
Yıl 1918…
Anadolu’da durum şudur…
Mehmetçik, Kût’ül Âmare’de, Çanakkale’de dünyanın güçlü, donanımlı orduları karşısında zaferler kazanıp destanlar yazmış, Sarıkamış’ta facia yaşamış… Coğrafyadaki o cepheden bu cepheye koşan Mehmetçik, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyimiyle ‘bir gün evinde dinlenememiş ; yavuklusuyla, çocuklarıyla görüşememiş…’
İmzalanan Mondros Ateşkes Muâhedesi’nce (anlaşması-yeminleşmesi) Maraş, Gaziantep, Adana, İzmir ve başkent İstanbul başta olmak üzere ülkenin büyük kısmı işgâl edilmiş, Türk’e yalnızca Orta Anadolu’da küçük bir coğrafya lâyık görülmüş…
Boğazda saf saf dizilen, İşgâl Kuvvetlerinin gemilerinin topları saraya çevrilmiş…
Halk; yoksul, bıkkın, çileli, çaresiz ve dahası yarına umutsuz…
*
Yöneticilerin büyük bölümü ‘…Müstevlilerin siyasi emelleri ile şahsi menfaatlerini tevhit etmiş…’
Duyarlı askerler durumdan son derece rahatsız, geceler boyu gizli toplantılar yapıyor ve Memleketin kurtuluşu için çareler arıyorlar…
İşte bu gizli toplantıların en önemlisi Teşvikiye Caddesinde Erzurumlu Vali Tahsin Uzer’e ait konakta yapılır…
Toplantının müdavimleri arasında ‘ Milli Mücadele’yi başlatan üç kahraman; Mustafa Kemâl, Ali Fuat (Cebesoy) ve Kâzım Karabekir…’ vardır…
Sonra bu kahramanlara İstanbul’da çok önemli gizli görevler üstlenen Harbiyle Nazırı Fevzi Paşa (Çakmak) ve Mustafa Kemâl’in yakın arkadaşı Albay İsmet (İnönü) katılır…
Çare, inanmış komutanlarla milletin İstiklâl Mücadelesine başlamaktır. Bunun için Anadolu’ya gitmek gerektir… Ve bu amaçla önce Kazım Paşa’nın Tekirdağ’a çıkan tayini bir şekilde Erzurum’daki 15.Kolorduya yapılır ve Mustafa Kemal de çok geniş yetkilerle Ordu Umum Müfettişi olarak Anadolu’ya atanır… Bu atamaya İtilaf Kuvvetlerinden itiraz gelir ama nafile…
***
Ve takvimler Mayıs’ın 19’unu gösterdiği 1919 yılında, bir vapur yanaşır Samsun rıhtımına ve yolcularını indirir…
Anadolu misafirlerini coşku dolu halk ve resmi yetkililer karşılar…
Samsun; İngiliz kontrolündedir, sahilde Rum tekneleri devriyede, Karadeniz dağlarında ise Rum çeteler zulüm yapmaktalar…
Gözler Paşa’nın üzerindedir ve bu açıdan Paşa Samsun’da hiç güvende değildir…
Karşılayanlar arasında müfrezesinin başındaki genç bir Teğmen de vardır ve İngilizler’in kem gözlerinden oldukça rahatsızdır… Ama pek bir şey de yapamaz…
İngilizlerin tasallutunu onuruna yediremeyen bu genç Teğmen, askerlikten ayrılır ve çetesiyle Karadeniz dağlarında eşkıya mücadelesi yapar…
Sonrası mı ?..
Akıbeti bilinmiyor…
Bilinen Milli Mücadeledeki binlerce isimsiz kahramandan birisi olduğu…
Anadolu’da durum şudur…
Mehmetçik, Kût’ül Âmare’de, Çanakkale’de dünyanın güçlü, donanımlı orduları karşısında zaferler kazanıp destanlar yazmış, Sarıkamış’ta facia yaşamış… Coğrafyadaki o cepheden bu cepheye koşan Mehmetçik, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyimiyle ‘bir gün evinde dinlenememiş ; yavuklusuyla, çocuklarıyla görüşememiş…’
İmzalanan Mondros Ateşkes Muâhedesi’nce (anlaşması-yeminleşmesi) Maraş, Gaziantep, Adana, İzmir ve başkent İstanbul başta olmak üzere ülkenin büyük kısmı işgâl edilmiş, Türk’e yalnızca Orta Anadolu’da küçük bir coğrafya lâyık görülmüş…
Boğazda saf saf dizilen, İşgâl Kuvvetlerinin gemilerinin topları saraya çevrilmiş…
Halk; yoksul, bıkkın, çileli, çaresiz ve dahası yarına umutsuz…
*
Yöneticilerin büyük bölümü ‘…Müstevlilerin siyasi emelleri ile şahsi menfaatlerini tevhit etmiş…’
Duyarlı askerler durumdan son derece rahatsız, geceler boyu gizli toplantılar yapıyor ve Memleketin kurtuluşu için çareler arıyorlar…
İşte bu gizli toplantıların en önemlisi Teşvikiye Caddesinde Erzurumlu Vali Tahsin Uzer’e ait konakta yapılır…
Toplantının müdavimleri arasında ‘ Milli Mücadele’yi başlatan üç kahraman; Mustafa Kemâl, Ali Fuat (Cebesoy) ve Kâzım Karabekir…’ vardır…
Sonra bu kahramanlara İstanbul’da çok önemli gizli görevler üstlenen Harbiyle Nazırı Fevzi Paşa (Çakmak) ve Mustafa Kemâl’in yakın arkadaşı Albay İsmet (İnönü) katılır…
Çare, inanmış komutanlarla milletin İstiklâl Mücadelesine başlamaktır. Bunun için Anadolu’ya gitmek gerektir… Ve bu amaçla önce Kazım Paşa’nın Tekirdağ’a çıkan tayini bir şekilde Erzurum’daki 15.Kolorduya yapılır ve Mustafa Kemal de çok geniş yetkilerle Ordu Umum Müfettişi olarak Anadolu’ya atanır… Bu atamaya İtilaf Kuvvetlerinden itiraz gelir ama nafile…
***
Ve takvimler Mayıs’ın 19’unu gösterdiği 1919 yılında, bir vapur yanaşır Samsun rıhtımına ve yolcularını indirir…
Anadolu misafirlerini coşku dolu halk ve resmi yetkililer karşılar…
Samsun; İngiliz kontrolündedir, sahilde Rum tekneleri devriyede, Karadeniz dağlarında ise Rum çeteler zulüm yapmaktalar…
Gözler Paşa’nın üzerindedir ve bu açıdan Paşa Samsun’da hiç güvende değildir…
Karşılayanlar arasında müfrezesinin başındaki genç bir Teğmen de vardır ve İngilizler’in kem gözlerinden oldukça rahatsızdır… Ama pek bir şey de yapamaz…
İngilizlerin tasallutunu onuruna yediremeyen bu genç Teğmen, askerlikten ayrılır ve çetesiyle Karadeniz dağlarında eşkıya mücadelesi yapar…
Sonrası mı ?..
Akıbeti bilinmiyor…
Bilinen Milli Mücadeledeki binlerce isimsiz kahramandan birisi olduğu…