
Erzurum tarihine ilişkin yazmış olduğu kitaplarla tanınan Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, bir yıl önce Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcılığına atandığında, “Acaba yeni görevi hocayı yazmaktan alıkoyar mı?” sorusuna muhatap olmuştu. Küçükuğurlu, bu süre içerisinde iki önemli kitap yazarak, bu soruya gereken cevabı vermiş oldu.
Röportaj :İrfan TARAKÇIOĞLU
Ekim 2019’da “Sorularla Trabzon Tarihi”ni yazan Küçükuğurlu, Haziran 2020’de ise “Erzurum Camileri, Medreseleri ve Kütüphaneleri” isimli eserini yayınladı.
Biz de Küçükuğurlu hocayı makamında ziyaret ederek, yazmış olduğu son kitap hakkında konuştuk, biz sorduk o cevapladı.
Hocam, müsaadenizle aklıma gelen ilk soruyu sorayım. Bu kitap yazma azmi nereden geliyor?
Murat Küçükuğurlu:
Memleket sevdasından…
Şimdiye kadar kaç kitap yazdınız?
Murat Küçükuğurlu:
Son kitabımızla birlikte 24 kitap oldu. İnşallah bir ay sonra 25. kitabımızı yayınlamış olacağız.

Bu kadar kısa sürede bu kadar kitabı nasıl yazıyorsunuz?
Murat Küçükuğurlu:
Aslında bütün kitaplarımızın 20 yılı aşkın bir geçmişi var. 1998 yılında üniversite sınıf öğrencisi iken bitirme tezimi Erzurum Kalesi ve Tabyaları üzerine hazırladım. O günden beri Erzurum tarihine ilişkin arşiv malzemesi toplamaktayım ve Erzurum üzerine kafa yormaktayım. Bu birikim, zamanı gelince kitap olarak meyvesini veriyor.
Son kitabınız hakkında bilgi verir misiniz?
Murat Küçükuğurlu:
Bu çalışmada, bilinen ve yazılanlardan çok, bilinmeyenler üzerinde odaklandık. Kadim şehir Erzurum’da geçmişte var olup günümüze ulaşamayan cami, mescit, medrese ve kütüphaneleri uzun ve yorucu bir çaba sonucunda tespit ederek kısa ve öz bir şekilde anlatmaya çalıştık.
Kitabı okuyan dostlarımın, gösterdiğim samimi çabayı takdir edeceklerine ve eksiklerimi mazur göreceklerine inanıyorum.
Bu kitabı hazırlarken, diğer çalışmalarımızda olduğu gibi, yerel, ulusal ve uluslararası pek çok arşivde yıllar boyu süren titiz bir araştırma yaptık. Daha önce el değmemiş ve değerlendirilmemiş olan pek çok belgeye ulaştık.
Yaptığımız uzun soluklu incelemelerin ardından, önceki dönemlerde ve Osmanlılar zamanında toplam 109 cami ve mescidin varlığını tespit ettik.
Öte yandan, Erzurum'un geçmiş asırlarda bölgenin ilim ve kültür merkezi olduğunu net bir şekilde ortaya koyan verilere ulaştık. Tespit edebildiğimiz 61 medrese ve 17 vakıf kütüphanesini, bunun en önemli göstergeleri olarak anlattık. Doğu Karadeniz bölgesinden, diğer doğu vilayetlerinden ve hatta Erzurum'un da üzerinde bulunduğu tarihi İpekyolu güzergahından çok sayıda alimin Erzurum'un ilmi muhitinden istifade etmek ve bu medreselerde ders vermek üzere Erzurum'a geldiğini; bunun da şehrin kültür seviyesinin daha da yükselmesine zemin hazırladığını gördük.
Kitapta anlattığımız eserleri nitelik ve nicelik olarak mukayeseli bir şekilde ele aldığımızda, Erzurum'un ilim ve kültür hayatında bir taraftan süreklilik, diğer taraftan ciddi dalgalanmalar olduğunu tespit ettik. Mesela Saltuklular, Selçuklular ve İlhanlılar döneminde zirveye ulaşan ilim ve kültür seviyesinin bu son devletin yıkılışından Osmanlı hakimiyetine kadar geçen fetret yıllarında gerilediğini gördük. Osmanlılar zamanında, önceki parlak dönemlerin mirasının da katkısıyla tekrar canlanan ilmi muhitin, XIX. yüzyıldaki Rus işgalleri ve XX. yüzyılın başlarındaki I. Dünya Savaşı'nda büyük darbeler aldığını üzülerek tespit ettik. Bu ağır darbelerin çeşitli yansımalarını günümüzde dahi müşahede etmek mümkündür.

Kitabınızda bazı camilerin askeri amaçlı kullanıldığını görüyoruz. Bu neden kaynaklandı?
Murat Küçükuğurlu:
Erzurum bir serhat şehri. Hatta bazı zamanlar savaş bölgesi. Osmanlı döneminde askeri kışlaların az sayıda olduğunu, şehirde yeterli büyüklükte sağlam bina bulunmadığını görmek mümkün. Kışlaların, askeri depoların inşası daha çok Osmanlı’nın son döneminden itibaren başlamıştır. Kışla ve depoların yetersiz olması sebebiyle Osmanlı döneminden beri 4. Murat zamanından beri Çifte Minareli Medrese ve Ulucamii gibi bazı cami ve medreselerin askeri amaçlarla kullanıldığını, Cumhuriyet döneminde de bir zaman bu amaçlar için bazı camilerin kullanıldığını görmekteyiz. Bu durum özellikle II. Dünya Savaşı sırasında böyledir.
Hocam, bundan sonra hangi kitabı yazacaksınız?
Murat Küçükuğurlu:
Kısmet olursa çok kıymetli iki hocamla birlikte, Anadolu’nun ilk vilayet gazetesi olan ve Erzurum’da çıkan Envâr-ı Şarkıyye gazetesi hakkında kapsamlı bir çalışmamız var. Yakın bir zamanda baskıya vermeyi düşünüyoruz.
Kıymetli hocam, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz.
Kitabın kapağı
1937 yılında camilerin tapu kaydı yapılırken, Veyisefendi Camii’ne giden tapu görevlileri, cami imamı ve çocuklarla bu fotoğrafı çektirmişti.

Kitaptan ilginç notlar:
Erzurum’un en eski ve en büyük camisi hangisi?
Osmanlı dönemi cami ve mescitleri hangileriydi?
Askeriye’nin boşalttığı camilerde oluşan zararın karşılanması için Milli Savunma Bakanlığı’ndan talepte bulunan CHP Milletvekili kimdi?
Hamamdan cami yapılan caminin ilginç hikayesi…
Erzurum’daki 57 cami ve mescit nasıl yok oldu?
61 medreseye ne oldu? Bunlar hangileriydi.
Savaşlar ve depremler camileri nasıl etkiledi.
Namazların düzenli kılınması için Erzurum’a ferman gönderen padişah kimdi?
Askeri amaçlarla kullanılan cami ve mescitler hangisi?
Erzurum camilerinde devekuşu yumurtası niçin kullanılırdı?
Yanlış isimlendirilen cami ve mescitler hangileri?
Yakutiye ve Çifte Minareli Medrese nasıl tophane oldu?
Erzurum’da kaç kütüphane vardı? Bunlar nasıl ortadan kalktı?
Röportaj :İrfan TARAKÇIOĞLU
Ekim 2019’da “Sorularla Trabzon Tarihi”ni yazan Küçükuğurlu, Haziran 2020’de ise “Erzurum Camileri, Medreseleri ve Kütüphaneleri” isimli eserini yayınladı.
Biz de Küçükuğurlu hocayı makamında ziyaret ederek, yazmış olduğu son kitap hakkında konuştuk, biz sorduk o cevapladı.
Hocam, müsaadenizle aklıma gelen ilk soruyu sorayım. Bu kitap yazma azmi nereden geliyor?
Murat Küçükuğurlu:
Memleket sevdasından…
Şimdiye kadar kaç kitap yazdınız?
Murat Küçükuğurlu:
Son kitabımızla birlikte 24 kitap oldu. İnşallah bir ay sonra 25. kitabımızı yayınlamış olacağız.

Bu kadar kısa sürede bu kadar kitabı nasıl yazıyorsunuz?
Murat Küçükuğurlu:
Aslında bütün kitaplarımızın 20 yılı aşkın bir geçmişi var. 1998 yılında üniversite sınıf öğrencisi iken bitirme tezimi Erzurum Kalesi ve Tabyaları üzerine hazırladım. O günden beri Erzurum tarihine ilişkin arşiv malzemesi toplamaktayım ve Erzurum üzerine kafa yormaktayım. Bu birikim, zamanı gelince kitap olarak meyvesini veriyor.
Son kitabınız hakkında bilgi verir misiniz?
Murat Küçükuğurlu:
Bu çalışmada, bilinen ve yazılanlardan çok, bilinmeyenler üzerinde odaklandık. Kadim şehir Erzurum’da geçmişte var olup günümüze ulaşamayan cami, mescit, medrese ve kütüphaneleri uzun ve yorucu bir çaba sonucunda tespit ederek kısa ve öz bir şekilde anlatmaya çalıştık.
Kitabı okuyan dostlarımın, gösterdiğim samimi çabayı takdir edeceklerine ve eksiklerimi mazur göreceklerine inanıyorum.
Bu kitabı hazırlarken, diğer çalışmalarımızda olduğu gibi, yerel, ulusal ve uluslararası pek çok arşivde yıllar boyu süren titiz bir araştırma yaptık. Daha önce el değmemiş ve değerlendirilmemiş olan pek çok belgeye ulaştık.
Yaptığımız uzun soluklu incelemelerin ardından, önceki dönemlerde ve Osmanlılar zamanında toplam 109 cami ve mescidin varlığını tespit ettik.
Öte yandan, Erzurum'un geçmiş asırlarda bölgenin ilim ve kültür merkezi olduğunu net bir şekilde ortaya koyan verilere ulaştık. Tespit edebildiğimiz 61 medrese ve 17 vakıf kütüphanesini, bunun en önemli göstergeleri olarak anlattık. Doğu Karadeniz bölgesinden, diğer doğu vilayetlerinden ve hatta Erzurum'un da üzerinde bulunduğu tarihi İpekyolu güzergahından çok sayıda alimin Erzurum'un ilmi muhitinden istifade etmek ve bu medreselerde ders vermek üzere Erzurum'a geldiğini; bunun da şehrin kültür seviyesinin daha da yükselmesine zemin hazırladığını gördük.
Kitapta anlattığımız eserleri nitelik ve nicelik olarak mukayeseli bir şekilde ele aldığımızda, Erzurum'un ilim ve kültür hayatında bir taraftan süreklilik, diğer taraftan ciddi dalgalanmalar olduğunu tespit ettik. Mesela Saltuklular, Selçuklular ve İlhanlılar döneminde zirveye ulaşan ilim ve kültür seviyesinin bu son devletin yıkılışından Osmanlı hakimiyetine kadar geçen fetret yıllarında gerilediğini gördük. Osmanlılar zamanında, önceki parlak dönemlerin mirasının da katkısıyla tekrar canlanan ilmi muhitin, XIX. yüzyıldaki Rus işgalleri ve XX. yüzyılın başlarındaki I. Dünya Savaşı'nda büyük darbeler aldığını üzülerek tespit ettik. Bu ağır darbelerin çeşitli yansımalarını günümüzde dahi müşahede etmek mümkündür.

Kitabınızda bazı camilerin askeri amaçlı kullanıldığını görüyoruz. Bu neden kaynaklandı?
Murat Küçükuğurlu:
Erzurum bir serhat şehri. Hatta bazı zamanlar savaş bölgesi. Osmanlı döneminde askeri kışlaların az sayıda olduğunu, şehirde yeterli büyüklükte sağlam bina bulunmadığını görmek mümkün. Kışlaların, askeri depoların inşası daha çok Osmanlı’nın son döneminden itibaren başlamıştır. Kışla ve depoların yetersiz olması sebebiyle Osmanlı döneminden beri 4. Murat zamanından beri Çifte Minareli Medrese ve Ulucamii gibi bazı cami ve medreselerin askeri amaçlarla kullanıldığını, Cumhuriyet döneminde de bir zaman bu amaçlar için bazı camilerin kullanıldığını görmekteyiz. Bu durum özellikle II. Dünya Savaşı sırasında böyledir.
Hocam, bundan sonra hangi kitabı yazacaksınız?
Murat Küçükuğurlu:
Kısmet olursa çok kıymetli iki hocamla birlikte, Anadolu’nun ilk vilayet gazetesi olan ve Erzurum’da çıkan Envâr-ı Şarkıyye gazetesi hakkında kapsamlı bir çalışmamız var. Yakın bir zamanda baskıya vermeyi düşünüyoruz.
Kıymetli hocam, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz.
Kitabın kapağı
1937 yılında camilerin tapu kaydı yapılırken, Veyisefendi Camii’ne giden tapu görevlileri, cami imamı ve çocuklarla bu fotoğrafı çektirmişti.

Kitaptan ilginç notlar:
Erzurum’un en eski ve en büyük camisi hangisi?
Osmanlı dönemi cami ve mescitleri hangileriydi?
Askeriye’nin boşalttığı camilerde oluşan zararın karşılanması için Milli Savunma Bakanlığı’ndan talepte bulunan CHP Milletvekili kimdi?
Hamamdan cami yapılan caminin ilginç hikayesi…
Erzurum’daki 57 cami ve mescit nasıl yok oldu?
61 medreseye ne oldu? Bunlar hangileriydi.
Savaşlar ve depremler camileri nasıl etkiledi.
Namazların düzenli kılınması için Erzurum’a ferman gönderen padişah kimdi?
Askeri amaçlarla kullanılan cami ve mescitler hangisi?
Erzurum camilerinde devekuşu yumurtası niçin kullanılırdı?
Yanlış isimlendirilen cami ve mescitler hangileri?
Yakutiye ve Çifte Minareli Medrese nasıl tophane oldu?
Erzurum’da kaç kütüphane vardı? Bunlar nasıl ortadan kalktı?