
Hayatının her alanında Müslümanlara örnek olan Peygamberimiz, (sav)hiçbir kimseye iltimas ve ayrıcalık göstermemiş, insanlar arasında her kese eşit muamele etmiştir. Efendimizin uygulamaları sayesinde adalet kavramı tüm fertler için konumu ne olursa olsun aynıdır. Asrı Saadet döneminde yaşananlar günümüze örnek teşkil edecek niteliktedir.
Mekke yeni fethedilmiştir. Mahzumoğulları kabilesinin reisinin kızı hırsızlık yapar. Hırsızın adı Fatma'dır. Cezalandırılması için Hz. Muhammed (asv)'e getirilir. Fakat günün siyasi dengeleri Mahzumoğullarıyla aranın bozulmamasını gerektirir. Durumun nezaketini değerlendiren bazı arkadaşları araya, Hz. Muhammed (asv)'in kıramayacağını düşündükleri birini koyarlar. Bu, Hz. Muhammed (asv)'in evlatlığı Zeyd'in oğlu, genç Üsame'dir. Yani bir bakıma manevi torunu. Üsame:
"Ey Allah'ın Elçisi! Bu kadını babasının hatırı için affetseniz..." der.
Fakat Hz. Muhammed (asv)'in hayatının en kızgın anlarından biriyle karşılaşır. Cevap şiddetlidir:
“Bu istediğiniz şey sizden önceki toplulukların yok edilme sebebidir. Onların içinde de hatırlı ve güçlü biri bir suç işledi mi affedilir, halktan biri işledi mi cezalandırılırdı. Allah'a yemin ederim ki, bu suçu işleyen Mahzumoğullarının reisinin kızı Fatma değil de Allah'ın Elçisinin kızı Fatma olsaydı aynı cezayı verirdim.”
Emir verir. Hırsızın cezası uygulanır.
Saadet Asrından
Evs b. Evs es-Segafiy (r.a.) Resulullah’ı (s.a.) şöyle buyururken işittim dedi:
“Kim Cuma günü güzelce yıkanır/gusul alır, erkenden gelir, binmeyip yürürse, imama yakın oturup boş/abes şeylerle uğraşmazsa (hutbe vakti konuşmazsa), ona attığı her adımın karşılığı olarak bir senenin ibadeti/kıyamı ve oruç sevabı verilir.” [Ebu Davud (345); Tirmizî (496); Nesai (3/97); İbn Mace (1087)]
***
“İmam hutbe verirken kardeşine sus dersen boş/abes şeyle uğraşmış olursun.” [Buhârî (2/343); Müslim (851)]
***
“Kim (camideki) çakılları eliyle alırsa/oynarsa şüphesiz boş/abes şeylerle uğraşmıştır.” [Müslim (857)]