
Hayata bakışınızı vicdanınız netleştirir.
Hadiselere kendi çıkarınız yörüngesinde bakmıyorsanız…
Haklıya haklı demeyi, kendi işinize gelmeyen durumlarda da becerebiliyorsanız…
Arkanızdan size “haysiyetli” derler!
Yok! Ne sebepten olursa olsun topaç gibi bir o yanda bir bu yanda iseniz adınız “şahsiyetsize” çıkar.
Yüzünüze karşı söylemeseler de hakikat değişmez…
Söyleyemeseler de değişmez!
İnsanı hayvandan ayıran özellik akıl değil vicdandır üstelik…
Nasıl yani?
Şöyle, siz aklınızla her türlü tehlikeli yola, çirkin vadiye, karanlık çukura sapabilirsiniz…
Bunu yaparken planlamayı iyi becerebilir ve bulaştığınız pisliğin üzerini insanların bir süre anlayamayacağı şekilde örtebilirsiniz.
Aslında bu cinliğiniz sizi hayvanlardan ayıran değil onlardan daha da aşağı bir yerlere indiren özelliğiniz olur.
Vicdansız akıl, beşeri insanlaştırmaz…
Daha da aşağılık bir vaziyete sokar.
Ancak aklın vicdan süzgecinden geçmiş haliyle beşer insan olur…
Bu yolda yürürse de insan-ı kamil olmak istikametinde yürüyen şerefli bir yaratılmış haline gelir.
Bu söylediklerimi sakın camii içinde uyulması gereken kurallar olarak görmeyin.
Şimdi, anlamadık mı sanıyorsun diyerek yazıya dik dik bakanlarınız olduğunu görebiliyorum…
Anlamadık…
Ne yazık ki anlayamamışız!
Anlasaydık toplumun hal-i pür melali bu vaziyette olur muydu?
İnsana aile içerisinde vicdan gerekir…
Baba, anne olduğunda gerekir…
Ticarette gerekir…
Memuriyette gerekir…
Siyasette gerekir…
Kahvede otururken gerekir…
Ölürken de arkasından ne denileceğini netleştirecek olan hayattayken vicdanıyla olan ilişkisi olsa gerektir.
Şimdi mevsim kıştır; şapkalar, külahlar, takkeler daha bir sağlam baştayken önümüze koyuverelim…
Siyaset konuşurken kendi düşünceniz dışında kalan kaç tane iyi neticeyi takdir ettiniz?
Haksız olduğunuz hangi konuda en yakınlarınıza bile haklısın özür dilerim diyebildiniz?
Egonuzdan, kibrinizden kurtulmuş hayatı güzelleştirecek inceliklerle dolu kaç kararınız var?
Kısaca siz vicdanınızı nasıl bilirsiniz?
Dayanak mı?
Yük mü?
Aklınızdan çıkarmayın ki,cevabınıza göre olacak…, sizin arkanızdan imam efendinin soracağı sorunun cevabı…
Merhumu nasıl bilirdiniz?
O vicdanını nasıl biliyorduysa öyle!