
Küresel bir salgın haline gelen ve tüm dünyayı etkileyen koronavirüs ile Türkiye de yoğun bir şekilde mücadele ediliyor. Salgının ülkemizde görülmesinden itibaren tedbirleri en üst seviyede alarak disiplinli ve etki bir mücadele sergilediklerini belirten Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, süreci Pusula’ya online değerlendirdi.
İrfan Tarakçıoğlu/Pusula
Koronavirüsle mücadele kapsamında tüm dünya ülkeleri, insan sağlığını korumaya, hatta söz konusu salgını kökten çözmeye odaklanmış durumda. Birçok bilim insanı bu konuda çalışmalarını sürdürüyor.
Atatürk Üniversitesi, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs ile mücadele eden kurumlardan birisi.. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, üniversite bünyesinde yapılan çalışmalar, geliştirilen ürünler ve alınan tedbirlerle ilgili Pusula Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Sosyal mesafenin dikkate alınarak online gerçekleşen röportajda Rektör Çomaklı, pandemi çalışmaları ile ilgili ayrıntılı değerlendirmeler yaptı.

Sayın Rektör, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinin COVID-19 sürecinde üstlendiği sorumluluğu yakından takip ediyoruz. Süreçle ilgili tedbir ve faaliyetlerinize geçmeden önce ülke sağlık sektörüne yarım asırdan fazladır hizmet eden Araştırma Hastanesi hakkında bilgi verir misiniz?
Üniversite hastanemiz 13 Şubat 1966 tarihinde çalışmalarına başladı. 165 bin metrekare kapalı, 16 bin metrekare açık alana sahip olan hastanemizde 200 tanesi yoğun bakım olmak üzere toplam 1418 yatak mevcut. 578 akademik personel, 720 hemşire ve 850 diğer çalışanıyla ülkemize ve bölgemize hizmet veriyoruz.
Hastanemiz kuruluşundan bu yana Erzurum ve çevresindeki iller (Kars, Iğdır, Ağrı, Ardahan, Erzincan, Bayburt, Artvin, Gümüşhane, Muş, Bingöl, Van, Malatya) ile Azerbaycan, İran, Suriye, Nahcivan ve Afganistan gibi ülkelerden gelen hastalara sağlık hizmeti sunuyor. Ayrıca Tıp Fakültesi ve uzmanlık öğrencilerinin yanı sıra, Hemşirelik Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda öğretim gören öğrencilerin eğitim ve uygulamalarına da ev sahipliği yapıyor.
“Atatürk Üniversitesi olarak küresel bir tehdit haline gelen pandemi ile mücadele noktasında nasıl bir yapılanmaya gittiniz? Yol haritanızı nasıl şekillendirdiniz?
Nitelikli personeli ve gelişmiş teknolojisiyle ülke yükseköğretimine 63 yıldır hizmet veren Atatürk Üniversitesi, son yıllarda Yeni YÖK Vizyonuyla birlikte önemli bir dönüşüm sürecini yaşıyor. Göreve geldiğimiz günden itibaren başlattığımız ve “Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi” adını verdiğimiz bu dönüşüm kapsamında yakın zamanda yapılandırdığımız birimler, koordinatörlükler ve özellikle arama konferanslarında gelişen ortak aklın sonucu edindiğimiz kazanımlar bize bu küresel tehditle mücadele noktasında ışık tutuyor.
Bugün mücadelemizi Rektörlük Kriz Yönetim Merkezi Müdürlüğü koordinesinde Tıp Fakültesi, Fen Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Hemşirelik Fakültesi, Veteriner Fakültesi, Eczacılık fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Araştırma Hastanesi Başhekimliği, yakın zamanda kurduğumuz Aşı ve Antijen Üretim Koordinatörlüğü ile Teknokent Genel Müdürlüğü gibi birimlerimizin uzmanlarından oluşan heyetlerle ortak akıl çerçevesinde yürütüyoruz.
Öncelikle üniversite olarak ülkemizde henüz ilk vaka görülmeden önce çeşitli senaryolar üzerinde çalışmalara başladık. Koronavirüs (COVID-19) vakalarının ülkemizde görülmeye başlandığı andan itibaren Kriz Yönetimi Merkezimiz koordinesinde hemen bir komisyon kurduk ve eylem planımızı hazırladık. 15 Mart 2020 tarihinde YÖK kararı neticesinde KOV-KOM adıyla görevine devam eden bu komisyon, YÖK ve Sağlık Bakanlığı kararları sonucunda sürecin nasıl işleyeceğine dair çeşitli toplantılar gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye de devam ediyor. Acil olarak uygulamaya koyulan eylem planı doğrultusunda ilk etapta Araştırma hastanemizde birtakım düzenlemeler gerçekleştirdik.
Sayın Rektör, öncelikle aşı üretme çalışmalarınız ve üniversite hastanesindeki düzenlemeler hakkında bilgi verir misiniz?
Pandeminin ülkemizde ortaya çıktığı ilk günden itibaren hızlı ve yoğun uğraşlar sonucu Aşı Üretme ve Antijen Hazırlama Koordinatörlüğünü kurduk. İlk vaka tespit edildiği günden itibaren de çalışmalara başlandı. Bu vesileyle alanında uzman 15 öğretim üyesi aktif olarak görevlendirildi. Multidisipliner olarak oluşturulan bu kurulda Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Farmakoloji, Enfeksiyon Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Hastalıklarının yanı sıra Eczacılık ve Veteriner Hekimliği Fakültesinden ilgili öğretim üyeleri, Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji, Gen Mühendisliği öğretim üyeleri ve İl Sağlık Müdürlüğünün ilgili dairelerinden iki başkan kurulda görev aldılar.
“Plazma Tedavisi İçin Hazır Durumdayız”
Sağlık Bakanlığı ve YÖK ile yapılan izin yazışmalarının ardından bilim insanlarımız işe koyuldular ve kısa sürede önemli mesafe katettiler. Öncelikle hastanemizde tedavisi tamamlanan ve iyileşen Covid-19 hastalarından kan örnekleri alınarak antikorları saptandı ve tedavide uygun görülecek hastalar için plazma tedavisi hazır hale getirildi. Yine Covid-19 antikoru saptanan kişilerden kan örneği alınarak idiotip antikor yöntemiyle aşı geliştirme ve aynı zamanda kök hücre tedavisi için çalışmalara yoğunlaştık. Diğer taraftan Covid-19 tedavisinde kullanılan ve acil ihtiyaç duyulan ilaç etken maddelerinin sentezi ve çeşitli testlerini yapabilmek için projemizi hızlıca hazırladık ve ilgili makamlara sunduk.
“Hızlı Bir Şekilde İzolasyon Yoğun Bakım Üniteleri Oluşturduk”
İlk olarak hastanemizde alternatif giriş-çıkışları olan Diyabetik Ayak ve İntaniye Kliniklerini taşıyarak bu klinikleri 24 yataklı ilk izolasyon servisi haline getirdik. Pozitif Covid-19 hastalarının takip edileceği 6 yataklı izolasyon yoğun bakımı ve olası vakalar için 11 yataklı ara yoğun bakım servisi oluşturduk. Mevcutta hizmet veren Çocuk Acil Servisini Covid-19 Acil Servisi olarak düzenleyip Erişkin Acil Servisini ise Koronavirüs dışı hastaların hizmetine sunduk. Zemin katta bulunan iki adet servisi Covid-19 şüphesi ile acile gelen hastalar için izole sürüntü alma ve sonucun çıkmasına kadar geçen sürede bu hastaların bekletileceği servis haline getirdik. Özetle tamamı tek kişilik olmak üzere 41 yoğun bakım ünitesi ve 137 tek yataklı ünite (gerektiğinde buna 50 ünite ilave edilebilir) ile 12 yeni doğan küvezini Covid-19 ile mücadele için tahsis etmiş olduk.
Kov-Kom eğitim komisyonunda görevli uzman hekimler tarafından hastanenin tüm sağlık çalışanlarına yönelik eğitim toplantıları düzenledik. Ayrıca Covid-19 enfeksiyonu eğitim materyallerinin ÜBYS üzerinden sağlık çalışanlarına iletilmesine karar verdik.
Diğer taraftan güvenlik görevlisi sayısını yüzde 20 oranında artırdık. Hastane trafiğini en aza indirmek için giriş-çıkış kapılarının sayısını azalttık ve hasta ziyaretini kaldırdık.
Hastanemizde yoğun bakım şartları gerektiren hastalarda ihtiyaç halinde kullanılması için mekanik ventilatör, monitör ve ecmo cihaz sayılarını artırdık.
“İlaçlara Hızlı Ulaşım Yolu Açıldı”
Kronik hastalık ve engellilik nedeniyle raporlu ve sürekli kullanımı gereken ilaç ve tıbbi malzemelerin, sağlık kuruluşuna gidilmeden reçete yazılmasına gerek duyulmaksızın eczane ve medikallerden temin edilmesini sağladık.
Yoğun bakım endikasyonu ortadan kalkan hastaların gecikmeden, durumuna göre ilgili branşın yataklı servisine veya palyatif bakım servisine yatırılmaları hususunda ilgilileri bilgilendirdik. Personel yemekhanesini kapattık ve servislerde çalışan personele bulundukları yerde yemek yeme imkânı sağladık.
Elektif ameliyatların ertelenmesi gündemiyle ameliyat komitesini topladık ve sadece acil ve onkolojik vakaların operasyona alınmasına karar verdik. Ayrıca elektif yatışlarının yapılmayıp sadece takibi çok gerekli hastaların yatırılması yönünde karar aldık.
“Termal Kamera İle Giriş-Çıkış Yapan Herkese Triaj Uyguladık”
Covid-19 hastaları için ameliyathane, endoskopi ünitesi ve doğumhane olarak ayrı birimler oluşturduk. Hasta takibinin yapıldığı kritik alanların hava dezenfeksiyonun sağlanması için önlemleri artırdık. Poliklinik girişine termal kamera koyarak hasta girişlerini bu kapıya yönlendirdik. Ayrıca bu bölgede sağlık personelleri bulundurarak triaj uygulanmasını ve ÜSYE semptomu gösteren hastaların ÜSYE polikliniğine yönlendirilmesini sağladık.
“Sağlık Personelini KYK Yurtları, Üniversite Konukevi ile Turizm Uygulama Otelinde Misafir ediyoruz.”
Covid-19 olası ve kesin vakalarını takip eden sağlık personelimizi teması azaltmak adına eve gitmemeleri için Erkek KYK yurtlarında 92, kız KYK yurtlarında 58 ve konukevlerinde 32 kişiyi hususi odalarda misafir ediyoruz. Yine teması azaltmak için hastanemizde görev yapan araştırma görevlileri için bir nöbet havuzu ve çalışma çizelgesi oluşturarak hayata geçirdik.
“Sağlık Personeli Taramadan Geçirildi”
Radyoloji anabilim dalı içerisindeki MR, USG cihazlarının birinin Covid-19 şüpheli ve kesin tanılı hastaların hizmetine sunulmasını sağladık. Hastane çalışanları için İSG biriminde açılacak olan ÜSYE polikliniğine işyeri hekimlerinin görevlendirilmesini sağlayarak sağlık personelimizi taramadan geçirdik. Hastanemizde olası vaka artışlarına karşı cerrahi mono blokları boşaltıp kliniklerle birleştirerek cerrahi mono blokun covid ilişkili klinikler haline getirilmesini sağladık
“Psiko-sosyal Destek Birimini Faaliyete Geçirdik”
Hastanemiz atölyelerinde önlük ve tıbbi maske dikimi için gerekli alt yapıyı güçlendirdik ve üretime geçirdik. Aynı zamanda Büyükşehir Belediyemizin atölyelerinde önlük dikimi için kendilerinden destek istedik ve burada da üretime başlandı. İhtiyaç halinde sağlık çalışanlarımıza psikolojik destek sağlamak amacıyla psikiyatri polikliniğimizde öğretim üyesi, asistan doktor ve psikologdan oluşan Psiko-sosyal Destek Birimi kurduk.
Hocam pandemi ile mücadele süreci kapsamında ATA-Teknokent bünyesinde gerçekleştirdiğiniz inovasyon ve AR-GE çalışmaları ile TÜBİTAK ve KUDAKA proje faaliyetleriniz hakkında da bilgi verir misiniz?
Bu süreçte hastaların entübasyonlarının yapılmasına yardımcı olan videolaringoskop isimli cihazın Atat-Teknokent iş birliğiyle yerli olarak üretilmesini sağladık ve 35 adet videolaringoskopu hizmete sunduk.
- Teknokent bünyesinde üretilecek ‘Covid-19 Hastalarında Kapalı Sistem Aspirasyonu’ ile hastanın entübasyon tüpünün içinin aspire edilmesi ve böylece bulaşmanın önlenmesi ile ilgili bir proje hazırladık.
- Covid-19 kapsamında kliniklerde ve yoğun bakımlarda kullanılmak üzere ‘Portabl Hepafiltreler’ ve Covid-19 şüpheli veya pozitif olan yenidoğan bebeklerde ‘Entübasyonsuz Hasta Yönetimi’ için hastane adıyla KUDAKA’ya sunulmak üzere bir proje hazırladık.
- Covid-19’lu hastaların hemodiyaliz ihtiyacını karşılayabilmek için bir ünitenin tasarlanarak oluşturulması yönünde KUDAKA’ya sunulmak üzere bir destek projesi hazırlamaya başladık.
- Tıp Fakültesi kapsamında Covid-19 hastalarında kullanılmak üzere yoğun bakım hastalarında tedavi sürecini takip etmede kullanılacak olan ‘Akciğer USG Eğitimi ve Uygulaması’ başlıklı bir KUDAKA projesi hazırlamaya başladık.
- Covid-19 kapsamında açılan TÜBİTAK hızlı destek projesi kapsamında ‘Sekresyon Atan Solunum Yeleği’ projesine danışmanlık verilmesi ve klinik çalışmalarının hastanemizde yapılması yönünde çalışmaları başlattık.
- Covid-19 ilişkili TÜBİTAK hızlı destek projesi kapsamında geliştirilen ‘Hava Yollarına Uygulanan Ozon Terapi Cihazının Tasarımı’ ile ilgili projeye KARGETAM bünyesinde çalışan 2 öğretim üyesi olarak tıbbi danışmanlık verilmesini planladık ve bu kapsamda deneysel çalışmalara başladık.
“2 Binden fazla Siperli Maske Üreterek Şehirdeki Hastanelere Ücretsiz Dağıttık”
Yine Ata-Teknokent’te oluşturduğumuz personel ve öğrencilerimizin gönüllü olarak çalıştıkları Siperli Maske Üretim Merkezimizde bugüne kadar 2 bin civarında koruyucu maske üretip bu maskeleri başta Araştırma Hastanesi, Bölge Eğitim Hastanesi, Palandöken Hastanesi, Buhara Hastanesi, 112 Acil Merkezi, Pasinler İbrahim Hakkı Devlet Hastanesi ve Oltu Devlet Hastanesi yetkililerine ücretsiz olarak teslim ettik. Erzurum Meslek Yüksekokulu bünyesinde oluşturduğumuz üretim atölyesinde bulaşı önleyici ve sürüntü alma kabinleri üreterek bunları pandemi servisleri olan hastanelere yine ücretsiz verdik. Entübasyon işlemi esnasında bulaşmanın önüne geçebilmek için ayrıca entübasyon kabinleri ürettik.
Hastaların ilaçlarını sunan kameralı robotlar kullanarak sağlık personelimizin hastayla temasını en aza indirmeye çalıştık.
Hasta odaları, tomografi ve ambulans gibi kapalı alanların sterilizasyonunu yapabilen uzaktan kontrollü, xenon ışık kullanan robot sisteminin tasarımı için Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansına (KUDAKA) proje sunduk. Yine Teknokent bünyesinde çalışan mühendis ve Tıp Fakültesi öğretim üyeleri tarafından tasarlanan tek kullanımlık mekanik ventilatör üretimi için KUDAKA’ ya sunmak üzere proje çalışmasını başlattık.
Covid 19 ile mücadalede hastanın entübe edilmemesi için hastanın yüzüne sıkıca oturan Non invaziv mekanik ventilatör maskeleri için teknokentte çalışan mühendisler tarafından çalışma başlatıldı.
Son olarak şunu belirtmek isterim; Atatürk Üniversitesi salgının ilk gününden itibaren ülkece gerçekleştirilen topyekûn mücadelenin önemli bir parçası olmuş, araştırma geliştirme faaliyetleri noktasında hızlı bir tavır sergilemiştir. Sağlık Bakanlığımız ve Yükseköğretim Kurulumuzun direktiflerine anında karşılık vermiş ve öncülüğünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bu doğrultuda başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere mücadelemize katkı sunanlara ve büyük Atatürk Üniversitesi ailesine şükranlarımı sunuyorum.
İrfan Tarakçıoğlu/Pusula
Koronavirüsle mücadele kapsamında tüm dünya ülkeleri, insan sağlığını korumaya, hatta söz konusu salgını kökten çözmeye odaklanmış durumda. Birçok bilim insanı bu konuda çalışmalarını sürdürüyor.
Atatürk Üniversitesi, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs ile mücadele eden kurumlardan birisi.. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, üniversite bünyesinde yapılan çalışmalar, geliştirilen ürünler ve alınan tedbirlerle ilgili Pusula Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Sosyal mesafenin dikkate alınarak online gerçekleşen röportajda Rektör Çomaklı, pandemi çalışmaları ile ilgili ayrıntılı değerlendirmeler yaptı.

Sayın Rektör, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinin COVID-19 sürecinde üstlendiği sorumluluğu yakından takip ediyoruz. Süreçle ilgili tedbir ve faaliyetlerinize geçmeden önce ülke sağlık sektörüne yarım asırdan fazladır hizmet eden Araştırma Hastanesi hakkında bilgi verir misiniz?
Üniversite hastanemiz 13 Şubat 1966 tarihinde çalışmalarına başladı. 165 bin metrekare kapalı, 16 bin metrekare açık alana sahip olan hastanemizde 200 tanesi yoğun bakım olmak üzere toplam 1418 yatak mevcut. 578 akademik personel, 720 hemşire ve 850 diğer çalışanıyla ülkemize ve bölgemize hizmet veriyoruz.
Hastanemiz kuruluşundan bu yana Erzurum ve çevresindeki iller (Kars, Iğdır, Ağrı, Ardahan, Erzincan, Bayburt, Artvin, Gümüşhane, Muş, Bingöl, Van, Malatya) ile Azerbaycan, İran, Suriye, Nahcivan ve Afganistan gibi ülkelerden gelen hastalara sağlık hizmeti sunuyor. Ayrıca Tıp Fakültesi ve uzmanlık öğrencilerinin yanı sıra, Hemşirelik Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda öğretim gören öğrencilerin eğitim ve uygulamalarına da ev sahipliği yapıyor.
“Atatürk Üniversitesi olarak küresel bir tehdit haline gelen pandemi ile mücadele noktasında nasıl bir yapılanmaya gittiniz? Yol haritanızı nasıl şekillendirdiniz?
Nitelikli personeli ve gelişmiş teknolojisiyle ülke yükseköğretimine 63 yıldır hizmet veren Atatürk Üniversitesi, son yıllarda Yeni YÖK Vizyonuyla birlikte önemli bir dönüşüm sürecini yaşıyor. Göreve geldiğimiz günden itibaren başlattığımız ve “Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi” adını verdiğimiz bu dönüşüm kapsamında yakın zamanda yapılandırdığımız birimler, koordinatörlükler ve özellikle arama konferanslarında gelişen ortak aklın sonucu edindiğimiz kazanımlar bize bu küresel tehditle mücadele noktasında ışık tutuyor.
Bugün mücadelemizi Rektörlük Kriz Yönetim Merkezi Müdürlüğü koordinesinde Tıp Fakültesi, Fen Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Hemşirelik Fakültesi, Veteriner Fakültesi, Eczacılık fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Araştırma Hastanesi Başhekimliği, yakın zamanda kurduğumuz Aşı ve Antijen Üretim Koordinatörlüğü ile Teknokent Genel Müdürlüğü gibi birimlerimizin uzmanlarından oluşan heyetlerle ortak akıl çerçevesinde yürütüyoruz.
Öncelikle üniversite olarak ülkemizde henüz ilk vaka görülmeden önce çeşitli senaryolar üzerinde çalışmalara başladık. Koronavirüs (COVID-19) vakalarının ülkemizde görülmeye başlandığı andan itibaren Kriz Yönetimi Merkezimiz koordinesinde hemen bir komisyon kurduk ve eylem planımızı hazırladık. 15 Mart 2020 tarihinde YÖK kararı neticesinde KOV-KOM adıyla görevine devam eden bu komisyon, YÖK ve Sağlık Bakanlığı kararları sonucunda sürecin nasıl işleyeceğine dair çeşitli toplantılar gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye de devam ediyor. Acil olarak uygulamaya koyulan eylem planı doğrultusunda ilk etapta Araştırma hastanemizde birtakım düzenlemeler gerçekleştirdik.
Sayın Rektör, öncelikle aşı üretme çalışmalarınız ve üniversite hastanesindeki düzenlemeler hakkında bilgi verir misiniz?
Pandeminin ülkemizde ortaya çıktığı ilk günden itibaren hızlı ve yoğun uğraşlar sonucu Aşı Üretme ve Antijen Hazırlama Koordinatörlüğünü kurduk. İlk vaka tespit edildiği günden itibaren de çalışmalara başlandı. Bu vesileyle alanında uzman 15 öğretim üyesi aktif olarak görevlendirildi. Multidisipliner olarak oluşturulan bu kurulda Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Farmakoloji, Enfeksiyon Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Hastalıklarının yanı sıra Eczacılık ve Veteriner Hekimliği Fakültesinden ilgili öğretim üyeleri, Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji, Gen Mühendisliği öğretim üyeleri ve İl Sağlık Müdürlüğünün ilgili dairelerinden iki başkan kurulda görev aldılar.
“Plazma Tedavisi İçin Hazır Durumdayız”
Sağlık Bakanlığı ve YÖK ile yapılan izin yazışmalarının ardından bilim insanlarımız işe koyuldular ve kısa sürede önemli mesafe katettiler. Öncelikle hastanemizde tedavisi tamamlanan ve iyileşen Covid-19 hastalarından kan örnekleri alınarak antikorları saptandı ve tedavide uygun görülecek hastalar için plazma tedavisi hazır hale getirildi. Yine Covid-19 antikoru saptanan kişilerden kan örneği alınarak idiotip antikor yöntemiyle aşı geliştirme ve aynı zamanda kök hücre tedavisi için çalışmalara yoğunlaştık. Diğer taraftan Covid-19 tedavisinde kullanılan ve acil ihtiyaç duyulan ilaç etken maddelerinin sentezi ve çeşitli testlerini yapabilmek için projemizi hızlıca hazırladık ve ilgili makamlara sunduk.
“Hızlı Bir Şekilde İzolasyon Yoğun Bakım Üniteleri Oluşturduk”
İlk olarak hastanemizde alternatif giriş-çıkışları olan Diyabetik Ayak ve İntaniye Kliniklerini taşıyarak bu klinikleri 24 yataklı ilk izolasyon servisi haline getirdik. Pozitif Covid-19 hastalarının takip edileceği 6 yataklı izolasyon yoğun bakımı ve olası vakalar için 11 yataklı ara yoğun bakım servisi oluşturduk. Mevcutta hizmet veren Çocuk Acil Servisini Covid-19 Acil Servisi olarak düzenleyip Erişkin Acil Servisini ise Koronavirüs dışı hastaların hizmetine sunduk. Zemin katta bulunan iki adet servisi Covid-19 şüphesi ile acile gelen hastalar için izole sürüntü alma ve sonucun çıkmasına kadar geçen sürede bu hastaların bekletileceği servis haline getirdik. Özetle tamamı tek kişilik olmak üzere 41 yoğun bakım ünitesi ve 137 tek yataklı ünite (gerektiğinde buna 50 ünite ilave edilebilir) ile 12 yeni doğan küvezini Covid-19 ile mücadele için tahsis etmiş olduk.
Kov-Kom eğitim komisyonunda görevli uzman hekimler tarafından hastanenin tüm sağlık çalışanlarına yönelik eğitim toplantıları düzenledik. Ayrıca Covid-19 enfeksiyonu eğitim materyallerinin ÜBYS üzerinden sağlık çalışanlarına iletilmesine karar verdik.
Diğer taraftan güvenlik görevlisi sayısını yüzde 20 oranında artırdık. Hastane trafiğini en aza indirmek için giriş-çıkış kapılarının sayısını azalttık ve hasta ziyaretini kaldırdık.
Hastanemizde yoğun bakım şartları gerektiren hastalarda ihtiyaç halinde kullanılması için mekanik ventilatör, monitör ve ecmo cihaz sayılarını artırdık.
“İlaçlara Hızlı Ulaşım Yolu Açıldı”
Kronik hastalık ve engellilik nedeniyle raporlu ve sürekli kullanımı gereken ilaç ve tıbbi malzemelerin, sağlık kuruluşuna gidilmeden reçete yazılmasına gerek duyulmaksızın eczane ve medikallerden temin edilmesini sağladık.
Yoğun bakım endikasyonu ortadan kalkan hastaların gecikmeden, durumuna göre ilgili branşın yataklı servisine veya palyatif bakım servisine yatırılmaları hususunda ilgilileri bilgilendirdik. Personel yemekhanesini kapattık ve servislerde çalışan personele bulundukları yerde yemek yeme imkânı sağladık.
Elektif ameliyatların ertelenmesi gündemiyle ameliyat komitesini topladık ve sadece acil ve onkolojik vakaların operasyona alınmasına karar verdik. Ayrıca elektif yatışlarının yapılmayıp sadece takibi çok gerekli hastaların yatırılması yönünde karar aldık.
“Termal Kamera İle Giriş-Çıkış Yapan Herkese Triaj Uyguladık”
Covid-19 hastaları için ameliyathane, endoskopi ünitesi ve doğumhane olarak ayrı birimler oluşturduk. Hasta takibinin yapıldığı kritik alanların hava dezenfeksiyonun sağlanması için önlemleri artırdık. Poliklinik girişine termal kamera koyarak hasta girişlerini bu kapıya yönlendirdik. Ayrıca bu bölgede sağlık personelleri bulundurarak triaj uygulanmasını ve ÜSYE semptomu gösteren hastaların ÜSYE polikliniğine yönlendirilmesini sağladık.
“Sağlık Personelini KYK Yurtları, Üniversite Konukevi ile Turizm Uygulama Otelinde Misafir ediyoruz.”
Covid-19 olası ve kesin vakalarını takip eden sağlık personelimizi teması azaltmak adına eve gitmemeleri için Erkek KYK yurtlarında 92, kız KYK yurtlarında 58 ve konukevlerinde 32 kişiyi hususi odalarda misafir ediyoruz. Yine teması azaltmak için hastanemizde görev yapan araştırma görevlileri için bir nöbet havuzu ve çalışma çizelgesi oluşturarak hayata geçirdik.
“Sağlık Personeli Taramadan Geçirildi”
Radyoloji anabilim dalı içerisindeki MR, USG cihazlarının birinin Covid-19 şüpheli ve kesin tanılı hastaların hizmetine sunulmasını sağladık. Hastane çalışanları için İSG biriminde açılacak olan ÜSYE polikliniğine işyeri hekimlerinin görevlendirilmesini sağlayarak sağlık personelimizi taramadan geçirdik. Hastanemizde olası vaka artışlarına karşı cerrahi mono blokları boşaltıp kliniklerle birleştirerek cerrahi mono blokun covid ilişkili klinikler haline getirilmesini sağladık
“Psiko-sosyal Destek Birimini Faaliyete Geçirdik”
Hastanemiz atölyelerinde önlük ve tıbbi maske dikimi için gerekli alt yapıyı güçlendirdik ve üretime geçirdik. Aynı zamanda Büyükşehir Belediyemizin atölyelerinde önlük dikimi için kendilerinden destek istedik ve burada da üretime başlandı. İhtiyaç halinde sağlık çalışanlarımıza psikolojik destek sağlamak amacıyla psikiyatri polikliniğimizde öğretim üyesi, asistan doktor ve psikologdan oluşan Psiko-sosyal Destek Birimi kurduk.
Hocam pandemi ile mücadele süreci kapsamında ATA-Teknokent bünyesinde gerçekleştirdiğiniz inovasyon ve AR-GE çalışmaları ile TÜBİTAK ve KUDAKA proje faaliyetleriniz hakkında da bilgi verir misiniz?
Bu süreçte hastaların entübasyonlarının yapılmasına yardımcı olan videolaringoskop isimli cihazın Atat-Teknokent iş birliğiyle yerli olarak üretilmesini sağladık ve 35 adet videolaringoskopu hizmete sunduk.
- Teknokent bünyesinde üretilecek ‘Covid-19 Hastalarında Kapalı Sistem Aspirasyonu’ ile hastanın entübasyon tüpünün içinin aspire edilmesi ve böylece bulaşmanın önlenmesi ile ilgili bir proje hazırladık.
- Covid-19 kapsamında kliniklerde ve yoğun bakımlarda kullanılmak üzere ‘Portabl Hepafiltreler’ ve Covid-19 şüpheli veya pozitif olan yenidoğan bebeklerde ‘Entübasyonsuz Hasta Yönetimi’ için hastane adıyla KUDAKA’ya sunulmak üzere bir proje hazırladık.
- Covid-19’lu hastaların hemodiyaliz ihtiyacını karşılayabilmek için bir ünitenin tasarlanarak oluşturulması yönünde KUDAKA’ya sunulmak üzere bir destek projesi hazırlamaya başladık.
- Tıp Fakültesi kapsamında Covid-19 hastalarında kullanılmak üzere yoğun bakım hastalarında tedavi sürecini takip etmede kullanılacak olan ‘Akciğer USG Eğitimi ve Uygulaması’ başlıklı bir KUDAKA projesi hazırlamaya başladık.
- Covid-19 kapsamında açılan TÜBİTAK hızlı destek projesi kapsamında ‘Sekresyon Atan Solunum Yeleği’ projesine danışmanlık verilmesi ve klinik çalışmalarının hastanemizde yapılması yönünde çalışmaları başlattık.
- Covid-19 ilişkili TÜBİTAK hızlı destek projesi kapsamında geliştirilen ‘Hava Yollarına Uygulanan Ozon Terapi Cihazının Tasarımı’ ile ilgili projeye KARGETAM bünyesinde çalışan 2 öğretim üyesi olarak tıbbi danışmanlık verilmesini planladık ve bu kapsamda deneysel çalışmalara başladık.
“2 Binden fazla Siperli Maske Üreterek Şehirdeki Hastanelere Ücretsiz Dağıttık”
Yine Ata-Teknokent’te oluşturduğumuz personel ve öğrencilerimizin gönüllü olarak çalıştıkları Siperli Maske Üretim Merkezimizde bugüne kadar 2 bin civarında koruyucu maske üretip bu maskeleri başta Araştırma Hastanesi, Bölge Eğitim Hastanesi, Palandöken Hastanesi, Buhara Hastanesi, 112 Acil Merkezi, Pasinler İbrahim Hakkı Devlet Hastanesi ve Oltu Devlet Hastanesi yetkililerine ücretsiz olarak teslim ettik. Erzurum Meslek Yüksekokulu bünyesinde oluşturduğumuz üretim atölyesinde bulaşı önleyici ve sürüntü alma kabinleri üreterek bunları pandemi servisleri olan hastanelere yine ücretsiz verdik. Entübasyon işlemi esnasında bulaşmanın önüne geçebilmek için ayrıca entübasyon kabinleri ürettik.
Hastaların ilaçlarını sunan kameralı robotlar kullanarak sağlık personelimizin hastayla temasını en aza indirmeye çalıştık.
Hasta odaları, tomografi ve ambulans gibi kapalı alanların sterilizasyonunu yapabilen uzaktan kontrollü, xenon ışık kullanan robot sisteminin tasarımı için Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansına (KUDAKA) proje sunduk. Yine Teknokent bünyesinde çalışan mühendis ve Tıp Fakültesi öğretim üyeleri tarafından tasarlanan tek kullanımlık mekanik ventilatör üretimi için KUDAKA’ ya sunmak üzere proje çalışmasını başlattık.
Covid 19 ile mücadalede hastanın entübe edilmemesi için hastanın yüzüne sıkıca oturan Non invaziv mekanik ventilatör maskeleri için teknokentte çalışan mühendisler tarafından çalışma başlatıldı.
Son olarak şunu belirtmek isterim; Atatürk Üniversitesi salgının ilk gününden itibaren ülkece gerçekleştirilen topyekûn mücadelenin önemli bir parçası olmuş, araştırma geliştirme faaliyetleri noktasında hızlı bir tavır sergilemiştir. Sağlık Bakanlığımız ve Yükseköğretim Kurulumuzun direktiflerine anında karşılık vermiş ve öncülüğünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bu doğrultuda başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere mücadelemize katkı sunanlara ve büyük Atatürk Üniversitesi ailesine şükranlarımı sunuyorum.