
HABER MERKEZİ
Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Ramazan İkliminde Müzakereler” adlı programın konuğu Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz oldu.
Teravih namazı sonrası Yakutiye Medresesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte Prof. Dr. Alyılmaz, “Eski Türklerde inanç sistemi”ni görsel sunum eşliğinde anlattı. Prof. Dr. Alyılmaz, konuşmasında, “Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleriyle bu medreselerin, bu güzel mekânların asıl fonksiyonuyla, işleviyle Erzurum kültür dünyasının hizmetinde olduğunu görmekten çok büyük bir mutluluk duyduk” dedi.
“Türkler Asya coğrafyasında yaşıyorlardı. Avrupa’ya kutlu sefer için geldiler” diyen Prof. Dr. Alyılmaz, şöyle devam etti: “Türkler Avrupa’ya geldiklerinde bir inançları vardı. Avrupa’dakilerin de bir inançları vardı. Çünkü yaradan birdi, dizayn eden birdi. İnsanoğlu bu dizayn edene bağlılığını bildirmek istedi. Muhteşem eserler ortaya koydu ama o inancın boşluğunu hiçbir şey dolduramadı. Biz Asya’dakiler bu bağlamda Türkler, O Yaratan’a bağlılığı, O’na şükrü, O’na yakarışı bir şekilde ifade etmeyi hedeflemişiz. Bunun içinde bu eserleri kayalara kazımışız. Kaya üstü tasvirler, ait oldukları dönemlerin iletişim aracı aynı zamanda da grafiksel dil öğeleridir.”
Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Ramazan İkliminde Müzakereler” adlı programın konuğu Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz oldu.
Teravih namazı sonrası Yakutiye Medresesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte Prof. Dr. Alyılmaz, “Eski Türklerde inanç sistemi”ni görsel sunum eşliğinde anlattı. Prof. Dr. Alyılmaz, konuşmasında, “Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleriyle bu medreselerin, bu güzel mekânların asıl fonksiyonuyla, işleviyle Erzurum kültür dünyasının hizmetinde olduğunu görmekten çok büyük bir mutluluk duyduk” dedi.
“Türkler Asya coğrafyasında yaşıyorlardı. Avrupa’ya kutlu sefer için geldiler” diyen Prof. Dr. Alyılmaz, şöyle devam etti: “Türkler Avrupa’ya geldiklerinde bir inançları vardı. Avrupa’dakilerin de bir inançları vardı. Çünkü yaradan birdi, dizayn eden birdi. İnsanoğlu bu dizayn edene bağlılığını bildirmek istedi. Muhteşem eserler ortaya koydu ama o inancın boşluğunu hiçbir şey dolduramadı. Biz Asya’dakiler bu bağlamda Türkler, O Yaratan’a bağlılığı, O’na şükrü, O’na yakarışı bir şekilde ifade etmeyi hedeflemişiz. Bunun içinde bu eserleri kayalara kazımışız. Kaya üstü tasvirler, ait oldukları dönemlerin iletişim aracı aynı zamanda da grafiksel dil öğeleridir.”