
Yüzyıllardır İslam coğrafyalarında oynanan kirli oyunlar devam ediyor. Ne bizi birbirimize düşürmekten ne de Müslüman kanı akıtmaktan vazgeçmiyorlar. Sustukça daha da üzerimize geliyor, bizi kendi topraklarımızdan uzaklaştırmak, kendi değerlerimize yüz çevirttirmek istiyorlar. Ve en kötüsü de tüm bu yapılanlara İslam ülkeleri sessiz kalıp seyrediyor…
Artık kınama açıklamaları ve içi boş uyarıları duymak istemiyoruz. Biz diplomatik dil kullandıkça onlar dilimizi kesmek istiyorlar. Her gün Müslüman coğrafyalarda Müslüman kanı akıyor, çocuklar katlediliyor, İslam ülkeleri birbirine düşürülüyor Müslümanların kutsal değerlerine el uzatılıyor. Son olarak Müslümanların Kutsal şehri Kudüs üzerinden oynanan oyunlar da bardağı taşıran son damla olmuştur.
Müslümanlar olarak artık tepkilerimiz klasik söylemlerin ötesine geçmelidir. Geri dönüşü olmayan yolda artık ok yaydan, kılıç kınından çıkmalıdır. Bugün sustuğumuz takdirde yarın konuşacak fırsatımız kalmayabilir. Bu cümleleri okuyanlar belki :” Tamam ama ne yapabiliriz ki?” diye düşünebilir. Yapacak çok şey var aslında. Yeter ki cesur olalım kararlı duruş sergileyelim. Birileri yeni bir dünya düzeni kurmak istiyorlar. Ve kuracakları bu dünya da onlara göre Müslümanlara yer yok… Madem onlar bir dünya kuracaklar, kuracakları bu dünyayı başlarına yıkmamız için gerekli olan tek şey birlik ve cesaret…
Siyonizm’in Kudüs üzerinden göstermiş olduğu bu hamleye Müslümanlar olarak hızlı refleks göstermeliyiz.
Biz Müslümanlar birlik olduğumuzda, kararlı bir duruş sergilediğimizde kimse bizimle uğraşmayı göze alamayacaktır. Müslümanlar üzerinde oyun oynayacakları zaman iki kez değil yirmi kez düşüneceklerdir. Şu halde, Allah’ın varlığına ve birliğine iman eden, kitaplara, peygamberlere, meleklere inanan Müslümanlar, İslam esasları etrafında birleşmeli ve asla bölünüp parçalanmamalıdır. Nitekim Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de Enfal Suresi 46. Ayette bu hususu ifade etmek üzere şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz, elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” Herkes emin olsun ki İslam ülkelerinin göstereceği kararlı duruş Müslümanların kurtuluşu, zulmün sonu zaferin başlangıcı olacaktır. Rabbim inananların yanındadır. Allah, birliğimizi-dirliğimizi dâim eylesin.
Mahmut TEMEL
Artık kınama açıklamaları ve içi boş uyarıları duymak istemiyoruz. Biz diplomatik dil kullandıkça onlar dilimizi kesmek istiyorlar. Her gün Müslüman coğrafyalarda Müslüman kanı akıyor, çocuklar katlediliyor, İslam ülkeleri birbirine düşürülüyor Müslümanların kutsal değerlerine el uzatılıyor. Son olarak Müslümanların Kutsal şehri Kudüs üzerinden oynanan oyunlar da bardağı taşıran son damla olmuştur.
Müslümanlar olarak artık tepkilerimiz klasik söylemlerin ötesine geçmelidir. Geri dönüşü olmayan yolda artık ok yaydan, kılıç kınından çıkmalıdır. Bugün sustuğumuz takdirde yarın konuşacak fırsatımız kalmayabilir. Bu cümleleri okuyanlar belki :” Tamam ama ne yapabiliriz ki?” diye düşünebilir. Yapacak çok şey var aslında. Yeter ki cesur olalım kararlı duruş sergileyelim. Birileri yeni bir dünya düzeni kurmak istiyorlar. Ve kuracakları bu dünya da onlara göre Müslümanlara yer yok… Madem onlar bir dünya kuracaklar, kuracakları bu dünyayı başlarına yıkmamız için gerekli olan tek şey birlik ve cesaret…
Siyonizm’in Kudüs üzerinden göstermiş olduğu bu hamleye Müslümanlar olarak hızlı refleks göstermeliyiz.
- İlk adım olarak Bütün İslam Ülkelerinin Liderleri Ayasofya’ya Cuma namazına davet edilmelidir.
- Kutsal Kudüs bütün Müslümanların Başkenti ilan edilmeli.
- Bu kararı tanımayan Dünya Devletleri’ne de İsrail’e yapılan yaptırımların tamamı uygulanacağı uyarısı yapılmalıdır.
- Yapılan bu çağrı Dünya üzerindeki Bütün camilerde hutbelerde aynı anda okutulmalı.
- Bütün İslam ülkeleri İsrail ile askeri, ekonomik ve diplomatik tüm ilişkileri askıya almalıdır.
- İsrail’e deniz ve hava sahaları kapatılmalıdır.
- En kısa sürede İsrail’in dört bir yanına Türkiye önderliğinde İslam ordusu için Askeri üsler kurulmalıdır.
- Her ay bu üslerde tüm Müslüman ülkelerin ordularının katılımıyla ileri düzey askeri tatbikatlar yapılmalıdır.
- Müslüman ülkelerde tespit edilen bütün İsrail Ajanları tutuklanmalı ve İİT öncülüğünde kurulacak mahkemelerde yargılanmalı.
- Müslüman ülkeler Türkiye’nin Suriye ve Irak’da terör örgütlerine karşı vermiş olduğu mücadeleye destek olup bölgede ki terörün en kısa sürede temizlenmesi için yardım etmelidir.
- İslam İşbirliği Teşkilatı Her ay farklı bir İslam ülkesinde toplanmalı ve alınan kararlar bütün Müslümanları bağlamalı.
Biz Müslümanlar birlik olduğumuzda, kararlı bir duruş sergilediğimizde kimse bizimle uğraşmayı göze alamayacaktır. Müslümanlar üzerinde oyun oynayacakları zaman iki kez değil yirmi kez düşüneceklerdir. Şu halde, Allah’ın varlığına ve birliğine iman eden, kitaplara, peygamberlere, meleklere inanan Müslümanlar, İslam esasları etrafında birleşmeli ve asla bölünüp parçalanmamalıdır. Nitekim Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de Enfal Suresi 46. Ayette bu hususu ifade etmek üzere şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz, elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” Herkes emin olsun ki İslam ülkelerinin göstereceği kararlı duruş Müslümanların kurtuluşu, zulmün sonu zaferin başlangıcı olacaktır. Rabbim inananların yanındadır. Allah, birliğimizi-dirliğimizi dâim eylesin.
Mahmut TEMEL