
Bütün öğretmenler ‘sırf öğretmen oldukları için’ iyi, mükemmel, kusursuz, harikulâde, büyüleyici kimseler olabilirler mi?
Elbette insanların iyi niyetlerini sorgulayamam ve yine ‘Canım Öğretmenim’ romantizmini hiçe sayıp öğretmenlerimizin kalplerini kırmak istemem; ama bu soruya benim vereceğim yanıt her halükârda ‘Hayır!’ olur.
‘Hayır, bütün öğretmenler ‘sırf öğretmen oldukları için’ iyi, mükemmel, kusursuz, harikulâde, büyüleyici birer insan değildir’!
Böyle bir şey mümkün değil.
Bütün doktorlar, bütün mühendisler, bütün polisler; memurun, esnafın, tüccarın, çiftçinin hepsi, aynı profesyonellik, aynı uygarlık, aynı iyilik düzeyinde olabilir mi?
Dünyanın neresinde, hangi meslekte böyle fantastik bir standart var?
Bu mümkün mü?..
Bununla birlikte; 25 yıl boyunca 2000’i aşkın öğretmenle işbirliği içerisinde çalışmış ve bu süreçte onlarca efsaneyle şahsen tanışmış, onlardan büyülene büyülene kendime yollar çizmiş ve tabiri caizse işin mutfağında büyümüş olmam bile ne yazık ki baştaki soruya ‘Evet’ yanıtı verebilmem için yeterli iyimserlik doğurmuyor bende.
Bütün öğretmenler ‘sırf öğretmen oldukları için’ iyi, mükemmel, kusursuz, harikulâde, büyüleyici birer insan olamazlar. Bu, tartışmasız bir gerçek…
Ama niye?
Nasıl yani?
Öğretmenlerin tümü iyi yürekli değil mi?
Estağfurullah; öğretmenlerimiz ‘iyi yüreklilik’ konusunda kesinlikle ulusal standartlarımızın çok çok üzerindeler. ‘Özveri’, aldığından fazlasını vermekse eğer, öğretmenlerin özverili olmadıklarını da söyleyemeyiz…
O halde?..
Öğretmenlerin hepsi yeterince becerikli değil mi?
Öğretmenlerin her biri iyi birer lider değil mi?
Bütün öğretmenler birer sihirbaz değil mi?
Birer kahraman değil mi her biri?
Pollyanna değil mi?
Don Kişot değil mi yerine göre bütün öğretmenler?
…
Ne münasebet; olumlu nitelikler bağlamında iddia ederim ki tüm öğretmenlerimiz, kesinlikle en değerli meslek grubuna mensuplar.
Toplum, onların eseri; bundan daha ilerisi var mı?
Ve fakat…
Öğretmenimiz olmanın ilerisine geçip bizim kahramanımıza dönüşen, hayatlarımızın akışını ya da bizim hayata bakışımızı değiştirebilen öğretmenler, bu ‘genel iyilik halinin’ de epeyce üzerinde olan kişilerdir ve onlar kesinlikle sıradışı insanlardır.
***
Herhangi bir öğretmeni, diyelim ki bu mesleğin herhangi bir mensubunu, toplumun öğrencilerinin ve velilerinin gözünde ‘mesleğinin iyisine, hatta başka meslekleri seçmiş kimselere bile örnek teşkil edecek bir profesyonele’ dönüştüren bir yığın teknik ayrıntı düşünebilirsiniz:
Vesaire vesaire…
Ve fakat…
Tüm bunlarla birlikte; iyi öğretmenleri daha da ileriye taşıyan, öğrenciler veya veliler nezdinde onu ‘unutulmaz bir kahramana’ dönüştüren çok daha farklı, çok daha üstün, çok daha derin sayılabilecek ‘çalışan insan nitelikleri’ var.
İşte bu ayrıntıya biraz daha dikkatlice eğilmemiz gerekiyor:
Hiç kuşku duymadan söyleyebiliyoruz ki edinilebilecek tüm sertifikaların seviyesinden ‘çok daha derinde’ olan bu nitelikler, öncelikle ‘insani ve vicdani’ bağlamda oluşurlar.
Duygularla, özveriyle, bazen başkalarını kendi öz varlığımızın da üzerinde tutabilmekle; öte yandan insanın yaşam içindeki değişimleriyle, bu değişimi anlayabilmekle, çocuklara veya gençlere onların tam da kırılma anlarındaki özel ve hassas dokunuşlarla, büyümeyle ve büyüyen birinin yanında ya da daha doğrusu yüreğinin tam odağında olmayla ilgili şeyler…
Bunlar sadece insanın yüreğine ve beynine sığar…
Sertifikalara sığdırılabilen teknik konular, yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi ‘meslekler arası değerlendirmeyle ilgili ve teknik bakımdan mekanik sayabileceğimiz ayrıntılardır’. O ayrıntılar, bir öğretmeni, bir mühendisten belki biraz daha sempatik, belki biraz daha tercih edilen kılabilir.
Ama bir kahramana dönüştüremez!
Söz bu noktaya gelmişken ‘iyi öğretmenimizi bizim kahramanımıza dönüştüren nitelikler’ hakkında bir hızlı sorgulama yapabiliriz.
‘Kitaplarda yazılanları zaten biliyoruz’ dediğinizi duyar gibiyim…
Başka ne var peki?
Sosyal medya var mesela…
Bilgi dünyamızın o yeni coğrafyasında bir keşif, bir tarama…
Neden olmasın?
(…)
(Devamı 19 Aralık Salı günü yayımlanacak)
Elbette insanların iyi niyetlerini sorgulayamam ve yine ‘Canım Öğretmenim’ romantizmini hiçe sayıp öğretmenlerimizin kalplerini kırmak istemem; ama bu soruya benim vereceğim yanıt her halükârda ‘Hayır!’ olur.
‘Hayır, bütün öğretmenler ‘sırf öğretmen oldukları için’ iyi, mükemmel, kusursuz, harikulâde, büyüleyici birer insan değildir’!
Böyle bir şey mümkün değil.
Bütün doktorlar, bütün mühendisler, bütün polisler; memurun, esnafın, tüccarın, çiftçinin hepsi, aynı profesyonellik, aynı uygarlık, aynı iyilik düzeyinde olabilir mi?
Dünyanın neresinde, hangi meslekte böyle fantastik bir standart var?
Bu mümkün mü?..
Bununla birlikte; 25 yıl boyunca 2000’i aşkın öğretmenle işbirliği içerisinde çalışmış ve bu süreçte onlarca efsaneyle şahsen tanışmış, onlardan büyülene büyülene kendime yollar çizmiş ve tabiri caizse işin mutfağında büyümüş olmam bile ne yazık ki baştaki soruya ‘Evet’ yanıtı verebilmem için yeterli iyimserlik doğurmuyor bende.
Bütün öğretmenler ‘sırf öğretmen oldukları için’ iyi, mükemmel, kusursuz, harikulâde, büyüleyici birer insan olamazlar. Bu, tartışmasız bir gerçek…
Ama niye?
Nasıl yani?
Öğretmenlerin tümü iyi yürekli değil mi?
Estağfurullah; öğretmenlerimiz ‘iyi yüreklilik’ konusunda kesinlikle ulusal standartlarımızın çok çok üzerindeler. ‘Özveri’, aldığından fazlasını vermekse eğer, öğretmenlerin özverili olmadıklarını da söyleyemeyiz…
O halde?..
Öğretmenlerin hepsi yeterince becerikli değil mi?
Öğretmenlerin her biri iyi birer lider değil mi?
Bütün öğretmenler birer sihirbaz değil mi?
Birer kahraman değil mi her biri?
Pollyanna değil mi?
Don Kişot değil mi yerine göre bütün öğretmenler?
…
Ne münasebet; olumlu nitelikler bağlamında iddia ederim ki tüm öğretmenlerimiz, kesinlikle en değerli meslek grubuna mensuplar.
Toplum, onların eseri; bundan daha ilerisi var mı?
Ve fakat…
Öğretmenimiz olmanın ilerisine geçip bizim kahramanımıza dönüşen, hayatlarımızın akışını ya da bizim hayata bakışımızı değiştirebilen öğretmenler, bu ‘genel iyilik halinin’ de epeyce üzerinde olan kişilerdir ve onlar kesinlikle sıradışı insanlardır.
***
Herhangi bir öğretmeni, diyelim ki bu mesleğin herhangi bir mensubunu, toplumun öğrencilerinin ve velilerinin gözünde ‘mesleğinin iyisine, hatta başka meslekleri seçmiş kimselere bile örnek teşkil edecek bir profesyonele’ dönüştüren bir yığın teknik ayrıntı düşünebilirsiniz:
- Alan bilgisi
- Meslekî yeterlilik
- Hayat boyu öğrenme tutkusu
- Hizmetiçi eğitimlere istikrarlı katılım
- Yabancı dil donanımı
- Elektronik sistem ve yazılımları iyi düzeyde kullanabilme
- Varsa bunlara ek sıradışı donanımları, deneyimleri, referanslar…
Vesaire vesaire…
Ve fakat…
Tüm bunlarla birlikte; iyi öğretmenleri daha da ileriye taşıyan, öğrenciler veya veliler nezdinde onu ‘unutulmaz bir kahramana’ dönüştüren çok daha farklı, çok daha üstün, çok daha derin sayılabilecek ‘çalışan insan nitelikleri’ var.
İşte bu ayrıntıya biraz daha dikkatlice eğilmemiz gerekiyor:
Hiç kuşku duymadan söyleyebiliyoruz ki edinilebilecek tüm sertifikaların seviyesinden ‘çok daha derinde’ olan bu nitelikler, öncelikle ‘insani ve vicdani’ bağlamda oluşurlar.
Duygularla, özveriyle, bazen başkalarını kendi öz varlığımızın da üzerinde tutabilmekle; öte yandan insanın yaşam içindeki değişimleriyle, bu değişimi anlayabilmekle, çocuklara veya gençlere onların tam da kırılma anlarındaki özel ve hassas dokunuşlarla, büyümeyle ve büyüyen birinin yanında ya da daha doğrusu yüreğinin tam odağında olmayla ilgili şeyler…
Bunlar sadece insanın yüreğine ve beynine sığar…
Sertifikalara sığdırılabilen teknik konular, yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi ‘meslekler arası değerlendirmeyle ilgili ve teknik bakımdan mekanik sayabileceğimiz ayrıntılardır’. O ayrıntılar, bir öğretmeni, bir mühendisten belki biraz daha sempatik, belki biraz daha tercih edilen kılabilir.
Ama bir kahramana dönüştüremez!
Söz bu noktaya gelmişken ‘iyi öğretmenimizi bizim kahramanımıza dönüştüren nitelikler’ hakkında bir hızlı sorgulama yapabiliriz.
‘Kitaplarda yazılanları zaten biliyoruz’ dediğinizi duyar gibiyim…
Başka ne var peki?
Sosyal medya var mesela…
Bilgi dünyamızın o yeni coğrafyasında bir keşif, bir tarama…
Neden olmasın?
(…)
(Devamı 19 Aralık Salı günü yayımlanacak)