
DAVA, KOLEKTİF HAFIZA, MİSYON VE VİZYON BAĞLAMINDA AK PARTİ'NİN YAPMASI GEREKENLER -IV-
Dün ve önceki yazımızda, Ak Parti'ye yönelik olarak, bazı temel konulardaki düşüncelerimizi sunacağımızı belirtmiştik. Bugün 'misyon' konusuyla devam ediyoruz.
3- MİSYON:
Kelime olarak Misyon, 'görev' ya da 'özel görev' anlamına gelmektedir. Bir şahıs veya kurula (heyete) verilen özel ve yüksek amaçlı görev de denir. Misyon, bir örgütün 'görevi'nin ya da 'onlara has görevin' ne olduğunu belirtir.
Kavram olaraksa Misyon, kurum ya da örgütün 'bugünü'dür, bugünkü görünümüdür. Bir davada kolektif hafıza, dünü; misyon da bugünü temsil eder.
Misyon, bir kurumun/örgütün varlık nedenini, ortaya çıkış amacını ve neyi yapmak için var olduğunu belirtir.
Misyon, örgütün dava açısından bugün hangi özel görevi üstlendiğini, hangi kadrolarla, hangi işleri yapmak istediğini anlatır.
Misyon, bir örgütün, bugün hangi konumda olduğunu, ne yaptığını, kimin için, kimlerle ve nasıl yaptığını gösterir. Diğer bir ifade ile misyon kurum ya da örgütün, nelere öncelik vererek, neleri gerçekleştirmeyi amaçlayarak oluşturulduğunu açıklar.
Misyon, örgütün, ilgili olduğu kesimler ile iletişim kurması bakımından da büyük bir önem arz etmektedir.
Misyon, örgüte bir diriliş, varoluş, gelişme ve yükselme bilinci kazandırır, bunu canlı ve diri tutar.
Misyon, örgütün strateji oluşturma sürecinin de önemli bir başlangıç noktasıdır. Çünkü misyonun böyle bir özelliği vardır; örgütün stratejileri hazırlanırken, mevcut misyon stratejilere yol gösterir.
Misyon fikir, ürün ve hizmet üretirken sürekli göz önünde tutacakları bir iddia ortaya koyar. Bu iddia, örgütü motive edecek ve gurur duyacakları anlamlı bir markaya dönüşür.
Misyon, örgütün, benzer ya da rakip örgütlerden farkının ne olacağı; hangi inanç ve temel değerlere sahip ve bağlı olacakları; iş ve çalışma felsefesinin ne olacağı gibi hususları da açıkça belirtilir.
Özetle misyon, bir örgüt için; üstlendiği görevleri, yaptığı işleri, bağlı olduğu değerleri, inançları, varoluş nedenlerini, kendilerini diğer örgütlerden ayıran özellikleri ve de izlemeleri gereken stratejileri gösteren bir yol haritasıdır.
Bu açıdan Ak Parti, kendi davasını ve kolektif hafızasını yeniden belirledikten sonra, 'misyonu'na yönelmeli ve onu da yeniden düzenlemelidir. 20 yıllık, hızlı değişim ve dönüşüm döneminin süjesi ve objesi olmuş aktif bir parti için bunları yenilemek, gerçekten çok gereklidir. Çünkü 20 yılda tam bir nesil değişmiş olmaktadır.
Dolayısıyla Türk siyasetinde Ak Parti, deneyimli bir parti olarak, bugün için ortaya çıkış amacını, varlık nedenini, neyi başarmak için var olduğunu, nelere öncelik vererek, neleri gerçekleştirmek istediğini, ne tür bir görev üstlendiğini;
Hangi inanç ve temel değerlere sahip ve bağlı olduğunu; hangi anlayış ve düşünce düzlemindeki kadrolarla neleri yapmak istediğini, iş ve çalışma felsefesinin ne olacağını; neyi, nerede ve nasıl üreteceğini,
20 yıllık Millet iktidarını da yaşamış bir parti olarak, Milletimizin ahlak felsefesine ve özellikle adalet, sadakat, doğruluk, ehliyet, liyakat, emanet, haram, helal, çalışkanlık, topluma hizmet, diğergamlık, yardımlaşma, sevgi, saygı ve paylaşma gibi ahlak ilkelerine ve bunların siyasi hayatla ilişkisine bakışını;
Ak Parti'nin, ülkemizde ve küreselleşen dünyada, siyaset yelpazesindeki partilerden ayrılan ve benzeşen yönlerinin ya da farkının ne olduğunu;
Ayrıca Ak Partinin Ülkemizin kültürüne, siyasetine ve siyaset kültürüne, Ülkemizin bilim, teknoloji, iletişim, imar ve inşa gibi alanlarına;
Gönül coğrafyamıza ve insanlığa ne veya neleri katacağını, yeniden ve kendi örgütü başta olmak üzere, bugünkü insanları ikna edecek şekilde belirlemeli ve bütün bunları yeniden deklare etmelidir.
Ak Parti bütün bunları yaparak en başta kendi örgütüne bir yeniden diriliş ve varoluş bilinci kazandırmış olacaktır. Ayrıca örgüt üyelerini daha çok çalışmaları hususunda teşvik edecek, yenilikler üretme konusunda onlara ilham verecektir. Öte yandan kardeşlik, davadaşlık ve yardımlaşma duygusu oluşturarak bir sinerji meydana getirecek ve davanın amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için yapılması gerekenleri onlarla paylaşacaktır. Bugünden geleceği öngörerek ona göre stratejiler ve planlar oluşturacak, bu planları gerçekleştirmek için, nasıl ve hangi çalışmaları yapması gerektiğini belirleyecektir. Bunlara ek olarak misyonun, günümüzün yoğun rekabet ortamında, Ak Parti'ye, rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacağı da açıktır.
Sonuç olarak Ak Parti, İslamcı yönetim bilimciler başta olmak üzere, alanın uzmanlarının da desteği ile 'misyon geliştirme yöntemine' uygun olarak, misyonunu geliştirip yenilemeli ve özellikle bunu örgüte kazandırıp, canlı ve dinamik olmasını sağlamalıdır.
Dün ve önceki yazımızda, Ak Parti'ye yönelik olarak, bazı temel konulardaki düşüncelerimizi sunacağımızı belirtmiştik. Bugün 'misyon' konusuyla devam ediyoruz.
3- MİSYON:
Kelime olarak Misyon, 'görev' ya da 'özel görev' anlamına gelmektedir. Bir şahıs veya kurula (heyete) verilen özel ve yüksek amaçlı görev de denir. Misyon, bir örgütün 'görevi'nin ya da 'onlara has görevin' ne olduğunu belirtir.
Kavram olaraksa Misyon, kurum ya da örgütün 'bugünü'dür, bugünkü görünümüdür. Bir davada kolektif hafıza, dünü; misyon da bugünü temsil eder.
Misyon, bir kurumun/örgütün varlık nedenini, ortaya çıkış amacını ve neyi yapmak için var olduğunu belirtir.
Misyon, örgütün dava açısından bugün hangi özel görevi üstlendiğini, hangi kadrolarla, hangi işleri yapmak istediğini anlatır.
Misyon, bir örgütün, bugün hangi konumda olduğunu, ne yaptığını, kimin için, kimlerle ve nasıl yaptığını gösterir. Diğer bir ifade ile misyon kurum ya da örgütün, nelere öncelik vererek, neleri gerçekleştirmeyi amaçlayarak oluşturulduğunu açıklar.
Misyon, örgütün, ilgili olduğu kesimler ile iletişim kurması bakımından da büyük bir önem arz etmektedir.
Misyon, örgüte bir diriliş, varoluş, gelişme ve yükselme bilinci kazandırır, bunu canlı ve diri tutar.
Misyon, örgütün strateji oluşturma sürecinin de önemli bir başlangıç noktasıdır. Çünkü misyonun böyle bir özelliği vardır; örgütün stratejileri hazırlanırken, mevcut misyon stratejilere yol gösterir.
Misyon fikir, ürün ve hizmet üretirken sürekli göz önünde tutacakları bir iddia ortaya koyar. Bu iddia, örgütü motive edecek ve gurur duyacakları anlamlı bir markaya dönüşür.
Misyon, örgütün, benzer ya da rakip örgütlerden farkının ne olacağı; hangi inanç ve temel değerlere sahip ve bağlı olacakları; iş ve çalışma felsefesinin ne olacağı gibi hususları da açıkça belirtilir.
Özetle misyon, bir örgüt için; üstlendiği görevleri, yaptığı işleri, bağlı olduğu değerleri, inançları, varoluş nedenlerini, kendilerini diğer örgütlerden ayıran özellikleri ve de izlemeleri gereken stratejileri gösteren bir yol haritasıdır.
Bu açıdan Ak Parti, kendi davasını ve kolektif hafızasını yeniden belirledikten sonra, 'misyonu'na yönelmeli ve onu da yeniden düzenlemelidir. 20 yıllık, hızlı değişim ve dönüşüm döneminin süjesi ve objesi olmuş aktif bir parti için bunları yenilemek, gerçekten çok gereklidir. Çünkü 20 yılda tam bir nesil değişmiş olmaktadır.
Dolayısıyla Türk siyasetinde Ak Parti, deneyimli bir parti olarak, bugün için ortaya çıkış amacını, varlık nedenini, neyi başarmak için var olduğunu, nelere öncelik vererek, neleri gerçekleştirmek istediğini, ne tür bir görev üstlendiğini;
Hangi inanç ve temel değerlere sahip ve bağlı olduğunu; hangi anlayış ve düşünce düzlemindeki kadrolarla neleri yapmak istediğini, iş ve çalışma felsefesinin ne olacağını; neyi, nerede ve nasıl üreteceğini,
20 yıllık Millet iktidarını da yaşamış bir parti olarak, Milletimizin ahlak felsefesine ve özellikle adalet, sadakat, doğruluk, ehliyet, liyakat, emanet, haram, helal, çalışkanlık, topluma hizmet, diğergamlık, yardımlaşma, sevgi, saygı ve paylaşma gibi ahlak ilkelerine ve bunların siyasi hayatla ilişkisine bakışını;
Ak Parti'nin, ülkemizde ve küreselleşen dünyada, siyaset yelpazesindeki partilerden ayrılan ve benzeşen yönlerinin ya da farkının ne olduğunu;
Ayrıca Ak Partinin Ülkemizin kültürüne, siyasetine ve siyaset kültürüne, Ülkemizin bilim, teknoloji, iletişim, imar ve inşa gibi alanlarına;
Gönül coğrafyamıza ve insanlığa ne veya neleri katacağını, yeniden ve kendi örgütü başta olmak üzere, bugünkü insanları ikna edecek şekilde belirlemeli ve bütün bunları yeniden deklare etmelidir.
Ak Parti bütün bunları yaparak en başta kendi örgütüne bir yeniden diriliş ve varoluş bilinci kazandırmış olacaktır. Ayrıca örgüt üyelerini daha çok çalışmaları hususunda teşvik edecek, yenilikler üretme konusunda onlara ilham verecektir. Öte yandan kardeşlik, davadaşlık ve yardımlaşma duygusu oluşturarak bir sinerji meydana getirecek ve davanın amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için yapılması gerekenleri onlarla paylaşacaktır. Bugünden geleceği öngörerek ona göre stratejiler ve planlar oluşturacak, bu planları gerçekleştirmek için, nasıl ve hangi çalışmaları yapması gerektiğini belirleyecektir. Bunlara ek olarak misyonun, günümüzün yoğun rekabet ortamında, Ak Parti'ye, rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacağı da açıktır.
Sonuç olarak Ak Parti, İslamcı yönetim bilimciler başta olmak üzere, alanın uzmanlarının da desteği ile 'misyon geliştirme yöntemine' uygun olarak, misyonunu geliştirip yenilemeli ve özellikle bunu örgüte kazandırıp, canlı ve dinamik olmasını sağlamalıdır.