
Erzurumspor’u tarihinde ilk defa 1.lige çıkartan Sadi Tekelioğlu’nun teknik patronluğunu yaptığı kadro her daim ‘efsane’ diye anılır. 1997-1998 futbol sezonunda Erzurum’a bugünkü süper ligi hediye eden o efsane kadronun oyuncuları sadece elde edilen başarı, oynadıkları güzel futbol ile değil, giderlerken de kulübün kasasına para bırakan efsanelerdir aynı zamanda. Özellikle Coşkun Birdal ve Muzaffer Bilazer, Konyaspor ile Denizlispor’a transfer edilirken inanılmaz yüksek bir fiyatla gitmiş, kulübü de mali açından önemli ölçüde rahatlatmıştı. Coşkun Birdal , o günkü para ile 40 milyara (100 bin dolar) Konyaspor’a, Muzaffer Bilazer de 30 milyara (80 bin dolar) Denizlispor’a imza atmışlardı. O dönemden sonra elbette ki oluşturulan kadrolardan gidenler de oldu, kulübe para kazandırdılar ama o Coşkun ve Muzaffer’in yanında esameleri okunmadı, okunmaz. O açından bu iki oyuncu da o şampiyon kadronun ayrı efsaneleri olarak Erzurum futbol tarihinde adını altın harflerle yazdırdı, iz bıraktılar.
Başkanların yüzü gülmedi
Gerek iç ve gerekse dış transferin yoğun olduğu günümüzde Coşkun ve Muzaffer’in gerek kendi ceplerine giren ücret, gerekse kulübün kasasına giren meblağ, aslında yüksek fiyat talep eden günümüz oyuncularına da bir mesaj. İnanılmaz rakamların konuşulduğu günümüzde elbette Erzurumspor FK’da da bu durum başa bela. Son yıllarda başkanlık görevinde bulunan Saim Özakalın, Ali Demirhan, Dilaver Yılmaz, Mevlüt Doğan, Hüseyin Üneş, Ömer Düzgün ve şimdilerde de Ahmet Dal, oyuncu satışından dolayı yüzleri gülmeyen isimler. Görev süreleri içinde ekonomik anlamda hep büyük sıkıntılar yaşayan başkanlar, zaman zaman bir çok oyuncuya fazla ücret ödemekle suçlandılar ama bir türlü de kulüpten ayrılırken o oyunculardan ücret anlamında istedikleri o geri dönüşü alamadılar. Krize yolaçan, bir hayli tartışmalı hal alan 2019-2020 sezonunda Taylan Antalyalı’nın G.Saray’a transferi de Erzurumspor’a çok getirisi de olmayan bir transferdi.
--
Vedat Refayeli
Muzaffer Bilazer'in oyunculuk dönemini pek hatırlamıyorum ancak Coşkun Birdal'ı iyi hatırlıyorum aynı F.B. li Cemil gibi, topla ceza sahasına girdi mi, rakip defans oyuncuları ancak penaltı yaparak durdurabiliyorlardı