
Bir Davanın Ortaya Çıkması, Gelişmesi ya da Bozulmasına Etki Eden Faktörler - IV-
3- Vizyon ve Dava’nın Gelişmesine ya da Bozulmasına Etkisi:
a- Kelime Olarak Vizyon, görüş, ileri görüş, önsezi, gelecek, hayal demektir.
b- Kavram Olaraksa Vizyon, gelecekte ulaşılmak istenen hedef ve gayeler ya da geleceği öngörmektir. Vizyon, ‘gelecek resmi’, vizyoner olmak ta, ‘gelecekle ilgili net bir resme sahip olmak’ demektir. Vizyon, Davanın ortalama 10 yıl sonra hangi konumda olacağını, hangi konumda olmak istediğini veya geleceğe dair muhtemel gerçekçi hedeflerini açıklar. Davanın yönünü belirlemede de önemli bir etkendir. Vizyon, kendiliğinden gerçekleşmeyecek, ancak gerekli çabaların harcanması göze alınırsa, başarılabilecek bir ideali tanımlar. Vizyon, mevcut gerçekler ile gelecekte beklenen şartları birleştirerek, kurum için arzu edilen bir gelecek imajı ortaya çıkarmaktır.
Kısaca Vizyon: Temel değerlerin, inançların, ilkelerin ve gelecekle ilgili hedeflerin bir bildirgesidir. Önceliklerin, planların ve amaçların başıdır. Geleceğe doğru bir çekici güçtür. Bizi eşsiz yapan özelliklerin belirlenmesi ve ilan edilmesidir. Bağlılığın bildirisidir.
Davanın Vizyonu, gereği gibi hazırlanıp, dava bağlıları tarafından benimsenir, içselleş tirilir, paylaşılır ve doğru olarak uygulanırsa:
1- Dava bağlılarının yaptıkları işe anlam kazandırır,
2- Onların yenilik ve icatçı yönlerini ortaya çıkarır, geliştirir ve pratiğe döker.
3- Dava bağlılarının iş tatminlerini, davalarına ve yaptıkları işlerine bağlılıklarını (aidiyet duygularını) ve verimliliklerini artırır.
4- Fonksiyonel bir vizyon, olumlu bir kültürün oluşmasını da sağlar.
Aksi takdirde davanın amaçları, yöneticilerin kafasında kalır, uygulamaya aktarılamaz. Mensupları da, zoraki olarak çalışırlar veya çalışmazlar, mesai saatlerini doldurmanın ötesine geçemezler. Kalite, verimlilik ve arzu edilen ilerleme yakalanamaz. Böylece paylaşılmış bir vizyonun, olumlu etkilerinden, dava yoksun kalmış olur ve gelişemez. Halbuki, her davanın netleşmiş, anlaşılan, paylaşılan, fonksiyonel, yaygın ve dinamik bir vizyonu olmalıdır.
c- İslami Yürüyüş’ün Vizyonu,
İslami Yürüyüşün vizyonu konusu, çok önemli ve üzerinde çok titizlikle durulması gereken bir konudur. Başta mütefekkirler olmak üzere, bu alana yönelik çokça insanın kafa yorması ve vizyon konusunda yeni fikirler ortaya koyması elzemdir. Bu hususta bilhassa davanın öncüleri tarafından, geniş katılımlı çalışmalar yapılarak ya da yaptırılarak, vizyon geliştirme kuralları çerçevesinde sonuca ulaşılmalıdır.
d- Genel Değerlendirme,
Son dört yazımızda, ‘Bir Davanın Ortaya Çıkması, Gelişmesi ya da Bozulmasına Etki Eden Faktörler’i inceledik. Bunların asabiyet, kolektif hafıza, misyon ve vizyon olduğunu gördük. Özetle bu faktörlerden:
Asabiyet, bir davayı ortaya çıkaran, dava ruhunu oluşturan, insanları davaya ve birbirlerine bağlayan bağdır.
Kolektif hafıza, bir davanın ve davanın, içinde gelişip yetiştiği medeniyet ya da dünya görüşünün yaşayan, dinamik, hem davayı ve dava ruhunu besleyen, hem de dava insanlarını fikri ve zihni bakımdan besleyip, onların kimliklerini oluşturan tarihtir.
Misyon, davanın bugün ne olduğunu, neleri kapsadığını ve hangi kadrolarla, hangi işleri yapmak istediğini, ayrıca başkalarından farkının ne olduğunu anlatır. Davanın bugünüdür.
Vizyon ise, davanın yarınıdır, geleceğidir. Bugünden gelecek 10 yılın nasıl olması, nasıl ve ne yönde gelişmesini arzu ettiklerini gösteren bir belgedir. Davayı, hedefine doğru, önden çeken, çekici bir güçtür.
Söz konusu bu faktörlerin her biri hem dinamiktir, canlıdır, hem de duruma göre, olumlu ya da olumsuz olarak davayı ve birbirlerini sürekli etkilerler. Yani, başarılı ve sağlıklı bir dava süreci, bilimle, eğitimle ve çalışmayla elde edilebileceği gibi, ihmal edilince veya yanlış uygulamalarla İslami anlamda her türlü psikolojik, ahlaki ve sosyal sıkıntı ve olumsuzluklarla karşılaşılabilinir. Zira Dava sürecinde bunların dördü birden, olumlu olarak gelişirse, dava da hızlı bir şekilde vizyonu doğrultusunda gelişir ve misyonunu yerine getirmeğe başlar. Bunların birinde… ikisinde… üçünde olumsuzluklar ortaya çıktığı oranda, denizde seyreden altı delik gemi gibi, su almağa ve yavaş yavaş batmağa başlar.
Bilinmelidir ki, bir davanın herhangi bir düzeyinde rol almış bir insan, bu dört alandan birini, olumsuz etkileyecek bir söz, yazı ve davranışta bulunursa, bunlar sadece o insanı değil, davayı ve dava bağlılarını da olumsuz olarak etkileyecek demektir. Dolayısıyla bütün dava insanları, bu dört alanın daha iyiye ve güzele dönüşmesi için, her alanda çokça fedakârlıklarda bulunmalıdırlar.
UNUTMAMAK GEREKİR Kİ, DAVALAR, FEDAKÂR İNSANLARIN OMUZ-LARINDA ANCAK GELİŞİR YÜKSELİRLER.
NE MUTLU, İSLAM’A VE O’NUN HİZMETİNDE OLAN İSLAMİ YÜRÜYÜŞ’E FEDAKARANE SARILIP ÇALIŞANLARA..