
Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinin bir kasabası olan Hocalı’da 30 sene evvel tam bir vahşet yaşandı…
1992 yılında yaşanan Azeri-Ermeni savaşı sırasında 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece Sovyet ordusunun o zaman Hankendi'de bulunan 366. Motorize Alayı'nın da yardımıyla Ermeni askerlerin Hocalı kasabasına girerek yaptığı katliamda, resmi rakamlara göre 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 kişi hayatını kaybetti.
Dünyanın gözü önünde işlene bu katliamın üzerinden yıllar geçti ancak kırımdan kurtulanların, yakınlarının ve Türk Dünyasının çığlığı dinmedi, aksine artarak devam ediyor…
*
Burada Azeri ve Erzurumlu kardeşlerimizle ilgili bir anekdotu hatırlatmak istiyorum…
Yıl 1918…
Erzurum ve Doğu Anadolu Bölgesinden Ruslar çekilmiş, meydan Ermeniler’e kalmıştır…
Ermeni çetecilerin ol gezdiği bölgede kan, gözyaşı ve vahşet vardır…
Doğu Anadolu’da yaşananları duyan Azerbaycan halkı, topladıkları yardımı Erzurum’a gönderirler…
Gelen yardımların başında Seyidov isimli, mesleği askerlik olan bir Milletvekili bulunmaktadır…
Erzurumlu Kantarcızâde Hacı Mustafa Bey, hatıralarında bu Milletvekili Seyidov için şu satırlara yer vermiş;
‘Bu Milletvekili Seyidov , genç, çalışkan, cesur bir Türk evladı idi.
Seyidov, bir kır ata binerdi, üzerinde fişenklik ve belinde gümüş kama ve büyük bir tabancası var idi.
Bir Türk´ün burnunun kanamamasına çalışırdı…’
***
Bakı Müslüman Cemiyyeti Xeyriyesi gönüllülerinin topladığı yardımları ‘Kardaş Kömeği’ (Kardeş yardımı) adıyla Erzurum’a getiren bu kahraman Türk evladının Ermeniler tarafından sırtından vahşice katledildiği biliniyor…
Ermeni vahşetine çok şehit vermiş bir il ve bölge olarak kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz…
*
Çoğu zaman ‘Kendi kendimize anlatıyoruz. Bizim söylediklerimizi başkaları dillendirmeli’ diye yakınırız.
Aynı zamanda bir çok yabancı bilim adamı da çok şeyi bilir ancak, konuşmağa yanaşmaz…
ABD’nin Florida State Üniversitesi’nden Prof.Dr.Christopher Gunn, hiç çekinmeden, tam bir bilim adamı serbestisiyle diyor ki; ‘ASALA, bir terör örgütüdür… Uzantıları bu gün de vardır ve Türk Diplomatlarını katletmiştir.’
Ermeni Markar Melkonyan, ‘My Brother’s Road’ başlığı ile ABD’de çıkardığı kitapta Hocalı Katliamını burada yazamayacağım şekliyle bütün ayrıntıları ile anlatıyor…
Yine savaşa katılan Ermeni Gazeteci Daud Kheriyan, ‘yaralı ve soğuktan donmuş bir çocuğun’ Tigranyan isimli bir asker tarafından ateşe nasıl fırlatıldığını anlatıyor…
Mülteci Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne yaptığı açıklamada ‘Onlar sürekli ateş ediyorlardı ve bıçakları ile kesiyorlardı…’ diyor…
Bu ve benzeri açıklamalar o kadar çok ki…
İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü, sivil ölümlerden Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu belirtti.
‘GİDİN RUS BELGELERİNE BAKIN’
Türk Tarih Kurumu, yıllardır dünyanın bütün tarihçilerine çağrı yapıyor. ‘Arşivlerimiz herkese açıktır, gelin inceleyin ve 1915’te nelerin yaşandığını Osmanlı Belgelerinde okuyun’, diyor…
Yine Ermeni tarihçileri davet ettiği gibi, Erivan’daki arşivleri de sizler açın ve dünya tarihçileri incelesin diyor…
İskoçya’nın Glaskow Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mikhail Baskhanov, ‘Rus askeri belgeleri soykırımın boyutlarını en iyi şekilde yansıtmaktadır. Dünyaya ispatlanmak istenen tarihi gerçekler bu belgelerde en iyi şekilde yer alıyor.
Gidin ve inceleyin…’
*
Türk-Ermeni İlişkilerini Araştırma Merkezleri üzerine de söz söylemek gerek…
Türkiye’de Atatürk ve Sakarya Üniversitelerinin bünyesinde bulunan bu merkezler ne iş yapar…
Kanaatimce bünyelerinde mutlaka iyi derecede Ermenice bilen yeterli Öğretim Üyesi barındırmalı; araştırma-İncelemeye dayalı yeni yayınlar çıkarmalı, Ermeni vahşetini dünyaya anlatmalılar…
*
Hocalı’da yaşananlar, bugün dünyanın uyduğu ve altına imza attığı çok sayıdaki uluslararası sözleşmenin ihlali anlamı taşıyor…
Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 22 Nisan 2010 tarihli kararında Hocalı’da yaşananları savaş suçları ve insanlık aleyhine işlenen suçlarla eşdeğer olarak gördü…
Kendilerini İnsan Hakları Uzmanı olarak görenlerin Dünyada ve Türkiye’deki uzantıları, bu utanç verici eylemlerin gerçekleştiği IĞDIR’da, KARS’ta , BAYBURT’ta ,HOCALI’ da , TEPEKÖY’de, ALACA’da, YANIKDERE’de, CİNİS’te; daha onlarca yörede, binlerce savunmasız Türk’ün katledilişine sessiz kaldılar.
Gelsinler de bu coğrafyada neler yaşandığını belgeleriyle görsünler, o dönemin canlı tanıklarını görüntülerini seyretsin ses kayıtlarını dinlesinler…
Belki gerçekten İnsan Hakları Savunucusu olurlar, kim bilir…
*
Hocalı Kırımında, hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyorum…
1992 yılında yaşanan Azeri-Ermeni savaşı sırasında 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece Sovyet ordusunun o zaman Hankendi'de bulunan 366. Motorize Alayı'nın da yardımıyla Ermeni askerlerin Hocalı kasabasına girerek yaptığı katliamda, resmi rakamlara göre 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 kişi hayatını kaybetti.
Dünyanın gözü önünde işlene bu katliamın üzerinden yıllar geçti ancak kırımdan kurtulanların, yakınlarının ve Türk Dünyasının çığlığı dinmedi, aksine artarak devam ediyor…
*
Burada Azeri ve Erzurumlu kardeşlerimizle ilgili bir anekdotu hatırlatmak istiyorum…
Yıl 1918…
Erzurum ve Doğu Anadolu Bölgesinden Ruslar çekilmiş, meydan Ermeniler’e kalmıştır…
Ermeni çetecilerin ol gezdiği bölgede kan, gözyaşı ve vahşet vardır…
Doğu Anadolu’da yaşananları duyan Azerbaycan halkı, topladıkları yardımı Erzurum’a gönderirler…
Gelen yardımların başında Seyidov isimli, mesleği askerlik olan bir Milletvekili bulunmaktadır…
Erzurumlu Kantarcızâde Hacı Mustafa Bey, hatıralarında bu Milletvekili Seyidov için şu satırlara yer vermiş;
‘Bu Milletvekili Seyidov , genç, çalışkan, cesur bir Türk evladı idi.
Seyidov, bir kır ata binerdi, üzerinde fişenklik ve belinde gümüş kama ve büyük bir tabancası var idi.
Bir Türk´ün burnunun kanamamasına çalışırdı…’
***
Bakı Müslüman Cemiyyeti Xeyriyesi gönüllülerinin topladığı yardımları ‘Kardaş Kömeği’ (Kardeş yardımı) adıyla Erzurum’a getiren bu kahraman Türk evladının Ermeniler tarafından sırtından vahşice katledildiği biliniyor…
Ermeni vahşetine çok şehit vermiş bir il ve bölge olarak kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz…
*
Çoğu zaman ‘Kendi kendimize anlatıyoruz. Bizim söylediklerimizi başkaları dillendirmeli’ diye yakınırız.
Aynı zamanda bir çok yabancı bilim adamı da çok şeyi bilir ancak, konuşmağa yanaşmaz…
ABD’nin Florida State Üniversitesi’nden Prof.Dr.Christopher Gunn, hiç çekinmeden, tam bir bilim adamı serbestisiyle diyor ki; ‘ASALA, bir terör örgütüdür… Uzantıları bu gün de vardır ve Türk Diplomatlarını katletmiştir.’
Ermeni Markar Melkonyan, ‘My Brother’s Road’ başlığı ile ABD’de çıkardığı kitapta Hocalı Katliamını burada yazamayacağım şekliyle bütün ayrıntıları ile anlatıyor…
Yine savaşa katılan Ermeni Gazeteci Daud Kheriyan, ‘yaralı ve soğuktan donmuş bir çocuğun’ Tigranyan isimli bir asker tarafından ateşe nasıl fırlatıldığını anlatıyor…
Mülteci Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne yaptığı açıklamada ‘Onlar sürekli ateş ediyorlardı ve bıçakları ile kesiyorlardı…’ diyor…
Bu ve benzeri açıklamalar o kadar çok ki…
İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü, sivil ölümlerden Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu belirtti.
‘GİDİN RUS BELGELERİNE BAKIN’
Türk Tarih Kurumu, yıllardır dünyanın bütün tarihçilerine çağrı yapıyor. ‘Arşivlerimiz herkese açıktır, gelin inceleyin ve 1915’te nelerin yaşandığını Osmanlı Belgelerinde okuyun’, diyor…
Yine Ermeni tarihçileri davet ettiği gibi, Erivan’daki arşivleri de sizler açın ve dünya tarihçileri incelesin diyor…
İskoçya’nın Glaskow Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mikhail Baskhanov, ‘Rus askeri belgeleri soykırımın boyutlarını en iyi şekilde yansıtmaktadır. Dünyaya ispatlanmak istenen tarihi gerçekler bu belgelerde en iyi şekilde yer alıyor.
Gidin ve inceleyin…’
*
Türk-Ermeni İlişkilerini Araştırma Merkezleri üzerine de söz söylemek gerek…
Türkiye’de Atatürk ve Sakarya Üniversitelerinin bünyesinde bulunan bu merkezler ne iş yapar…
Kanaatimce bünyelerinde mutlaka iyi derecede Ermenice bilen yeterli Öğretim Üyesi barındırmalı; araştırma-İncelemeye dayalı yeni yayınlar çıkarmalı, Ermeni vahşetini dünyaya anlatmalılar…
*
Hocalı’da yaşananlar, bugün dünyanın uyduğu ve altına imza attığı çok sayıdaki uluslararası sözleşmenin ihlali anlamı taşıyor…
Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 22 Nisan 2010 tarihli kararında Hocalı’da yaşananları savaş suçları ve insanlık aleyhine işlenen suçlarla eşdeğer olarak gördü…
Kendilerini İnsan Hakları Uzmanı olarak görenlerin Dünyada ve Türkiye’deki uzantıları, bu utanç verici eylemlerin gerçekleştiği IĞDIR’da, KARS’ta , BAYBURT’ta ,HOCALI’ da , TEPEKÖY’de, ALACA’da, YANIKDERE’de, CİNİS’te; daha onlarca yörede, binlerce savunmasız Türk’ün katledilişine sessiz kaldılar.
Gelsinler de bu coğrafyada neler yaşandığını belgeleriyle görsünler, o dönemin canlı tanıklarını görüntülerini seyretsin ses kayıtlarını dinlesinler…
Belki gerçekten İnsan Hakları Savunucusu olurlar, kim bilir…
*
Hocalı Kırımında, hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyorum…