
Başbakan Yıldırım'dan bozkurt işareti
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM'de düzenlenen grup toplantısındaki konuşması sırasında, salondaki bir grup ziyaretçiye bozkurt işareti yaparak, seslendi. Yıldırım, "Milliyetçi ve ülkücü kardeşlerim, 'Önce memleketim, önce milletim' dediler ve birlikte yola çıktık. Nasıl unuturuz?" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin Meclis'teki grup toplantısında hitap etti. Bazı ülkelerden, son dönemde, terörü destekleyen ırkçı ve ayrımcı söylemler yükseldiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, "İsmi ne olursa olsun, bütün terör örgütlerinin hedefi insandır. Bugün bizim kapımızı çalan tehdit unutulmasın ki yarın bunların sırtını sıvazlayanların da kapısını zorlayacaktır. Son dönemde, bazı ülkelerden terörü ve şiddeti desteleyen ırkçı ve ayrımcı söylemler yükseliyor. İsrail Meclisi'nin ezan kısıtlaması Avrupa'da yükselen İslam karşıtı söylemler çok ama çok tehlikeli bir gelişmedir" diye konuştu.
"Fitne yuvasından 'hayır' oyu talimatı çıkıyor"
Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin açıklamalarda bulunan Yıldırım, terör örgütlerinin 'Hayır' kampanyası yürüttüğünü dile getirerek, "Siz bakmayın, 'Hayır' türküsüyle milletin içini karartan bu felaket tellallarına. Ne diyor bu tellallar? 'Ülke bölünecek'. Bu referanduma 'Evet' deyince ülke bölünecek olsa önce Kandil, koşa koşa 'Evet' der. Onların amacı Türkiye'yi bölmek değil mi zaten? Böyle fırsat gelmiş ayaklarına teperler mi? FETÖ terör örgütü 'Hayır' kampanyası yapıyor. Pensilvanya'daki fitne yuvasından 'Hayır' oyu talimatı çıkıyor. Bunlar memleketin yararına olacak hiçbir şeye 'Evet' derler mi? Demezler. O yüzden de 'Hayır' diyorlar" dedi.
20 bin 127 öğretmen ataması, işlemler Mart'ta
Konuşmasında, öğretmen adaylarına atama müjdesi veren Başbakan Yıldırım, "Öğretmen adaylarımız içinde bir müjdemiz var. 20 bin 127 öğretmenin atamasını yapmaya karar verdik. Mart ayında işlemler başlıyor" dedi.
"FETÖ gelecek, hesap verecek"
Fethullah Gülen'in iadesiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Devleti FETÖ denen illetten temizleme konusunda da aralıksız çalışıyoruz. ABD'li yetkililerle iade konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni yönetimin bu konuda daha anlayışlı ve duyarlı olacağını görüyoruz. Şartlar ne olursa olsun FETÖ gelecek, hesap verecek" dedi.
"Rejimin adı belli, cumhuriyet"
'Rejim değişikliği' tartışmalarına da değinen Yıldırım, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonuyla muasır medeniyetler seviyesini yakalamaya çalışıyoruz. Milletin adamları merhum Özal'ın, merhum Türkeş'in, merhum Yazıcıoğlu'nun, merhum Menderes'in, merhum Erbakan'ın özlem duyduğu, gerçekleştiremediği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hayata geçiyoruz. Rejim meselesi, diyerek meydanlarda konuşacaklar, kendilerini boşa yormasın. Rejimin adı belli, cumhuriyet. Milletiyle, üniter yapısıyla, bölünmez, bir ve beraber cumhuriyet. Biz, iki başlı yönetim biçimini değiştirerek, güçlü meclis yapısıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getiriyoruz"
"Siyaset anlayışımızda hizmet ederken seçmen ayrımı yapmak yok"
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: "Bir de tutturmuşlar 'Efendim, cumhurbaşkanı partili olur mu?'. Olur, bal gibi olur. Kurucu genel başkanımız, Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olmadan önce hem AK Parti'nin genel başkanıydı hem de başbakandı. Başbakan olarak Türkiye'yi kim imar etti yeni baştan? Erdoğan ve arkadaşları. Millete hizmetlerden faydalanırken, partisi mi soruldu? Bizim siyaset anlayışımızda hizmet ederken, seçmen ayrımı yapmak asla yoktur. Bizim için geçerli tek kural, hizmette siyaset olmaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi meşru yönetim erkleri arasındaki koalisyonu güçlendiriyor" diye konuştu.
Başbakan'dan bozkurt işareti
Başbakan Yıldırım, konuşması sırasında bir ara, bozkurt işareti yaparak, grup toplantısının yapıldığı salondaki ziyaretçilere seslendi. Yıldırım, "Milliyetçi ve ülkücü kardeşlerim, 'Önce memleketim, önce milletim' dediler ve birlikte yola çıktık. Nasıl unuturuz?" dedi.
Başbakanlık koltuğu zaten boş
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yeni Anayasa'nın birinci maddesine yönelik, " Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki ' bir insan karakterinde tarafsız olmak diye bir şey yoktur. Referandumda birinci madde, yargı bağımsızlığının yanına iki kelime eklemişler bağımsızlığına ve tarafsızlığı diyor. Tarafsızlığı ilave etmişler oraya. Nasıl oluyor, Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki insanın karakterinde tarafsızlık yoktur. O zaman Anayasa'ya o tarafsızlığı niye ilave ettiniz " ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu. Ülke gündemini değerlendiren Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle " 15 yıldır Türkiye'yi siz yönetiyorsunuz. Siz Türkiye'yi uçurdunuz da birisi size engel mi oldu. 2 yıl fiilen başkanlık sistemi uygulanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Başbakanlık koltuğu zaten boş. Hangi çift başlılık ? Türkiye bir felaketin eşiğine ağır agır gidiyor. İşsizlik oranları resmi rakamlar açıklandı, yüzde 12.1 iş arayanlar. 6 milyon işsizimiz var. İşsiz ordumuz Danimarka, Türkmenistan, Norveç'in nüfusundan daha fazla. İşsizlik umutsuzluk demektir. Bütün kötülüklerin anası işsizliktir. Taşı sıksa suyunu çıkartacak çocuğu bakıyorsunuz işsiz. Utana sıkıla annesinin babasının eline bakıyor. Bu hale geldi Türkiye."
"Onları teşhir edeceğim diyor yani şantaja başladı"
Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'de 6 milyon işsiz olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı TOBB'da konuştu çağrı yaptı. Her işyeri bir kişi alsa işsizlik çözülür dedi. Zekaya bakın. Nobel alanlar halt etmiş yanında. Ama şu var; bunu daha önce 2004'te 2010'da 2014'te yapmış kimse takmamış. Ama şu noktaya geldi, "Onları teşhir edeceğim" diyor. Yani şantaja başladı. Gittiler Afrika'dan arazi kiraladılar. Neden? Tarım yapacaklar orada istihdam yaratacaklar? Ya senin ülkende 6 milyon işsiz var. 15 yıldır 2 Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor. Sormuyor musun köylüye neden ekilmiyor diye. Alın terinin karşılığını ver bütün dünyayı besler bizim köylümüz" dedi.
"Ortadoğu bataksa oraya asker göndermeyeceksin"
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu 16 Nisan'ı hatırlatarak , "Bu faturayı artık ödemiyorum demenin zamanı gelmiştir" diye konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:" Çiftçi kardeşime sesleniyorum. Yatın kotranın vergisini sıfırladılar. Senin mazotunun üzerindeki vergiyi sıfırlamadılar. Bu hükümet kimin hükümeti? Senin mi yatçıların kotracıların mı? Nisanda sandığa gideceksin. Senin mazotundakini değil yatta kotrada vergiyi sıfırlıyorlarsa sen de sandıkta onları sıfırla. Cennet bir ülkede yaşıyoruz ama turist gelmiyor. Türkiye'ye güvenmiyorlar. Gelmezler arkadaşlar gelmezler. Sen kalkar Almanya'daki bir gazetenin Türkiye temsilcisini gözaltına alırsan gelmezler. Bütün bunların sorumlusu Türkiye'yi yönetenlerdir. Fatura kime çıkıyor? Fatura millete çıkıyor. 16 Nisan'da sandığa gidiyorsunuz. Bu faturayı artık ödemiyorum demenin zamanı gelmiştir. Bir zamanlar Ortadoğu bataklığı diyorum diye kızıyorlardı bana. Şimdi onlar da Ortadoğu bataklığı diyor. Ortadoğu bataksa oraya asker göndermeyeceksin kardeşim."
"O zaman Anayasa'ya o tarafsızlığı niye ilave ettiniz ?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kamu Denetçiliği Kanunu'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu açıklamalarında, " Kamu Denetçiliği Kanunu çıktı biliyorsunuz. Bir vatanadaş haksızlığa uğradığı zaman oraya bir dilekçe ile başvurabiliyor. Denetçi gönderiyorlar , kanunun 1 maddesini okuyorum. Baş denetçi ve denetçiler görevlerini yerine getirirken tarafsızlık ilkesine uygun davranmak zorundadırlar. Heralde bunlar karaktersiz kişiler nedemek tarafsızlık ilkesine uyacak ? Sayın Cumhburbaşkanımız diyor ki ' bir insan karakterinde tarafsız olmak diye bir şey yoktur. Nasıl yemin ediyorlar, görevimi tam bir tarafsızlık ,dürüstlük ve adalet anlayışı içinde yerine getireceğime namusum veşerefim üzerine and içerim. Referandumda bir madde var birinci madde yargı bağımsızlığının yanına iki kelime eklemişler bağımsızlığına ve tarafsızlığı diyor. Tarafsızlığı ilave etmişler oraya. Nasıl oluyor Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki insanın karakterinde tarafsızlık yoktur. O zaman Anayasa'ya o tarafsızlığı niye ilave ettiniz ? " ifadelerine yer verdi.
"De ki ben Anayasa'ya evet için çıkıyorum meydanlara "
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılış töreni konuşmalarına ilişkin, "Cumhurbaşkanı meydanlara çıktı tabi, teşekkür ederiz meydanlara çıkıyor Anayasa'yı anlatıyor hiç bir itirazımız yok kendisine. Ben Anayasa Referandumu için çıktım diyemiyor. Niye çıktı açılış törenleri yapacak. Buradan Sayın Erdoğan'a söz veriyorum. Çık arkadaş rahat rahat de ki; ben evet oyu için meydanlara çıkıyorum, açılış törenleri için değil. Vallahi ses çıkarmayacağım. De ki ben Anayasa'ya evet için çıkıyorum meydanlara. Nasıl bir hükümet, nasıl bir yönetim anlayışı, anlamakta zorluk çekiyorum" diye konuştu.
Devlete düzen, ülkeye huzur gelecek
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanı hükümet sisteminin gelmesiyle devlete düzen, ülkeye huzur gelecek; milli birlik ve kucaklaşma ahlakı alanını genişletecektir. Türkiye tek yürek, Türk milleti tek ses olacaktır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.MHP'nin 16 Nisan'da 'evet' diyeceğini yineleyen Bahçeli şu ifadeleri kullandı:" Bu ülke için yeminimiz vardır, vazgeçilmeyecektir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket Türkiye'nin istiklaline bütün dava ve ülküdaşlarıyla sahip çıkacak, Türk-İslam ülküsünün istiklali, güçlü bir şekilde temsil ve hak ettiği mertebelere gelmesi için evet de buluşacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi bir bütündür, dava arkadaşlarım ülkesi ve milleti için gereğini yapacaklardır. İnancım bu şekildedir. Bizim ülke ve vatan sevgimizin sadakasına bile layık olmayanların hakkımızda dedikodu yapmaları yetmezmiş gibi, çevremizde dolaşıp hayır diyen ve kararsız duran çetelesi tutması, bir defa muhataplarını zilletten kurtarmaya, kirli alınlarını aklamaya şüphesiz ki kafi gelmeyecektir. Anayasa değişikliğini Türkiye için istiyoruz, milli beka ve Türklüğün kutlu varlığı için tarihi görüyoruz. Değişen hükümet etme sistemidir, peki karakter ve siyasi kan akışının istikametini değiştiren, dönüştüren kimlerdir? Cumhurbaşkanı hükümet sisteminin gelmesiyle devlete düzen, ülkeye huzur gelecek; milli birlik ve kucaklaşma ahlakı alanını genişletecektir. Türkiye tek yürek, Türk milleti tek ses olacaktır."
"Biz 'hayır' desek alayı birden 'evet' diye gezerlerdi"
İsim vermeden MHP'li muhaliflerin oluşturduğu 'Türk Milliyetçileri Hayır Diyor' Platformunu eleştiren Bahçeli şöyle dedi: "Hayır diyen siyaset damarı, hayırda birleşen taassup ve kör safsata, siz kimin sesine ses oluyor, hangi çevrelerin dümen suyunda ilerliyorsunuz? Kendilerine Türk milliyetçisi diyen zevat bir platform kurmuş, 1 Kasım'dan sonra ellerine tutuşturulan MHP'yi içten yıkma talimatnamesini akıllarınca aynen uygulamak ve ilerletmekle meşgullerdir. Bunlar 18 Şubat'ta Ankara'da, CHP'nin himaye, aydınlıkçıların şemsiyesi altında toplanıp, MHP'ye öteden beri ters bakan, isimleri hizip ve fitne çıkarmakla anılanların da katılımıyla sebilhane bardağı gibi dizilmişlerdir. Türk milliyetçisiyiz diyorlar, ama Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı'nı yuhalatacak, aleyhe slogan attıracak kadar ipten kazıktan boşandıklarını görmüyor, göremiyorlar. Hepsine yolları açık olsun diyor, bizden uzak, Allah'a da yakın olmalarını temenni ediyorum. Nehrin kenarına kuyu kazılır mı, bunların yaptığı budur. Aynen suyu kesilmiş değirmen gibi olduklarını anlamayacak kadar yollarını şaşırmışlar, Ankara'da toplaşmışlardır. Biz evet diyoruz ya, bunlar ille de hayır diyecekler. Hayır desek, inanınız alayı birden evet diye gezerlerdi. CHP ve Perinçek'in kanatları altına sığınıp narkozu yiyenler, ezberleri de bitince geriye sarmaya, patinaj içinde çırpınmaya başlamışlardır. Hayır diyorlarmış, sizlerin bu kutlu davaya ne hayrınız geçti de aziz milletimizi hayır demeye çağırıyorsunuz? Kurmak için uygun zaman kolladığınız partinizle karşımıza çıkın da hepinizin boy ölçüsünü görelim. 1990'lı yıllarda merhum Başbuğumuzu kurultay salonlarına sokmamak, MHP'yi ele geçirmek, davamızın haysiyetini gölgelemek için oyun içinde oyun kuranlar, şimdi kalkmışlar Türk milliyetçisi maskesiyle yine film çeviriyor, yine sahne alıyorlar. Bunlara diyorum ki, hadi oradan, bu kutlu davanın nefer ve aziz mensupları sizleri tanıyor, niyetlerinizi biliyor, haddinizi bildirmek için de emin olun gün sayıyor. "
"Memur görevinden oluyor da, akademisyen niye olmayacakmış?"
Devlet Bahçeli, FETÖ lideri Fetullah Gülen'i ABD'nin derhal Türkiye'ye iade etmesi gerektiğini kaydederek böylece iki ülke arasındaki ilişkilerin canlanacağını uluslararası hukukun gereğinin sayılacağını belirtti. Bahçeli Yenikapı Ruhu'ndan asla vazgeçmediklerini vurgulayan Bahçeli, 15 Temmuz Darbe Girişiminin başarılı olmadığını ancak tehdidin de geçmediğini uygun zamanın gelmesi için beklemeye alındığını bildirdi. Darbenin siyasi ayağının hala ortaya çıkmadığını bildiren Bahçeli şöyle konuştu: "15 Temmuz feci bir olaydır, zamanla arkasındaki sis perdesi aralanacaktır. Mesela Yurtta Sulh Konseyi'nin kimlerden oluştuğu, 15 Temmuz'un siyasi ayağının ana kadro ve zirve isimleri mutlaka ortaya çıkacaktır. Dağa doğrusu çıkmak ve deşifre edilmek mecburiyeti vardır. 15 Temmuz'un karanlıkta kalan yüz ve isimlerini öğrenmek milletimizin en doğal hakkıdır. İşgale umut bağlayanlar, darbeseviciler, darbe şakşakçıları, FETÖ'nün kripto elemanları kimdir, kimlerden oluşmaktadır? El değmemiş, dokunulmamış, kendisini unutturmuş veya kenara almış FETÖ'nün kodaman ve hatırlı simaları nerelerde gizlenmekte, neden imtiyazlarla koruma altındadır? Onbinlerce kişi soruşturma geçirmiş ve tutukludur. Ancak ortada dişe dokunur, herkesin işte bu dediği isimlere tesadüf edilebilmiş değildir. Pensilvanya'nın kapısında nöbet bekleyen, telefonuna bylock indirip 1 doları cüzdanında gezdiren meşhur siyasetçilerden hiç mi iz yoktur? Bununla birlikte bazı akademisyenlerin rahatı ve konforu bozulunca, malumlarınız ortalık karışmıştır. Türkiye'nin milli ve manevi varlığı için en küçük katkı ve çabası olmayan, mukallit olmakla aydın olunacağını sanan; FETÖ ve PKK çizgisinde bulunmaktan rahatsızlık duymayan küçük bir grup hukuk semtlerine uğrayınca ayağa kalkmışlardır. Memur görevinden oluyor da, akademisyen niye olmayacakmış? Üniversiteleri babalarının çiftliğine çevirip tekellerine alanların sızlanmalarına, timsah gözyaşlarına bu milletin karnı toktur. Kampüsleri bilim yuvası yerine, ideolojik ve gayri milli akımların kampına çevirenlerin bu millete ne hayrı dokunmuş, hangi çığır açıcı fikir ve düşüncelerde imzaları görülmüştür?" DHA