
Hayatı boyunca insanlığa rehber olan Peygamber Efendimizin (asm) öğretmenliği ve terbiye ediciliği de müstesnadır. Onun terbiyesi ile meydana gelen o Asr-ı saadetin emsalsiz fertlerinden günümüze kadar gelen ümmetin fertleri, hep Efendimizin (asm) terbiyeciliğinin şahitlerindendir.
Tüm insanlığı, hakiki insanlığa ve insanî kemalâta yükselten veya yükseltme adına eşsiz bir din getiren Hz. Muhammed Efendimizdir. (asm)
O’nun (asm) terbiye sistemi sadece nefis eksenli bir terbiye sistemi değildi. O (asm) ümmetini nefis, akıl, kalp ve bütün hissiyatıyla ele almış; çocuklarını diri diri toprağa gömen o vahşi kavimden, en medeni bir toplum meydana getirmişti.
Bu durumu mümtaz sahabe Cafer İbn Ebî Talib'in, Necaşî karşısında söylediği sözler tam olarak özetlemektedir:
"Ey Melik, biz kan içer, leş yer, zina eder, hırsızlık yapar, adam öldürür ve yağmacılıkla iştigal ederdik... Kuvvetli olan, zayıfı ezer ve insanlık adına utandırıcı daha neler neler yapardık..."
Cafer İbn Ebî Talib böyle derken, Hz. Muhammed'den (asv) evvel insanlığın nasıl üst üste karanlıklar içinde bulunduğuna dikkati çekiyordu.
Saadet Asrından
Ebu Ümame (r.a.)’tan dedi ki:
Rasûlullah (sav.)’i şöyle buyururken dinledim:
“Kur’an okuyunuz. Çünkü o kıyamet gününde Kur’an okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir. İki çiçeği, (Bakara ve Âl-i İmran surelerini) de okuyunuz. Çünkü onlar kıyamet gününde sahiplerini (kendilerini okumaya devam edenleri) savunmak ve onlar adına delil getirmek üzere iki bulut (ya da: iki gölgelendirici) gibi yahut saf saf dizilmiş iki bölük kuş gibi geleceklerdir. Bakara suresini okuyunuz, onu almak bereket, onu terk etmek bir pişmanlıktır. Bâtılcılar onun üstesinden gelemezler.” (Muaviye b. Sellâm dedi ki: Bana ulaştığına göre bâtılcılardan kasıt, büyücülerdir.) [Müslim, I, 553]
***
Taberânî’nin kendi senediyle Hz. Ömer (r.a.)’tan rivayet ettiğine göre Peygamberimiz (sav.) şöyle buyurmuştur:
Amellerin en faziletlisi, mü’min bir kimsenin avretini örtecek bir elbise vererek yahut açken onu doyurarak ya da bir ihtiyacını karşılayarak sevinmesini sağlamaktır.
Tüm insanlığı, hakiki insanlığa ve insanî kemalâta yükselten veya yükseltme adına eşsiz bir din getiren Hz. Muhammed Efendimizdir. (asm)
O’nun (asm) terbiye sistemi sadece nefis eksenli bir terbiye sistemi değildi. O (asm) ümmetini nefis, akıl, kalp ve bütün hissiyatıyla ele almış; çocuklarını diri diri toprağa gömen o vahşi kavimden, en medeni bir toplum meydana getirmişti.
Bu durumu mümtaz sahabe Cafer İbn Ebî Talib'in, Necaşî karşısında söylediği sözler tam olarak özetlemektedir:
"Ey Melik, biz kan içer, leş yer, zina eder, hırsızlık yapar, adam öldürür ve yağmacılıkla iştigal ederdik... Kuvvetli olan, zayıfı ezer ve insanlık adına utandırıcı daha neler neler yapardık..."
Cafer İbn Ebî Talib böyle derken, Hz. Muhammed'den (asv) evvel insanlığın nasıl üst üste karanlıklar içinde bulunduğuna dikkati çekiyordu.
Saadet Asrından
Ebu Ümame (r.a.)’tan dedi ki:
Rasûlullah (sav.)’i şöyle buyururken dinledim:
“Kur’an okuyunuz. Çünkü o kıyamet gününde Kur’an okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir. İki çiçeği, (Bakara ve Âl-i İmran surelerini) de okuyunuz. Çünkü onlar kıyamet gününde sahiplerini (kendilerini okumaya devam edenleri) savunmak ve onlar adına delil getirmek üzere iki bulut (ya da: iki gölgelendirici) gibi yahut saf saf dizilmiş iki bölük kuş gibi geleceklerdir. Bakara suresini okuyunuz, onu almak bereket, onu terk etmek bir pişmanlıktır. Bâtılcılar onun üstesinden gelemezler.” (Muaviye b. Sellâm dedi ki: Bana ulaştığına göre bâtılcılardan kasıt, büyücülerdir.) [Müslim, I, 553]
***
Taberânî’nin kendi senediyle Hz. Ömer (r.a.)’tan rivayet ettiğine göre Peygamberimiz (sav.) şöyle buyurmuştur:
Amellerin en faziletlisi, mü’min bir kimsenin avretini örtecek bir elbise vererek yahut açken onu doyurarak ya da bir ihtiyacını karşılayarak sevinmesini sağlamaktır.