
Dün Kafkasya’da Ermenileri kullanan Ruslar, bugün Esed, YPG ve PYD -PKK’yla bölgedeki tarihi emellerine ulaşmaya çalışıyor. Tarihin tecelli ve tekrar ettiğini belirten Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, “Petro ile başlayan ve günümüze kadar devam eden Rus siyasetinde, emperyalist bir emel, işgalci bir devlet misyonunun sürdüğüne tanık olmaktayız” dedi.
Salih TEKİN
Atatürk Üniversitesi Türkiye Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Doğu Anadolu ve Kafkasya’da Ermenileri kullanan Ruslar, bugün Esed, YPG ve PYD -PKK’yla bölgedeki tarihi emellerine ulaşmaya çalıştığını bildirdi. Kürkçüoğlu, “Petro ile başlayan ve günümüze kadar devam eden Rus siyasetinde, emperyalist bir emel, işgalci bir devlet misyonunun sürdüğüne tanık olmaktayız” dedi.
Türkiye Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Suriye’de yaşanan krizi değerlendirdi. Rusya’nın izlediği politikayı “Tarih tecelli ve tekrar etmektedir” diye özetleyen Prof. Dr. Kürkçüoğlu, Şark Meselesi yani Müslüman Türk sorununun bugün Ruslar ve batılı devletler tarafından hayata geçirilmeye çalışıldığını bildirdi. Şark meselesinin ilk defa 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Erzurum’u işgal eden Ruslar tarafından gündeme getirildiği bilgisini veren Kürkçüoğlu, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda yapılan anlaşmayla Ruslar işgal edemedikleri Erzurum’u teslim almışlardır. 3’üncü işgal 16 Şubat 1916’da Çarlık Rus Orduları tarafından birinci dünya savaşı kapsamında işgal edilmiştir. Bu işgal Bolşevik ihtilaliyle Ruslar, Erzurum’u boşaltıp ülkelerine geri dönmüşlerdir. Ruslar 1. Dünya savaşında Erzurum’da kalmak amacıyla gelmişlerdir. Şöyle ki Kars’tan batıya doğru uzanan Rusların Dekovil atalarımızın ‘Darhat’ dedikleri demiryolu hattını inşa etmişlerdir. Bolşevik ihtilaliyle Ruslar çekilirken silah ve malzemelerini Taşnak, Hınçak adlı Ermeni çetelerine bırakmışlardır” dedi.
Ermeni Çetelerinin 1918 yılının Ocak, Şubat, Mart aylarında Rus silahlarıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir büyük Müslüman Türk katliamı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Kürkçüoğlu, “Ruslar 19 yüzyılın sonlarında Balkanlarda ve yine 19 yüzyılda Kafkasya’da, Doğu Anadolu’da yoğun bir Müslüman Türk katliamı gerçekleştirmişlerdir. 1944’te Kırım Müslümanlarını ve Ahıska Türklerine yönelik sürgün ve göç hadisesiyle binlerce Müslüman Sibirya’da katledilmiştir. Bu katliamlarda Müslüman Türk insanı sivil ahali savaşta uzak yakın ilgisi olmayan kadınlar, çocuklar ve yaşlılar katledilmiştir” diye konuştu.
Günümüzde tarihin yeniden tecelli ve tekrar ettiğini ifade eden Kürkçüoğlu, şunları kaydetti:
“Şöyle ki emperyalist emelleri doğrultusunda Petro’nun vasiyetinin yerine getirmek düşüncesiyle Putin’in liderliğinde Rusya federasyonu Suriye’ye yerleşmiştir. Suriye Hama, Humus, Türkmendağı ve Halep bölgesi Suriye Selçuklularının bize emanetidir. Bu coğrafya Müslüman Türk coğrafyasıdır. Dün Balkanlarda, Kafkasya’da işgalci ve katliamcı bir misyon üstlenen Çarlık ve Sovyet Rusya’sı, bugün Putin’le Suriye ve çevresinde savaşla uzak yakın alakası olmayan sivil ahaliyi katletmektedir. Bütün dünyanın gözü önünde bu katliam sahneleri maalesef her gün biraz daha artarak bölgede devam etmektedir. Özetle, Petro ile başlayan ve günümüze kadar devam eden Rus siyasetinde emperyalist bir emel, işgalci bir devlet misyonunu sürdürdüğüne tanık olmaktayız. Rusya sınırları zorla değiştirmek emelindedir. Ortadoğu’da kendi çıkar ve menfaatlerini esat aracılığıyla uygulamaya koymaktadır.”
Dün Ermenileri kullanan Rusların bugün Esed, PYD, YPG ve PKK’yı kullandığını vurgulayan Kürkçüoğlu, “Ruslar, Suriye’de tarihi emelleri olan sıcak denizlerine ulaşmaya çalışmaktadır. Şunu söylemek lazım ki, kin ve nefrete dayalı politikaları tarih mutlaka kaydedecektir. Temennimiz Rusya bu katliam emellerinden süratle vazgeçmesi ve Ortadoğu’ya barış ve huzurun gelmesidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti izlediği politikayla bu bölgede hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığı gibi başta Rusya olmak üzere bölgede çıkarı ve emelleri olan bütün emperyalist devletlerden de bölge barışına katkıda bulunmasını beklemektedir” diye konuştu.
Salih TEKİN
Atatürk Üniversitesi Türkiye Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Doğu Anadolu ve Kafkasya’da Ermenileri kullanan Ruslar, bugün Esed, YPG ve PYD -PKK’yla bölgedeki tarihi emellerine ulaşmaya çalıştığını bildirdi. Kürkçüoğlu, “Petro ile başlayan ve günümüze kadar devam eden Rus siyasetinde, emperyalist bir emel, işgalci bir devlet misyonunun sürdüğüne tanık olmaktayız” dedi.
Türkiye Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Suriye’de yaşanan krizi değerlendirdi. Rusya’nın izlediği politikayı “Tarih tecelli ve tekrar etmektedir” diye özetleyen Prof. Dr. Kürkçüoğlu, Şark Meselesi yani Müslüman Türk sorununun bugün Ruslar ve batılı devletler tarafından hayata geçirilmeye çalışıldığını bildirdi. Şark meselesinin ilk defa 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Erzurum’u işgal eden Ruslar tarafından gündeme getirildiği bilgisini veren Kürkçüoğlu, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda yapılan anlaşmayla Ruslar işgal edemedikleri Erzurum’u teslim almışlardır. 3’üncü işgal 16 Şubat 1916’da Çarlık Rus Orduları tarafından birinci dünya savaşı kapsamında işgal edilmiştir. Bu işgal Bolşevik ihtilaliyle Ruslar, Erzurum’u boşaltıp ülkelerine geri dönmüşlerdir. Ruslar 1. Dünya savaşında Erzurum’da kalmak amacıyla gelmişlerdir. Şöyle ki Kars’tan batıya doğru uzanan Rusların Dekovil atalarımızın ‘Darhat’ dedikleri demiryolu hattını inşa etmişlerdir. Bolşevik ihtilaliyle Ruslar çekilirken silah ve malzemelerini Taşnak, Hınçak adlı Ermeni çetelerine bırakmışlardır” dedi.
Ermeni Çetelerinin 1918 yılının Ocak, Şubat, Mart aylarında Rus silahlarıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir büyük Müslüman Türk katliamı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Kürkçüoğlu, “Ruslar 19 yüzyılın sonlarında Balkanlarda ve yine 19 yüzyılda Kafkasya’da, Doğu Anadolu’da yoğun bir Müslüman Türk katliamı gerçekleştirmişlerdir. 1944’te Kırım Müslümanlarını ve Ahıska Türklerine yönelik sürgün ve göç hadisesiyle binlerce Müslüman Sibirya’da katledilmiştir. Bu katliamlarda Müslüman Türk insanı sivil ahali savaşta uzak yakın ilgisi olmayan kadınlar, çocuklar ve yaşlılar katledilmiştir” diye konuştu.
Günümüzde tarihin yeniden tecelli ve tekrar ettiğini ifade eden Kürkçüoğlu, şunları kaydetti:
“Şöyle ki emperyalist emelleri doğrultusunda Petro’nun vasiyetinin yerine getirmek düşüncesiyle Putin’in liderliğinde Rusya federasyonu Suriye’ye yerleşmiştir. Suriye Hama, Humus, Türkmendağı ve Halep bölgesi Suriye Selçuklularının bize emanetidir. Bu coğrafya Müslüman Türk coğrafyasıdır. Dün Balkanlarda, Kafkasya’da işgalci ve katliamcı bir misyon üstlenen Çarlık ve Sovyet Rusya’sı, bugün Putin’le Suriye ve çevresinde savaşla uzak yakın alakası olmayan sivil ahaliyi katletmektedir. Bütün dünyanın gözü önünde bu katliam sahneleri maalesef her gün biraz daha artarak bölgede devam etmektedir. Özetle, Petro ile başlayan ve günümüze kadar devam eden Rus siyasetinde emperyalist bir emel, işgalci bir devlet misyonunu sürdürdüğüne tanık olmaktayız. Rusya sınırları zorla değiştirmek emelindedir. Ortadoğu’da kendi çıkar ve menfaatlerini esat aracılığıyla uygulamaya koymaktadır.”
Dün Ermenileri kullanan Rusların bugün Esed, PYD, YPG ve PKK’yı kullandığını vurgulayan Kürkçüoğlu, “Ruslar, Suriye’de tarihi emelleri olan sıcak denizlerine ulaşmaya çalışmaktadır. Şunu söylemek lazım ki, kin ve nefrete dayalı politikaları tarih mutlaka kaydedecektir. Temennimiz Rusya bu katliam emellerinden süratle vazgeçmesi ve Ortadoğu’ya barış ve huzurun gelmesidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti izlediği politikayla bu bölgede hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığı gibi başta Rusya olmak üzere bölgede çıkarı ve emelleri olan bütün emperyalist devletlerden de bölge barışına katkıda bulunmasını beklemektedir” diye konuştu.