
Her ikisi de çok önemli bir kamu görevi…
Her iki mesleğin temelinde öğretmek, eğitmek, bilgilendirmek ve yol göstermek var…
Her ikisi de görevini büyük bir özveri ile yapar.
Öğretmen ve Gazeteci için kazanılan paranın çok da önemi yoktur.
Önemli olan görevdir ve en iyi bir şekilde yerine getirilmelidir.
Görevin yapılmasında maddi ve manevi fedakârlık en üst düzeydedir.
İşinin stresini evine taşıyan, günün hemen her saatinde işinin sorunlarıyla dertlenen gazeteciler ve öğretmenlerdir.
Birbirine bu kadar yakın ve benzeşen bir başka meslek grubu var mıdır bilmiyorum.
*
Yarın her iki meslek sahipleri için de önemli bir gün…
24 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal’in Millet Mektepleri Başöğretmenliği’ni kabul edişinin 92. yılı…
24 Kasım, aynı zamanda Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin kuruluşunun 41.yılı…
Kutlu olsun…
ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZ
29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyet’i ilan ediliyor.
Yanmış, yıkılmış bir ülkenin küllerinden yeni bir Türk devleti doğuyor.
Ancak Arabistan’da, Kuzey Afrika’da, Galiçya’da, Allahuekber’de , Çanakkale’de savaşan ve binlerce evlâdını kaybeden Türk Milleti, son olarak Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirmiş ve yorgun düşmüştür.
Yorulmuştur ama başı diktir…
Çalışacak, yeni Türk Devletini dünya devletleri arasında lâyık olduğu yere getirecektir.
Bu konuda en büyük görev Öğretmenlere düşmektedir. Millet fertleri okumalı, öğrenmeli, dünyayı tanımalıdır.
Türk Milleti Muasır medeniyet seviyesini, ancak öğretmenlerle yakalayabilir. Ülke genelinde bir eğitim seferberliği ilan edilir.
1928 yılında Millet Mektepleri kurulur ve buralarda önce kabul edilen yeni Türk ABeCe’si öğretilmeye başlanır.
Eline tebeşiri alan Mustafa Kemal, geçer tahtanın başına ve milletine öğretmenlik yapar.
Hiçbir milletin lideri, Mustafa Kemal gibi olamamıştır.
Onun için o, Atatürk’tür.
Ve
onun için O,
Milletin Başöğretmenidir.
Bu gün Türkiye, çeşitli eğitimler veren binlerce ilk ve orta öğretim okulları, yüz civarındaki Üniversitesi ve buralarda öğrenim gören yirmi milyonu aşan, çağdaş bilimi özümsemiş, muasır medeniyet yolunda büyük adımlarla ilerleyen; genç, dinamik gençleri ile büyük bir dünya devleti olma yolunda hızla ilerlemekte.
Türkiye’nin kalkınmışlık ve çağdaşlık tablosunda kuşkusuz ki çok emekleri ve katkıları olan Öğretmenlerimizin ellerinden öpüyor ve Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
DAGC 41 YAŞINDA…
24 Kasım tarihi Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin kuruluşunun yıldönümü
Koca bir 40 yılı geride bıraktık…
24 Kasım 1979 yılında kurulan DAGC, geçen kırk yıllık süre içerisinde büyüyerek Doğu Anadolu Bölgesinde Yerel ve Yaygın basında görev yapan basın çalışanlarını bünyesinde topladı.
DAGC, mesleki sorunları yerel ve ulusal platformlara taşıdı, sorunların çözümünde meslek örgütleriyle sürekli diyalog halinde oldu ve Türkiye’nin etkin birçok mesleki üst kuruluşunda haklı yerini aldı…
Bu doğrultuda etkin çalışmalar gerçekleştirildi.
DAGC, kentinde ve bölgesinde dinlenen, dikkate alınan bir sivil toplum olma hüviyetine kavuştu.
Kuşku yok ki geçen bu süre içerisinde görev yapan bütün meslektaşlarımız bu güne gelmemizde önemli çaba harcadı.
DAGC, devraldığı hizmet bayrağını daha yükseğe taşımağa devam edecek.
Erzurum ve bölgenin sorunlarına duyarlı olan meslek örgütümüz bu doğrultuda çalışmalarını başarı ile sürdürmekte.
41 kere maşallah…
Her iki mesleğin temelinde öğretmek, eğitmek, bilgilendirmek ve yol göstermek var…
Her ikisi de görevini büyük bir özveri ile yapar.
Öğretmen ve Gazeteci için kazanılan paranın çok da önemi yoktur.
Önemli olan görevdir ve en iyi bir şekilde yerine getirilmelidir.
Görevin yapılmasında maddi ve manevi fedakârlık en üst düzeydedir.
İşinin stresini evine taşıyan, günün hemen her saatinde işinin sorunlarıyla dertlenen gazeteciler ve öğretmenlerdir.
Birbirine bu kadar yakın ve benzeşen bir başka meslek grubu var mıdır bilmiyorum.
*
Yarın her iki meslek sahipleri için de önemli bir gün…
24 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal’in Millet Mektepleri Başöğretmenliği’ni kabul edişinin 92. yılı…
24 Kasım, aynı zamanda Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin kuruluşunun 41.yılı…
Kutlu olsun…
ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZ
29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyet’i ilan ediliyor.
Yanmış, yıkılmış bir ülkenin küllerinden yeni bir Türk devleti doğuyor.
Ancak Arabistan’da, Kuzey Afrika’da, Galiçya’da, Allahuekber’de , Çanakkale’de savaşan ve binlerce evlâdını kaybeden Türk Milleti, son olarak Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirmiş ve yorgun düşmüştür.
Yorulmuştur ama başı diktir…
Çalışacak, yeni Türk Devletini dünya devletleri arasında lâyık olduğu yere getirecektir.
Bu konuda en büyük görev Öğretmenlere düşmektedir. Millet fertleri okumalı, öğrenmeli, dünyayı tanımalıdır.
Türk Milleti Muasır medeniyet seviyesini, ancak öğretmenlerle yakalayabilir. Ülke genelinde bir eğitim seferberliği ilan edilir.
1928 yılında Millet Mektepleri kurulur ve buralarda önce kabul edilen yeni Türk ABeCe’si öğretilmeye başlanır.
Eline tebeşiri alan Mustafa Kemal, geçer tahtanın başına ve milletine öğretmenlik yapar.
Hiçbir milletin lideri, Mustafa Kemal gibi olamamıştır.
Onun için o, Atatürk’tür.
Ve
onun için O,
Milletin Başöğretmenidir.
Bu gün Türkiye, çeşitli eğitimler veren binlerce ilk ve orta öğretim okulları, yüz civarındaki Üniversitesi ve buralarda öğrenim gören yirmi milyonu aşan, çağdaş bilimi özümsemiş, muasır medeniyet yolunda büyük adımlarla ilerleyen; genç, dinamik gençleri ile büyük bir dünya devleti olma yolunda hızla ilerlemekte.
Türkiye’nin kalkınmışlık ve çağdaşlık tablosunda kuşkusuz ki çok emekleri ve katkıları olan Öğretmenlerimizin ellerinden öpüyor ve Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
DAGC 41 YAŞINDA…
24 Kasım tarihi Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin kuruluşunun yıldönümü
Koca bir 40 yılı geride bıraktık…
24 Kasım 1979 yılında kurulan DAGC, geçen kırk yıllık süre içerisinde büyüyerek Doğu Anadolu Bölgesinde Yerel ve Yaygın basında görev yapan basın çalışanlarını bünyesinde topladı.
DAGC, mesleki sorunları yerel ve ulusal platformlara taşıdı, sorunların çözümünde meslek örgütleriyle sürekli diyalog halinde oldu ve Türkiye’nin etkin birçok mesleki üst kuruluşunda haklı yerini aldı…
Bu doğrultuda etkin çalışmalar gerçekleştirildi.
DAGC, kentinde ve bölgesinde dinlenen, dikkate alınan bir sivil toplum olma hüviyetine kavuştu.
Kuşku yok ki geçen bu süre içerisinde görev yapan bütün meslektaşlarımız bu güne gelmemizde önemli çaba harcadı.
DAGC, devraldığı hizmet bayrağını daha yükseğe taşımağa devam edecek.
Erzurum ve bölgenin sorunlarına duyarlı olan meslek örgütümüz bu doğrultuda çalışmalarını başarı ile sürdürmekte.
41 kere maşallah…