
Erzurum ekonomisinin can damarı ne diye sorsam eminim hepiniz inşaat sektörü dersiniz, çok şükür binamız da müteahhidimiz de bol.
Ardı ardına dikilen binalardaki daireler gerçekten ekmek peynir gibi satılıyor mu bilmem ama ekilebilir arazilere bile imar çıkardığımıza göre alıcısı var demek ki.
Gelişi güzel dikilen binalara itirazımı defalarca bu satırlarda dile getirmiştim. Tekrar tekrar aynı şeyleri söylemeyeceğim ama ekilebilir arazileri imara açmak bu şehre yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Şu meşhur ‘sarı öküz’ hikâyesini bilirsiniz. İşte Erzurum’un imarda ki sarı öküz meselesi Erzurum Teknik Üniversitesi’ne verilen tarım arazisi olmuştur.
Hadi ‘orada tarım zaten yapılmıyordu’ dedik sineye çektik. Peki, kombina caddesindeki ekilebilir arazileri imara açma da neyin nesi? Memlekette yer mi kalmadı? Bu kadar bina yapmanın karşılığı nedir? Geriye göç aldık da bizim mi haberimiz yok!
El insaf yahu, nefes alacak yer kalmadı. Allah aşkına şu şehrin haline bir bakın, bir kent bu kadar hoyrat, bu kadar bilinçsizce katledilir.
Neredeyse her belediye başkanının kendi müteahhit ordusu var. Arsalar kapanın elinde kalıyor. Bugün boş gördüğünüz arazide birkaç gün sonra bir tabela ardından birkaç ayda dikilen binalar görüyoruz.
Ne hesap soran var, ne sesini çıkaran.
Pusula Gazetesi Haber Müdürü İrfan Tarakçıoğlu, ‘İmar Tarlaya Dayandı’ başlıklı bir haber yapmış. Kombina bölgesinde tarım yapan çiftçilerin feryadını gündeme getirmiş.
Bu şehirde yaşayan herkes bilir; Kombina ve Dadaşköy yolu boyunca sıralanan ekilebilir arazileri. Şimdilerde o tarlaların üzerinde gelişi güzel yapılan binalar, birbirleri ile yarış edercesine yükseliyor. Kentleşme adına geleceğimizin altına dinamit koyuyoruz.
Biz yıllarca o topraklardan doyduk. Bugün Erzurum Lahanası yerine Brüksel Lahanası’na mecbur edildik.
Bugün elimizde yalnızca Kombina Caddesi’nde ki tarlalar kaldı. Eğer onlarda elimizden giderse şehirde ne nefes alacak yer kalacak ne de tarım yapılabilecek arazi. Biz böyle büyümeye itiraz ediyoruz...
Ardı ardına dikilen binalardaki daireler gerçekten ekmek peynir gibi satılıyor mu bilmem ama ekilebilir arazilere bile imar çıkardığımıza göre alıcısı var demek ki.
Gelişi güzel dikilen binalara itirazımı defalarca bu satırlarda dile getirmiştim. Tekrar tekrar aynı şeyleri söylemeyeceğim ama ekilebilir arazileri imara açmak bu şehre yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Şu meşhur ‘sarı öküz’ hikâyesini bilirsiniz. İşte Erzurum’un imarda ki sarı öküz meselesi Erzurum Teknik Üniversitesi’ne verilen tarım arazisi olmuştur.
Hadi ‘orada tarım zaten yapılmıyordu’ dedik sineye çektik. Peki, kombina caddesindeki ekilebilir arazileri imara açma da neyin nesi? Memlekette yer mi kalmadı? Bu kadar bina yapmanın karşılığı nedir? Geriye göç aldık da bizim mi haberimiz yok!
El insaf yahu, nefes alacak yer kalmadı. Allah aşkına şu şehrin haline bir bakın, bir kent bu kadar hoyrat, bu kadar bilinçsizce katledilir.
Neredeyse her belediye başkanının kendi müteahhit ordusu var. Arsalar kapanın elinde kalıyor. Bugün boş gördüğünüz arazide birkaç gün sonra bir tabela ardından birkaç ayda dikilen binalar görüyoruz.
Ne hesap soran var, ne sesini çıkaran.
Pusula Gazetesi Haber Müdürü İrfan Tarakçıoğlu, ‘İmar Tarlaya Dayandı’ başlıklı bir haber yapmış. Kombina bölgesinde tarım yapan çiftçilerin feryadını gündeme getirmiş.
Bu şehirde yaşayan herkes bilir; Kombina ve Dadaşköy yolu boyunca sıralanan ekilebilir arazileri. Şimdilerde o tarlaların üzerinde gelişi güzel yapılan binalar, birbirleri ile yarış edercesine yükseliyor. Kentleşme adına geleceğimizin altına dinamit koyuyoruz.
Biz yıllarca o topraklardan doyduk. Bugün Erzurum Lahanası yerine Brüksel Lahanası’na mecbur edildik.
Bugün elimizde yalnızca Kombina Caddesi’nde ki tarlalar kaldı. Eğer onlarda elimizden giderse şehirde ne nefes alacak yer kalacak ne de tarım yapılabilecek arazi. Biz böyle büyümeye itiraz ediyoruz...