
Erzurum’un Yakutiye İlçesi’ndeki Kamburoğlu Hanı’nın girişindeki döneminin mimari özelliklerini yansıtmakla beraber, kaliteli bir kesme taş işçiliği olan tarihi sütunlar, bakımsızlık yüzünden yıkılmaya yüz tuttu. Tarihi yapıya kimse el vurmayınca esnaf çimento harcı ile taşları tutturdu.
Recai UYGUR / ERZURUM-ÖZEL HABER

Erzurum’un Yakutiye İlçesi Gölbaşı semtinde bulunan Kamburoğlu Hanı terk edilmiş görüntüsüyle dikkat çekiyor. 20.yüzyılın başlarında yapılan ve o dönemin ticaret merkezlerinden biri olan Kamburoğlu Hanı’nın girişinde bulunan sütunlarda, geniş ve yüksek araçların giriş-çıkışı nedeniyle büyük bir tahribat oluştu. Geçtiğimiz aylarda Pusula Gazetesi’nin de gündeme getirdiği tarihi hana kimse el vurmayınca dökülen sütunları esnaf kendi imkânlarıyla onardı. Aslına hiç uymayan dökülen yerleri çimento ile sıvayan esnaf, tarihi mekânların sahipsizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. El oyma sütunları çimento ile tutturan semt esnafı, tabiri yerinde ise kaş yaparken göz çıkardı.
Şimdilik taşlar yerinde
İçerisindeki 21 dükkânın depo alarak kullanıldığı tarihi yapının yıllardır bu halde olduğunu ve kimin çimento ile sıvadığını bilmeyen semt esnafı, “Tarihi yapının yanı yöresi dökülmeye başladı. Tahmin ediyoruz ki taşların kaybolmaması için çimento ile tutturup daha sağlam kalması sağlandı. Tarihi han, yıkılmaya yüz tutuyor. Temeller ve duvarlar sizlerin de gördüğü gibi su almış ve bazı duvarlar yıkılacak gibi duruyor. Han için kimin elinde ne proje varsa hayatiye geçirsin, tarihi yapıyı hep birlikte kurtaralım” dedi.
Kambura Hanın özellikleri
Kamburoğlu Hanı Gölbaşı semtinde. Yapının giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesinde 1322 H.- 1906 M./ 1324 H.- 1908 tarihleri ile “Maşallah” ve “Ya Hafız” ifadeleri görülüyor. 1960 yılında büyük bir yangın geçiren yapının üst örtüsü büyük oranda hasar gördüğü belirtiliyor. Han, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan düzensiz bir dikdörtgen plan şemasına sahip.
Yapıya doğuda bulunan, cepheden ileriye ve yukarıya taşırılmış, bir taç kapıyla giriliyor. Oldukça hareketli bir cephe anlayışıyla ele alınan kapıda başarılı bir taş işçiliği görülüyor. Kapı çerçevesi en altta iki sütünce şeklinde başlayıp belli bir seviyeye kadar devam ediyor. İç kısımda bulunan bitkisel bezemeli sütunceler kapının son bulduğu yere kadar yükselmektedir. Kapı iç içe iki kemerden oluşuyor. Asıl girişi sağlayan yayvan kapı kemeri sade ele alınmışken, üst kısımda bulunan üç dilimli kavsara kemeri üzerinde stilize edilmiş geometrik ve bitkisel motifler bulunuyor. Hanın doğuya bakan giriş cephesi ile avluya bakan oda cepheleri döneminin mimari özelliklerini yansıtmakla beraber, kaliteli bir kesme taş işçiliği örneğini gösteriyor.
Recai UYGUR / ERZURUM-ÖZEL HABER

Erzurum’un Yakutiye İlçesi Gölbaşı semtinde bulunan Kamburoğlu Hanı terk edilmiş görüntüsüyle dikkat çekiyor. 20.yüzyılın başlarında yapılan ve o dönemin ticaret merkezlerinden biri olan Kamburoğlu Hanı’nın girişinde bulunan sütunlarda, geniş ve yüksek araçların giriş-çıkışı nedeniyle büyük bir tahribat oluştu. Geçtiğimiz aylarda Pusula Gazetesi’nin de gündeme getirdiği tarihi hana kimse el vurmayınca dökülen sütunları esnaf kendi imkânlarıyla onardı. Aslına hiç uymayan dökülen yerleri çimento ile sıvayan esnaf, tarihi mekânların sahipsizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. El oyma sütunları çimento ile tutturan semt esnafı, tabiri yerinde ise kaş yaparken göz çıkardı.

İçerisindeki 21 dükkânın depo alarak kullanıldığı tarihi yapının yıllardır bu halde olduğunu ve kimin çimento ile sıvadığını bilmeyen semt esnafı, “Tarihi yapının yanı yöresi dökülmeye başladı. Tahmin ediyoruz ki taşların kaybolmaması için çimento ile tutturup daha sağlam kalması sağlandı. Tarihi han, yıkılmaya yüz tutuyor. Temeller ve duvarlar sizlerin de gördüğü gibi su almış ve bazı duvarlar yıkılacak gibi duruyor. Han için kimin elinde ne proje varsa hayatiye geçirsin, tarihi yapıyı hep birlikte kurtaralım” dedi.
Kambura Hanın özellikleri
Kamburoğlu Hanı Gölbaşı semtinde. Yapının giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesinde 1322 H.- 1906 M./ 1324 H.- 1908 tarihleri ile “Maşallah” ve “Ya Hafız” ifadeleri görülüyor. 1960 yılında büyük bir yangın geçiren yapının üst örtüsü büyük oranda hasar gördüğü belirtiliyor. Han, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan düzensiz bir dikdörtgen plan şemasına sahip.
Yapıya doğuda bulunan, cepheden ileriye ve yukarıya taşırılmış, bir taç kapıyla giriliyor. Oldukça hareketli bir cephe anlayışıyla ele alınan kapıda başarılı bir taş işçiliği görülüyor. Kapı çerçevesi en altta iki sütünce şeklinde başlayıp belli bir seviyeye kadar devam ediyor. İç kısımda bulunan bitkisel bezemeli sütunceler kapının son bulduğu yere kadar yükselmektedir. Kapı iç içe iki kemerden oluşuyor. Asıl girişi sağlayan yayvan kapı kemeri sade ele alınmışken, üst kısımda bulunan üç dilimli kavsara kemeri üzerinde stilize edilmiş geometrik ve bitkisel motifler bulunuyor. Hanın doğuya bakan giriş cephesi ile avluya bakan oda cepheleri döneminin mimari özelliklerini yansıtmakla beraber, kaliteli bir kesme taş işçiliği örneğini gösteriyor.