
Obezite cerrahisi, sonrası yeme alışkanları büyük ölçüde değişiyor. Hastanın yaşamını tamamen değiştiren bu operasyon, ancak sağlıklı beslenme ile fayda sağlıyor. Sağlığı koruyabilmek için ameliyat sonrasını da iyi yönetmek gerektiğini söyleyen Diyetisyen Tuba Yüksel, “Hiçbir ameliyat tek dokunuşla her şeyi düzeltecek bir mucize değildir” dedi.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Zayıflamak kadar zayıflarken sağlıklı kalabilmenin önemli olduğunu vurgulayan Diyetisyen Tuba Yüksel, “Hiçbir ameliyat tek dokunuşla her şeyi düzeltecek bir mucize değildir” dedi.
Obezite, temelde ömür boyu süren kronik bir hastalıkken obezite cerrahisi ile birlikte yeni bir hayat yolculuğunun başlangıcını oluşturuyor. Ancak obezite cerrahisi tek başına kalıcı bir çözüm sunmuyor. Cerrahi ameliyat sonrasında ömür boyu sürdürülecek sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri sayesinde uzun süreli fayda sağlayabiliyor. Obezite cerrahisi sonrası yeni hayatına başlayan hastalara sonraki dönemde destek olacak en önemli kişinin diyetisyeni olduğunu söyleyen Erzurum Özel Buhara Hastanesi Diyetisyeni Tuba Yüksel, ameliyat sonrasında beslenme ile ilgili bilgiler verdi.
Yeni bir hayat
Obezite cerrahisinden sonra hastalar için yeni bir hayatın başladığını belirten Yüksel, ameliyattan sonra artık eski alışkanlıkların ve eski bedenin olmayacağı söyledi. Ameliyatın sağladığı avantajları en iyi şekilde kullanmak gerektiğini anlatan Yüksel, “Ameliyat laparoskopik yapıldığı için çok konforlu evet ama hiçbir ameliyat tek dokunuşla her şeyi düzeltecek bir mucize değil. Sağlığı koruyabilmek için ameliyat sonrasını da iyi yönetmek gerekiyor. Bunun en güvenli yolu da diyetisyeniniz. Biz hastalarımızı ameliyat öncesi ve sonrası dönemde birebir takip ediyoruz ve birebir iletişim halinde oluyoruz” dedi.
Zayıflamak kadar sağlıklı kalabilmek önemli
Ameliyattan sonrasında hızlı bir zayıflama sürecinin gerçekleştiğini söyleyen Yüksel, zayıflamak kadar zayıflarken sağlıklı kalabilmek önemli olduğunu vurguladı. En hızlı ve en çok kilonun ilk 3-4 ay verildiğini anlatan Yüksel, “Ameliyat iştahınızı azaltıp yemek yeme hızını düşürüyor ve ameliyattan sonra sizi hızlı bir zayıflama süreci bekliyor. Ama önemli olan kiloyu kaybederken sağlığı kaybetmeden, en az kas kütlesi kaybıyla, eksikliklere neden olmadan yapmak” diye konuştu.
İlk 5 hafta çok önemli
Ameliyat sonrası ilk günden itibaren uygulanan beslenme süreci hakkında bilgi veren Yüksel, İlk 5 haftanın çok önemli olduğunu ve 5 haftadan sonra normal beslenme sürecine geçildiğini belirtti. Ameliyat sonrası beslemenin kısa dönem ve uzun dönem diye ayırıldığını aktaran Yüksel, “Hastalarımızı genelde 3 günde taburcu ediyoruz. Kısa döne, ameliyatın hemen sonrası. Bu dönemde yeterli sıvı alınıyor mu, yeterli protein alınıyor mu diye kontrollerimizi yapıyoruz. Uzun dönemde ise; hasta kilo kaybediyor mu, verilen kilo korunuyor mu, dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlığı oturtuldu mu, vitamin-mineral eksiği var mı gibi durumları değerlendiriyoruz. Hemen ameliyat sonrasında önce günler sonra haftalar bizim için önemli. Sadece ameliyat günü sıvı yok. Daha sonra röntgenle kaçak testi yapılıyor ve ertesi gün berrak sıvılar(su, belki elma suyu) başlanıyor. Daha sonra, gün gün tıpkı bir bebek beslenmesi hassasiyetinde yiyecekleri belirliyoruz. İlk 5 hafta çok önemli. İlk iki hafta öğün planlaması yok, gün boyu yudumlamak şeklinde. 5’inci hafta zaten normal beslenmeye geçiş. Tabi ki de hiçbir şey olmamış gibi değil, mideyi dinleyerek, besin deneyerek, az yiyerek ve en önemlisi çok çiğneyerek. İlk 5 ay bonfile, antrikot, biftek gibi çiğnenmesi zor büyük parça kırmızı etler yok. Günde en az 2 litre planlı su tüketimi, 10 dakika arayla gibi bir program uyguluyoruz. Bir de 30 dakika kuralımız var, bu kural hep geçerli sıvı-katı bir arada kullanmıyoruz. Vitamin-mineral takviyesine de 2’inci gün başlıyoruz. Ve önemli bir diğer husus da hasta ameliyat günü kan pıhtısı oluşumunu engellemek amaçlı yürümeye başlıyor. Taburcu olduğu ilk günden itibaren alış veriş merkezi gezmek gibi aktivitelerle devam ediyor. Bütün bu süreçte; ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası ve ortalama 1’er haftalık periyotlar şeklinde hastaların vücut analizini yapıyoruz. Nerelerden ne kaybettiğinin takibini de yapmış oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Zayıflamak kadar zayıflarken sağlıklı kalabilmenin önemli olduğunu vurgulayan Diyetisyen Tuba Yüksel, “Hiçbir ameliyat tek dokunuşla her şeyi düzeltecek bir mucize değildir” dedi.
Obezite, temelde ömür boyu süren kronik bir hastalıkken obezite cerrahisi ile birlikte yeni bir hayat yolculuğunun başlangıcını oluşturuyor. Ancak obezite cerrahisi tek başına kalıcı bir çözüm sunmuyor. Cerrahi ameliyat sonrasında ömür boyu sürdürülecek sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri sayesinde uzun süreli fayda sağlayabiliyor. Obezite cerrahisi sonrası yeni hayatına başlayan hastalara sonraki dönemde destek olacak en önemli kişinin diyetisyeni olduğunu söyleyen Erzurum Özel Buhara Hastanesi Diyetisyeni Tuba Yüksel, ameliyat sonrasında beslenme ile ilgili bilgiler verdi.
Yeni bir hayat
Obezite cerrahisinden sonra hastalar için yeni bir hayatın başladığını belirten Yüksel, ameliyattan sonra artık eski alışkanlıkların ve eski bedenin olmayacağı söyledi. Ameliyatın sağladığı avantajları en iyi şekilde kullanmak gerektiğini anlatan Yüksel, “Ameliyat laparoskopik yapıldığı için çok konforlu evet ama hiçbir ameliyat tek dokunuşla her şeyi düzeltecek bir mucize değil. Sağlığı koruyabilmek için ameliyat sonrasını da iyi yönetmek gerekiyor. Bunun en güvenli yolu da diyetisyeniniz. Biz hastalarımızı ameliyat öncesi ve sonrası dönemde birebir takip ediyoruz ve birebir iletişim halinde oluyoruz” dedi.
Zayıflamak kadar sağlıklı kalabilmek önemli
Ameliyattan sonrasında hızlı bir zayıflama sürecinin gerçekleştiğini söyleyen Yüksel, zayıflamak kadar zayıflarken sağlıklı kalabilmek önemli olduğunu vurguladı. En hızlı ve en çok kilonun ilk 3-4 ay verildiğini anlatan Yüksel, “Ameliyat iştahınızı azaltıp yemek yeme hızını düşürüyor ve ameliyattan sonra sizi hızlı bir zayıflama süreci bekliyor. Ama önemli olan kiloyu kaybederken sağlığı kaybetmeden, en az kas kütlesi kaybıyla, eksikliklere neden olmadan yapmak” diye konuştu.
İlk 5 hafta çok önemli
Ameliyat sonrası ilk günden itibaren uygulanan beslenme süreci hakkında bilgi veren Yüksel, İlk 5 haftanın çok önemli olduğunu ve 5 haftadan sonra normal beslenme sürecine geçildiğini belirtti. Ameliyat sonrası beslemenin kısa dönem ve uzun dönem diye ayırıldığını aktaran Yüksel, “Hastalarımızı genelde 3 günde taburcu ediyoruz. Kısa döne, ameliyatın hemen sonrası. Bu dönemde yeterli sıvı alınıyor mu, yeterli protein alınıyor mu diye kontrollerimizi yapıyoruz. Uzun dönemde ise; hasta kilo kaybediyor mu, verilen kilo korunuyor mu, dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlığı oturtuldu mu, vitamin-mineral eksiği var mı gibi durumları değerlendiriyoruz. Hemen ameliyat sonrasında önce günler sonra haftalar bizim için önemli. Sadece ameliyat günü sıvı yok. Daha sonra röntgenle kaçak testi yapılıyor ve ertesi gün berrak sıvılar(su, belki elma suyu) başlanıyor. Daha sonra, gün gün tıpkı bir bebek beslenmesi hassasiyetinde yiyecekleri belirliyoruz. İlk 5 hafta çok önemli. İlk iki hafta öğün planlaması yok, gün boyu yudumlamak şeklinde. 5’inci hafta zaten normal beslenmeye geçiş. Tabi ki de hiçbir şey olmamış gibi değil, mideyi dinleyerek, besin deneyerek, az yiyerek ve en önemlisi çok çiğneyerek. İlk 5 ay bonfile, antrikot, biftek gibi çiğnenmesi zor büyük parça kırmızı etler yok. Günde en az 2 litre planlı su tüketimi, 10 dakika arayla gibi bir program uyguluyoruz. Bir de 30 dakika kuralımız var, bu kural hep geçerli sıvı-katı bir arada kullanmıyoruz. Vitamin-mineral takviyesine de 2’inci gün başlıyoruz. Ve önemli bir diğer husus da hasta ameliyat günü kan pıhtısı oluşumunu engellemek amaçlı yürümeye başlıyor. Taburcu olduğu ilk günden itibaren alış veriş merkezi gezmek gibi aktivitelerle devam ediyor. Bütün bu süreçte; ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası ve ortalama 1’er haftalık periyotlar şeklinde hastaların vücut analizini yapıyoruz. Nerelerden ne kaybettiğinin takibini de yapmış oluyoruz” ifadelerini kullandı.