
Erzurum düğünlerini kültürel değişim bağlamında ele alan Dr. Abdulhan Taşbaşı, ilk kapsamlı akademik çalışma olarak hazırlanan "Düğün Dernek Kurula: Gelenekten Moderniteye Erzurum Salon Düğünleri" adlı kitabıyla, Erzurum düğün geleneğini ve salon düğünlerini detaylı biçimde anlatan ilk eseri ortaya koymuş oldu.

Erzurum’un geleneklerinin kültürel miras açısından son derece zengin olduğunu söyleyen Taşbaşı “Düğün salonları ekseninde yapılan kapsamlı bir çalışma yoktu. Bu nedenle salon düğünlerini inceleyerek, kentin düğün kültürünü tüm yönleriyle ortaya koymayı amaçladık” dedi.
“Erzurum’da salon düğünü geleneği 1930’lardan beri sürüyor”
Kitabın hazırlanma sürecinde yalnızca akademik kaynaklardan yararlanmakla yetinmeyen Taşbaşı, sahaya inerek Erzurum şehir merkezindeki düğün salonlarını da mercek altına aldı. Yakutiye, Palandöken ve Aziziye ilçelerindeki tüm salonları inceleyen Taşbaşı, yaklaşık 400–500 düğüne katıldı; bunların 100’ünü ise detaylı şekilde analiz etti. Taşbaşı, “Bir süre sonra düğünler ve salonlar birbirine benzemeye başladı. Yeterli veriyi topladıktan sonra bunları istatistiksel bir oranla yansıtmaya çalıştık” dedi.
Araştırma süreci, Erzurum’da salon düğünü kültürünün sanıldığı kadar yeni olmadığını da ortaya koydu. 1930’lu yıllardan itibaren askeriye salonlarında başlayan düğünler, daha sonra devlet kurumları ve belediyelere yayıldı. DSİ, Et ve Balık Kurumu, Karayolları ve PTT gibi kurum salonlarında yapılan etkinliklerin ardından, özel düğün salonlarının açılmasıyla gelenek günümüze taşındı.
“Salon düğünleri konfor sağlasa da gelenekleri değiştiriyor”
Kitapta yalnızca düğün salonları değil, Erzurum’un geçmişten bugüne uzanan düğün gelenekleri de mercek altına alındı. Kına, söz ve görücü usulü gibi konularda yeterli çalışma bulunmasına karşın, araştırma özellikle 21’inci yüzyılda salon düğünlerinde kültürün nasıl yaşatıldığı üzerine yoğunlaştı. Düğün süreci, hediyeleşme biçimleri, müzikler, oyunlar, kıyafetler, yemekler, pasta kesme ve gelin çıkarma törenleri detaylı şekilde gözlemleyen Taşbaşı, “Eskiden mahallelerde imece usulü düzenlenen düğünler, günümüzde organizasyon firmaları aracılığıyla paket hâline dönüşürken, kadınların emeğiyle hazırlanan yemekler artık profesyonel firmalarca sunuluyor. Bu durum konfor sağlasa da yardımlaşma kültürünü zayıflatıyor” dedi.
“Beyaz gelinlik modası yaygınlaşsa da bazı gelenekler devam ediyor”
Araştırmada değişen gelenekler de öne çıktı. Giyim-kuşamda büyük değişiklikler yaşanırken eskiden tercih edilen mor ve yeşil gibi renkli gelinlikler yerini 1970’lerden itibaren kalıcı olarak beyaz gelinliğe bıraktı. Günümüzde Erzurum’da günümüzde renkli gelinlikler kına gecelerinde giyilirken beyaz gelinlik düğünlerde artık standart hâle geldi.
“Hamam takımı geleneği lüksleşiyor, özünden uzaklaşıyor”
Kitabında hamam takımı geleneğine de yer veren Taşbaşı, “Eskiden damadın annesi uzun yıllar boyunca el emeğiyle havlu, bornoz ve masa örtüsü gibi temel eşyaları hazırlarken, günümüzde bu gelenek aşırı lüksleşmiş ve pek çok aileyi maddi açıdan zorlamaya başlamış durumda. Hamam takımı satan esnafların ticari yönlendirmeleriyle abartılan uygulamalar, geleneğin anlamını gölgeliyor” diye konuştu.
“Düğünlerde gösteriş ve taklit kültürü yaygınlaşıyor”
Düğünlerde öne çıkan bir diğer konunun ise gösteriş ve taklit kültürü olduğunu belirten Dr.Taşbaşı “Bir düğünde yapılan çiçekli sahneler, meşaleler ya da konfeti gösterileri hemen diğer salonlara da taşınıyor ve düğünler birbirinin aynısı hâline geliyor. Bence asıl önemli olan, düğünleri sadeleştirip, yerel unsurları koruyarak özgün hâle getirmek” dedi.
“Düğünler toplumsal bağları güçlendiren etkinlikler”
“Bence düğünler sadece bir eğlence aracı değil; aynı zamanda toplumsal bağları güçlendiren önemli bir kurum” diyen Taşbaşı, “Günümüzde şehirleşme ve teknoloji nedeniyle insanlar birbirinden uzaklaştı. Düğünler, dostları ve akrabaları bir araya getirerek kültürün aktarılmasını sağlıyor. Çocuklar türküleri, oyunları ve Erzurum barlarını buralarda görüp öğreniyor. Bu yüzden düğünleri birleştirici bir unsur olarak korumak gerekiyor” diye konuştu.
“Hediyelerde gönüllülük esas olmalı”
DrAbdulhan Taşbaşı, düğünlerdeki hediyeleşme alışkanlıklarına dair değerlendirmelerde bulundu. Taşbaşı, günümüzde takıların genellikle “zarf içinde verilmesinin” mahcubiyeti önlediğini, sahte altın gibi olumsuzlukları engellediğini ve zaman tasarrufu sağladığını belirtti. Ancak geleneğin giderek “karşılıklılık” esasına dayandığını, insanların “benim düğünüme şu kadar taktı, ben de o kadar takmalıyım” düşüncesine kapıldığını vurguladı. Taşbaşı, kültürümüzde hediyeleşmenin gönüllülük esasına dayanması gerektiğini, çiçek ve çelenk yerine ise şehit aileleri, SMA’lı çocuklar veya hayır kurumlarına bağış yapılmasının hem anlamlı hem de toplumsal fayda sağlayan bir davranış olacağını ifade etti.
Düğün davetiyeleri dijitalleşiyor
Abdulhan Taşbaşı, eskiden düğün davetiyelerinin ev ev gezilerek elden dağıtıldığını, COVID-19 döneminde ise bu geleneğin sosyal medya üzerinden paylaşımlara dönüştüğünü söyledi. Günümüzde ise düğün kartlarında salonun kolaylıkla bulunabilmesi için QR kod uygulamasının kullanıldığını belirten Taşbaşı, bunun geleneklerin teknolojiyle uyum sağlayarak dönüşüm geçirdiğine güzel bir örnek olduğunu belirtti.
Ümmühan Göğtaş
Gazetecilik ve tüm hayatında başarılarının devamını diler saygılarımı sunarım.