
Yıllık 5 bin kapı üreten Erkal Grup’un başarısında rakip firmadan gelen bir telefon rol oynamış..
Kötü komşu ev sahibi yapmış!
Herşey, Erzurum’da bir kapı imalatçısının ‘’Neden gelmedi’’ diye açılan bir telefon üzerine ‘’Acelen ne? Öldün mü? Ne zaman gelir, o zaman eline geçer’’ cevabıyla başlamış Erkal Grup’un kapı imalatı macerası.. Son 1 yılda 5 bin adet kapı imalatı gerçekleştiren ve yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen halen daha Erzurum’un yükselen yıldızı olan inşaat sektörüne kapı yetiştiren Erkal Grup, artık Sanayi’de ki mevcut iki katlı imalathanesine sığamaz duruma gelmiş. 1.Organize Sanayi eski başkanlarından iş insanı Zafer Ergüney’in yönetim kurulu başkanı olduğu ve kardeşleri Muzaffer - M.Hanifi Ergüney idaresindeki Erkal Grup, yeni tesis için 10 bin metrekarelik bir arsa aldı. Çeşitli formlarda çelik kapı imalatı yapan firma, bugün tek tabanca haline ve de marka gelirken, artık iç piyasaya değil, dış piyasaya da açılmaya hazırlanıyor.

Demirçelik, enerji ve inşaat sektöründe de şehrin gözde firmalarından olan Erkal Grup’un pandemiye rağmen önemli miktarda kapı imal edip inşaatlara satması hem üretim kalitesi hem de pazarlama açısından on numara beş yıldızdır. Konut üretimi yaparken başka firmalardan kapı siparişi alan firmanın bir kapı imalatçısının ‘’ Öldünüz mü? Aceleniz ne? Ne zaman gelir, o zaman alırsınız’’ sözü karşısına makas değişmesi önemli bir yatırım hamlesinin hikayesini de başlatmış. Zafer Ergüney, ‘’ O arkadaş sayesinde biz farklı bir sektöre girmiş olduk, bir çok insana da istihdam oluşturmuşuz’’ derken, adeta kötü komşunun ev sahibi yaptığını vurgular gibi. oluşturmuş olduk, Böyle bir başarıdan dolayı ayakta alkışlayacağım bir firmadır Erkal ve bu benim son kararımdır..

Büyükşehir’i sadece yollar değil, kaldırımlar da bekliyor!
Bu işin acelesi var!
Acaba dökülen asfalt ve döşenen karolar mı çok kalitesizdi, yoksa kış mı çok ağır geçmişti? Sanırım ben gibi çoğu Erzurumlu da son günlerde son derece kötü olarak karşımıza çıkan ana yolları ve bu ana yollar üzerindeki kaldırımları görünce haklı olarak bu soruyu soruyor. Öyle ya. Erzurum’da hemen hemen her tarafta bozuk yol görüntüleri ve artık yürünemez duruma gelen kaldırımlar gözümüzün önünde.. Hemen hemen herkes de bu durumdan şikayetçi. Neredeyse durumdan rahatsız olmayan da yok gibi. Bu durumun özellikle Cumhuriyet Caddesi gibi şehrin en işlek caddesinde olması daha çok dikkat çekiyor ve bu tepkilere de neden oluyor. Lalapaşa camii karşısında ki Vakfı İşhanı önündeki kaldırımlardaki karo taşları bu konudaki sorunu daha çok açığa çıkarıyor.
Karolardan bazıları yoldan geçenlerin yürümesini engellerken, bazı karo taşlarının yerinden çıkmış olması da durumu daha facia konumuna taşıdı. Peki nasıl oluyor da bu yol ve kaldırımlar sadece bir sezon sonrası böyle bir final ile karşılaşıyordu? Elbette ki döşenen karoların ve dökülen asfaltın kalitesi kadar, işçilik de sorgulanıyor. Öyle aman aman da zorlu bir kış yaşanmadı oysa. Yağan kardan sonrası yapılan tuzlama da bu kadar olumsuz etki bırakmış olamazdı. Vatandaş olarak bir yandan hem bu sorulara cevap arıyor, hem de hiç vakit kaybetmeden bir an önce yaza daha iyi bir yol ve kaldırım hizmeti görmek istediğimizi belirtmek isterim, nokta.

‘Biz bize’ konser!
TRT Genel Müdürlüğü, özellikle pandemi döneminde olumsuz yönde etkilenen personeline moral vermek ve motive etmek amacıyla güzel bir jeste imza attı. Bir çok bölgede olduğu gibi Erzurum’da da sadece TRT personellerinin iştirak ettiği konser proğramı düzenlendi. TRT İstanbul Radyosu Türk Sanat Müziği ses sanatçıları Seda Gökkadar ve Nusret Yılmaz, popüler parçaları kurum personeli için seslendirdiler. Yaklaşık 2 saat süren konserde Muzaffer Sarısözen’in derlediği Erzurum ve Elazığ yöresi eseri ‘Havuzbaşının gülleri şak şak öter bülbülleri’ parçası da seslendirildi ve ikili sanatçı düet yaptı. Pas açan ve aylar sonra ilk defa Aşık Yaşar Reyhani salonunu bu konser için açan TRT İl Müdürü Ayça Yarol Alemdar, böyle bir birlikteliğe ihtiyaçlarının olduğunu belirtirken, Genel Müdürlüğe bu jestten ötürü kurum personeli adına teşekkür etti.. Bu arada, Yıldıray Yıldız’ın sunuculuğunu yaptığı proğramın ertesi günü sanatçılar Palandöken dağını gezdi, şehirden mutlu ayrıldılar..

Bir kepçelik canları kaldı!
İçimizi cız eden anlar vardır ya hani. Sanıyorum özellikle hatıraları olan ve bir çok hikaye barındıran eski tarihi yerlerin yıkılmasını görünce yüreğim burkulur, içim cız eder. En son Pasinler Devlet Demiryolları’na ait Gar binasının yıkılacağı haberini aldığımda cız etmişti içim. Son zamanlarda galiba biraz fazla duygusala bağlamış olacağım ki artık şehir merkezindeki tek- tük kalan güvercin kulübelerini de görünce bir tuhaf oluyorum. Kuşbaz olarak da bildiğimiz güvercin besleyenlerin gösterdiği binbir emek, bir anda, bir kepçe sesi ile yerle yeksan oluyor. Çoğu güvercin kulübelerinin yerinde bugün yellerin estiği Erzurum’da artık bu tür kulübeler parmakla gösteriliyor. Devasa binaların gölgesinde 2 metrekareyi dahi bulmayan derme çatma kulübelerde güvercin besleyenler de biliyorlar ömürlerinin az olduğunu. Bugün olmasa da yarın ne kendileri ne de gözleri gibi baktıkları, çoluk çocuklarının nafakasından kesip besledikleri güvercinleri. Dün görüp fotoğrafladığım bu kare de çok geçmez tarih olacak. Zira yarın muhtemelen burada kuşlara yem veren adam değil, kepçe ile kazı yapan bir inşaat işçisinin fotoğrafı çekilecek..

Bu kümbetin adı yok!
Kümbet, bilmeyenler için söylüyorum, Anadolu Selçuklu Hanedanı zamanında yapılan kendine özgü yapısı olan anıtmezarlardır. Genelellikle büyük devlet ve din adamları için yapılmıştır. Adeta kümbet zengini olan Erzurum’da tam 23 adet irili ufaklı kümbet var. Sanıyorum, Türkiye’de en fazla kümbetin birarada olduğu yer de Erzurum. Çoğu Erzurum merkezde bulunan kümbetlerin kuşkusuz en meşhuru yanyana olan Sultanmelik Mahallesi’ndeki üç kümbetler. Bugünlerde Büyükşehir Belediyesi ile Yakutiye Belediyesi tarafından yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde çoğu gecekondu aralarında sıkıştığı için açığa çıkartılıyor ve çok da iyi oluyor. Gün ışığına çıkmasını sağlayan Kentsel dönüşümün bir harikası olarak da gördüğüm bu kümbetlerden biri de adsız bir kümbet. Zaten kayıtlarda da adsız kümbet olarak geçiyor. İçinde kim meftun, o da bilinmiyor. Yeri de merkez habip efendi mahallesi 763 ada ve 12 parselde. Bu kümbet ayrıca Kültür Varlıkları Koruma kurulunu tarafından 13 Kasım 1976 yılında tescillenmiş. Bilin istedim.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden akıl seviyesini anlarsın! (Mevlana)
DUVARIN DİLİ : Bana akıl verme. Sonra sana kalmıyor!
Kötü komşu ev sahibi yapmış!
Herşey, Erzurum’da bir kapı imalatçısının ‘’Neden gelmedi’’ diye açılan bir telefon üzerine ‘’Acelen ne? Öldün mü? Ne zaman gelir, o zaman eline geçer’’ cevabıyla başlamış Erkal Grup’un kapı imalatı macerası.. Son 1 yılda 5 bin adet kapı imalatı gerçekleştiren ve yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen halen daha Erzurum’un yükselen yıldızı olan inşaat sektörüne kapı yetiştiren Erkal Grup, artık Sanayi’de ki mevcut iki katlı imalathanesine sığamaz duruma gelmiş. 1.Organize Sanayi eski başkanlarından iş insanı Zafer Ergüney’in yönetim kurulu başkanı olduğu ve kardeşleri Muzaffer - M.Hanifi Ergüney idaresindeki Erkal Grup, yeni tesis için 10 bin metrekarelik bir arsa aldı. Çeşitli formlarda çelik kapı imalatı yapan firma, bugün tek tabanca haline ve de marka gelirken, artık iç piyasaya değil, dış piyasaya da açılmaya hazırlanıyor.

Demirçelik, enerji ve inşaat sektöründe de şehrin gözde firmalarından olan Erkal Grup’un pandemiye rağmen önemli miktarda kapı imal edip inşaatlara satması hem üretim kalitesi hem de pazarlama açısından on numara beş yıldızdır. Konut üretimi yaparken başka firmalardan kapı siparişi alan firmanın bir kapı imalatçısının ‘’ Öldünüz mü? Aceleniz ne? Ne zaman gelir, o zaman alırsınız’’ sözü karşısına makas değişmesi önemli bir yatırım hamlesinin hikayesini de başlatmış. Zafer Ergüney, ‘’ O arkadaş sayesinde biz farklı bir sektöre girmiş olduk, bir çok insana da istihdam oluşturmuşuz’’ derken, adeta kötü komşunun ev sahibi yaptığını vurgular gibi. oluşturmuş olduk, Böyle bir başarıdan dolayı ayakta alkışlayacağım bir firmadır Erkal ve bu benim son kararımdır..

Büyükşehir’i sadece yollar değil, kaldırımlar da bekliyor!
Bu işin acelesi var!
Acaba dökülen asfalt ve döşenen karolar mı çok kalitesizdi, yoksa kış mı çok ağır geçmişti? Sanırım ben gibi çoğu Erzurumlu da son günlerde son derece kötü olarak karşımıza çıkan ana yolları ve bu ana yollar üzerindeki kaldırımları görünce haklı olarak bu soruyu soruyor. Öyle ya. Erzurum’da hemen hemen her tarafta bozuk yol görüntüleri ve artık yürünemez duruma gelen kaldırımlar gözümüzün önünde.. Hemen hemen herkes de bu durumdan şikayetçi. Neredeyse durumdan rahatsız olmayan da yok gibi. Bu durumun özellikle Cumhuriyet Caddesi gibi şehrin en işlek caddesinde olması daha çok dikkat çekiyor ve bu tepkilere de neden oluyor. Lalapaşa camii karşısında ki Vakfı İşhanı önündeki kaldırımlardaki karo taşları bu konudaki sorunu daha çok açığa çıkarıyor.
Karolardan bazıları yoldan geçenlerin yürümesini engellerken, bazı karo taşlarının yerinden çıkmış olması da durumu daha facia konumuna taşıdı. Peki nasıl oluyor da bu yol ve kaldırımlar sadece bir sezon sonrası böyle bir final ile karşılaşıyordu? Elbette ki döşenen karoların ve dökülen asfaltın kalitesi kadar, işçilik de sorgulanıyor. Öyle aman aman da zorlu bir kış yaşanmadı oysa. Yağan kardan sonrası yapılan tuzlama da bu kadar olumsuz etki bırakmış olamazdı. Vatandaş olarak bir yandan hem bu sorulara cevap arıyor, hem de hiç vakit kaybetmeden bir an önce yaza daha iyi bir yol ve kaldırım hizmeti görmek istediğimizi belirtmek isterim, nokta.

‘Biz bize’ konser!
TRT Genel Müdürlüğü, özellikle pandemi döneminde olumsuz yönde etkilenen personeline moral vermek ve motive etmek amacıyla güzel bir jeste imza attı. Bir çok bölgede olduğu gibi Erzurum’da da sadece TRT personellerinin iştirak ettiği konser proğramı düzenlendi. TRT İstanbul Radyosu Türk Sanat Müziği ses sanatçıları Seda Gökkadar ve Nusret Yılmaz, popüler parçaları kurum personeli için seslendirdiler. Yaklaşık 2 saat süren konserde Muzaffer Sarısözen’in derlediği Erzurum ve Elazığ yöresi eseri ‘Havuzbaşının gülleri şak şak öter bülbülleri’ parçası da seslendirildi ve ikili sanatçı düet yaptı. Pas açan ve aylar sonra ilk defa Aşık Yaşar Reyhani salonunu bu konser için açan TRT İl Müdürü Ayça Yarol Alemdar, böyle bir birlikteliğe ihtiyaçlarının olduğunu belirtirken, Genel Müdürlüğe bu jestten ötürü kurum personeli adına teşekkür etti.. Bu arada, Yıldıray Yıldız’ın sunuculuğunu yaptığı proğramın ertesi günü sanatçılar Palandöken dağını gezdi, şehirden mutlu ayrıldılar..

Bir kepçelik canları kaldı!
İçimizi cız eden anlar vardır ya hani. Sanıyorum özellikle hatıraları olan ve bir çok hikaye barındıran eski tarihi yerlerin yıkılmasını görünce yüreğim burkulur, içim cız eder. En son Pasinler Devlet Demiryolları’na ait Gar binasının yıkılacağı haberini aldığımda cız etmişti içim. Son zamanlarda galiba biraz fazla duygusala bağlamış olacağım ki artık şehir merkezindeki tek- tük kalan güvercin kulübelerini de görünce bir tuhaf oluyorum. Kuşbaz olarak da bildiğimiz güvercin besleyenlerin gösterdiği binbir emek, bir anda, bir kepçe sesi ile yerle yeksan oluyor. Çoğu güvercin kulübelerinin yerinde bugün yellerin estiği Erzurum’da artık bu tür kulübeler parmakla gösteriliyor. Devasa binaların gölgesinde 2 metrekareyi dahi bulmayan derme çatma kulübelerde güvercin besleyenler de biliyorlar ömürlerinin az olduğunu. Bugün olmasa da yarın ne kendileri ne de gözleri gibi baktıkları, çoluk çocuklarının nafakasından kesip besledikleri güvercinleri. Dün görüp fotoğrafladığım bu kare de çok geçmez tarih olacak. Zira yarın muhtemelen burada kuşlara yem veren adam değil, kepçe ile kazı yapan bir inşaat işçisinin fotoğrafı çekilecek..

Bu kümbetin adı yok! Kümbet, bilmeyenler için söylüyorum, Anadolu Selçuklu Hanedanı zamanında yapılan kendine özgü yapısı olan anıtmezarlardır. Genelellikle büyük devlet ve din adamları için yapılmıştır. Adeta kümbet zengini olan Erzurum’da tam 23 adet irili ufaklı kümbet var. Sanıyorum, Türkiye’de en fazla kümbetin birarada olduğu yer de Erzurum. Çoğu Erzurum merkezde bulunan kümbetlerin kuşkusuz en meşhuru yanyana olan Sultanmelik Mahallesi’ndeki üç kümbetler. Bugünlerde Büyükşehir Belediyesi ile Yakutiye Belediyesi tarafından yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde çoğu gecekondu aralarında sıkıştığı için açığa çıkartılıyor ve çok da iyi oluyor. Gün ışığına çıkmasını sağlayan Kentsel dönüşümün bir harikası olarak da gördüğüm bu kümbetlerden biri de adsız bir kümbet. Zaten kayıtlarda da adsız kümbet olarak geçiyor. İçinde kim meftun, o da bilinmiyor. Yeri de merkez habip efendi mahallesi 763 ada ve 12 parselde. Bu kümbet ayrıca Kültür Varlıkları Koruma kurulunu tarafından 13 Kasım 1976 yılında tescillenmiş. Bilin istedim.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden akıl seviyesini anlarsın! (Mevlana)
DUVARIN DİLİ : Bana akıl verme. Sonra sana kalmıyor!
