
Pusula Gazetesi’nin gündem toplantısının konuğu, 100 gün önce Erzurum’daki görevine başlayan İl Emniyet Müdürü Onur Karaburun oldu.
Karaburun, Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü Sevda Güneş İncesu, Haber Müdürü İrfan Tarakçıoğlu, Yazı İşleri Müdürü Cihat İncesu, Editör İhsan Senir, İstihbarat Şefi Manolya Bulut ve gazetepusula.net Yazı İşleri Müdürü Nesrin Demir’e Erzurum’un asayiş ve güvenlik durumunu anlattı.

Pusula Gazetesi Koordinatörü Sevda Güneş İncesu’nun uyuşturucu ve kentte yürütülen polis uygulamalarına ilişkin sorularını yanıtlayan İl Emniyet Müdürü Onur Karaburun, göreve başladığı ilk günden itibaren ekip arkadaşlarıyla birlikte şehrin huzur ve güvenliği için mesai mefhumu gözetmeksizin gece gündüz sahada olduklarını söyledi.
“Polisin görünürlüğünü artırdık”
Kentteki güvenlik anlayışlarının temelini; polisin görünürlüğünü artırma, sahayı kontrol altında tutma ve alan hâkimiyetini koruma stratejisinin oluşturduğunu belirten Karaburun, “Sahada olup, sahayı domine etmek ve polisi görünür tutmak… Yaptığımız şey budur. Bazı dönemlerde, ilçelerimiz dâhil 24–25 uygulama gerçekleştirdiğimiz günler de oldu, 6–8 uygulama yaptığımız günler de. Bu, şehrin o anki durumu, o günlerde yaşanan olaylar ve önemli günlerin dinamikleriyle bağlantılı olarak şekilleniyor.” ifadelerini kullandı.

Uyuşturucuya sıfır tolerans
Uyuşturucuyla mücadele çalışmalarını güncel verilerle değerlendiren Karaburun, 18–21 Aralık tarihleri arasında il genelinde 26 bin 66 kişinin kimlik kontrolünden geçirildiğini, 3 bin 946 aracın denetlendiğini ve 311 metruk binanın güvenlik açısından incelendiğini açıkladı. Denetimler kapsamında toplam 74 aranan şahsın yakalandığını söyleyen Karaburun, bu kişilerden 9’unun 0–5 yıl arası, 4’ünün 5–10 yıl arası ve 1’inin 10–20 yıl arası kesinleşmiş hapis cezası bulunduğunu, ayrıca 47 kişinin de ifade işlemleri ve bakaya gibi farklı arama kayıtları kapsamında adli birimlere teslim edildiğini aktardı.

Uygulamalarda bir adet kurusıkı tabanca ile dokuz bıçağın da muhafaza altına alındığını ifade eden Karaburun, uyuşturucu denetimleri özelinde ise 26 binden fazla kişi kontrol edilmesine rağmen sadece 9 şahıstan uyuşturucu madde ele geçirildiğini özellikle vurguladı.
Bu tablo üzerinden Erzurum halkının uyuşturucuya karşı yaklaşımına da değinen Karaburun, “Türkiye’nin birçok metropolünde 20 bin kişi denetlendiğinde ele geçirilen uyuşturucu sayısı çok daha yüksek olur. Ancak Erzurum’da vatandaşımız uyuşturucuya karşı çok hassas; bir taneyi bile görmek istemiyor. Bizim için az olması yeterli değil, hedefimiz hiç olmamasıdır. Biz de zaten ‘hiç olmasın’ diyoruz. Erzurum uyuşturucuyla mücadelede kötü bir yerde değil. Bunu tüm hemşehrilerime açıkça ifade etmek istiyorum. Vatandaşımız rahat etsin. Ama ben rahat etmem. Çünkü benim hedefim sıfır, bir tane bile kabul etmiyoruz. Bu yüzden mücadelemiz eksik ya da gevşek olmayacak. Kararlılıkla devam edecek. Erzurum bir geçiş güzergâhı… Bir tarafta ilimizin kendi nüfusuna yönelik riskler, diğer tarafta ilimizle ilgisi olmadığı halde buradan transit geçmeye çalışan unsurlar var. Biz her ikisiyle de aynı kararlılıkla mücadele ediyoruz. Orta Asya–İran–Afganistan güzergâhından gelen ya da batıdan doğuya geçen her türlü uyuşturucu ve suç unsuruna karşı da, şehir içinde torbacı diye tabir edilen kişilere karşı da mücadelemiz aralıksız sürüyor” şeklinde konuştu.

Topyekün mücadele
Uyuşturucuyla mücadelenin yalnızca polisiye tedbirlerle yapılamayacağını, bu sorunun aynı zamanda bir toplum sağlığı ve farkındalık meselesi olduğunu belirten Karaburun, STK’ların, ailelerin, basının ve kamu kurumlarının sürece güçlü destek vermesi gerektiğini söyledi.
Amacımız ceza kesmek değil
Pusula Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cihat İncesu’nun, trafikte kesilen cezaların artış gösterdiğine ve özellikle Kabahatler Kanunu kapsamında uygulanan yaptırımlara yönelik kamuoyunda oluşan eleştirilere vurgu yaparak, fahri trafik müfettişlerinin düzenlediği cezalara ilişkin görüş sorması üzerine İl Emniyet Müdürü Onur Karaburun, denetimlerin amacının ceza kesmek değil, trafik güvenliğini sağlamak olduğunu kaydetti.
Karaburun, trafikte ceza uygulanmasının kendisi açısından da arzu edilen bir durum olmadığını belirterek, “Trafikte keşke hiç ceza uygulamasak; ceza kötü bir şey, ben de istemiyorum. Ancak ‘fazla ceza yazılıyor’ eleştirisi istatistiksel olarak doğru değil. Geçmiş yıllara göre toplam trafik cezası sayısında neredeyse dörtte bir oranında azalma var. Buna karşın sahadaki gerçeklere baktığımızda trafikten men edilen araç sayısında yüzde 400’lük bir artış, alkollü sürücü tespitlerinde ise yüzde 90’a yakın bir yükseliş söz konusu…” dedi.
Trafik kazalarındaki tabloya da değinen Karaburun, bu yıl il genelinde yaralanmalı kaza sayısının belirgin şekilde arttığını, 352 olan yaralanmalı kaza sayısının 428’e yükseldiğini ifade ederek, “Bizim amacımız trafikte kurallara uyan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumaktır. Kurallara uyan hiçbir vatandaşımıza ceza yazmıyoruz” diye konuştu.
“ ‘Kota’ diye bir şey söz konusu değil”
Kamuoyunda sıkça dile getirilen “kota” iddialarını da net bir dille reddeden Karaburun, “Halk arasında ‘kota var, dolduruluyor’ gibi bir efsane dolaşıyor. Vatandaşımız bu konuda müsterih olsun. Erzurum’da yaralanmalı ve ölümlü kazaları sıfırlayalım; ben de Ankara’ya sıfır trafik cezası raporu göndereceğim. Ne kadar süre sıfır kaza olursa, o süre boyunca sıfır ceza olacak. Trafik kuralları bir kültür ve alışkanlık haline gelsin, ben de ceza yazdırmayacağım. Zaten o zaman benim ceza yazmama gerek kalmayacak; sadece düzenleyici ve yönlendirici bir rol üstleneceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Bir trafik kültürü oluşturulmalı”
Erzurum’da bir trafik kültürü oluşturulmasının önemine de değinen Karaburun, kentte 85 binden fazla üniversite öğrencisinin yaşadığını hatırlatarak farkındalık çalışmalarının toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde sürdürüleceğini söyledi. Bu kapsamda daha önce başlatılan “Dadaş Kemer Takar” kampanyasının toplumda güçlü bir karşılık bulduğunu ifade eden Karaburun, “Ölümlü kazaların başlıca sebepleri hız ihlali, kırmızı ışıkta geçme, emniyet kemeri takmama ve yaya güvenliğini hiçe sayma gibi temel kural ihlalleridir. Biz bunu değiştirmek istiyoruz. Kimse kırmızı ışıkta geçmesin, kimse yaya geçidinde aracını sürmesin, kimse drift ya da makas atmasın. Bu tür davranışlara sıfır toleransımız var; yapanın gereğini anında yapar, sistem dışına iteriz” dedi.
Trafikte karşılıklı saygı ve kural bilincinin bir kültür hâline getirilmesinin imkânsız olmadığını belirten Karaburun, şu ifadeleri kullandı; “Bu zor değil, imkânsız değil. Bunu başarabiliriz. Ancak bir günde olacak bir şey de değil. Bunun için önce biz inanacağız, sonra herkes çevresindeki bir kişiyi ikna ederek bu kültürün parçası olacak. Biraz zaman, biraz inanç ve kararlı bir toplumsal mücadeleyle bunu başarırız.”
Daha fazla personelle daha iyi hizmet
Karaburun toplantıda, Erzurum’daki polis sayısının yeterli olup olmadığı yönündeki bir soruya da, kentte İl Emniyet Müdürlüğü emrinde 3 bin 330 polisin görevli olduğunu belirterek, “Personelimiz ne kadar fazla olursa hizmet kalitemiz o kadar yükselir. Şu anda için Erzurum’un huzur ve güvenliğini aksatmadan sağlayacak yeterli polisimiz var. Ancak daha fazla olmasını arzu ediyoruz. Bu yönde talebimiz de var. Fakat mevcut personelimizden de maksimum verimi almaya çalışıyoruz. Polislik mesleği fedakarlık isteyen bir meslek. Personel ihtiyacımızın olması hizmette eksiklik yapacağımız anlamına gelmez” karşılığını verdi.
“Okul Polisi” uygulaması
Karaburun, çocukların ve gençlerin güvenli bir eğitim ortamında bulunmasını amaçlayan “Okul Polisi” uygulamasına dair de kapsamlı açıklamalar yaptı. Daha önce Edirne ve Edirne’ye bağlı ilçelerde benzer bir model üzerinde çalıştığını hatırlatan Karaburun, bu deneyimin Erzurum’daki uygulamaya da ışık tuttuğunu söyledi.
Erzurum’a geldikten sonra yaptığı ilk temaslarda da vatandaşların özellikle okul çevrelerinde polisin daha görünür olmasına yönelik güçlü bir talep dile getirdiğini bizzat gözlemlediğini aktaran Karaburun, “Personel sayımız geçen yıla göre bir miktar azalmış olmasına rağmen, büroda evrak ve idari işlerde görev yapan arkadaşlarımızla bir değerlendirme yaptık. Eğitim çağında çocuğu olan polis memurlarımızı tespit ettik ve kendi çocuklarının okullarında görev yapmalarının, o okulları daha güçlü şekilde sahiplenmelerini sağlayacağı kanaatine vardık.” dedi.
Bu anlayış doğrultusunda 179 okulda 286 personelle Okul Polisi uygulamasını başlattıklarını, ayrıca öğrencilerin giriş–çıkış saatlerinde okul çevresindeki şüpheli araç ve ilgisiz kişilere yönelik kontrolleri yürütmek üzere tüm okulların dış bölgelerinde ilave polis görevlendirmeleri yaptıklarını belirten Karaburun, “Amacımız, öğrencilerimizin sadece okul içinde değil, okul güzergâhı ve çevresinde de güven içinde olmalarını sağlamak. Okul çevresindeki büfe, market ve oyun salonlarında öğrencilere zarar verebilecek herhangi bir risk, okul polislerimizin markajındadır.” ifadelerini kullandı.
Sahadaki ilk müdahale örneği
Okul Polisi uygulamasının somut sonuçlarına ilişkin sahadan bir örnek de paylaşan Karaburun, ilk hafta yaşanan bir olayı şöyle aktardı:
“Bir lisenin karşısındaki büfede dal sigara satışı yapıldığı tespit edildi. Sigara satın alan bir kız öğrencimizi büfe çalışanı arka tarafa, gözden uzak bir alana yönlendirmeye çalıştı. Bu sırada temas ve taciz gerçekleşti. Öğrencimiz paniğe kapılıp dışarı çıktı ve kapı girişinde görevli okul polisimize durumu ‘Polis abi, beni taciz etti’ diyerek aktardı. Ekiplerimiz anında müdahale etti, şüpheli gözaltına alındı ve çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı.”
Bu olayın koruyucu ve önleyici güvenlik açısından ne kadar kritik olduğunu gösterdiğini söyleyen Karaburun, “O gün orada polis olmasaydı, o kızımız yaşadığını ne öğretmenine, ne ailesine, ne de karakola gidip anlatabilecek cesareti bulamayabilirdi. Tedbir alınmasaydı o şüpheli, kim bilir kaç yavrumuza daha zarar verecekti ya da vermeye teşebbüs edecekti?” değerlendirmesinde bulundu.
“Çocuklarımızı koruyup, kollayacağız”
Karaburun, Okul Polisi uygulamasında okul idareleri ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli şekilde çalıştıklarını belirterek, “Okul içi güvenlik ve eğitim düzeni onların mevzuat yetkisinde; biz ise dış çevrede güvenliği tamamlayıcı bir rol üstleniyoruz. Bu mücadelede hiçbir tavize yer yok. Hedefimiz çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan ve her türlü zararlı girişimden uzak tutmak. Bu yüzden okul çevrelerinde, parklarda, büfelerde ve tüm sahada ekiplerimizle var olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Ayrıca ekip otolarının rutin devriye dışında başka bir görevlendirme olmadığı durumlarda, özellikle okul giriş–çıkış saatlerinde okul kapılarına sabit olarak konuşlandırıldığını söyleyen Karaburun, bunun da Okul Polisi modelinin caydırıcılığını ve koruyucu etkisini güçlendirdiğini ifade etti.
“Okul Polisi” uygulaması kapsamında kendisinin de Kazım Karabekir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Çocuk Sevgi Evleri’ne “irtibat polisi” olarak yazıldığını kaydeden İl Emniyet Müdürü Karaburun, “Bu bir günlük değil, süreklilik gerektiren bir mücadele. Çocuklarımızın, gençlerimizin yanında olacağız, onları koruyup, kollayacağız ve bu koruyucu yaklaşımı kalıcı hâle getireceğiz” şeklinde konuştu.
Suça sürüklenen çocuklar
Erzurum’da suça sürüklenen çocuk sayısına ilişkin bir soruyu cevaplandıran Karaburun, Erzurum için bu sayının sınırlı olduğunu söyledi. “Zamanında bizlere ihtiyacı olduğu halde elinden tutmadığımız bir çocuk belli bir zaman sonra karşımıza çok farklı bir şekilde çıkabiliyor” diyen Karaburun şöyle devam etti; “Gerek devletimizin koruması altındaki çocuklarımız gerekse çocuk polisimiz aracılığıyla tespit ettiğimiz çocuklarımızla yakından ilgileniyoruz. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüzle ortak yürüttüğümüz bir proje var. Çocuk Sevgi Evleri’ndeki yavrularımız için bir kadın komiserimizi görevlendirdik. Onların her türlü problemiyle ilgileniyor. Biz de elimizden geleni yapıyoruz. Zaman zaman farklı kamu kurumlarıyla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Suça sürüklenen çocuk oranımız diğer iller kadar. Kötü bir noktada değiliz. Mala zarar verme, kavga dövüş gibi olaylara karışıyorlar. Daha nitelikli suçların sayısı daha az. Suça karışan çocuklarımızla tek tek ilgileniyoruz, ellerini bırakmıyoruz.”
Fuhuş ve insan ticareti suçları
Erzurum’da fuhuş ve insan ticareti anlamında örgütlü bir yapılanma olmadığını ifade eden Karaburun, bu suçları bireysel olarak işleyenlerin de bilindiğini ve yakın takibe aldığının altını çizerek, “Günlük kiralık evlerden, farklı mekanlara ve sosyal medyada dahil bu toplumunun genel yapısına zarar verebilecek her türlü unsuru takip ediyor, gereğini yapıyoruz. Bu anlamdaki suçlara meyilli olan bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar şahıs var. Örgütlü bir yapılanma söz konusu değil. Göçmen kaçakçılığı konusunda da taviz vermiyoruz. Erzurum bu konuda da bir geçiş güzergahı. Şehrin giriş ve çıkışındaki uygulama noktalarını da güçlendirdik. Saklanan gizlenen ne varsa bulup çıkarıyoruz. Biz hiçbir suç türünü Erzurum’da istemiyoruz”
Suç mekanları; metruk binalar
Erzurum’da suça mekan olabilecek veya suçluların gizlenebileceği metruk mekanlarla ilgili ayrı bir çalışma yürüttüklerini kaydeden Karaburun, bu konuda Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve diğer ilçe belediyelerinin kendilerine çok yardımcı olduğunu söyledi. Karaburun, “Yıkılması gerekenler yılıyor, yıkılmasına engel durumu olanlar ise kapattık. Suç işlemesine zemin olacak mekanları şehrimizde istemiyoruz” dedi.
“Suç karanlığı sever” diyen Karaburun, bu amaçla şehrin daha fazla gözlenebilir olması açısında aydınlatma ve güvenlik kameralarının artırılmasına da ayrı bir önem verdiklerine değinerek, “Erzurum güvenlik kameraları noktasında iyi bir noktada, Türkiye ortalamasının üzerindeyiz. Ama daha da fazla olması gerekiyor. Valiliğimizle bununla ilgili bir çalışmamız var. Güvenlik kamerası konusunda müdürlüğümüz isteyen kurumlara teknik destek vermeye hazır. Parklarımız, sokaklarımız daha aydınlık, daha görünür olsun bunu istiyoruz. Erzurum halkı en üst seviyede güvenlik hizmetini hak ediyor” diye konuştu.
“Asayiş berkemal”
Toplantının sonunda genel bir değerlendirme yapan İl Emniyet Müdürü Onur Karaburun, Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü Sevda Güneş İncesu’nun “Açıklamalarınıza göre Erzurum’da asayiş berkemal diyebilir miyiz?” şeklindeki sorusuna, “Evet Erzurum’da asayiş berkemal. Bunu sadece biz demiyoruz. Ankara bunu söylüyor, sahadan yansıyan rakamlar bunu söylüyor. Vatandaşımızın sahadaki gözlemi de bu yönde…” karşılığını verdi.
Ben taammüden polis oldum
Polisliği bir meslekten öte, millete karşı üstlenilmiş ağır bir sorumluluk olarak gördüğünü anlatan Karaburun, “Ben taammüden polis oldum. Yani bilerek isteyerek, severek bu mesleği seçtim. Bu üniforma için çok sevdiğim şeylerden vazgeçtim.
Polisliğin mesai saatleriyle sınırlı bir görev olmadığını vurgulayan Karaburun, “Ben her a her yerde polisim. Bu üniformayı taşımanın gereğini her daim yerine getirmeye çalışıyorum” dedi. Doğup, büyüdüğü ve çok sevdiği memleketi Fethiye’de yaşamaktan dahi bu meslek için vazgeçtiğini belirten Karaburun, bu kararın ardında vatana, millete ve bayrağa hizmet etme sorumluluğunun yattığını dile getirdi.
“Büyük bir sorumluluk taşıyoruz”
Erzurum’un kadim bir şehir olduğunu hatırlatan Karaburun, emniyet teşkilatına duyulan güvenin önemine dikkat çekti. Vatandaşların “devlete güvendim, polis var diye çocuğumu okula gönderdim” sözlerinin kendilerine büyük bir sorumluluk yüklediğini belirten Karaburun, olası bir ihmalkârlığın yalnızca hukuki değil, vicdani ve manevi bir hesap doğuracağını ifade etti.
İhsan Senir
Sayın müdüre teşekkür ederim. Özellikle terminal caddesinde saat 21 de po istasyonu civarında eksozlu araçlar Eksoz patlatıyor burada hergün bu gürültülerden rahatsız oluyoruz. Lütfen Eksoz denetimi yapılsın. Sadece eksoz sesi aşırınrahatsız ediyor.