
İnsanların en merhametlisi Peygamberimiz (sav) yalnızca insanlara değil tüm yaratılanlara merhametle yaklaşırdı.
Altmış üç yıllık hayatının en büyük zaferine yol almaktadır. On bin kişilik bir ordunun başında baba ocağı, ana vatanı Mekke'nin kapısına dayanmak üzeredir. Artık bütün Arabistan hâkimiyetini tanımıştır.
Ordunun en önünde ilerlerken yolları üzerinde yeni doğum yapmış dişi bir köpekle yavrularını görür. Arkadaşlarından Suraka oğlu Cuayl'i çağırarak emir verir.
"Anneyle yavrularının önünde duracak ve ordunun tamamı geçinceye kadar onlara nöbetçilik edip, ezilmekten koruyacaksın."
Köpekle yavruları rahatsız edilmemiş fakat on bin kişilik Fetih ordusu istikametini değiştirmiştir.
Saadet Asrından
Ebu Hureyre (r.a.), Peygamber (s.a.v.)’in (kudsi hadisteki) şu sözünü rivayet eder:
“Allah azze ve celle buyurdu: ‘Kim Benim bir dostuma düşmanlık ederse, ona savaş ilan ederim. Kulum Bana, kendisine farz kılmış olduğum ibadetlerden daha sevimli bir şeyle yaklaşamaz. Nafile ibadetlerle de yaklaşmasını sürdürünce ona sevgi duyarım. Kulumu sevince de işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse veririm. Bana sığınırsa, onu korurum. Müminin canını almakta tereddüt ettiğim kadar yapacağım başka hiçbir işte tereddüt etmedim. Kulum ölümü sevmez. Ben de onun sevmediğini sevmem.’ ”[Buhârî, Tevâzu, 6502]