
2020 yılını kazanımlarımızla-kayıplarımızla, acı ve tatlı hatıralarımızla; hayal kırıklığımız ve 2021’de kavuşmayı umduğumuz beklentilerimizle geride bıraktık…
31 Aralık gecesi evimize kapandık ve Pazartesi sabahı sokağa çıktık…
Belki bu dört günlük sokağa çıkma yasağı vesilesiyle aile fertlerimizle daha bir yakınlaştık ve kendimizle muhasebe imkânına kavuştuk…
Kuralları çiğneyenler bu yasağı da deldiler ama ihlâl etmenin cezasını çektiler…
*
Yeni yılın ikinci gününde Erzurumsporlu oyuncular, Gaziantep karşısında uzatma dakikalarında aldıkları beraberlikle şehre Yeni Yıl armağanı verdiler… Şans bizim yanımızda olsaydı, direkleri dövme yerine bulunacak gollerle galibiyet hediyesi de verebilirlerdi…
Neyse, en azından yenilmedik ve umutlarımızı 2021’e taşıdık…
*
Yeni Yılın ilk gününde Antalya’da hava sıcaklığı 21 derece, deniz suyu sıcaklığı da 20 dereceydi… Konyaaltı plajını dolduran yüzlerce turist denize girdi, bisiklet sürdü ve gezinti yaparak, boş şehrin tadını çıkardı…
İstanbul’da Sultanahmet Meydanına akın eden turistler, tarihi yarımadayı gönüllerince gezdi, eğlendi ve İstanbul’da olmanın keyfini yaşadı…
Bir de gökyüzünde yaşanan heyecan var…
Göreme’den havalanan onlarca balon, gökyüzündeki misafirlerine Peribacalarını yukarıdan görme ayrıcalığını ve güzelliğini yaşattı…
Haa bir de Sosyal Medyaya Uludağ’dan yansıyan Snowboard görüntüleri var… Birileri Yeni Yılı Snowborad yapılarak karşılamıştı…
*
Bu ve benzeri görüntüler çoğu tatil beldesinde vardı da bir tek Palandöken’de yoktu…
Avrupa’da eğlencesi ve kayağıyla ünlü merkezlere gidemeyen yüzlerce Ukrayna’lı ve Rus turist, Palandöken’i tercih etti…
Yanı sıra özellikle Ankara ve İstanbul’dan kaymaya gelen yerli turist Palandöken’deydi…
Biz 4 gün boyunca ‘Yasak’ dedik ve otellerdeki kaymak isteyen turistleri dahi pistlere çıkarmadık.
Üstelik otellerin kendi pistlerini bile gelen misafirlere açmadık.
Gelen turistleri otellerine kapadık ve ‘kendi kendinize kutlama yapın’ dedik…
Eğer virüs yayılırsa eminim ki kapalı ortamda bulunmaktan ve temastan yayılacak…
Bir orta yol bulunamaz mıydı ?..
Denizde covit virüsü yok da dağda mı var…
Turistin şehre inmesine izin var da, kaymasına mı yok, anlayamadık…
İnsanın aklına ‘Doğu’ ayrımı ile şu soru takılıyor;
Bu şekilde mi ‘Kış Başkenti olmak’ istiyoruz ?!..
31 Aralık gecesi evimize kapandık ve Pazartesi sabahı sokağa çıktık…
Belki bu dört günlük sokağa çıkma yasağı vesilesiyle aile fertlerimizle daha bir yakınlaştık ve kendimizle muhasebe imkânına kavuştuk…
Kuralları çiğneyenler bu yasağı da deldiler ama ihlâl etmenin cezasını çektiler…
*
Yeni yılın ikinci gününde Erzurumsporlu oyuncular, Gaziantep karşısında uzatma dakikalarında aldıkları beraberlikle şehre Yeni Yıl armağanı verdiler… Şans bizim yanımızda olsaydı, direkleri dövme yerine bulunacak gollerle galibiyet hediyesi de verebilirlerdi…
Neyse, en azından yenilmedik ve umutlarımızı 2021’e taşıdık…
*
Yeni Yılın ilk gününde Antalya’da hava sıcaklığı 21 derece, deniz suyu sıcaklığı da 20 dereceydi… Konyaaltı plajını dolduran yüzlerce turist denize girdi, bisiklet sürdü ve gezinti yaparak, boş şehrin tadını çıkardı…
İstanbul’da Sultanahmet Meydanına akın eden turistler, tarihi yarımadayı gönüllerince gezdi, eğlendi ve İstanbul’da olmanın keyfini yaşadı…
Bir de gökyüzünde yaşanan heyecan var…
Göreme’den havalanan onlarca balon, gökyüzündeki misafirlerine Peribacalarını yukarıdan görme ayrıcalığını ve güzelliğini yaşattı…
Haa bir de Sosyal Medyaya Uludağ’dan yansıyan Snowboard görüntüleri var… Birileri Yeni Yılı Snowborad yapılarak karşılamıştı…
*
Bu ve benzeri görüntüler çoğu tatil beldesinde vardı da bir tek Palandöken’de yoktu…
Avrupa’da eğlencesi ve kayağıyla ünlü merkezlere gidemeyen yüzlerce Ukrayna’lı ve Rus turist, Palandöken’i tercih etti…
Yanı sıra özellikle Ankara ve İstanbul’dan kaymaya gelen yerli turist Palandöken’deydi…
Biz 4 gün boyunca ‘Yasak’ dedik ve otellerdeki kaymak isteyen turistleri dahi pistlere çıkarmadık.
Üstelik otellerin kendi pistlerini bile gelen misafirlere açmadık.
Gelen turistleri otellerine kapadık ve ‘kendi kendinize kutlama yapın’ dedik…
Eğer virüs yayılırsa eminim ki kapalı ortamda bulunmaktan ve temastan yayılacak…
Bir orta yol bulunamaz mıydı ?..
Denizde covit virüsü yok da dağda mı var…
Turistin şehre inmesine izin var da, kaymasına mı yok, anlayamadık…
İnsanın aklına ‘Doğu’ ayrımı ile şu soru takılıyor;
Bu şekilde mi ‘Kış Başkenti olmak’ istiyoruz ?!..