
Türkiye’de iktidarın yaptığına muhalefetin kara demesi ciddi bir sorunu oluşturuyor. Bu anlayışın milletin önünü açmak yerine, kamplaşmaya yol açtığı gözleniyor. Kanal İstanbul tartışmalarını ve hurafelerini hatırlayalım.
Prof. Dr. Cemal Saydam “Kanal İstanbul erkekliği öldürür”, bir kısım emekli generaller “Kanal İstanbul, Trakya’nın güvenliğini ve savunmasını tehlikeye atar”, bir kısım siyasetçiler ve akademisyenler “Kanal İstanbul, İstanbul depremini tetikler”
Kanal İstanbul üzerine böylesine hurafelerin üretilmesinin nedeni elbette sorgulanmalıdır. Ancak iktidarın her projesine kulp takma anlayışı da değerlendirilmelidir.
Sattırmayız beyefendi!
1983 seçimleri sırasında, televizyondaki bir tartışmada Turgut Özal'ın, Boğaz Köprüsü'nü satma vaadine karşı, Halkçı Parti Lideri Necdet Calp, yumruğunu masaya vurup “Satamazsınız beyefendi” demiş. İkisi de rahmetli oldu. Şimdi o tartışmaya göz atalım;
“1983 seçimleri sırasında, televizyondaki bir tartışmada Özal’ın, Boğaz Köprüsü’nü satma vaadine karşı, Halkçı Parti Lideri Necdet Calp, yumruğunu masaya vurup “Satamazsınız beyefendi, sattırmayız!” çıkışıyla yüzde 30 oy almıştı. Calp'in karizmatik bir kişiliği olmamasına rağmen bu oranı yakalaması dikkat çekmişti. İşte o ünlü diyaloglar:
Özal: Satarız hem de çok iyi satarız, alan da çıkar
Calp: Satamazsınız beyefendi
Özal: Satarız gayet rahat satarız
Calp: Lafla satarsınız
Özal: Gelirini satıyoruz sonuçta
Calp: Kaç yıllık geliri satıyorsunuz ila nihaye mi
Özal: O fiyata
Calp: Güldürmeyin” (Kaynak:gazete haberleri)
Bildiğiniz gibi Kanal İstanbul için ilk ihaleler yapıldı ve süreç başladı. İstanbul boğazını tehlikelerden kurtarmak, ülkeye daha ciddi kaynak üretmek hedefi olan projenin Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum. Projenin dünya tarafından takip edildiğini hatırlatarak.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, proje ile ilgili ihaleye giren şirketlerin paralarını ödemeyeceklerini açıkladı. Erdoğan’da verdiği cevapta “Söke alırlar” cevabını verdi.
Benzer tartışma ve iddialar Şehir Hastaneleri içinde yapıldı. Ne gerek olduğu söylendi, kim için yapılıyor denildi. Covid19 salgını döneminde Şehir Hastanelerinin rolünü şimdi herkes kabul ediyor. Ancak muhalefet, ne gerek var dediği hastaneler için yeni bir iddia ortaya atarak bunların satıldığını öne sürdü.
Hani yanlış anlaşılmasın, bir belge veya ciddi kaynağa dayanılarak değil, kahvehanede konuşur gibi ve yalnızca iddia ile. Sağlık Bakanı mecburen açıklamada bulundu, hastaneler devletin ve milletin malıdır, satılması söz konusu değildir.
Prof. Dr. Cemal Saydam “Kanal İstanbul erkekliği öldürür”, bir kısım emekli generaller “Kanal İstanbul, Trakya’nın güvenliğini ve savunmasını tehlikeye atar”, bir kısım siyasetçiler ve akademisyenler “Kanal İstanbul, İstanbul depremini tetikler”
Kanal İstanbul üzerine böylesine hurafelerin üretilmesinin nedeni elbette sorgulanmalıdır. Ancak iktidarın her projesine kulp takma anlayışı da değerlendirilmelidir.
Sattırmayız beyefendi!
1983 seçimleri sırasında, televizyondaki bir tartışmada Turgut Özal'ın, Boğaz Köprüsü'nü satma vaadine karşı, Halkçı Parti Lideri Necdet Calp, yumruğunu masaya vurup “Satamazsınız beyefendi” demiş. İkisi de rahmetli oldu. Şimdi o tartışmaya göz atalım;
“1983 seçimleri sırasında, televizyondaki bir tartışmada Özal’ın, Boğaz Köprüsü’nü satma vaadine karşı, Halkçı Parti Lideri Necdet Calp, yumruğunu masaya vurup “Satamazsınız beyefendi, sattırmayız!” çıkışıyla yüzde 30 oy almıştı. Calp'in karizmatik bir kişiliği olmamasına rağmen bu oranı yakalaması dikkat çekmişti. İşte o ünlü diyaloglar:
Özal: Satarız hem de çok iyi satarız, alan da çıkar
Calp: Satamazsınız beyefendi
Özal: Satarız gayet rahat satarız
Calp: Lafla satarsınız
Özal: Gelirini satıyoruz sonuçta
Calp: Kaç yıllık geliri satıyorsunuz ila nihaye mi
Özal: O fiyata
Calp: Güldürmeyin” (Kaynak:gazete haberleri)
Bildiğiniz gibi Kanal İstanbul için ilk ihaleler yapıldı ve süreç başladı. İstanbul boğazını tehlikelerden kurtarmak, ülkeye daha ciddi kaynak üretmek hedefi olan projenin Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum. Projenin dünya tarafından takip edildiğini hatırlatarak.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, proje ile ilgili ihaleye giren şirketlerin paralarını ödemeyeceklerini açıkladı. Erdoğan’da verdiği cevapta “Söke alırlar” cevabını verdi.
Benzer tartışma ve iddialar Şehir Hastaneleri içinde yapıldı. Ne gerek olduğu söylendi, kim için yapılıyor denildi. Covid19 salgını döneminde Şehir Hastanelerinin rolünü şimdi herkes kabul ediyor. Ancak muhalefet, ne gerek var dediği hastaneler için yeni bir iddia ortaya atarak bunların satıldığını öne sürdü.
Hani yanlış anlaşılmasın, bir belge veya ciddi kaynağa dayanılarak değil, kahvehanede konuşur gibi ve yalnızca iddia ile. Sağlık Bakanı mecburen açıklamada bulundu, hastaneler devletin ve milletin malıdır, satılması söz konusu değildir.