
Başarı hikayeleri denince aklımıza en başarılı, en zeki, en zengin insanların hikayeleri geliyor. Ancak herkes kendi başarı hikayesini yazabilir. Hayallerinden vazgeçmediğin, zorluklar karşısında pes etmediğin, daha iyisini elde etmek için tutkunu yitirmediğin hikayen, en güzel başarı hikayesidir! Çatlıoğlu hep imrenerek izlediğim, sevdiğim, hikayesi olan firmalardan biridir. Hurdacılık ile başlayan muhteşem bir hikayeye sahip olan Çatlıoğlu, özellikle eski, metruk bina yıkım çalışmaları ile sadece Erzurum’da değil, hem de kısa sürede tüm Doğu coğrafyasında efsane haline geldiler. Yıkım işinde bir numara olan firmanın mottosu da en az yaptıkları işler kadar güzel ve de anlamlı: Umutları değil, binaları yıkıyoruz.. Üstelik tanımak istediğim, hikayelerini bizzatihi kendi ağızlarından dinlemeyi arzuladığım, nasıl birileri olduklarını öğrenmek istediğim firmalardan biriydi Çatlıoğlu. Adı Hasan Çatlıoğlu. Bu genç işinsanı, çok sayıda elemanı ve modern donanımlı araç ve teçhizatı olan Çatlıoğlu Dönüşüm AŞ’nin Yönetim Burulu Başkanı. 90’lı yıllarda Mahallebaşı’nda hurdacılık ile başlayan bu göz kamaştırıcı başarı hikayesinin mimarı olan Hasan Çatlıoğlu, tabiri caizse ‘Beş dakkada Beşiktaş’ usulü yıkımları ile bir çok insanın evine ekmek götürmesini sağlayan çalışmaları ile on numara işe imza atmış bir kere. Esasında yıkım yapıyorlar ama yapım var özlerinde. Bir yerde kentsel dönüşümün ‘gizemli kanka’sı da diyebiliriz onlara..

Özellikle New City, eski Kombina ve Aziziye Araştırma Hastanesi binalarının kısa süreli yıkımı ile adeta bir zafere imza atan Hasan Çatlıoğlu, en çok da bir cerrahın titizliği ile büyük risk de taşıyan o yıkımları gerçekleştirmiş olmasıyla sempati yumağı oluşturdu, dikkatleri çektiler. Hergeçen gün kendilerini yeniledikleri gibi mevcut halleri ile yetinmeyip, üstüne da kata kata geliyor olmaları da ayrıca çok kıymetli. Hurdalıktan adeta bir külçe altın çıkartmışlar! ‘’Pratik yapa yapa bugünlere geldik’’ diyor zaten Hasan Çatlıoğlu. 300’ün üzerinde çalışanı olan kurum, 100’e yakın da tereyağından kıl çeker gibi yıkım gerçekleştiren araca-edavata sahip. Zafer kelimesini bilerek konuşuyorum, çünkü onların gerçekleştirdiği zaferdir. Ve bilirim ki zorluklar ne kadar büyük olursa zafer de o denli büyüktür! Sadece Erzurum’da değil, tüm bölgede artık bu konuda tek tabanca haline gelen, Trabzon’da Avni Aker Stadını bile yıkan bu firma ile artık sadece partonu Hasan Çatlıoğlu değil, bence bir Erzurum da övünmeli, onur duymalıdır. Böylesine önemli bir firmayı doğurdukları için Çatlıoğlu’nu kutluyor, başarılarının daim olmasını diliyorum. Aynı zamanda ortağı İbrahim Kınık ile ‘’Çınaraltı’’ adı altında kafe ve düğün-kongre salonu olarak da hizmet sektöründe de varım diyen Hasan Çatlıoğlu, bir cerrah titizliğindeki yıkımları ile bana göre efsane oldu, Allah nazarlardan korusun.


Bu da bizim Çarli Çaplin!
İşin içinde usta, ustalar olunca yapılan da güzel oluyor tabi. Hele bu yapılan Erzurum’da bir ilk ise. Evet. Kamuoyunun Teyo Emi olarak bildiği tiyatro sanatçısı Cumhur Seval yaptı yapacağını, Çarli Çaplin tadında sessiz bir filme daha imza attı. Rıdvan Yavuz’un yönetmenliğini yaptığı, Emrah Çılgı’nın sanat danışmanlığını gerçekleştirdiği sessiz film, herşeyden önce eski sessiz filmlerin tadında olmuş. Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde kıt imkanlar ile gerçekleşen kısa film, Erzurum’un adı gibi ilk sessiz filmi özelliğiyle de tarihe geçti. Sanat Merkezi oyuncularının yer aldığı kısa filmde Cumhur Seval, özellikle oyunculuğu ile bir kere daha ‘Sen neymişsin be abi’’ dedirtti, alkışlarım ona ve ekip arkadaşlarına gelsin…


Bu başhekim sahadan geliyor!
Sevgili arkadaşlarım Boks Milli takımı antrenörleri Gürkan Sönmez ve Erol Çavuşoğlu ile yanyana görünce öğrendim 112 İl Ambülans Servisi Başhekimi Dr.Oğuzhan Aygün’ün eski bir boksör olduğunu. 10 yıl gibi uzun süre boks yapan Dr.Oğuzhan Aygün, artık boş kaldığı zamanlarda eldiven takıyor, ringe çıkıyor. 112’de Başhakemlik yapıyor olmasına rağmen antrenmanlarını bir şekilde devam ettiren Dr.Aygün, tıp eğitiminin dışında edindiği bütün tecrübe iş ahlakını spora borçlu olduğunu da söyleyecek kadar disipline sahip biri olarak karşımıza çıktı. Sporun insanın gelişmesinde çok önemli gücü ve tılsımı olduğuna vurgu yapan genç başhekim, ‘hocalarım’’ dediği Gürkan Sönmez ve Erol Çavuşoğlu’na karşı her zaman olduğu gibi bugün de saygılı. Uzun bir süre ambülanslarda sağlıkçı olarak çalıştığını söyleyen Dr.Aygün, sahadan geldi bu yeni görevine. Teknik, beşeri ve kavramsal becerilere sahip olan bir idareci olarak karşımızda ki sanırım bu da sahadan geliyor olmasından kaynaklı bir şey olsa gerek. Sporcu bu hekim yöneticiyi böylesine kutsal bir göreve getiren iradeyi tebrik ediyorum. Ambülans hizmetinin başındaki bu idareciye başarılar diliyorum.

Korona Starbucks’a vız gelmiş!
Dünyanın kahve devi Starbuck’un Erzurum’da tam da pandemi döneminde açılması hiç sorun olmamış. Öyle ki, böylesine sıkıntılı bir dönemde bile Erzurum’da ki Starbucks, Türkiye’de en iyi ciroyu yapan 5 kafeden biri olmuş. O açıdan en azından ‘Starbucks’a yazık oldu’’ diye dert ve de dedikodu edenler üzülmesin. Sürpriz, yüksek cironun sebebi de uygulamaya yeni sokulan Premium Self Servis modeli Starbucks on the go hizmetinin başlamasıymış. Bu model ile zaten kafeye gidip o hizmetten yararlanma imkanı yok, bir çok işyeride olduğu gibi burada da bizzat sipariş kapıya gidiyor. Starbucks’un en sevilen sıcak içeceklerinden olan Caffe Latte, Cappuccino, Caffe Mocha, Americano, Chai Tea Latte, Espresso ve Espresso Macchiato, isteyenin adresine paket servis edilebiliyor. Bunun yanında sokak yasakların olmadığı hafta içinde kafe önünde ayakta sıcak içeceklerden içme imkanı var. Ayakta müşteri sayısı da öyle tahmin ettiğiniz gibi az-buz değil, bayağı bir fazla. Benim de çok derdime değil, bütün bu anlattıklarım bizatihi MNG AVM’nin Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Dr.Aydoğan Süer’in ağzından çıkan şeyler.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Başarılı biri olmaya değil, değerli biri olmaya çalışın ( Einstein)
DUVARIN DİLİ : İçimize de atamıyoruz. Orası da doldu!

Özellikle New City, eski Kombina ve Aziziye Araştırma Hastanesi binalarının kısa süreli yıkımı ile adeta bir zafere imza atan Hasan Çatlıoğlu, en çok da bir cerrahın titizliği ile büyük risk de taşıyan o yıkımları gerçekleştirmiş olmasıyla sempati yumağı oluşturdu, dikkatleri çektiler. Hergeçen gün kendilerini yeniledikleri gibi mevcut halleri ile yetinmeyip, üstüne da kata kata geliyor olmaları da ayrıca çok kıymetli. Hurdalıktan adeta bir külçe altın çıkartmışlar! ‘’Pratik yapa yapa bugünlere geldik’’ diyor zaten Hasan Çatlıoğlu. 300’ün üzerinde çalışanı olan kurum, 100’e yakın da tereyağından kıl çeker gibi yıkım gerçekleştiren araca-edavata sahip. Zafer kelimesini bilerek konuşuyorum, çünkü onların gerçekleştirdiği zaferdir. Ve bilirim ki zorluklar ne kadar büyük olursa zafer de o denli büyüktür! Sadece Erzurum’da değil, tüm bölgede artık bu konuda tek tabanca haline gelen, Trabzon’da Avni Aker Stadını bile yıkan bu firma ile artık sadece partonu Hasan Çatlıoğlu değil, bence bir Erzurum da övünmeli, onur duymalıdır. Böylesine önemli bir firmayı doğurdukları için Çatlıoğlu’nu kutluyor, başarılarının daim olmasını diliyorum. Aynı zamanda ortağı İbrahim Kınık ile ‘’Çınaraltı’’ adı altında kafe ve düğün-kongre salonu olarak da hizmet sektöründe de varım diyen Hasan Çatlıoğlu, bir cerrah titizliğindeki yıkımları ile bana göre efsane oldu, Allah nazarlardan korusun.


Bu da bizim Çarli Çaplin!
İşin içinde usta, ustalar olunca yapılan da güzel oluyor tabi. Hele bu yapılan Erzurum’da bir ilk ise. Evet. Kamuoyunun Teyo Emi olarak bildiği tiyatro sanatçısı Cumhur Seval yaptı yapacağını, Çarli Çaplin tadında sessiz bir filme daha imza attı. Rıdvan Yavuz’un yönetmenliğini yaptığı, Emrah Çılgı’nın sanat danışmanlığını gerçekleştirdiği sessiz film, herşeyden önce eski sessiz filmlerin tadında olmuş. Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde kıt imkanlar ile gerçekleşen kısa film, Erzurum’un adı gibi ilk sessiz filmi özelliğiyle de tarihe geçti. Sanat Merkezi oyuncularının yer aldığı kısa filmde Cumhur Seval, özellikle oyunculuğu ile bir kere daha ‘Sen neymişsin be abi’’ dedirtti, alkışlarım ona ve ekip arkadaşlarına gelsin…


Bu başhekim sahadan geliyor!
Sevgili arkadaşlarım Boks Milli takımı antrenörleri Gürkan Sönmez ve Erol Çavuşoğlu ile yanyana görünce öğrendim 112 İl Ambülans Servisi Başhekimi Dr.Oğuzhan Aygün’ün eski bir boksör olduğunu. 10 yıl gibi uzun süre boks yapan Dr.Oğuzhan Aygün, artık boş kaldığı zamanlarda eldiven takıyor, ringe çıkıyor. 112’de Başhakemlik yapıyor olmasına rağmen antrenmanlarını bir şekilde devam ettiren Dr.Aygün, tıp eğitiminin dışında edindiği bütün tecrübe iş ahlakını spora borçlu olduğunu da söyleyecek kadar disipline sahip biri olarak karşımıza çıktı. Sporun insanın gelişmesinde çok önemli gücü ve tılsımı olduğuna vurgu yapan genç başhekim, ‘hocalarım’’ dediği Gürkan Sönmez ve Erol Çavuşoğlu’na karşı her zaman olduğu gibi bugün de saygılı. Uzun bir süre ambülanslarda sağlıkçı olarak çalıştığını söyleyen Dr.Aygün, sahadan geldi bu yeni görevine. Teknik, beşeri ve kavramsal becerilere sahip olan bir idareci olarak karşımızda ki sanırım bu da sahadan geliyor olmasından kaynaklı bir şey olsa gerek. Sporcu bu hekim yöneticiyi böylesine kutsal bir göreve getiren iradeyi tebrik ediyorum. Ambülans hizmetinin başındaki bu idareciye başarılar diliyorum.

Korona Starbucks’a vız gelmiş!
Dünyanın kahve devi Starbuck’un Erzurum’da tam da pandemi döneminde açılması hiç sorun olmamış. Öyle ki, böylesine sıkıntılı bir dönemde bile Erzurum’da ki Starbucks, Türkiye’de en iyi ciroyu yapan 5 kafeden biri olmuş. O açıdan en azından ‘Starbucks’a yazık oldu’’ diye dert ve de dedikodu edenler üzülmesin. Sürpriz, yüksek cironun sebebi de uygulamaya yeni sokulan Premium Self Servis modeli Starbucks on the go hizmetinin başlamasıymış. Bu model ile zaten kafeye gidip o hizmetten yararlanma imkanı yok, bir çok işyeride olduğu gibi burada da bizzat sipariş kapıya gidiyor. Starbucks’un en sevilen sıcak içeceklerinden olan Caffe Latte, Cappuccino, Caffe Mocha, Americano, Chai Tea Latte, Espresso ve Espresso Macchiato, isteyenin adresine paket servis edilebiliyor. Bunun yanında sokak yasakların olmadığı hafta içinde kafe önünde ayakta sıcak içeceklerden içme imkanı var. Ayakta müşteri sayısı da öyle tahmin ettiğiniz gibi az-buz değil, bayağı bir fazla. Benim de çok derdime değil, bütün bu anlattıklarım bizatihi MNG AVM’nin Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Dr.Aydoğan Süer’in ağzından çıkan şeyler.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Başarılı biri olmaya değil, değerli biri olmaya çalışın ( Einstein)
DUVARIN DİLİ : İçimize de atamıyoruz. Orası da doldu!