
Erzurum’da çocuklara ve yetişkinlere masal anlatan 28 yaşındaki Dilanur Güllüce, unutulmaya yüz tutan anlatıcılık geleneğini yaşatmak için elinden geleni yapıyor. Babaannesinin anlattığı masallarla büyüyen genç kadın hem çocuklara hem de büyüklere masallar anlatarak bu köklü geleneği sürdürüyor. Bir zamanlar ninelerin dizinin dibinde dinlenilen masallar şimdilerde yerini bir sahneye ya da küçük bir minderin üzerine çöken çocuklara bıraksa da yüzyıllardır süren bu kadim gelenekte ruh hep aynı.
“Babaannemin masallarıyla büyüdüm”
Masal anlatıcılığının Anadolu’da yüzyıllar boyunca bir sosyal iletişim biçimi olarak kullanıldığını ifade eden Güllüce, “Düğünlerde, uzun kış gecelerinde, soba başlarında anlatılan hikayeler bizim kültürümüzde var olan ve hep dinlediğimiz şeyler. Herkesin aşina olduğu bir şey aslında masal anlatmak veya dinlemek. Yazılı kültürün gelişmesiyle anlatıcılık geleneği eski niteliğini kaybetse de son yıllarda hikâye ve masal anlatıcılığı yeniden gün yüzüne çıkmaya başladı. Bende o anlatıcılardan sadece birisiyim. Babaannemin anlattığı masallarla büyüdüm ve dinlediğim masallar, hikayeler zamanında beni çok etkilemişti. Bende bu geleneği sürdürmek istedim ve daha sonra bunun eğitimini de alıp, profesyonel bir anlatıcı olarak hem çocuklara hem de büyüklere masallar anlatmaya başladım. Ayrıca çocuklarla ilgilenmeyi de çok seviyorum bir anaokulunda uzun bir süre de çalışmıştım. Çocuklarla bağım çok eskiye dayanıyor. İlk olarak çevremdeki insanların çocuklarına masallar anlatmaya başladım. Daha sonra bu zincir büyüyerek çoğaldı. Şimdilerde ise çeşitli çocuk gruplarıyla, anaokulu öğrencileriyle bir araya gelerek onlara masallarımızı anlatıyorum” diye konuştu.
“Çocuklarla parkta buluştuk”
Çocuk kitap yazarlığı ve çizerliği alanında da eğitim aldığını dile getiren Güllüce, masal anlatıcısı olarak başladığı bu serüveni ise şöyle anlatıyor: “Çocuklarla bir araya gelip bir şeyler yapmak istiyordum. Bir mekânım olmadığı için ne yapabilirim diye düşündüm ve ilk etkinliğimizi parkta gerçekleştirdik. Zaman içerisinde mekanlar değişti ama aynı ruh ve mutluluk ile yoluma devam ediyorum. Kışın karla örtülü Erzurum evlerinde, bir zamanlar ninelerin dizinin dibinde anlatılan masallar vardı. Şimdi o diz, yerini bir sandalyeye, bir sahneye ya da küçük bir minderin üzerine çöken çocuklara bıraktı. Ama ruh aynı”
Teknoloji gölgesinde çocukluk
Kadim bir geleneği modern zamanın koşuşturmasına rağmen inatla sürdüren Dilanur Güllüce, masallarıyla sadece çocuklara değil, büyüklerin içindeki çocuğa da dokunuyor. Teknolojinin gölgesinde büyüyen çocuklara hayal kurmayı yeniden öğrettiğini ifade eden Güllüce, “Masalları anlatırken kimi zaman sesimi değiştirip başka karaktere geçiyorum kimi zaman ise masalın gidişatına göre farklı objelerle hikayeyi anlatıyorum. Anlattığım masallarla teknolojiyle iç içe geçen, çoğu şeyi kaçıran çocuklar ve aileleri için bulunmaz bir etkinliğe dönüşüyor” dedi.
Ukuleleli masallar
Düzenlediği masal gecelerinde anlatıcılığı yavaşlatmak ve çocuklara hayal kurmaya vakit bırakmak için müzik kullanmayı da çok sevdiğini ifade eden Güllüce, “Türk kültürüne ait masalları çocuklar ile buluşturuyorum. Örneğin Kasım’ın Çarıkları diye bir masalımız var. O masalın içindeki unsurlar bizim kültürümüzü yansıtan ve çocukların ufkunu genişleten bir olay örgüsüyle ilerliyor. Bir başka anlattığım masal ise paylaşma temalı olan ‘Taş Çorbası.’ Onu çok anlattım ve her seferinde çocukların farklı tepkileriyle karşılıyorum. Bu masalın adından da anlaşılacağı üzere bir mendilin içine taş koymuşum gibi hareket ederek çocukları o anlara götürüyorum ve geri kalan her şeyi hayal etmelerini bekliyorum. Onlar anlattığım masalı zihinlerinde nereye koyacaklarını kendileri belirlesin istiyorum. Çocuklar dinledikleri masallarla birlikte pek çok kavramı da öğreniyorlar. Her hikâyede çocuklar karakterlerin içine giriyor, onları düşünmeye, hayal kurmaya ve soru sormaya teşvik ediyorum. Anlattığım masallarda bazen ukulele ile müzikler yapıyorum. Bu da çocukların çok hoşuna gidiyor” diye konuştu.
Erzurum da masala hekat etme derlerdi. Madem konu Erzurum eylemin isminde orijinal olsun. Hadi gelin size hekat edim...