
Tevhid Furkan NEHRİ-PUSULA
En büyük gelir kaynaklarından biri hayvancılık olan Erzurum’da yaşanan şap salgını sektörü derinden etkiliyor. Özellikle 2023 yılında ağır bir varyantı olan şap virüsü hayvanlar arasında önemli ölçüde yayılım gösterdi. Erzurum Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri bölgedeki hayvanların aşılama ve tedbirlerini almak için hummalı bir çalışma içinde olsa da besicilik yapan köylüler yaşanan durumun içler acısı olduğunu vurguladı.
“Türkiye’nin önlemleri yetmez”
Atatürk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinden Prof. Dr. Mustafa Sinan Aktaş, şap hastalığı ile ilgili alınacak tüm tedbirlere harfiyen uyulması gerektiğini ancak bunun bilimsel olarak tek başına hastalıkla mücadelede mümkün olmadığını söyledi. Hastalığın kolay bulaşıcılığından bahseden Aktaş, komşu ülkelerle birlikte topyekun bir mücadele olunması gerektiğini ifade etti.
Yeni Şap varyantının Irak tarafından ülkemize girildiğinin tahmin edildiğini aktaran Prof. Dr. Aktaş; “Şap hastalığı yeni görülen bir hastalık değil. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu zaman kadar hayvancılık sektörü şap ile mücadele ediyor. Bu zaman zaman hafif geçerken zaman zaman ağır sonuçlar görülebiliyor. Şap hastalığının 7 alt tipi var ve bu alt tiplerinde alt tipleri var. Yani tek bir durumdan bahsetmemiz mümkün değil. 2023 yılında görülen Şap hastalığının Irak bölgesinden geldiği tahmin ediliyor. Şap bulaşı yüksek bir hastalık. Havanlara çok çabuk bulaşabiliyor. Kısa mesafede bir ahırdan başka bir ahıra giderken dahi, kıyafetinizden diğer hayvana bulaştırma ihtimaliniz var. Böylesi bulaşı yüksek bir hastalık için alınan tedbirler çok önemli. Ülkemizde sadece şap hastalığını araştıran bir enstitü dahi var. Yani bu problemle ülke olarak etkin ve doğru birçok çalışma yapılıyor. Ancak bu bizim için tek başına yeterli olmuyor” dedi.

Topyekün titizlik şart!
Şap hastalığının önüne geçmek, etkisini azaltmak için topyekûn bir titizlik gerektiğinin altını çizen Aktaş, “ Sadece kendi ülkenizin doğru politikaları bu durumun yayılmasına engel değil. Eğer sizin komşularınızda sizin aldığınız kadar önlem alınmazsa bu sorunlar artarak devam edebilir. Bunun için bilimsel olarak bu hastalıkla mücadelede etkin çalışmaların yanında komşu ülkelerle de mutlak bir çalışma olmalı. Aksi durumda ne kadar doğru teknikler uygularsanız uygulayın, size Irak’tan İran’dan Gürcistan’dan Suriye’den gelecek bir virüs tüm doğruları silip atabiliyor. Ülkemiz kanunları gereği şap hastalığı ihbarı mecburi hastalıklar kapsamında olup, hastalığının tespitinde devletin yetkili kurumlarının aşı başta olmak üzere aldığı tedbirlere harfiyen uymak nu hastalıkta mücadelede çok çok önemlidir” diye konuştu.

“Risk arttı, hayvancılık yapmak istenmiyor”
Durumdan endişe duyan besiciler, sektörün cazibesinin kalmadığı görüşünü savunuyor. Erzurum’da besicilik yapan Fetullah Köse, son yıllarda yaşanan şap hastalığının şimdiye kadar görülememiş bir boyutta olduğuna dikkat çekerek yaşanan maddi zararlardan dolayı hayvancılığın cazibesini olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
Köse; “Şap hastalığı daha çok hayvan ölümüne sebep oluyor öldürmese de hayvanlarda ciddi rahatsızlıklar meydana getiriyor. Biz yıllardır hayvancılık işi yapıyoruz. Bu yıl şaptan 3 hayvanım öldü. Diğer hayvanlarım da ani kilo kayıpları ve hastalığın tutması korkusuyla hemen kestirdik. Yani bir hayvanın kesim zamanı gelene kadar olan süreyi beklemek yerine erkenden kesmek ekonomik olarak da büyük zarar. Artık kimse hayvancılık yapmak istemiyor. Hastalığın ne derece de ortaya çıkacağı belli değil. Bir yerden 10 hayvan alsanız, 3’ü şaptan ölse, diğer 7 hayvandan kazanacağınız tüm kar bitmiş oluyor. Büyük risk. Umarım bir an önce son bulur” görüşlerini savundu.