
Kuran ve Sünnetle ıslah olmamış nefisin ruhu beş duyu yoluyla bedenle meşguldür; kişi bedenini sever; hevesi ilah; çabası duyguların tatmini; namaza ermek ise çok uzak bir hedef!
Islah olmuş ruh, bunun tuzak olduğunu anlar ve bedeni değil bedenin sahibini sever. Nefsi değil nefsin Rabbini memnun etmek ister ve kulluk mertebesinin zirvesinde, beş vakit namazla, Rabbinin huzurunda durur. Ruhun bundan üstün bir hâli düşünülemez.
Allah Teâlâ, her kuluna yakın; kulların her işini görür, işitir ve bilir. Nefs (ruh), Kuran ve Sünnet ışığında yönetilmeye başlandığında kişi, üzerindeki ilahi murakabeyi hisseder. Bu tatlı hisle nefsin ıslahına önem verir; nefs ıslahı ilerledikçe ruhta Rabbin hissedilmesi o nispette artar. Namaz iple çekilir. Rab kalpte hissedildikçe iman ziyadeleşir; öyle ki insan, nisan mayıs baharı kesilir. Bu bahara eren ruhun kulluğu çocukların bahar bahçelerindeki neşesine benzer.
Kuran ve Sünnet yolu, ruhu, ateizmin, laikliğin, pozitivizmin hiçliğinden (nefis edinimlerinin cümlesi boştur!) kurtarır; Kuran ve Sünnet yolu, ruhu, nefsin hiçliğinden alıp Halik tarafına, ebedi hayata yöneltir. Ruh zaten ebedi hayatın bir emri. Namaz kılan bu hayata mensup.
Kuran ve Sünnetle ıslah olan ruh, nefsin arzusunu değil, Allah’ın emrini dinler. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât ve sadaka vermek, Hacca gitmek, diğer emir ve yasaklara riayet ruhun severek yaptığı ibadetler. Bu hâl ruhun fıtraten istediği, Rabbin, ruhu yükseltmeye çalıştığı ortam.
Islah imkânından yoksun her bir ruh murakabesiz kaldığından salt nefistir.
Islah olmuş ruhun bütünlüğü ebedi hayatın kökenine (Allah’a) bağlanmak. Bu bağı tesis eden Kuran ve Sünnet. Aksi durumda ruh, gâh Yaratıcıyı anar gâh şeytan gibi, ben, ben, der. Azgın nefis, namaza engel olduğundan, ruh cehenneme sürüklenir.
İnsanî ruh, bedende, Kuran ve Sünnete uygun bir iç ve dış düzen kurduğunda, o ruh, evrensel ilahî birliğe katılır. Namaza başlarken Allahuekber nidasıyla bunu ilân eder.
Evrensel birlik, iyilik üzere hareket eden ilahî düzendir. Islah eğitimi alan ruhun, alması vermesi, sözü sohbeti, iyilik, lütuf ve bağışlama.
Kişi, farkındalığı korumak için, günde beş kez Rabbin huzuruna çıkar, Allahuekber diyerek namaza durur. Islahı nefs etmiş ruh, kendini Rabbin rızası için kullanır. Ruh, iyiliklerin, lütufların, bağışlamaların ulaştığı özneleri görmez, sadece Rabbi görür.
Allahuekber nidasını fezaya salmış, tahkiki imana ermiş ruh, Süreyya yıldızı...
Islah olmuş ruh, bunun tuzak olduğunu anlar ve bedeni değil bedenin sahibini sever. Nefsi değil nefsin Rabbini memnun etmek ister ve kulluk mertebesinin zirvesinde, beş vakit namazla, Rabbinin huzurunda durur. Ruhun bundan üstün bir hâli düşünülemez.
Allah Teâlâ, her kuluna yakın; kulların her işini görür, işitir ve bilir. Nefs (ruh), Kuran ve Sünnet ışığında yönetilmeye başlandığında kişi, üzerindeki ilahi murakabeyi hisseder. Bu tatlı hisle nefsin ıslahına önem verir; nefs ıslahı ilerledikçe ruhta Rabbin hissedilmesi o nispette artar. Namaz iple çekilir. Rab kalpte hissedildikçe iman ziyadeleşir; öyle ki insan, nisan mayıs baharı kesilir. Bu bahara eren ruhun kulluğu çocukların bahar bahçelerindeki neşesine benzer.
Kuran ve Sünnet yolu, ruhu, ateizmin, laikliğin, pozitivizmin hiçliğinden (nefis edinimlerinin cümlesi boştur!) kurtarır; Kuran ve Sünnet yolu, ruhu, nefsin hiçliğinden alıp Halik tarafına, ebedi hayata yöneltir. Ruh zaten ebedi hayatın bir emri. Namaz kılan bu hayata mensup.
Kuran ve Sünnetle ıslah olan ruh, nefsin arzusunu değil, Allah’ın emrini dinler. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât ve sadaka vermek, Hacca gitmek, diğer emir ve yasaklara riayet ruhun severek yaptığı ibadetler. Bu hâl ruhun fıtraten istediği, Rabbin, ruhu yükseltmeye çalıştığı ortam.
Islah imkânından yoksun her bir ruh murakabesiz kaldığından salt nefistir.
Islah olmuş ruhun bütünlüğü ebedi hayatın kökenine (Allah’a) bağlanmak. Bu bağı tesis eden Kuran ve Sünnet. Aksi durumda ruh, gâh Yaratıcıyı anar gâh şeytan gibi, ben, ben, der. Azgın nefis, namaza engel olduğundan, ruh cehenneme sürüklenir.
İnsanî ruh, bedende, Kuran ve Sünnete uygun bir iç ve dış düzen kurduğunda, o ruh, evrensel ilahî birliğe katılır. Namaza başlarken Allahuekber nidasıyla bunu ilân eder.
Evrensel birlik, iyilik üzere hareket eden ilahî düzendir. Islah eğitimi alan ruhun, alması vermesi, sözü sohbeti, iyilik, lütuf ve bağışlama.
Kişi, farkındalığı korumak için, günde beş kez Rabbin huzuruna çıkar, Allahuekber diyerek namaza durur. Islahı nefs etmiş ruh, kendini Rabbin rızası için kullanır. Ruh, iyiliklerin, lütufların, bağışlamaların ulaştığı özneleri görmez, sadece Rabbi görür.
Allahuekber nidasını fezaya salmış, tahkiki imana ermiş ruh, Süreyya yıldızı...