül Dünya Okuma ve yazma günü kutlu olsun
-Gönül bağını kurmanın yolu beden dilini iyi kullanmaktan geçer. Beden dili kapalı olanın gönül bağını açacak anahtarı yoktur.
-Mutluluğu sanal âlemlerde arayanlar, hiç tanımadığı insanlardan beğeni bekleyenler, yaşamının her anını birine gösterme telaşına düşenler kalabalıklar arasında yalnızlığında yalnızlığını yaşayan yalnızlar var.
-İnsanoğlu dünyaya geldiği ilk günden itibaren gurbettedir, hep sılayı özler ve daima en iyisini bulma arayışı içindedir. Topladıkları ise onu ya cennet bahçesine ya da cehennem çukuruna taşır. Bunu belirleyende özlem duyduklarıdır.
-Sevdiklerinizin üzerine yağan mutluluk taneleri olun. Şimşek olup üzerlerine yıldırım gibi düşmeyin. Mutluluk tanesi olmak, yıldırım olmaktan daha kolaydır.
-Sonbaharda ağacın yaprak dökümü yenilenmek gayesiyle, ilkbaharda yeniden çiçek açmak için yaptığı gönüllü hazırlık değilimdir?
-Evini değiştir yaşın ilerledi sana asansörlü bir ev alalım diyenlere verilen cevap son dönem de duyduğum ve hasretini çektiğimiz en güzel sözlerden biri: “Bana konfor değil, komşu lazım.” Trabzon Yeni cuma Mahalle terzisi Nuran Açıl yüreğine sağlık, ömrün uzun olsun güzel insan
-Türk-İslam asrının, Malazgirt ruhunun, Osmanlı adaletinin yeniden var olabilmesi için buna dünden daha fazla ihtiyacımız var. Gençlere milli şuur ve tarih bilinci verilmişse gelecek emin ellerde demektir.
-Milli ve yerli duruş sergilemek niye bu kadar birilerini rahatsız eder. Görüşünü bildirmiş olmak veya vatan sevdasıyla yanmış kişilere hak etmiş oldukları sözlerle seslenmek neden belli kesimleri endişeye sevk eder. Tarih şuuru toplumun her kesiminde hak ettiği yer de olmalıdır.
-Hayatta dağın tepesine yağan kar gibi olanlar vardır. Onlar artık zirvededir ve gözleri yükseklerde bulutlardan başka bir şey görmez olmuştur. Hayatları da bulut ve pamuk gibidir. Dağ ise sessizdir. Bilir ki karın saltanatı güneş çıkıncaya kadardır.
-Varacağı yeri tayin etmeyi bilmeyenlerin hangi durakta ineceğininim bir önemi yoktur.
-Hangi sektör olursa olsun, bireysellikten kurtulup kurum kimliğine bürünmüşse, oluşabilecek yol kazaları onu teğet geçecektir. Tam tersi durumlarda ise yıkımlar büyük oluyor. Kurumlara kimlik kazandıranda ekip ruhu ve birlikte hareket etme arzusudur. Yoksa gerisi saman alevi
-Edebi olmayanın edebiyatı olmaz. Edebiyat edeple başlar, edeple sona erer. Bu yüzden çocuklarımıza sunacağımız eserlerde önceliğimiz edepli bir yaşam sürmüş yazarlar olmalıdır. Yoksa hamasi nutuklar atmanın kimseye faydası olmayacaktır.
-İş hayatınızdaki günleri hafife almayın. Birlik ve beraberlik, paylaşma ve yardımlaşma duygularının artmasında günlerin büyük bir rolü var. Günlerin faize bulaşmayı engelleyen dini yönü ise onu baş tacı etmeye yeterde artar. Faiz yok, gün var, ayrılık yok bir ve beraber olma var.
-Savaş ve barış sadece bir kitabın adı olsaydı keşke…
-Savaş, kin ve nefretin, bireysel çıkarların farklı kimliklere bürünerek insanlığı felakete sürükleyen bir süreçtir.
-Savaş tersinden de okusan yine savaştır, yani yakan, yıkan, ezen, sömüren ve tüketen sürecin adıdır.
-İçinizde ki çocuğu hiç büyütmeyin, bırakın salıncakta sallansın, kaydıraktan kaysın, ip atlasın, saklambaç ve uzuneşek oynayın gününü gün etsin. İçinde ki çocuğu büyütmeyen çocuk kalabilmeyi başarabilene selam olsun.
-Sineyi millete dönüp, halkın hakkı için ömrü tüketen adamdır Mustafa Kemal Atatürk. Halk içinden halk adamının partisi de halk fırkası olmuştur. Bu millet şahsi değil toplum için mücadele eden liderlerin her daim yanında olmuştur.
-Yazılacak o kadar çok insani değerimizi kaybettik ki, bunun farkına bile varmadık, varamadık, vardırtmadılar. İşte şimdi özümüze, sözümüze, unuttuğumuz; fakat bizi biz yapan değerlerimize dönme vakti.
-Kaybedilenler nelerdir? Biz bilgiyi, hakkı, adaleti, ahlakı, hoşgörüyü, empati kurmayı, biz demeyi, mutlu olmayı, sevgiyi, saygıyı, merhameti, şükretmeyi, yardımlaşmayı, paylaşmayı kaybettik…
-Kitapla kurulan dostluklara, kitapla çıkılan yolculuklara, kitapla hayata bağlananlara 8 Eylül Dünya Okuma ve yazma günü kutlu olsun
-Gönül bağını kurmanın yolu beden dilini iyi kullanmaktan geçer. Beden dili kapalı olanın gönül bağını açacak anahtarı yoktur.
-Mutluluğu sanal âlemlerde arayanlar, hiç tanımadığı insanlardan beğeni bekleyenler, yaşamının her anını birine gösterme telaşına düşenler kalabalıklar arasında yalnızlığında yalnızlığını yaşayan yalnızlar var.
-İnsanoğlu dünyaya geldiği ilk günden itibaren gurbettedir, hep sılayı özler ve daima en iyisini bulma arayışı içindedir. Topladıkları ise onu ya cennet bahçesine ya da cehennem çukuruna taşır. Bunu belirleyende özlem duyduklarıdır.
-Sevdiklerinizin üzerine yağan mutluluk taneleri olun. Şimşek olup üzerlerine yıldırım gibi düşmeyin. Mutluluk tanesi olmak, yıldırım olmaktan daha kolaydır.
-Sonbaharda ağacın yaprak dökümü yenilenmek gayesiyle, ilkbaharda yeniden çiçek açmak için yaptığı gönüllü hazırlık değilimdir?
-Evini değiştir yaşın ilerledi sana asansörlü bir ev alalım diyenlere verilen cevap son dönem de duyduğum ve hasretini çektiğimiz en güzel sözlerden biri: “Bana konfor değil, komşu lazım.” Trabzon Yeni cuma Mahalle terzisi Nuran Açıl yüreğine sağlık, ömrün uzun olsun güzel insan
-Türk-İslam asrının, Malazgirt ruhunun, Osmanlı adaletinin yeniden var olabilmesi için buna dünden daha fazla ihtiyacımız var. Gençlere milli şuur ve tarih bilinci verilmişse gelecek emin ellerde demektir.
-Milli ve yerli duruş sergilemek niye bu kadar birilerini rahatsız eder. Görüşünü bildirmiş olmak veya vatan sevdasıyla yanmış kişilere hak etmiş oldukları sözlerle seslenmek neden belli kesimleri endişeye sevk eder. Tarih şuuru toplumun her kesiminde hak ettiği yer de olmalıdır.
-Hayatta dağın tepesine yağan kar gibi olanlar vardır. Onlar artık zirvededir ve gözleri yükseklerde bulutlardan başka bir şey görmez olmuştur. Hayatları da bulut ve pamuk gibidir. Dağ ise sessizdir. Bilir ki karın saltanatı güneş çıkıncaya kadardır.
-Varacağı yeri tayin etmeyi bilmeyenlerin hangi durakta ineceğininim bir önemi yoktur.
-Hangi sektör olursa olsun, bireysellikten kurtulup kurum kimliğine bürünmüşse, oluşabilecek yol kazaları onu teğet geçecektir. Tam tersi durumlarda ise yıkımlar büyük oluyor. Kurumlara kimlik kazandıranda ekip ruhu ve birlikte hareket etme arzusudur. Yoksa gerisi saman alevi
-Edebi olmayanın edebiyatı olmaz. Edebiyat edeple başlar, edeple sona erer. Bu yüzden çocuklarımıza sunacağımız eserlerde önceliğimiz edepli bir yaşam sürmüş yazarlar olmalıdır. Yoksa hamasi nutuklar atmanın kimseye faydası olmayacaktır.
-İş hayatınızdaki günleri hafife almayın. Birlik ve beraberlik, paylaşma ve yardımlaşma duygularının artmasında günlerin büyük bir rolü var. Günlerin faize bulaşmayı engelleyen dini yönü ise onu baş tacı etmeye yeterde artar. Faiz yok, gün var, ayrılık yok bir ve beraber olma var.
-Savaş ve barış sadece bir kitabın adı olsaydı keşke…
-Savaş, kin ve nefretin, bireysel çıkarların farklı kimliklere bürünerek insanlığı felakete sürükleyen bir süreçtir.
-Savaş tersinden de okusan yine savaştır, yani yakan, yıkan, ezen, sömüren ve tüketen sürecin adıdır.