MHP İl Başkanı Yurdagül ile manşeti birlikte attık: Açılım değil, köklü çözüm!
Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Başkanı Adem Yurdagül, Pusula Gazetesi’nin gündem toplantısında “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sürecin bir “açılım” değil, kardeşliği pekiştirme ve şehit haberlerinin sona ermesi için verilen bir mücadele olduğunu vurgulayan Yurdagül, “Devlet hiçbir zaman boyun eğmez, diz çökmez; tam aksine, diz çöktürür” dedi.

Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü Sevda Güneş İncesu, Yazı İşleri Müdürü Cihat İncesu, Haber Editörü İhsan Senir, İstihbarat Şefi Manolya Bulut ve gazetepusula.net Yazı İşleri Müdürü Nesrin Demir’in de hazır bulunduğu toplantıda, Erzurum’dan start alacak “Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları – Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik” toplantısının detaylarını paylaşan MHP İl Başkanı Adem Yurdagül, MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın’ın da aralarında bulunduğu divan heyetinin kente geleceğini belirtti.
Başkan yurdagül, “9 Ağustos’ta, “Terörsüz Türkiye” temasıyla ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi’nden bir divan heyeti ilimize gelecek. Başta, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Semih Yalçın beyefendi olmak üzere, Genel Başkanımızın talimatları doğrultusunda oluşturulan bir ekip Erzurum’da bulunacak. Genel Başkanımızın, ‘Terörsüz Türkiye’ ile ilgili çok önemli bir çıkışı oldu. Bin yıldır birlikte yaşadığımız bu topraklarında, kardeşliğimizi daha da pekiştirmek ve terörü tamamen bitirmek adına çok ciddi bir adım atıldı. Hamdolsun, bu süreç şu ana kadar sağlıklı bir şekilde ilerlemektedir. Genel Başkanımız, 54 yıllık siyasi hayatı boyunca Milliyetçi Hareket Partisi’nde çok uzun yıllardır liderlik yapmaktadır. ‘Önce ülkem, sonra milletim, sonra partim ve ben’ şiarıyla hareket ederek partimizi büyütmüş, bizler de onun yolundan yürüyen evlatları olarak bu yolda yürümekten şeref duymaktayız. Bu sürecin ince elenip sık dokunduğunun farkındayız. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız olmak üzere, devlet büyüklerimiz “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda büyük bir çaba göstermektedir. Bizler de inanıyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu topraklarda, terörü tamamen bertaraf ederek; Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı hep birlikte kardeşliğimizi perçinlemiş, güçlü ve bir arada bir Türkiye ortamı oluşturacaktır” dedi.
Devlet hiçbir zaman boyun eğmez
Terör örgütü ile herhangi bir pazarlığın söz konusu olmadığını dile getiren Başkan Yurdagül, “Geçtiğimiz günlerde PKK’nın silah yaktığına hep birlikte şahit olduk. Bu olay çok önemli bir mesaj içermektedir: Silahlar gömülmüyor, saklanmıyor. Silahların yakılması demek, terörün sona ereceğine, silahların bir daha Türk milletinin karşısına çıkmayacağına dair bir iradenin gösterilmesi demektir. Bu noktada devlet büyüklerimizin verdiği mücadeleye hep birlikte tanıklık ediyoruz. Burada altını çizerek belirtmek isterim ki; hiçbir şekilde bir pazarlık ya da inisiyatif söz konusu değildir. Devlet hiçbir zaman boyun eğmez, diz çökmez; tam aksine, devlet boyun eğdirir, diz çöktürür. Allah’ın izniyle bu kararlılık devam edecektir.
Bu süreçte kim ne derse desin, Meclis’te kurulan heyetle birlikte yapılan konuşmalarda da açıkça ifade edilmiştir: Anayasamızın ilk dört maddesi hiçbir şekilde değiştirilemez. Bu süreci baltalamak isteyen kişi ya da gruplara kesinlikle prim verilmeyecektir. Sürecin sonuna kadar sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve tamamlanması için gereken tüm mücadele verilecektir. Belki bazı arkadaşlarımız duygusal davranmış olabilir. Ancak biz her türlü eleştiriye açığız. Önemli olan, eleştirinin güzel bir şekilde ifade edilmesidir” diye konuştu.
‘Bu bir açılım süreci değil’
Bu sürecin geçtiğimiz açılım süreçleriyle karıştırılmaması gerektiğini belirten Yurdagül, konuşmasını şöyle sürdrüdü:
“40 küsur yıldır terör sorunu bu ülkenin başında bir bela olarak devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, özellikle son 10 yıldır çok şükür ki güçlü ve istikrarlı duruşuyla terörü ülkede tamamen yerle yeksan etti. Yakın coğrafyamıza baktığımızda, Suriye’de Esad rejiminin nasıl çöktüğünü ve bu çöküşten önce orada terörün nasıl barındığını hepimiz gördük. Yine devlet büyüklerimizin desteğiyle, orada kurulan yeni iktidar ve ortaya konan irade sayesinde terörün kollarının oradan nasıl temizlendiğine de hep birlikte şahit olduk.
Bugün, çevre ülkelerle birlikte bu krizi hem içeride hem dışarıda çözmek için bir mücadele yürütülüyor. Türkiye’de terör kalmadı, çevre ülkelerdeki terör unsurlarının da tamamen temizlenmesi için yoğun bir çaba var. Konu henüz çok sıcak olduğu için insanlar farklı yorumlar yapabiliyor. Ancak bu süreci daha önce yaşanan açılımlarla karıştırmamak gerekir. Bu bir açılım süreci değildir. Bu süreç, tamamen kardeşliğimizi pekiştirme, artık hiçbir annenin, hiçbir babanın evlatsız kalmaması, şehit haberlerinin son bulması için verilen bir mücadeledir.
İşin ekonomik boyutunu bile bir kenara koyduk. Ancak şunu da unutmamak gerekir: Terör sorununa maruz kalmasaydık, Türkiye olarak 2 trilyon dolar harcamazdık. Bu çok ciddi bir rakam. Bunu kalem kalem böldüğümüzde; kaç emekliye, kaç işçiye, kaç kardeşimize nasıl yansıyacağını hepimiz biliyoruz. Teröre harcanan bu devasa kaynak, artık milletimizin huzuru ve refahı için kullanılacak bir ekonomik kaynak haline gelecektir. ”
‘Ya silahları bırakacaksınız ya da silahlarla birlikte gömüleceksiniz.’
Kamuoyunda şehit ailelerinin sürece tepki gösterdiğine ilişkin yer alan haberlere değinen Yurdagül, “Aldığımız geri dönüşler çok olumlu. Özellikle bazı şehit ailelerimiz, ‘Benim ciğerim yandı, başka ana babaların canı yanmasın, bu iş tamamen bitsin’ diyerek bu sürece güçlü destek veriyor. Elbette bazı şehit ailelerimiz daha duygusal yaklaşıyor. Bu çok doğal. Ancak şunun altını çizmek isterim: Bizim derdimiz, Güneydoğu’da terörden mağdur olmuş, terörle hiçbir ilgisi olmayan kardeşlerimizle kardeşliğimizi pekiştirmektir. Onlarla kız alıp vermişiz, komşuluk etmişiz, akrabalık kurmuşuz, ticaret yapmışız. Bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimizi güçlendirmeye çalışıyoruz. Bizim net duruşumuz şudur: ‘Ya silahları bırakacaksınız ya da silahlarla birlikte gömüleceksiniz.’
Burada, terörist başı Abdullah Öcalan’a diz çöktürülmüştür. Sayın Genel Başkanımızın yaptığı çıkışlarla ve devletimizin ortaya koyduğu iradeyle bu süreç artık kaçınılmaz bir hale gelmiştir. İnanıyoruz ki bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti’nin hayrına olacaktır. Ancak biraz zamana ihtiyacımız var.”ifadelerini kullandı.
Erzurum’dan başlatılması manidar
Yurdagül, Erzurum’da başlayacak toplantının Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi kararlarının deklare edilmesinin yıldönümüne denk gelmesinin ayrı bir anlam taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Genel Başkanımız, bu konuda yaptığı bölge toplantılarını son bir buçuk yıldır Erzurum’dan başlatmaktadır. Bu da bizim için büyük bir gurur kaynağıdır.
‘Terörsüz Türkiye’ temasıyla yapılacak toplantı ve konuşmalar, birlik ve beraberliğimizi pekiştirecek. Oradaki konuşmacılar, aslında milletimizin sesi olacak. Cumhuriyetimizi kuran şehir Erzurum’dan böyle bir sürecin başlatılması, ayrıca Genel Başkanımızın “Orası benim ikinci memleketim” ifadesiyle Erzurum’a verdiği değer, bizler için çok kıymetlidir. Bu bizim için özeldir ve büyük bir onurdur. Cumartesi günü bu kapsamda programımızı gerçekleştireceğiz. Çok kıymetli katılımcılar aramızda olacak.
O günü hepimiz biliyoruz. Ancak bizden ziyade, genel başkanımızın tarihi bilgi noktasındaki hassasiyeti ve takvimde yapacağı programları anlamlı günlere denk getirmesi, çok şükür, bizleri de ayrıca mutlu ediyor. Bu da o özel günlerden biri olacak.”
Sosyal sorumluluk projeleri gündeme geldi
Toplantıda Yurdagül’ün sosyal sorumluluk çalışmaları da gündeme geldi. SMA hastası çocuklar için başlatılan bağış kampanyaları, küsleri barıştırma girişimleri, Erzurumspor’un kalan borcunun ödenmesi ve maden faciasında hayatını kaybeden işçinin SGK prim borcunun karşılanması gibi örnekler anımsatıldı.
Bu çalışmalara ilişkin konuşan Yurdagül şu ifadeleri kullandı: “Kendi yapım gereği, bu tür birlik ve beraberlik ortamlarından, barışa ve hayra vesile olacak işlerden mutluluk duyan biriyim. Bu memleketin bir evladıyım. Hayırlı işlerde birleşmek, insanları barıştırmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Bu memleketin derdiyle dertlenen biriyim ve önümüzdeki günlerde bu tür çalışmalara devam edeceğim.
Her bir vatandaşımız şunu biliyor ki; Adem Yurdagül, onların bir kardeşi, bir ağabeyi, bir evladıdır. İnsanlarımızın bana bu gözle bakması, bana bu şekilde yaklaşması beni ayrıca mutlu ediyor. Şunu da özellikle ifade etmek isterim ki: Bunları yaparken “ben siyasetçiyim, yarın öbür gün bana oy verirler” düşüncesiyle yapmıyorum. Böyle bir niyetim yok.”
Çağrı merkezi mağduriyetine müdahil oldu
Toplantının son bölümünde, Erzurum’da şirket değişikliği nedeniyle tazminatlarını alamadıklarını iddia eden 800 çağrı merkezi çalışanının yaşadığı mağduriyet gündeme geldi. İl Başkanı Yurdagül, bu konuda da sürece dair şu açıklamayı yaptı:
“Arkadaşlarımız bize bir çağrıda bulundular, biz de onları partimizde misafir ettik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Burada iki ayaklı bir konu söz konusu: Biri Sağlık Bakanlığı, diğeri Türk Telekom ile ilgili. Türk Telekom’dan üst düzey bir müdür yardımcımızla görüştük. Arkadaşlardan aldığımız bilgileri kendisine ilettik. O da konuyla ilgileneceklerini, gerekli birimlerle görüşeceklerini ve ivedilikle bir çözüm üreteceklerini ifade etti. Şu an oradan gelecek cevabı bekliyoruz.”
Manolya Bulut