
Nesrin Demir- Ali Kaya
Yaklaşık 2 buçuk aydır şap hastalığı nedeniyle kapalı olan Erzurum hayvan pazarının açılması ile birlikte piyasada hareketlilik başladı. Kimi üreticiler satışlardan memnun olduklarını belirtirken, kimileri ise satış yapamadıklarını aksine zarar ettiklerini kaydetti. Karantina döneminde yaşanan ekonomik zorluklara dikkat çeken esnafın tek umudu ise bir an önce normale dönmek.
PUSULA da esnafın ve piyasanın nabzını tuttu. Pazarın yeniden açılmasıyla birlikte umutlanan üreticilerin bir kısmı satışlardan memnuniyetini dile getirerek, “Kapatılma süreci hepimiz için zordu, şimdi yeniden satış yapabiliyoruz. Bu bize moral oldu” dedi. Ancak bazı esnaflar ise pazarın açılmasına rağmen bekledikleri satışları yapamadıklarını söyleyerek, “Hayvanlarımızı getirdik ama müşteri bulmakta zorlanıyoruz. Maliyetler yüksek, alıcılar çekimser. Zararına satışlarda bizi zor duruma sokuyor” diye konuştu.
Yakutiye Ziraat Odası Başkanı İslam Yıldırım ise piyasanın son durumuna ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.
Önümüzdeki yıl buzağı sıkıntısı yaşanacak
Şap hastalığının verdiği zarara dikkati çeken Yıldırım, “Yaşadığımız şap hastalığında yüksek ateşten dolayı fazla hayvan ölümü olmadı ama gebe olan ineklerimiz düşük yaptı. Bu da önümüzdeki yıl buzağı eksikliğiyle piyasaya yansıyacak. Bu büyük bir sıkıntı. Şu anda damızlık hayvanlarımızın gebeliklerinde problem var. Bu da süt fiyatlarına yansıyacak. Süt bizden 15-20 lira arasında alınıyor. 1 kilogram yem ise 14 lira. Yani 2 kilogram yem 28 lira. 1 kilogram süt 15-16 lira civarında. Bu durumda biz zarardayız. Et için de durum aynı. Karkas et şu anda 480-500 lira bandında, bir çuval yem 700 lira civarında. Bu hesabı tutturamadığımızda biz zarardayız. O yüzden ya yem fiyatlarının düşürülmesi lazım ya da et ve süt fiyatlarının yem fiyatlarına oranlanması lazım. Süt arzında da problem yaşayacağız. Şu anda yurtdışından yaklaşık 500 bin büyükbaş hayvan ithal edilmiş. Burada şöyle bir önerim var; yurt dışından hayvan getiren firmalara dişi hayvan besleyip buzağı doğurtma zorunluluğu getirilmeli. Mesela 100 hayvan getiriyorsa en az 20’si dişi olmalı. Bu çok önemli. Çünkü biz ilerleyen yıllarda yurt dışına bağımlı kalmak istemiyorsak dişi hayvan üretimine ağırlık vermeliyiz” dedi.
Hayvan piyasasında son durum
Yıldırım şu şekilde konuştu; “Esnafımızın durumu biraz kritik. Çünkü üç aydır pazar kapalı. Büyük bir hastalıktan çıktık. Hayvanlarımız çok büyük bir hastalık atlattı. Neredeyse bütün Doğu illerini saran ve hayvanlarımızın tamamına yakınının yakalandığı bir şap hastalığından bahsediyoruz. Pazarların kapalı olması ve buna bağlı olarak ticaretin durması noktasına gelmesi sebebiyle büyük bir zorluklar yaşadık. Ama çok şükür şu anda atlatmış durumdayız. Geriye bakmaktansa önümüze bakıyoruz. Herkes burada ticaretine, alım satımına bakıyor. Şehir dışından müşterilerimiz gelmeye başladılar. Şu anda ticaret canlı”
Şaptan daha tehlikeli!
Şap hastalığının yanı sıra ciğer hastalığı olarak bilinen Pasteurella bakterisinin hayvan ölümlerinde önemli rol oynadığını kaydeden Yıldırım, “Şap hastalığı çok bulaşıcı, viral bir hastalık. Neredeyse büyükbaş hayvanlarımızın tamamı şap hastalığına yakalandı. Ama şap hastalığının şöyle bir özelliği var: Tedavisi düzgün bir şekilde yapıldığı zaman zayiat vermeden, hayvan ölümüne neden olmadan atlatılabiliyor. Burada ben parantez açacağım. Genelde hayvan ölümlerinin yaşandığı hastalık ciğer hastalığı (Pasteurella) dediğimiz hastalık. Bunun da birinci nedeni rakımı düşük şehirlerden, rakımı yüksek şehirlere hayvan sevkiyatından kaynaklanıyor” diye konuştu.
Düşük rakımdan gelen hayvanlara dikkat!
Yıldırım önerilerini paylaşarak, “Bizim bölgemiz mera hayvancılığının yoğun olarak yaşandığı bir bölge. Merada yetişen hayvanlarla, düşük rakımda ahırlarda büyüyen hayvanlar arasında çok fark var. Merada yetişen hayvanlar doğal gıdalardan beslendiği için daha dayanıklı oluyor. Ama düşük rakımdaki hayvanlar yüksek rakıma geldiği zaman ciğer problemi yaşıyor. Son 10 yıldır biz sürekli düşük rakımdan Diyarbakır, Şanlıurfa, Malatya, Elazığ, Aksaray gibi şehirlerden hayvan getiriyoruz. Oradan gelen hayvanlar burada direkt ciğer hastalığına yakalanıyor. Şap hastalığı da bunu tetikleyince hayvan ölümlerine neden oluyor.Burada yapılması gereken şey şu; düşük rakımdan yüksek rakıma gelen hayvanlarda ciğer aşısının yapılması ve kontrol edilmesi lazım. Eğer ülkemizde hayvan hastalıklarının önüne geçilmek isteniyorsa, nasıl ki bizim doğu illerinden batıya giderken şap aşısına dikkat ediliyorsa, düşük rakımdan bizim bölgemize gelen hayvanlarda da ciğer aşısına bakılması lazım. Bu aşı da programa dahil edilmeli. Benim kendi işletmemde ciğer hastalığından dolayı onlarca büyükbaş hayvanım telef oldu. Ekonomik zarara uğradık. Bu yüzden özellikle vurgulamak istiyorum, ciğer hastalığının önlenmesi için Tarım İlçe Müdürlükleri tarafından bu aşının programa dahil edilmesi lazım. Ülkemizdeki hayvan hastalıklarının neredeyse birinci nedeni budur” ifadelerine yer verdi.
Memnun olan da var olmayanda…
Küçükbaş hayvan satıcısı Metin Güler, “Hayvan pazarımız çok şükür açıldı. Şu anda hiçbir hastalık yok, arasan bir tane bile hastalıklı hayvan bulamazsın. Düne kadar satışlar çok güzeldi, büyükbaş çok satıldı, küçükbaş da satılıyor. Allah’a şükürler olsun, pazarımız tamamen yıkanmış ve ilaçlanmış durumda, yerde kireçler var, yani ortam tertemiz. Küçükbaş hayvanların fiyatı 6 bin ile 15 bin TL arasında değişiyor. Büyükbaşta ise tanesi 50 bin TL’den başlayıp 100 bin, hatta 150 bin TL’ye kadar çıkıyor. Şu anki durumdan çok memnunum, Allah razı olsun.” diye konuştu.
Büyükbaş hayvan satıcısı Muzaffer Karataş da, “Satışlar şu anda iyi, yavaş yavaş düzelmeye başladı. Şap hastalığını atlattık, Doğu Anadolu’da ciddi bir şap vardı, ama kısmen azaldı, bitti diyebiliriz, çok az kaldı. Satışlar da başladı, geçen seneye göre normal, iyi diyebiliriz. İnşallah bu şekilde devam eder. Ancak bu üç aylık zararı kapatmak çok zor, Allah yardım etsin. Çok fazla kayıp verdik, esnafımız büyük zarar gördü. Bu hayvanları yetiştirip bu yaşa getirene kadar büyük emek veriliyor; yaylası var, yemi var. Yemin çuvalı 850 bin liraya çıktı, samanın tonu 5 bin lira oldu. Allah yardım etsin, gerçekten çok zor. İnşallah düzelecek” ifadelerini kullandı.
Satıcı Muğdatİbişoğlu ise satış olmadığını söyleyerek, “Piyasalar iyi değil. Hayvanlar zaten üç aydır duruyor. Hep cepten yedik, borçlandık. Şu anda hiç kimse alıp satan yok, durgunluk var, mahvolduk. Bahar da hayvan alanlar şimdi hiç para kazanamıyor, aldıkları paraya satsalar bile ancak kendilerini kurtarırlar” şeklinde konuştu.
Nesrin DEMİR