
Erzurum’da düzenlenen Uluslararası Kış Kentleri Sempozyumu’na Kanada’dan katılan Nola Kilmartin, kış kentlerinin nasıl olması gerektiğini anlattı. Kilmartin, kayak ve kızak etkinliklerinin sadece turistlere değil toplumsal alanlara da indirgenmesi gerektiğini söyledi.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Kanadalı Şehir Plancısı Nola Kilmartin, Erzurum’da kış kentlerinin nasıl olması gerektiğini anlattı. Kış kentlerinde insanların alışveriş merkezlerine ve alt geçitlere mahkum kaldığını ifade eden Nola Kilmartin, yaşam standartlarının ve alışkanlıkların değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Olağan soğuğa karşı çareler arayarak daha yaşanabilir bir kent geliştirmek gerektiğini belirten Kilmartin, “Kış kentlerinde kayak ve kızak faaliyetlerine ağırlık verilmeli bunlar sadece turistik alanlara değil, toplumsal alanlara da indirgenmeli” dedi.

Atatürk Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından Nenehatun Kültür Merkezi’nde düzenlenen kış kentleri, sorunları ve çözüm yollarının ele alındığı Uluslararası Kış Kentleri Sempozyumu başladı. Nene Hatun Kültür Merkezinde gerçekleştiren sempozyuma Vali Yardımcısı Ayhan Terzi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Atatürk Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Takkaç, Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, Rektör Yardımcıları, Fakülte Dekanları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Takkaç, Erzurum’un kışın karla ilgili faaliyetlere açık bir şehir olduğunu belirterek, bu faaliyetlerin hayati önem taşıdığına değindi. Kışı sıcak bir hale dönüştürmeye çalıştıklarını söyleyen Takkaç, “Üniversitemiz kış sporlarının gelişmesi için kendi üzerine düşen görevi yerine getirmektedir. Bunun için bir enstitü dahi kurduk. Bu enstitüde bir kış şehrinde kış sporlarını nasıl olması gerektiği konusunda çalışmalar yapılıyor" diye konuştu.
Kışın artık bir eziyet olmaktan çıkıp eğlenceye döndüğü bir zamanda olduklarını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Erzurum’u bir kış şehri olarak daha güzel ve modern hale getirmek için büyük bir çaba gösterdiklerini anlattı. Yaşanabilir kış şehirlerinin bilimsel ve uygulamalı örneklerin anlatıldığı sempozyumda ısınma sorununa da dikkat çeken Sekmen, “Erzurum’da yeni yapılar çok büyük. Ataerkil aile yapısı gereği eskiden büyük aileler vardı ve hep bir arada yaşanıyordu. Ama şu an o büyük ailelerimiz çekirdek aileye dönüştü. Doğal olarak biz de yeni yapılarımız çekirdek aileye uygun daha küçük alanlar haline dönüştürmeyi planlıyoruz. Çünkü zaten büyük evi ısıtmak da zor burası kış kenti ve doğalgaz pahalı bir yakıt, dolayısıyla alanı küçülterek daha kolay ve ucuza ısıtmak gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Sempozyuma ev sahipliği yapan Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Yılmaz, bu sempozyumda yaşanabilir kent planlama ve bu konuda uygulama örnekleri ele alınacağını söyleyerek, bazı model ve tasarımların ortaya çıkacağını söyledi. 3 gün boyunca devam edecek sempozyuma planlayıcılar ve yerel yöneticilerin yol göstereceğini bildiren Yılmaz, “Sert iklim şartlarına sahip şehirlerde bölge planlama, kentsel tasarlama, mimari yapı ve obje tasarımına kadar ekolojik etnik tasarım yapılacağına inanıyoruz. Kentlerin sıralanmasında daha çok kuzey ülkelerin alınması bu yüzdendir. Bu vesile ile sempozyumumuzun kentimize ve ülkemize yaşanabilir bir yol açacağını ümit ederim" dedi.
Soğuğa karşı çareyi anlattı
Sempozyumun ilk gününe “Olağan soğuğa karşı çareler aramak” konulu sunumu ile bilimsel bildirgeler sunan Kanadalı Şehir Plancısı Nola Kilmartin, özellikle şehir planlamasıyla ilgili yolların tasarımında birçok değişikliklerin olması gerektiğini anlattı. Öncelikle ‘Kış Kenti tanımlamasını yapan Kilmartin, “Ocak ayı hava sıcaklığının sıfırın altındaysa burasını kış kenti olarak adlandırabiliriz” dedi. Kendisinin de bir kış kenti insanı olduğunu bildiren Kilmartin, “Biz alışveriş merkezlerine ve alt geçitlere mahkum kalmışız. Bunlar da bizim yaşam standardımızı ve sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Kış insanların alışkanlıklarını da etkileyebiliyor. Özellikle genç insanların yeteneklerini kısıtlıyor” diye konuştu.
Önemli olan kış kültürünü geliştirmek
Sunumunda kış kültürü ile ilgili birtakım deneyimlerden örneklerle bahseden Kilmartin, kültürel faaliyetlerin değişebilmesi için önemli bir oranda da finansal desteğe ihtiyaç olduğunu belirtti. Kış kentlerinin yaşanabilirliğine yönelik çalışmalar sunan Kilmartin, “Kış kentlerinde kayak ve kızak faaliyetlerine ağırlık verilmeli bunlar sadece turistik alanlara değil, toplumsal alanlara da indirgenmeli. Şehirde çocuklar için oyun alanları, vatandaşlar için doğal yürüme alanları geliştirilmeli. Caddelerin güneş radyasyonundan faydalanması sağlanmalı, yüksek binalar yapılmalı rüzgarın engellenmesi için, caddelerle birlikte trafik akışı da kontrol altına alınmalı. Isıtmalı kaldırımlar kullanılabilir mesela, bu karın erimesine fayda sağlar. Ve dış mekanlarda da renklendirmek için yaprak dökmeyen bitkiler kullanılması gerekir” ifadelerini kullanarak ideal oluşumlardan bahsetti.
Üç gün sürecek olan sempozyumda ilk olarak "Yaşanılabilir bir kış kenti nasıl olmalıdır" sorusuna cevaplar aranarak, kent ölçeğinden iç ve dış mekan tasarımlarına kadar sorunlar, çözüm önerileri ve özellikle kış kentlerinde önemi giderek artan sürdürülebilir planlama, etkin enerji kullanımı ve ekolojik gelişim gibi konuların kış kentlerine uyarlaması konuşulacak.