
Anayasa Mutabakat Komisyonu 3’üncü toplantısında dağıldı, AK Parti ve CHP birbirlerini suçladı
HABER MERKEZİ
Anayasa Mutabakatı Komisyonu, Başkanlık sistemi nedeniyle tıkanan 2011 yılındaki Anayasa Uzlaşma Komisyonu’yla benzer kaderi yaşadı. Ancak bu kez masa daha 3. toplantısında dağıldı. AK Parti ve CHP komisyonun dağılmasında birbirlerini sert dille eleştirdi, suçladı.
Mutabakat Komisyonu çalışma esas ve usullerini görüşmek üzere 3’üncü kez TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında toplandı. Komisyonunun ‘görev alanına ilişkin maddenin görüşmesi sırasında CHP’li üyeler, “İlk 4 maddenin değiştirilmemesi, darbe hukukundan arındırılması ve parlamenter sistemin esas kılınması” koşullarının yer almasını istedi.
Bu konuda MHP’li HDP’li üyeler başkanlık sistemine karşı olduklarını, parlamenter sistemin güçlenmesinden yana olduklarını vurgularken, AK Partili üyeler ise “Biz hükümet sistemi olarak başkanlık sistemini önereceğiz. Bizim önereceğimiz sistemi baştan devre dışı bırakmak doğru olmayacaktır” diye itirazda bulundu.
CHP’liler “Bizim parti olarak tutumumuz net, bu konuda geri adım atmayız” dedi. CHP son olarak, “Eğer hükümet sisteminde anlaşamazsak yeni anayasa yapma ihtimalimiz bulunmamaktadır. O halde 24. dönemdeki çalışmalar ışığında uzlaşılan 60 madde ve kritik olduğunu düşündüğümüz yargının bağımsızlığı maddelerini görüşelim” önerisini gündeme getirdi.
Komisyon nihayete erdi
Toplantıda yaşanan gelişmelerin ardından TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “Anlaşılıyor ki bu komisyon nihayete ermiştir, çalışmalar sona ermiştir” dedi. Komisyon toplantısının ardından AK Parti, CHP, HDP ve MHP’li üyeler liderleriyle temas kurdular.
CHP tarafından sabote edilmiştir
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Anayasa komisyonunun dağılmasına ilişkin, "Bu Meclis'in yeni anayasa yapamayacağı, ancak anayasayı yenileyebileceği şeklindeki bir şey, Meclis'in kurucu irade vasfına saldırıdır. TBMM'nin isterse son günü olsun, istediği anda yeni irade yapma yetkisine hakkına sahiptir. Millet adına hareket etmektedir. Millet adına yürütülen bir süreç, yine bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Anayasa komisyonunun dağılmasına ilişkin parti merkezinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Daha komisyonun ilk toplantısında 2 şey gündeme getirildi: Bir tanesi CHP tarafından bu komisyonun adı Anayasa Uzlaşma Komisyonu olmasın. Onun yerine 'darbe hukukundan arınma komisyonu' olsun diye. Türkiye'nin rejim değişikliği ile bir derdi yok diye sürekli söyledik. Yani darbe hukukunun temizlenmesi konusunda zaten bir hazırlığımız var. Bununla ilgili bir çalışma yürüteceğiz. Darbe hukukunu buna öncelemeniz doğru olmaz. Bu Meclis'in yeni Anayasa yapamayacağı ancak anayasayı yenileyebileceği şeklindeki bir şey, Meclis'in kurucu irade vasfına saldırıdır. TBMM'nin isterse son günü olsun, istediği anda yeni irade yapma yetkisine hakkına sahiptir. Millet adına hareket etmektedir. Millet adına yürütülen bir süreç, yine bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir."
ADI SİYASİ PARTİ, MEŞRU BİR SİSTEMİ TARTIŞMAKTAN BİLE KAÇIYOR
Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik Yeni Anayasa Komisyonu'nun dağılmasına ilişkin, "Millet adına yürütülen bir süreç yine bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir. Gerekçeleri nedir biraz evvel diyorlar ki başkanlık sistemi tartışılamaz. Başkanlık sistemi tartışıldığı andan itibaren biz bu masada oturmayız. Düşünebiliyor musunuz adı siyasi parti, meşru bir sistemi tartışmaktan bile kaçıyor. Parlamenter sistem ne kadar meşruysa, başkanlık sistemi de o kadar meşrudur. Biz dedik ki gelin bunu tartışalım bunu da şöyle yürütelim; Acaba kimin önerisi daha çok kuvvetler ayrılığı sistemini güçlendirecek şekilde halkın önüne çıkacak? Kim bu ülkede daha çok özgürlükçü devlet toplum ilişkisini toplumun önüne koyacak diye... Buyurun tartışalım dedik. Bu tartışmanın sonunda acaba CHP'nin mi, Ak Parti'nin getireceği Başkanlık sistemi mi daha özgürlükçü olacak? Bu açık bir şekilde toplumun önüne konulacaktı. Tartışmaktan bile kaçan bir parti karşısındakini ikna etmeye gücü yetmeyen bir parti, çağdaş normlarda bir Anayasal sistemi savunmayan bir parti, şimdi 'Başkanlık sistemi, Anayasa komisyon masasına getirildiği için ben masadan kalkıyorum' diyor" dedi.
Ak Parti'nin milletin yüzde 50'sine yakının oyunu almış parti olduğu söyleyen Ömer Çelik konuşmasını şöyle tamamladı; "Bu siyasetin doğasına aykırı bir tutumdur. Ak Parti bugün milletin yüzde 50'sine yakının oyunu almış bir partidir. Meşru bir sistemi gündeme getirmektedir. Ben bunu tartıştırma demek, CHP'nin hala tek parti zihniyeti içerisinde son kararı kendisinin verdiğini zannetmesidir. Ak Parti'nin hangi teklifi getireceğine, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda neyin tartışılacağına kendileri karar vermek istiyorlar. Bununla bir kez daha milletin faydasına olacak bir tartışma CHP tarafından sabote edilmiştir. Ben masada olmayacağım hiçbir şeyi konuşturmayacağım demek usulde aranması gereken mutabakatı, esasa taşımak zaten otoriter bir tavırdır. Esasta mutabakat 6 aylık süre içerisinde aranacak. Onun için herkes maddelerin getirecek. Usulde arayacağım mutabakatın bugün esaslarının da bir arada olmasını istiyorum. O zaman kimseye tartışma alanı bırakmıyorsunuz ki. Sistemin ne olacağına, neyin nasıl yönetileceğine siz karar veriyorsunuz. Bu kötü siyasi bir alışkanlık."
Tezcan basın toplantısı düzenledi
Basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Komisyonu üyesi Bülent Tezcan, "Biz bu süreci Anayasa ile birlikte bir darbe hukukunda arınma süreci olarak algıladık ve Türkiye'yi temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bütün alt mevzuatı da eş zamanlı ele alacak bir Anayasa çalışması yapmamız gerektiğini ifade ettik. Kurucu ilkelerden taviz vermeyeceğimizi ifade ettik. Parlamenter demokrasi ekseninde hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı esas alan bir Anayasa çalışması yapılabileceğini söylemiştik. Komisyonun ilk toplantısından itibaren heyetteki arkadaşlarla beraber ısrarla bu tutumumuzu ifade ettik" dedi.
Dayatma Anayasa yapılmasının önünü kapatmıştır
Başkanlık sistemi dayatmasının yeni bir anayasa yapmanın önünü kapattığını söyleyen Tezcan şöyle devam etti: "Anayasa çalışmasına başlamadan önce ilk iki maddenin görüşülmesinde hem komisyonun adı hem de görevi, görev alanının ne olduğu tanımlanma sürecinde biz yola doğru çıkmak gerektiğini ifade ettik ve üç meselenin çözülmesi gerektiğini söyledik. Bunlardan birisi Parlamenter demokrasi ekseninde bir Anayasa çalışması yapılması gerektiği. Hükümet sisteminde anlaşmadan yola çıkılması halinde sorunları halının altına süpürmekten başka bir şey yapamayacağımızı ifade ettik. Çünkü 24. dönem Anayasa çalışmalarında 25 aylık çalışmanın sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Başkanlık rejimi dayatmasının orada bir yeni Anayasa yapmasının önünü kapatmıştı. Masanın dağılmasına neden olmuştu."
Komisyon çalışmalarının yan kol faaliyeti haline getirmek istedikleri ortaya çıktı diyen Tezcan, "Niyet haziran ayına kadar süreci oyalayıp, haziran ayına kadar komisyonu çalışıyor gibi gösterip, bu komisyonda bir şey yapamıyordu, 'Başkanlık rejimi' dedik, onlarda 'Parlamenter rejim' dedi diyerek, komisyon çalışmalarını AKP ve Cumhurbaşkanının yan kol faaliyeti haline getirmek istedikleri net olarak ortaya çıktı" diye konuştu.
Bülent Tezcan, Çalışma usulleri belirlenirken saptanması ve mutabakatın oluşması gerektiğini belirttiklerini, bu 3 temel meselede arzu ettikleri mutabakatı göremediklerini, bu 3 maddede mutabakat olmadığı için 24. dönemde anlaşılan 60 madde ve yargının bağımsızlığı sağlayacak hükümleri de dahil ederek çıkarmayı önerdiklerini söyledi.
HABER MERKEZİ
Anayasa Mutabakatı Komisyonu, Başkanlık sistemi nedeniyle tıkanan 2011 yılındaki Anayasa Uzlaşma Komisyonu’yla benzer kaderi yaşadı. Ancak bu kez masa daha 3. toplantısında dağıldı. AK Parti ve CHP komisyonun dağılmasında birbirlerini sert dille eleştirdi, suçladı.
Mutabakat Komisyonu çalışma esas ve usullerini görüşmek üzere 3’üncü kez TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında toplandı. Komisyonunun ‘görev alanına ilişkin maddenin görüşmesi sırasında CHP’li üyeler, “İlk 4 maddenin değiştirilmemesi, darbe hukukundan arındırılması ve parlamenter sistemin esas kılınması” koşullarının yer almasını istedi.
Bu konuda MHP’li HDP’li üyeler başkanlık sistemine karşı olduklarını, parlamenter sistemin güçlenmesinden yana olduklarını vurgularken, AK Partili üyeler ise “Biz hükümet sistemi olarak başkanlık sistemini önereceğiz. Bizim önereceğimiz sistemi baştan devre dışı bırakmak doğru olmayacaktır” diye itirazda bulundu.
CHP’liler “Bizim parti olarak tutumumuz net, bu konuda geri adım atmayız” dedi. CHP son olarak, “Eğer hükümet sisteminde anlaşamazsak yeni anayasa yapma ihtimalimiz bulunmamaktadır. O halde 24. dönemdeki çalışmalar ışığında uzlaşılan 60 madde ve kritik olduğunu düşündüğümüz yargının bağımsızlığı maddelerini görüşelim” önerisini gündeme getirdi.
Komisyon nihayete erdi
Toplantıda yaşanan gelişmelerin ardından TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “Anlaşılıyor ki bu komisyon nihayete ermiştir, çalışmalar sona ermiştir” dedi. Komisyon toplantısının ardından AK Parti, CHP, HDP ve MHP’li üyeler liderleriyle temas kurdular.
CHP tarafından sabote edilmiştir
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Anayasa komisyonunun dağılmasına ilişkin, "Bu Meclis'in yeni anayasa yapamayacağı, ancak anayasayı yenileyebileceği şeklindeki bir şey, Meclis'in kurucu irade vasfına saldırıdır. TBMM'nin isterse son günü olsun, istediği anda yeni irade yapma yetkisine hakkına sahiptir. Millet adına hareket etmektedir. Millet adına yürütülen bir süreç, yine bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Anayasa komisyonunun dağılmasına ilişkin parti merkezinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Daha komisyonun ilk toplantısında 2 şey gündeme getirildi: Bir tanesi CHP tarafından bu komisyonun adı Anayasa Uzlaşma Komisyonu olmasın. Onun yerine 'darbe hukukundan arınma komisyonu' olsun diye. Türkiye'nin rejim değişikliği ile bir derdi yok diye sürekli söyledik. Yani darbe hukukunun temizlenmesi konusunda zaten bir hazırlığımız var. Bununla ilgili bir çalışma yürüteceğiz. Darbe hukukunu buna öncelemeniz doğru olmaz. Bu Meclis'in yeni Anayasa yapamayacağı ancak anayasayı yenileyebileceği şeklindeki bir şey, Meclis'in kurucu irade vasfına saldırıdır. TBMM'nin isterse son günü olsun, istediği anda yeni irade yapma yetkisine hakkına sahiptir. Millet adına hareket etmektedir. Millet adına yürütülen bir süreç, yine bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir."
ADI SİYASİ PARTİ, MEŞRU BİR SİSTEMİ TARTIŞMAKTAN BİLE KAÇIYOR
Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik Yeni Anayasa Komisyonu'nun dağılmasına ilişkin, "Millet adına yürütülen bir süreç yine bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir. Gerekçeleri nedir biraz evvel diyorlar ki başkanlık sistemi tartışılamaz. Başkanlık sistemi tartışıldığı andan itibaren biz bu masada oturmayız. Düşünebiliyor musunuz adı siyasi parti, meşru bir sistemi tartışmaktan bile kaçıyor. Parlamenter sistem ne kadar meşruysa, başkanlık sistemi de o kadar meşrudur. Biz dedik ki gelin bunu tartışalım bunu da şöyle yürütelim; Acaba kimin önerisi daha çok kuvvetler ayrılığı sistemini güçlendirecek şekilde halkın önüne çıkacak? Kim bu ülkede daha çok özgürlükçü devlet toplum ilişkisini toplumun önüne koyacak diye... Buyurun tartışalım dedik. Bu tartışmanın sonunda acaba CHP'nin mi, Ak Parti'nin getireceği Başkanlık sistemi mi daha özgürlükçü olacak? Bu açık bir şekilde toplumun önüne konulacaktı. Tartışmaktan bile kaçan bir parti karşısındakini ikna etmeye gücü yetmeyen bir parti, çağdaş normlarda bir Anayasal sistemi savunmayan bir parti, şimdi 'Başkanlık sistemi, Anayasa komisyon masasına getirildiği için ben masadan kalkıyorum' diyor" dedi.
Ak Parti'nin milletin yüzde 50'sine yakının oyunu almış parti olduğu söyleyen Ömer Çelik konuşmasını şöyle tamamladı; "Bu siyasetin doğasına aykırı bir tutumdur. Ak Parti bugün milletin yüzde 50'sine yakının oyunu almış bir partidir. Meşru bir sistemi gündeme getirmektedir. Ben bunu tartıştırma demek, CHP'nin hala tek parti zihniyeti içerisinde son kararı kendisinin verdiğini zannetmesidir. Ak Parti'nin hangi teklifi getireceğine, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda neyin tartışılacağına kendileri karar vermek istiyorlar. Bununla bir kez daha milletin faydasına olacak bir tartışma CHP tarafından sabote edilmiştir. Ben masada olmayacağım hiçbir şeyi konuşturmayacağım demek usulde aranması gereken mutabakatı, esasa taşımak zaten otoriter bir tavırdır. Esasta mutabakat 6 aylık süre içerisinde aranacak. Onun için herkes maddelerin getirecek. Usulde arayacağım mutabakatın bugün esaslarının da bir arada olmasını istiyorum. O zaman kimseye tartışma alanı bırakmıyorsunuz ki. Sistemin ne olacağına, neyin nasıl yönetileceğine siz karar veriyorsunuz. Bu kötü siyasi bir alışkanlık."
Tezcan basın toplantısı düzenledi
Basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Komisyonu üyesi Bülent Tezcan, "Biz bu süreci Anayasa ile birlikte bir darbe hukukunda arınma süreci olarak algıladık ve Türkiye'yi temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bütün alt mevzuatı da eş zamanlı ele alacak bir Anayasa çalışması yapmamız gerektiğini ifade ettik. Kurucu ilkelerden taviz vermeyeceğimizi ifade ettik. Parlamenter demokrasi ekseninde hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı esas alan bir Anayasa çalışması yapılabileceğini söylemiştik. Komisyonun ilk toplantısından itibaren heyetteki arkadaşlarla beraber ısrarla bu tutumumuzu ifade ettik" dedi.
Dayatma Anayasa yapılmasının önünü kapatmıştır
Başkanlık sistemi dayatmasının yeni bir anayasa yapmanın önünü kapattığını söyleyen Tezcan şöyle devam etti: "Anayasa çalışmasına başlamadan önce ilk iki maddenin görüşülmesinde hem komisyonun adı hem de görevi, görev alanının ne olduğu tanımlanma sürecinde biz yola doğru çıkmak gerektiğini ifade ettik ve üç meselenin çözülmesi gerektiğini söyledik. Bunlardan birisi Parlamenter demokrasi ekseninde bir Anayasa çalışması yapılması gerektiği. Hükümet sisteminde anlaşmadan yola çıkılması halinde sorunları halının altına süpürmekten başka bir şey yapamayacağımızı ifade ettik. Çünkü 24. dönem Anayasa çalışmalarında 25 aylık çalışmanın sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Başkanlık rejimi dayatmasının orada bir yeni Anayasa yapmasının önünü kapatmıştı. Masanın dağılmasına neden olmuştu."
Komisyon çalışmalarının yan kol faaliyeti haline getirmek istedikleri ortaya çıktı diyen Tezcan, "Niyet haziran ayına kadar süreci oyalayıp, haziran ayına kadar komisyonu çalışıyor gibi gösterip, bu komisyonda bir şey yapamıyordu, 'Başkanlık rejimi' dedik, onlarda 'Parlamenter rejim' dedi diyerek, komisyon çalışmalarını AKP ve Cumhurbaşkanının yan kol faaliyeti haline getirmek istedikleri net olarak ortaya çıktı" diye konuştu.
Bülent Tezcan, Çalışma usulleri belirlenirken saptanması ve mutabakatın oluşması gerektiğini belirttiklerini, bu 3 temel meselede arzu ettikleri mutabakatı göremediklerini, bu 3 maddede mutabakat olmadığı için 24. dönemde anlaşılan 60 madde ve yargının bağımsızlığı sağlayacak hükümleri de dahil ederek çıkarmayı önerdiklerini söyledi.